hesabın var mı? giriş yap

  • bu boku yiyen birini bizzat tanıyan, kazandığı paralara şahit olan hatta laf arasında yatırımcı olarak bu işe girmesi teklif edilmiş biri olarak nedenini, nasılını anlatmaya çalışacağım.

    öncelikle, galericiler bu kadar sıfır arabayı nasıl alıyorlar?

    her otomobil bayisinin ay sonlarında ve yıl sonunda doldurması gereken kota mevcuttur. bu kotalar her zaman doldurulamaz. bu durumda devreye nakit para sahibi galericiler girer ve kotadaki eksikleri tek kalemde satın alırlar.

    bunu yaparken de bayileri birbirine kırdırırlar. şöyle ki;

    x marka y model bir araç düşünelim. piyasada sıfır satış fiyatı 500 bin tl olsun. bayi karının da 100 bin tl olduğunu düşünelim. a bayisinin kotasında 50 adet, b bayisinin elinde yine 50 adet bu araçtan eksik olduğunu düşünelim.

    para sahibi galericimiz (pek tabii bayi ile uzun süreli ilişkileri vardır, bayi çalışanlarına, müdürüne avantalar da verilir) a bayisine gider ve üst üste 50 araç için teklif alır. bu teklif tabii ki daha düşük kârlı olacaktır. a bayisi 50 araç için 22.5 milyon tl ister.

    galericimiz yine ilişkilerinin sağlam olduğu b bayisine gider ve 50 araç için teklif alır. bu teklif 22.5 milyon tl ve üstü ise diğer bayinin daha uyguna verdiğini söyler ve fiyatı kırar. bu, bu şekilde devam eder ve uyduruyorum 2 bayinin de 21 milyon tl'ye düştüğü seviyeye gelir ve galericimiz toplamda 100 adet aracı 42 milyon tl ödeyerek alır.

    bunların genelde para konusunda arka çıkan arkacıları olur. bu kişiler araba alım satın ile alakasız kişilerdir. otel sahibi olur, atadan dededen zengin olur, inşaatçı olur.

    bayi bu işte kotayı doldurduğu için kârlı çıkar. çalışanlar avantalarını alır. bayı kanalında herkes mutlu olur.

    bugün bu işlerin işleyişi için minik bir parantez açmak gerekir: piyasada sıfır araç yokken, bayiler bu kotayı kolayca doldurabilecekken neden halen galericilere satış yapar?

    bunun sebebi yarın öbür gün araç piyasası hız kestiğinde yine bu galerilere muhtaç kalacaklarını bilmek, çalışanların cebine giren avanta ve zahmetsiz stok eritme getirisidir.

    devam edelim...

    bu araçlar eskiden bu şekilde alındıktan hemen sonra sıfır satış fiyatının 15-20 bin tl altına listelenir ve ışık hızında tükenirdi. piyasada sıfır araç olmaması ve bu araçların onlardan kısmen daha ucuz olması ve yine garanti kapsamında olması tercih sebebi olur. galerici 475.000 tl ortalama ile sattı dersek bu araçları 5.5 milyon tl kâr eder. allah bereket versin der geçer. 1 ayda tüketeceği araçlardan %13-15 kâr sağlar. arka çıkan biri varsa parayı yarı yarıya kırışır yine de güzel para kaldırır.

    buraya bir parantez daha açıyoruz. son 1-2 yıldır bayiler müşterilerin ayaklanması, konunun sosyal medya ve haber kanallarında çok gündeme gelmesinden dolayı yeni bir kural getirmişlerdi bu uygulamaya. o kural şudur:

    bu yöntemle satılan araçlar galericiler tarafından 6 ay boyunca satılmayacaktır.

    bunun galericiye parasını daha uzun süre bağlı tutmasından başka zararı yoktur ancak bu da zarar değil kâr getirir. nasıl mı?

    şöyle; galerici satın aldığı 100 aracı satamayacağı için 6 ay boyunca kiraya veriri. genelde 6 aylık kontratlar ile bazen de aylık olarak kiraya verir. araçlar çalışır, para kazandırır.

