ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
amerikan filmlerinde özenilen şeyler
-
o kocamaaan manda kasa amerikan arabaları ya da pick uplarla gelip zırt diye evin önündeki alana parketmeleri, evlerinin arka bahçesinde mangal partileri yapmaları, evlerinin çimlerini biçmeleri, evlerinin bizim evin salonu kadar mutfağı, 90'larda çevrilen filmlerde evin mutfağında duvara monte edilen ve 10 metre kablosu sayesinde kadın mutfakta tüm işlerini yaparken bir yandan da konuşabildiği telefon, evlerin banyosunda bi yandan da dolap olan aynalar, önündeki verandalar vb...
kısaca amerikan evleri...
ahh bee!
başkasının aile ilişkilerinin insanı dumur etmesi
-
çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
- anne baba nerde
- baba uyuyo yavrum
-hmm peki ya abi ? abla?
- abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum
bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:
-hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...
bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.
kocasından fazla maaş alan kadın
-
a: kadına verilen maaş,
b: erkeğe verilen maaş.
olmak üzere,
a+b=c ailenin geliri.
çiftlerden birinin maaşı=c/2
sıkıntı yok, iyi günler.
tanım: içimizden biri.
27 haziran 2015 büyük aksaray yangını
gece yaşayan insanlar
-
yok abi, bu bi ergen tribi falan değil. 30 yaşına geldim neredeyse, daha fazla yaşamayı sevdiğim bir vakit yok geceden. içmeye/takılmaya çıktığım gece de öyle, mal gibi evde oturup ertesi gün iş yokmuşcasına film izlediğim öyle mal gibi takıldığım gece de öyle. daha az insan var sanki dünyada. sanki sevmediklerimiz kayboluyor bir süre. dünya daha biz gibilere kalıyor. mutluyum lan, sokayım biyolojik saate.
yazar ölünce telif ücretiyle geçinen evlat
-
babadan kalan arsayı satınca sorun yok. eseri satınca var. he mi?
ressam ölünce varisleri resimlerini satmasın. heykeltıraş ölünce heykeller bağışlansın vs. vs.
milli ve yerli para ile kur oyununu bozacağız
-
"mevcut tl nerenin parasıydı ki?" diye düşündüren açıklama.
sıfır arabayı çizip kaçan şeref yoksunu insan
-
yavaş ol şampiyon onu yapan kendi çocuğun bile olabilir. bu kadar değer vermeyin eşyaya.
şimdi şöyle bir anımı anlatayım.
üç kuruş fazla olsun kırmızı olsun deyip x markanın en janjanlı paketini aldım.
araba kırmızı ışıl mı ışıl yanıyor. ilk arabam olması nedeni ile ayrı bir sevgi besliyorum ona.
park ettiğimde mahallenin çocukları etrafına toplanır arabayı incelerdi. hatta tanımadığım
insanların gelip satıyor musun fiyatı nedir? gibi sorularıyla karşılaştım. hafiften gururum okşanmadı değil.
hayır bana ne oluyosa beğenilen araba ama g.tü kalkan ben. gerçi arabam hatchback di haliyle oda g.tü kalkık sayılır.
neyse konuya gelelim. günlerden bir gün çok sevgili arabamın yanına doğru yaklaşınca arabada bir gariplik olduğunu fark ettim. iyice yaklaştım. arabanın sol tarafı boydan boya tabloya dönüştürülmüş.
evet bildiğiniz tablo. bildiğiniz ev resmedilmiş, el ele iki çocuk, dereye benzer bir kazıntı, sonra bob abinin dediği gibi şurada bir ağaç olsun diye düşünülüp derenin kenarına ağaç yerleştirilmiş.
derenin evin kapısıyla birleşmesi bir sürrealist çalışma gibi geldi bana.
kan beynime sıçradı resmen. nasıl ya kim neden yapmış derken. komşunun 4 yaşındaki oğlu mehdi'yi elinde demir çubukla arabanın bir kaç metre ilerisinde gördüm. her şey anlaşılmıştı. bizim komşu ressamlığa heves etmiş bunu da benim arabam üzerinde denemiş.
