hesabın var mı? giriş yap

  • şahane dizi. lost'tan beridir izlediğim en çok teori kastıran dizi aynı zamanda. bana bunlarla gelin yaw, bayıldım.

    --- spoiler ---

    diziyi neden lost'a benzettiğimiz malûm: bir iyi taraf var, bir kötü taraf. ışık ve gölge. alfa ve omega. şimdilik iyi taraf'ın claudia ve müritleri olduğunu varsayıyoruz. ancak noah, son bölümde bartosz'la konuşurken "iyi olan bizleriz, claudia'ya sakın inanma, jonas ve diğerleri onun piyonu" diyerek içimize bir şüphe tohumu ekti. ayrıca claudia'nın güçlü kadın olma ve liderlik takıntısı malum; 2052'deki o post-apokaliptik dünyada claudia'nın liderlik ettiği bir grup var izlenimi de aldım ben. tronte'yi manipüle edip onu mads'in döneceğine inandırarak kendi istediklerini yaptırması sanki claudia'nın da çok iyi bir karakter olmadığının göstergesi gibi. gerçi bilmiyoruz, belki claudia gerçekten de jonas ve diğer piyonları kendi dediklerini yaparsa aynen geleceğe dönüş serisinde olduğu gibi geçmişi düzeltebileceğini düşünüyordur. fakat bu dizide olaylar öyle değil de 12 maymun filmindeki gibi sonsuz bir döngüde gerçekleşecek ve hiçbir şey değişmeyecek gibi bir his var içimde...

    neyse, şimdilik oraya girmeden bildiklerimize bakalım: bir kere, eğer yanlış anlamadıysam tüneller 53'te, 86'da ve 2019'da belirli tarihler arasında (mesela ekimin ortalarından kasımın 12'sine kadar falan) açık kalmış (ya da kullanılmış). tüneller her kullanıldığında ve birileri zaman yolculuğu yaptığında elektrikler gidip geliyor. noah deneylerinden birini yapıp çocuk öldürürken ise kuşlar, koyunlar vs. de aynı anda ölüyorlar. bunlar cepte. bir de yine dikkat ederseniz, insanlar geçmişe/geleceğe gitseler bile kendi oldukları "günün" tarihiyle tutarlı biçimde gidiyorlar. mesela mikkel geçmişe gittiğinde tarih 4 kasım 2019 gecesiydi. 1986'da sabah delikten çıktığı zaman gazetelerde 5 kasım 1986 yazdığını gördü. (tarihler 2 ve 3 kasım da olabilir, bakmaya çok üşendim şimdi... ama ardıl günlerdi.) aynı şekilde jonas ormanda genç charlotte ile karşılaştığında 12 kasım 2019'dan 12 kasım 1986'ya gittiğini anladık, vs. yani o açıdan bakarsak claudia'nın dediği gibi 12 kasımda zaten çoktan ölmüş olan mads'in dirilmesine imkan yok. mads'i helge ekimde kaçırdı, muhtemelen 4 kasıma kadar sığınakta tuttular, ve o gün deney yaparlarken mads öldü. oysa 12 kasım 2019'dakiler 86'ya gitseler bile kendi oldukları güne, yani 12 kasıma gidebilecekler. claudia bunu bilmiyor mu, yoksa bildiği halde tronte'yi manipüle mi ediyor, henüz bilmiyoruz. ama dediğim gibi claudia geçit yok edilirse tüm geçmişin değişebileceğine de inanıyor olaiblir.

    gelelim eşim ve benim kafa patlatarak geliştirdiğimiz teorilere. (bu arada bu teorileri geliştirirken sözlükte ya da ingilizce sitelerde hiçbir teori okumadığımı belirtmek isterim. ama yazdıktan sonra tutarsızlıkları bulmak adına en çok favlananları okudum, evet :)))