    ülke ekonomisi bombok olduğu için bu araçlar kullanılırken değer kaybetmez, aksine değer kazanır. sıfır fiyatı ile beraber ikinci eli de yükselir. kontratı biten araçlar yine en az 475 bin tl'den satışa çıkar ve ikinci el haliyle bile bu paraya satılır.

    paranın bağlı kalmasının getirisi araçlardan gelen kira bedelidir. örnekleri ve sayıları çok yüzeysel verdim. 500 bin bandındaki bir aracın aylık kirası nedir, ne değildir hesaplama gereği görmüyorum. ancak işleyiş bu şekilde oluyor. o nedenle araç sayısı ve fiyatlarına pek takılmaya gerek yoktur.

    hızlıca araçları eritmek isteyen fiyatı daha da düşük tutar. daha çok kâr etmek isteyen parasının bağlı kalmasını umursamayanlar daha yüksek fiyat daha yüksek tutar. yine paranın bağlı kalmasını umursamayan bir başkası aracı kiraya vermez sıfır kilometre olarak bekletir.

    sonuçta kaybeden hep halk olur. bayiler kazanır, galeriler kazanır. müşteriler eskiden biraz daha uyguna sıfır araç alırken bugün kaybeder.

    bu sistemin bir ayağı da devlettir. onun bu olaya pek bir şikayeti olmaz. bayinin satamadığı araçlar üst üste galeri tarafından alınınca devlet normal düzeninde vergilerini toplar.

    bu araçlar satılana kadar motorlu taşıtlar vergisini işletir. kiraya verilirse kira bedelinden vergisini alır. araçlar tekrar el değiştirirken tekrar satış sırasındaki vergi ve harçlarını toplar. bu nedenle de devlet bu işe hiç karışmadan kazanan tek taraf olur.

    bu işlerin hiçbiri bence etik değildir ancak tamamen yasaldır. sonucunda da türkiye'deki gibi ucube bir ikinci el otomobil piyasası oluşur. sıfır araç bulunmaz, ikinci el araçlar sıfırından daha pahalıya satılır...

  • hangi ilçe olursa olsun huzurun, refahın, barışın ve insan kalitesinin anlaşılmasında en önemli rolü kediler oynar. kediler bir ilçede inaan gördüğünde korkmuyorsa o ilçenin insanları iyi insanlardır. o ilçe yaşanılabilir bir ilçedir. şayet insan gördüğünde bir kedi, kendini kaybedip mahalle değiştiriyorsa oradan uzak durmak gerekir. kendi yaşadığınız il ve ilçeyle bu durumu karşılaştırıp da kendi gözlerinizle görebilirsiniz sonucu.

  • arkadaş benim merak ettiğim youtube da bu videoyu nasıl arayıp buluyorsunuz. ne yazıyorsunuz da bu video çıkıyor.
    tanım: bulması güç video.

  • pluto, güneş sistemimizin en uzak ve gizemli köşelerinde yer alan, cüce gezegen statüsünde bir gök cismidir. 1930 yılında keşfedilen pluto, uzun yıllar boyunca dokuzuncu gezegen olarak kabul edilmiş olsa da, 2006 yılında uluslararası astronomi birliği tarafından cüce gezegen kategorisine alınmıştır. buz ve kayadan oluşan pluto, neptün'ün yörüngesinin ötesinde bulunan kuiper kuşağı'nda yer alır.

    pluto'nun keşfi ve statüsünün değişimi, gökbilimciler için önemli bir dönüm noktası olmuştur. bu olay, güneş sistemimizin bilinen sınırlarını genişletmiş ve "gezegen" tanımının yeniden değerlendirilmesine yol açmıştır.

    bu metinde, pluto'nun keşif tarihi, statüsünün değişimi, fiziksel özellikleri ve güneş sistemi için önemi hakkında detaylı bilgiler yer alacaktır.

    6 nisan 1929: x gezegeni arayışı başlıyor

    1902 yılında gökbilimci percival lowell kuyruklu yıldızların yörüngelerinin neptün gezegeninin ötesinde başka bir gezegenin varlığına işaret ettiğini saptamıştı. lowell, gizemli gezegeni bulmak için 1905 yılında arizona'daki gözlemevinde araştırma başlatmıştı. lowell 1916'da öldüğünde mirasının büyük çoğunluğunu bu gözlemevine bırakmıştı. fakat eşi constance mirasın kullanımına itiraz etmişti ve x gezegeni arayışı 1927'de mahkemenin lowell gözlemevi lehine karar vermesiyle yeniden başlayabildi. araştırma süreci için özel bir teleskop inşa edildi ve lowell gözlemevi'nin yeni çalışanlarından clyde tombaugh yeni canlandırılan araştırmaya yönelik olarak ilk fotoğraf levhalarını açığa çıkarmaya (fotoğrafla görünür hale getirmeye) başladı.