itiraf etmeliyim ki o yaşa ve ilk denemeye göre oldukça başarılır bir eser çıkarmıştı ortaya. çocuğa baktım dövsen dövülmez, sövsen sövülmez.
sen mi yaptın sorusuna hayır cevabı aldım. ama elindeki suç aleti onu yalanlıyordu.
neyse boynumu büküp arabaya bindim.
sonra o çok sevdiğim arabanın komşu çocuğunun sanat sevgisinden daha önemli olmadığına kanaat getirdim. ertesi gün bizim ufaklığı yakaladım. bir daha yapacak mısın dedim, hayır abi söz yapmıycam dedi.
ve bir daha da yapmadı gerçekten.
bende bizim minik mehdi'nin hatırına onun eserini boyatmadım.
araba perte çıkana kadar 4 yaşındaki sürrealist ressamın tablosuyla dolaştım.
kim bilir belki de o kazadan sağ çıkmam kırmadığım o küçük kalbin duası sayesinde oldu.
şimdi bir araba için sövüp sayan bu zat-ı muhtereme söyleyeceğim şey; eşyaya bu kadar değer verme.
bir kaza geçirirsin gelen keşke mala gelseydi dersin.
ve ayrıca kim bilir belki de bizim küçük mehdi ile komşu olmuşsundur ve o çizikler asıl tablonun sadece başlangıcıdır.
edit:imla
tanım: mahallenin dahi çocuğu
silgiyi kaybetmeden sonuna kadar kullanan insan
-
böyle bir şey yok, çünkü silgiler biteceklerini anladıkları zaman sahipleri üzülmesin diye sessizce ortadan kaybolup tek başlarına ıssız bir yerde biterler.
niki lauda
-
22 şubat 1949 - vienna / avusturya doğumlu,
3 dünya şampiyonluğu,
176 start,
24 pol pozisyonu
24 en hızlı tur zamanı
87 finish göremeyen yarış
54 podyum
25 yarış galibiyeti
420 toplam puana sahip olan,
ferrari'nin 1970'lerdeki mükemmel çizgisinde en büyük paya sahip olan,
1976'da nurburgring'deki cehennemin ardından daha hırslı ve başarılı halde geri dönen
prost'u 1984'de mağlup edişiyle hafızalara kazınan efsanevi pilot.
yarıştığı takımlar:
1971 - march (stp march racing team) - puan:0
1972 - march (stp march racing team) - puan:0
1973 - brm (marlboro-brm) - puan:2 - pilotlar sıralaması:16
1974 - ferrari (scuderia ferrari spa sefac) - puan:38 - pilotlar sıralaması:4
1975 - ferrari (scuderia ferrari spa sefac) - puan:64 - pilotlar sıralaması:şampiyon
1976 - ferrari (scuderia ferrari spa sefac) - puan:68 - pilotlar sıralaması:2
1977 - ferrari (scuderia ferrari spa sefac) - puan:72 - pilotlar sıralaması:şampiyon
1978 - brabham (parmalat racing team) - puan:44 - pilotlar sıralaması:4
1979 - brabham (parmalat racing team) - puan:4 - pilotlar sıralaması:14
1982 - mclaren (marlboro mclaren international) - puan:30 - pilotlar sıralaması:5
1983 - mclaren (marlboro mclaren international) - puan:12 - pilotlar sıralaması:10
1984 - mclaren (marlboro mclaren international) - puan:72 - pilotlar sıralaması:şampiyon
1985 - mclaren (marlboro mclaren international) - puan:14 - pilotlar sıralaması:10
(ilk katıldığı yarış : avusturya / 1971)
(son katıldığı yarış : avustralya / 1985)
(ilk kazandığı yarış : iapanya / 1974)
(son kazandığı yarış : hollanda / 1985)
(ek: ilki 1997 yılında yapılan 'en iyi 100 pilot' sıralamasında, ilk aldığı sıra, yine o sene, sekizinciliktir.)
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
peki bu köprülere para ödemek için illa geçmemiz mi gerekiyor? osmangazi köprüsü gibi geçmeden de ödeme kolaylığı neden yok ?
karnın aç mı köpek
-
cüneyt arkın filmlerinden bir replik sandığım cümledir.