    pek çok kişi noah'nın agnes'in kocası olduğunu düşünmüş; bu bana da mantıklı geliyor. hatta tronte'nin kolundaki sigara yanıkları gibi izlerin, onun erken deneylerinin bir sonucu olmuş olabileceğini de düşünüyorum. ancak noah, diğerleri gibi sadece belli tarihlere gidebilen klasik bir zaman yolcusu değil. noah, eline geçen kadim bir kitap sayesinde 53-86-2019 arasındaki tünellerin varlığından haberdar, ve onun amacı bir zaman makinası yapıp sadece bu üç tarih arasında değil, istediği her tarihte gezebilmek. (ayrıca bence bu isteğini başarıyor ama oraya sonradan geleceğim.) öte yandan ben noah'nın bartosz olduğunu düşünmüyorum. birincisi tipleri çok farklı (göz renkleri vs.) ve çocuk cast'la büyük cast'ı inanılmaz iyi seçen bir dizi bu konuda hata yapmazdı gibime geliyor (kasıtlı olarak farklı görünen insanları seçeceklerini de sanmıyorum). ikincisi, ufak bartosz kötücül bir çocuk ama pek zeki değil gibi geliyor bana :)) bartosz bence noah'nın piyonlarından biri gibi. belki de 2052'de claudia'nın yönettiği iyiler (?) safının karşısındaki grubun başında 2052'de 49 yaşında olan bartosz vardır. ayrıca noah 49 yaşında gibi göstermiyor (yani bartosz'un 33 sene sonraki hali değil), zaten bölümlerin birinde "şeytan 33 yaşında şeytanlığa başlamıştır" gibi bir muhabbetin ardından noah'yı göstererek onun da 33 yaşında şeytanlığa (zaman makinası yapmak için çocukları öldürmeye) başladığı izlenimini vermişti bize. çocuklara 86'da deneyleri yaptığı odayı, 1953'te inşa ettiğini görüyoruz. ama deneyleri 86'da yapıyor; yani (zaman makinesini icat etmeden önce) tünelleri kullanarak 53-86-2019 arasında gezebiliyor. muhtemelen agnes'i terk ettiği ve kendini zaman makinası yapmaya adadığı yaş, 33. 86'daki helge'yi manipüle ettiği ve ona deneylerini üzerinde yapacağı çocukları kaçırttığı yaş da aynı zamanlar, 33-34 falan. ancak 2019'da arabanın içinde bartosz'la konuşan noah, bence o hallerinden 1-2 sene (ya da belki yalnızca 1-2 ay?) sonraki noah: bu noah, artık zaman makinesini icat edebilmiş, istediği tarihlere gidip gelebilen ve geçmişte/gelecekte olacakları bilen bir noah. geçmişte olan her şey, jonas'ın ve claudia'nın hareketleri, zaten her şeyin onun istediği gibi olup zaman makinesini icat etmesini sağlamış. o yüzden şimdi claudia'yı ya da jonas'ı öldürmek gibi bir derdi yok. sadece olayların aynen olduğu gibi gitmesini sağlamaya çalışıyor.