    18 şubat 1930: pluto keşfedildi

    tombaugh, lowell'ın x gezegeni'nin konumunu öngördüğü gökyüzü bölgesinin birçok fotoğrafını çekmişti. fotoğrafları yan yana özel bir cihazda karşılaştırdı. bu cihaz, blink comparator, iki fotoğraf levhasındaki görüntüleri üst üste bindiriyor ve bu iki levha arasında hızla geçişler yapıyordu. böylece yıldızlar yerlerinde sabit kalırken, gezegenler fotoğraf çekim süreleri arasındaki kısa süre içinde hareket etmiş olup, cihaz sayesinde bu hareket gözlemlenebiliyordu. tombaugh, bir yıldan kısa bir sürelik araştırma sonucunda 1930 yılının ocak ayı içinde çekilmiş iki fotoğraf levhasında pluto'yu keşfetti.

    14 mart 1930: pluto, adını aldı

    pluto'nun keşfi 13 mart 1930'da duyuruldu. haber hızla tüm dünyaya yayıldı. ertesi gün oxford üniversitesi'nde bulunan bodleian kütüphanesi'nin başkanı falconer madan, gazeteden bu haberi kahvaltıda kızı ethel burney ve ethel'in 11 yaşındaki kızı venetia (daha sonra venetia phair) ile paylaştı. mitolojisini iyi bilen venetia, yeraltı dünyasının roma tanrısı olan pluto'nun keşfedilen bu gezegene ad olarak verilmesini önerdi. madan bu adı çok beğendi ve arkadaşı gökbilimci herbert hall turner ile iletişime geçti. turner, lowell üniversitesi ile irtibat kurdu. minerva ve persephone gibi birçok isim önerilmiş olsa da, percival lowell'ın isminin ilk iki harfini içeren pluto adı, tombaugh ve diğer lowell gökbilimciler tarafından seçildi.

    22 haziran 1978: charon keşfedildi

    pluto, güneş sisteminin kenarında yalnız başına varlığını sürdürüyor gibi görünüyordu. fakat abd deniz kuvvetleri gözlemevi (u.s. naval observatory) gökbilimcileri james christy ve robert harrington, pluto'nun görüntülerinde bir çıkıntı farkettiler. pluto'nun önceden çekilmiş görüntülerine baktıklarında, bu çıkıntının 6.4 günlük periyotlar halinde pluto'nun etrafında hareket ettiğini gördüler. pluto'nun bir uydusu vardı! yaklaşık 1,208 km çapındaki charon, pluto'nun (2,370 km) yarısı büyüklüğünde. bu ikisi bazen "çift gezegen" olarak da tanımlanıyor.

    7 şubat 1979: pluto, neptün'ün yörüngesini kesiyor

    çoğu gezegenin yaklaşık dairesel yörüngesi vardır, ancak pluto'nun yörüngesi elips gibi daha gergin bir biçimdedir. pluto'nun yörüngesi diğer gezegenlerin yörüngelerinden daha yüksek bir eksantrikliğe (merkezden dışa doğru gerginliğe) sahiptir. bir daire, sıfır eksantrikliğe sahiptir, yani hiç gergin değildir. pluto ise 0.251'lik bir eksantrikliğe sahiptir ve bu, yörüngesinin neptün'ün yörüngesini kestiği anlamına gelir. bu keşif sonrasında neptün, 7 şubat 1979 ile 11 şubat 1999 tarihleri arasında güneş'ten daha uzak bir gezegen konumuna geçiş yaptı.

    15 mayıs 2005: nix ve hydra keşfedildi

    hubble uzay teleskopu'nu kullanan gökbilimciler pluto'nun bu iki uydusunu keşfettiler. nix ve hydra küçük ve uzun cisimler; her ikisi de yaklaşık 55 km uzunluğunda fakat hydra 34 km kalınlığı ile ikisi içinde daha tombul olanı. bu iki uydu, pluto ve charon'un sürekli değişen kütleçekim alanlarında yörüngede döndükleri için kaotik bir şekilde yalpalarlar. yörüngeleri sırasında dönme eksenlerinin yönü çok büyük değişikliklere uğrar. hubble ayrıca 2011'de kerberos ve 2012'de styx adlı diğer iki uydusunu bulmak için de kullanıldı.

