hesabın var mı? giriş yap

  • olaydan sadece 3 kisi kurtulmayi basarabilmistir. patlama öncesi üst güvertede oldugu tahmin edilen mürettebattan biri patlamayla birlikte 400 metre uzaga ucmus denizde petrol sayesinde olusan ates cemberinin disinda kaldigindan mucize eseri hayatta kalmistir. kopan üst güverte olay mahalliden 400 kiyidan 900 metre uzaga firlamis ve tesadüf eseri bulunmustur.

  • akp genel başkanı rte'nin (ak) gençlerle yaptığı iftar tiyatrosunda, bir soru üzerine 26. dakikada "... ve derdimiz şudur; bu ülkede inancından etnik yapısından, bölgesel, dinsel ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir türkiye..." diyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=1574)

    aynı rte, 10 dakika sonra başka bir soru üzerine istanbul halkının çoğunluğunun oylarını alarak ibb başkanı seçilen ekrem imamoğlu için; "...haa bir şey yaptılar, ne yaptıklarını söyleyeyim, hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. bu da fetö terör örgütünün uygulamalarından. beyefendi de (ekrem imamoğlu) bu uygulamayı samanyolu'nda çalıştığı için oradan biliyor." diyerek devam ediyor. (https://youtu.be/uuvk9zhmpqu?t=2198)

    ülkenin cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir zaat halkın çoğunluğunun oylarını alarak seçilen bir kişinin, belediye'deki usülsüzlüklerin ortaya çıkarılması için aldığı bir kararı fetö eylemi olarak nitelendiriyor. durmuyor, ve bu kişinin eskiden fetö çalışanı olduğunu ve bu eylemi fetö kurumlarında öğrendiğini söylüyor. ve işin trajik boyutu bu iftiraları ramazan ayında bir iftar organizasyonunda sarfediyor. akp genel başkanı, hassasiyet göstermiş ve en azından iftirayı iftar sonrasında atarak orucunu sıkıntıya sokmamış (!). siyasi menfaat uğruna, 3-5 oy için bu kadar düşmeye değer mi?

  • on tane tarikatçı otobüsle gidiyorlarmış...
    yolda otobüs devrilmiş...
    tarikatçılar tümden mevta...
    cennetin kapısına kadar gelmişler...
    görevli melek bunlara bakmış;
    " - aranızda çocuklarla evliliği onaylayan,
    - çocuk tacizcisi olan,
    - çocuklara tecavüz eden var ise beni hiç oyalamayın doğruca cehenneme gidin. yolu
    şu taraf" demiş...
    tarikatçıların dokuzu geri dönmüş ve cehenneme doğru yönelmişler.
    görevli melek birkaç saniye sonra arkalarından bağırmış.
    "laaan!.. bu sağır pezevengi de alın buradan."

    debe editi: arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. - mustafa kemal atatürk (kastamonu'da ikinci konuşma)

    edit: bu fıkra mükerrerdir...

  • dünkü videosunda ve bugünkü yaptığı yayınla bölgedeki yerlere acil müdahale için yardım istemektedir.

    bazı ünlülerin bana dokunmayan yılan bin yaşasın tavrında olduğu şu günlerde elinden geleni fazlasıyla yapmaktadır.

    var ol şahan gökbakar.

  • buna göre papa'nın ülkesi de vardır. umarım diyanet işleri başkanı'na ülke hediye etmez sayın cumhurbaşkanı.

  • "yetenek nedir" sorusunun cevabını bize uygulamalı olarak gösteren video. önce japon, bize tatlı bi melodiye sahip söz konusu şarkıyı düz bir biçimde çalıyor. aslına bakılırsa notalar temiz duyuluyor ve şarkının genelinde hata yok; hatta fazıl say'ın yorumunu izlemeden kapatan, piyanoyla çok ilgilenmemiş birinin hoşuna bile gidebilir japon'un çalışı.

    ama sonra fazıl say devreye giriyor. şarkıya bi oktav ince giriyor ve şarkı japon'un çaldığından çok daha hüzünlü bir hal alıyor. sonra sonsuz bi konsantrasyonla tuşeyi, metronomu hislerini katarak ayarlıyor, sonra bunu virtüözlüğüyle birleştiriyor. dinleyici tamamen hüzün ve coşkuyla şarkının içinde buluyor kendini, 20 dakika daha devam etse kimsenin itiraz edeceğini sanmam.

    ayrıca fazıl say'ın gösteri sonundaki o sevimli utangaç gülümsemesi kalbime sıcak bi çorba gibi yayıldı. en az piyanoyla yarattığı harikalar kadar güzel, mütevazı bi mimik o.

    "vay be sanat ne büyülü şey, insanlık ne güzel" falan diye düşünüp ağzım açık bir halde 18 kere izledim bu video'yu.

    (bkz: hayata dair gülümseten detaylar)

  • amerikan bürokrasisinin kanayan yarası. müdürden falan kesinlikle korkmaz. müdür korkusu da olmadığı için son derece rahat tavırları vardır. sevimli ve bir o kadar da tehlikelidir. çalıştığı kurumun en açık sözlü personeli odur. bir ditroyit motorlu taşıtlar dairesi olsun, bir mesaçüset vergi dairesi olsun çalıştığı yerin neşesidir. kuyrukta bekleyen biri gelip "bakın bayan benim gerçekten çok acelem var" dediğinde, oturduğu yerden böyle gözlerini belerte belerte bakıp "tatlım inan bana burada hepimizin acelesi var" der. amerikan polisleri bu sevimli tombik hanımdan bilgi almak için "letişya belki bir ara yemeğe çıkmalıyız" falan diye kur yapar. ama hiç sözlerini tutmazlar... her şeye rağmen hakkaniyetli bir kadındır. yıllar yılı "tombik zenci kadınlar az çalışıyor" mesajını vermeye çalışan holivut muvilerini ne kadar kınasak az...

    editsel duygular: lan şimdi aklıma geldi... bugüne kadar bir kredi yurtlar kurumu'nda, bir belediye bursu kuyruk sırasında, bir askerlik şubesinde allahın bir kulu bana "tatlım inan bana" diye başlayan bir cümle kurmadı. hadi işimiz görülmesin önemli değil, ama birazcık sevgi ya... birazcık duygu...