    19 ocak 2006: new horizons fırlatıldı

    pluto-charon sistemini keşfetmek için nasa, küçük araştırma sondası new horizons'u tasarladı ve mevcut en büyük roketlerden birisi olan atlas v'e yerleştirip bu sondayı güneş sisteminin sonuna doğru saatte 58,000 km'den fazla bir hızla fırlattı. dünya'dan ayrılırken new horizons, şimdiye kadar yapılmış en hızlı uzay aracı olmuştu. bu sayede nasa sondaları tüm gezegenleri ziyaret etmiş olacaktı... fakat new horizons jüpiter'i bile geçemeden önce...

    24 ağustos 2006: pluto cüce gezegen statüsüne geçirildi

    pluto her zaman gezegenler arasında bir tuhaflık olarak görülmüştü. dünyevi gezegenler gibi küçük, kayalık ve güneş'e yakın değildi. gaz devleri gibi büyük bir gaz topu da değildi. on yıllarca biricik olarak kaldı ta ki 21. yüzyılın başlarında, pluto ve charon ile neredeyse aynı boyutlarda kütlelerin güneş sisteminin kenarında, kuiper kuşağında keşfedilmesine kadar. bunlardan birisi olan eris, pluto'dan bile daha büyüktü. acaba güneş sistemi daha pek çok gezegene mi yer vermeliydi? zaten bir "gezegen" nedir? gökbilimciler bu sorular üzerine tartıştılar ve bu tarihte uluslararası astronomi birliği, pluto, eris ve ceres'in (en büyük asteroid) ilk üç cüce gezegen olacağına dair oldukça tartışmalı bir karar aldı.

    14 temmuz 2015: new horizons pluto'nun yanından geçer

    dokuz buçuk yıllık yolculuğun ardından new horizons nihayet varış noktasına ulaştı. yaklaşırken pluto'nun üzerinde "balina" lakaplı koyu renkli bir ekvator bölgesi ve daha açık renkli, kalp şeklinde bir bölge gibi alışılmadık özellikler gördü. bu tarihte new horizons pluto'ya 12,500 km ve charon'a 28,800 km kadar yaklaştı. new horizons'ın sonraki aylarda dünya'ya yaptığı karşılaşma sırasında toplanan verileri göndermesi ve 2018 veya 2019'da karşılaşacağı üç olası kuiper kuşağı cisminden birine yönelmeye hazırlanması beklenmekteydi.

    23 mart 2178: keşiften bu yana bir plüton yılı tamamlandı

    pluto güneş'ten o kadar uzak ki bir yörüngesini tamamlamak için 248 dünya yılından biraz daha fazla süre geçiyor. kim bilir belki bu tarihte insanlar yerinde bir plüton yeni yılını kutluyor olabilirler.

    kaynak; linklenmiş sayfalardan derlenmiştir.

  • adam engizisyon mahkemelerinden beter. seyinin keyfine milleti aforoz ediyor yargiliyor hukum veriyor falan.
    sormazlar mi bu dinin zabitasi sen misin diye...

    haci senin dininden almayim zaten ben kalsin.

  • 1995 yılı boyunca başıma gelen ilginç olay.

    debe edit:

    nadir hastalıklara sahip çocuklarımız için çok büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.

    kampanyamız dün başladı. çığ gibi büyüyerek fakülte ve hastane yönetiminin politik nedenlerden dolayı aldığı karara geri adım attırmak istiyoruz.

    buradan imzalayabilirsiniz.

  • adolf hitler otomobilleri severdi —arabaların, trenlerin aksine özgün iradenin araçları olduğunu söylerdi— ama yalnız mercedes markasına bir bağlılığı vardı.

    bu saplantısı erken yaşlarda başlamıştı. hitler, 34 yaşında ilk mercedes'ine sahipti. kırmızı benz'ini 8 kasım 1923 gecesi münih'teki buergerbraukeller'e —daha sonra birahane darbesi olarak bilinecek— başarısız darbeyi gerçekleştirmek için sürüyordu.

    vatana ihanet suçlamasına rağmen, yumuşak başlı bir yargıç bu avusturyalıyı sadece beş yıla mahkum etti —ve bunun sadece sekiz ay 19 gününü yatacaktı—.

    landsberg hapishanesinde (geleneksel anlamda bir hapishane demek hayli güç) hitler, aşırı sağcı havadislerini gür kaşlı sekreter rudolf hess'e dikte ederken, pencereden dışarıdaki kırsala hayranlık duyuyor ve richard wagner'in hitler sevdalısı gelini winifred wagner'in gönderdiği cömert ikramları hüpletiyordu.

    hitler'in göze çarpan hapishane kompozisyonları arasında mein kampf'ın ilk cildi ve ayrıca münih'teki mercedes-benz satış temsilcisi jakob werlin'e yazdığı bir mektup vardır.

    13 eylül 1924 tarihli bu rica mektubunda hitler, yeni bir mercedes satın alma arzusundan bahseder:

    “şu anki ihtiyaçlarımı karşılayacak bir benz 11/40 veya daha güçlü bir motor ile 16/50.”
    karar vermekte zorlanıyormuş. 16/50'nin yüksek rpm değerlerinin daha fazla mekanik problem çıkarabileceğinden endişeleniyormuş. “her iki üç yılda bir yeni araba alamam” diye de eklemiş. tercih ettiği renk griymiş ve "telli jant" istiyormuş :)

    ayrıca werlin'den ayrıcalıklı muamele de istemiş. satın alma işlemi için muhtemelen bir kredi alması gerekeceğini, serbest bırakıldığında birçok mahkeme masrafı ile uğraşmak zorunda kalacağını ve bu masrafların tüylerini diken diken ettiğini yazmış.

    “şu anda zor durumda kalmama neden olan şey, çalışmalarım için yapılacak büyük ödemenin aralık ortasına kadar gerçekleşmeyecek olması. bu yüzden bir kredi veya avans istemeye mecbur kalıyorum.”

    mektupta hitler werlin'den, kendisine nasıl bir indirim yapabileceklerini merkeze sormasını istemiş. hatta özellikle bir 11/40'a göz koymuş: "her halükarda, geleceğim netlik kazanana kadar lütfen münih garajınızdaki gri arabayı benim için ayırınız" diye yazmış.

    hitler arabasını alır ve ödemesi, o sırada yeni filizlenmekte olan nasyonal sosyalist parti'nin düşük bütçesinden yapılır. ama görünen o ki kendisi için ayrılmasını istediği gri araba olmamıştır. onun yerine siyah ve yepyeni bir 16/50, 1924 noel'inden dört gün önce, landsberg hapishanesinin ön kapısına hitler'i almak için park eder. çok sayıda kişi şöförün de bizzat jakob werlin olduğunu söylemiş ama werlin ailesi bunu reddetmiş. hitler çıkarken telli jantlı yeni mercedes'iyle şimdi ananızı laciverte boyadım temalı fotoğrafını da çektirmeyi ihmal etmemiş. renklendirilmişi.
    şu fotoğrafı da sonradan gördüm. fotoğrafı çekildiği yerin günümüzdeki hali: görsel

    ilginç şekilde yukardaki fotoğraf da gelişigüzel çekilmemiş. fotoğrafı çeken heinrich hoffman hitler'in salıverilişini almanya'ya ve dünyaya görkemli bir şekilde duyurmak ister. zincirlerini koparmış bir hitler ve yepyeni bir mercedes... arkada görünen büyük tarihi kapının da hapishane ile ilgisi yoktur. aslında burası, hapishaneden bir kilometre ötedeki, eski landsberg şehrinin güney girişidir.

    o gün direksiyonda kim vardı bilinmez ama werlin ve hitler daha sonra çok yakın dost olacaklardır. sonraki yıllarda werlin, hitler'in berchtesgaden'deki dağ evi berghof'un müdavimlerinden olacak ve üst düzey nazi yetkililerine abartılı indirimlerle ama fazla göz önünde bulunmadan mercedes-benz otomobiller ayarlayacaktır. —werlin'in çocuklarının bugün bile hala almanya'da bir mercedes bayisi bulunmaktaymış.—

    hitler'in mercedes sevdasını esas derinleştirecek olan ise çok belirgin bir olaydır.

    13 mart 1930 perşembe günü öğleden sonrası, hitler, parti için bir miting alanı olarak kullanmayı planladığı nürnberg'in güneydoğusundaki luitpoldhain'den dönerken otomobili bir magirus kamyonu ile çarpışır.

    o sırada arka koltukta oturmakta olan otto wagener olayı şöyle anımsıyor: “kamyonun şasisi ve yayları mercedes'imize girmiş olmalı ve onu çaprazlama yaklaşık yirmi metrelik bir mesafe boyunca, sokağın köşesine kadar sürüklemiş ve ancak sol tekerleklerimiz kaldırıma değdiğinde durabilmişiz”.

    kamyon ivmesini kaybetmeseymiş, —daha sonra pek çok kişinin keşke diyeceği— almanya'nın gelecekteki şansölyesini ezip geçecekmiş.

    hitler bu olayda hayatı için şansa değil, mercedes-benz'e teşekkür eder.

    hitler daha sonra bu olayı şurekasına şöyle anlatacaktır: “diğer araba tamamen mahvoldu, benimkinde ise sadece tamponlar ve marşpiye hasar gördü. işte o an hayatımın geri kalanında sadece mercedes kullanmaya karar verdim.” onun şansına tam da savaş öncesinde mercedes, o zamana kadarki en iyi savaş öncesi otomobili üretmeye hazırlanıyordur.