  • said nursinin kor atlari iyilestirdigi, kisir kadinlari iyi ettigi vesaire pehlivan tefrikalarina benzeyen hikayeleri vardir.
    en meshuru da cumhuriyetin kurulus yillarinda ataturk un karsisina gecip, ayar vermesi, ukteden ukteye kosturma hikayeleridir.bu hikayeleri yazan tarihci artik nasil bir gozlem firsati bulduysa hadiseleri su sekilde nakleder.

    "...pasa'nin alninda nohut nohut terler belirmisti, said nursi beiuzaaman radiyallahu anh hazretlerinin karsisinda hazan yapragi gibi titriyordu.cogu zaman emir erlerine ismet pasalara hakaret ve emirler yagdirdigi makaminda kuculup kalmis, ayaginin altindaki halinin puskulunu ecnepi potinlerinin kenariyla kah o yana kah bu yana salliyordu.
    radiyallahu anh ve la illa abidune kadesallahu siirahul aziz hasmetli hazretleri said i nursi (topragi bol, duacisi cok olsun) delici bakislariyla pasanin icinden gecenleri okuyordu.
    pasanin tuzagina dusmemis onu kundye getirmisti.
    - efendi diyecegin bir sey yoksa izninle ben selametle gidiyorum dedi.
    pasaya bogmaca salgini olmuscasina bir ates kapladi bogazi sisti, garip sesler cikararak vesaire vesaire biy biy biy..."

    "ilimli"(kulahima anlat sen onu) said nursinin "ilimli" tebasindan birisi hadiseyi boyle nakletmeyi uygun bulmus.
    bulmus da sormazlar mi, neye dayanarak ayaginda potinle hali puskulu deprestiren ataturk imaji naklediyorsun?
    radiyalluhu anh seviyesinde bir bediuzzaman atanin odasindan cikip cami de abdest alirken kankalarina
    "ya bi gorseniz nasi maymun ettim herifi, boyle bogmaca oldu sanki girk mirk sesler cikariyodu ekikiki" diye anlatmis olabilir mi?
    ataturk hadiseyi sagda solda verdi ayari verdi ayari giydim ukteyi ddiyerek baloda, mitingde anlatmis olabilir mi?
    bu hikayeyi gotunden sallamis ilimli tarikat mensubu garfield gibi makamin camina yapisip olayi gozlemlemis olabilir mi?
    bu ne ya?

  • pulp fiction filminin unutulmuş ortak senaryo yazarı. herkes unutsa biz unutmayız.

    tarantino ile arkadaşlığı çok eskidir. (video dükkanında beraber çalışmışlar). kariyerlerinin başında üç kısa filmden oluşan bir antoloji yapmayı planlarlar ama bu fikir hiçbir zaman gerçekleşemez. tarantino'nun kendi kısa film konsepti, sinema dünyasına büyük bir adım atmasını sağlayan reservoir dogs'un temelini oluşturur.

    roger avary pandemonium reigns adlı kendi senaryosunu filme çekemez, bu anlamda tarantino'nun gölgesinde kalır. tarantino senaryoyu satın alıp pulp fiction filminde kullanır. boksörün kavga edip mafya tarafından kovalandığı, sonra rehin dükkanına girdiği bölüm. aynı zamanda true romance filmi için yazdığı senaryoda kullanılmayan bölümler, yine pulp fiction filminde "bonnie olayı" bölümünün temellerini oluştur.(tarantino'nun sahnelerinin olduğu bölüm, ölüden kurtulup arabayı temizledikleri).

    tarantino, pulp fiction ile ödülleri toplarken törenlerde roger avary'inin ismini kullanmaktan imtina eder. altın küre'de senaryo ödülünü tek başına alır ve roger avary'inin adını anmaz bile. ancak en iyi senaryo oscar ödülünü alırken roger avary ile birlikte alırlar. filmin fragmanında gerçek hak sahipliği şöyle belirtilir; "yazan ve yöneten: tarantino. hikaye: tarantino ve avary"

    quentin tarantino, bugün klasiğe dönüşen filminde senaryonun çoğunluk payına sahip görünse de roger avary kesinlikle aynı övgüyü hak ediyor. tarantino'nun yaratıcı kısmı kısıtlandığı zaman (yani sonraki filmlerinde), diğer filmlerinin pulp fiction seviyesine çıkamadığı ne yazıkki bir sinema gerçeğidir.

  • az önce cnn 'de çıkan haberler üzerine babam her zamanki gibi gel tercüme et diye çağırdı beni. dinlemeye başladım ama anlayamadım malesef. sonrasında gelicek olan bu kadar sene boşuna mı okudun bıdı bıdıları duymamak için sallamaya başladım. ama ne sallama, aman yarabbi ya. bunu gerçekten yaptım ve şu an hiç utanmıyorum.