    1938'de mercedes-benz, dünyanın en büyük, en lüks limuzininin üretimine başlar. o zaman için korkutucu bir güce —ve uğursuz bir güzelliğe— sahip bu makinenin adı "grosser 770k model 150 offener tourenwagen"dir. 230 beygir güç ile 4,5 tonluk ağırlığına rağmen saatte 190 km hıza ulaşabiliyordu ki o zaman için hayli yüksekti. 610 cm uzunluğunda ve 213 cm genişliğindeki bu canavar terazide neredeyse 5 tonu buluyordu. otomobil, 6 mm'lik zemin zırhı, 3 mm'lik sertleştirilmiş kapı zırhı ve 40 mm'lik kurşun geçirmez cam ile zırhlandırılmıştı. kaz tüyü dolgulu deri koltuklara sahipti ve luger tabancaları için gizli bölmelerle donatılmıştı. otomobil sanki naziler için özel üretiliyordu. hatta hitler'e tahsis edilmek üzere üretilenlerde aracın sağ tarafı, hitler ayağa kalktığında daha uzun görünsün diye 13 cm yükseltilmiş bir zemine sahipti.

    hitler mercedes'i o kadar seviyordu ki, 1939'da, nazi almanyası, sovyetler birliği ile saldırmazlık paktı imzaladığında, joseph stalin'e süper şarjlı bir mercedes roadster hediye etmişti. saldırmazlık paktı 1941'de almanya'nın sovyetler birliği'ni işgaliyle ortadan kalkınca, stalin arabayı artık görmek istemez ve generallerinden birine verir. araba savaştan sağ çıkar ve isveç'te bir adama satılır. o da ikinci dünya savaşı'ndan sonra bir amerikalıya satar. arabanın nihayetinde arizona'da ortaya çıktığı söyleniyor ama bu gerçekten o araba mı o da kesin değil.

    hitler 770k modelinden de kankalarına hediye etmeyi çok seviyormuş. rumen mareşal ion antonescu'ya, benito mussolini'ye, francisco franco'ya, finlandiyalı mareşal carl gustaf emil mannerheim 'a ve çekoslovakya'dan emil hacha'ya bu arabadan hediye etmiş.

    arşidük franz ferdinand'ın 1914'te saraybosna'da üstü açık bir arabada öldürülmesi, hitler'i geçit törenlerinde gösteriş yapmadığı sürece her zaman kapalı mercedes-benz sedan arabaları kullanma konusunda etkilemiş gibi görünüyor. bu önlem general reinhard heydrich'in 1942'de prag'da üstü açık bir arabada öldürülmesinden sonra kendini iyice gösterir ve olaydan sonra hitler 20 adet zırhlı mercedes-benz 540k sedan araba siparişi verir. aslında hitler o sırada ağır zırhlı limuzinlere zaten çoktan geçmiştir ve daha önce iki adet daha 770k modelin siparişini vermişti. almanya'daki maiyeti için toplam beş adet 770k'ya sahipti. bu 770k model otomobillerden çok azı savaştan sağlam kurtulabilmiş. bunlardan ikisi de amerika birleşik devletleri'ndeymiş.

    kaynaklar:
    https://militaryhistorynow.com/…ith-mercedes-limos/
    https://nationalinterest.org/…-mercedes-benz-164922
    https://www.seattletimes.com/…on-hitlers-jail-time/
    https://en.wikipedia.org/wiki/mercedes-benz_770
    https://www.theguardian.com/…er-mercedes-war-trophy

  • brezilya'da vuku bulmuş olaydır. 11 yaşındaki kızını taciz eden 23 yaşındaki tacizciyi döve döve öldüren bir baba.

    haber linki

    liveleak (+18)

    şimdi, linç kültürüne karşıyım fakat ben bu haberi okurken öldürülen için hiçbir şekilde rahatsızlık duymadım. sözlük ahalisi ne der bu duruma acep?

  • dramatik olan durum. terlik kullanan anneye 2-5 yıl arası ceza istemiyle dava açılabiliyorken, otobüste kadına tekme atıp yaralayan şahıs serbest bırakılıyor.