    gelelim zurnanın zırt dediği yere, yani asıl teorimize. sıkı durun: noah, büyük jonas'ın 86'da elindeki makinayı sezyumla çalıştırmasını "her şeyi başlatan olay" olarak anıyor. burada hepimiz ne düşündük: jonas, 53-86-2019 kapısını kendisi açtı zannettik. hayır arkadaşlar. o kapı zaten açık. muhtemelen 1986 ekiminde falan nükleer bir sızıntı oldu (86'da claudia'nın nükleer atıkla dolu geçidi görüşünü, oraya kapı ördürüp her şeyi hallettim zannedişini hatırlayın) ve tüneller ondan sonra aktive oldu. noah'nın her şeyi başlatmak ile kast ettiği şey ise bambaşka: bu olay, zaman makinesini çalıştırma prensibini bulmuş olması. çünkü noah, o ana kadar zaman makinesini bir türlü düzgün çalıştıramadı. helge'ye kaçırttığı çocukları üzerinde çalıştığı zaman makinesi prototipinde canlı denekler olarak kullandı, ama onların canlı biçimde zaman yolculuğu yapmasını bir türlü sağlayamadı, hepsinin kulakları gözleri yandı ve öldüler. çünkü tüneller açık olmakla beraber oradaki manyetik alan insanların sağlam biçimde "istedikleri zamana" seyahat etmesini sağlayacak kadar güçlü değildi. ayrıca tüneller sadece üç tarihe açılabiliyordu (53-86-19), oysa noah'nın hedefinde, bütün zamanlara (ya da belki de sadece 33'lü döngülere, ama 53-86-2019'la sınırlı değil, 2052, 2085,... gibi tüm yıllara) gitmeyi sağlayabilecek bir makine yapmak vardı. derken büyük jonas, 86'da saatçi amcaya yaptırdığı sezyumlu yükseltgeç (böyle bir kelime var mı??) makinasını kullandı ve manyetik alanı yükselterek geçitteki odada bir portal açtı. bu portal sayesinde çocuk helge ve genç jonas kendi ait oldukları zamandan 33 sene sonrasına gittiler. yani jonas ilk kez 53-86-2019'dan farklı bir tarihe canlı olarak gidebilen kişi oldu. aynı esnada jonas 2052'ye de bir tünel açabildi mi, yani artık mesela 86-2019-2052 tünelimiz var mı, bilmiyorum. bence yok. bence var olan tüneller hâlâ sadece 53-86-2019'u bağlıyordur. ancak belki zaman makinanız varsa 2052 ve 2085'ten de geriye dönebiliyorsunuzdur, onu henüz bilmiyorum. kısacası genç jonas, 2052'den geri dönemeyecek diye tahmin ediyorum. çünkü yaşlı jonas, 33 sene boyunca o post-apokaliptik evrende yaşamış, 49 yaşına gelmiş, ve 2085'te zaman makinesiyle oraya gelen claudia sayesinde geçmişe geri dönmüş gibi görünüyor. claudia'nın dediklerine inanması ve onun müridi olması da bu yüzden: jonas, 2052'den dönemediğini görünce kendi yaşlı halinin 1986'da yaptığı şeyin işe yaradığını ve tünelleri tamamen kapattığını düşünüyor. şu anlamda haklı olabilir, 12 kasım 86'da yaptığı şey, gerçekten de 53-86-2019 tünelini kapatmış olabilir; onu henüz bilmiyoruz. ama aslında bu sayede zaman makinasında neyin eksik olduğunu anlayan noah'nın makinayı icat etmesini de sağladı gibi görünüyor. muhtemelen noah (bu noah henüz zaman makinasını icat etmemiş olan, ama icat eden kendisinden direktifleri almış olan noah), deneyi jonas yerine helge üzerinde yapıyor ve jonas'ın yaptığı yükseltici sayesinde helge'yi ilk kez sağ salim kendi zamanına gönderiyor. böylece zaman makinasının mümkün olduğunu anlıyor ve dönüşümünü tamamlamış oluyor. ayrıca helge'yle aralarındaki bağ da buradan kaynaklanıyor; noah'ın gidip 86'da helge'yi bulup pis işlerini yaptırması ve helge'nin ona itaati de bu yüzden. ve noah'nın da dediği gibi zaman makinesinin yapılmasını sağlayan ve noah'nın ekmeğine yağ süren de jonas'ın ta kendisi :) salak :)

    bu arada zaman makinası deyip duruyorum da, makina dediğimiz şey, helge'lerin orman kulübesindeki evinin sığınağı + saatçinin icat ettiği yükselticiden başka bir şey değil. şimdi, o sığınağı 53'te ve 86'da noah/helge kullandı. 2019'da sığınak boştu; en son peter ve charlotte'u oraya inerken gördük (ama muhtemelen yaşlı claudia da 2052'ye oradan geçti). 2052'de claudia orayı kendi sığınağı yapmış, zaman makinası onun tekelinde. ben, ortamda iki tane, hatta üç tane yükseltici makina olduğunu düşünüyorum: tıpkı yaşlı jonas'ın 86'da saatçiye gidip makinanın eski ve bozulmuş halini bıraktığı anda, saatçide bir tane makina daha olması gibi. claudia'yı da saatçiyi ziyaret ederken gördük, galiba bir makina da o getirdi ve üç oldu :) sonra o makinalardan biri 86'daki noah'nın eline geçti. helge'nin 53'ten 86'ya sağ salim geldiğini ve küçük jonas'ın 86'dan kaybolduğunu gören noah zaten olayı çözmüştü (ya da yaşlı hali gelip ona bu makinayı saatçiden alması gerektiğini anlatmıştı), ama sonuç olarak gitti makinayı aldı ve 86 kasımının sonlarından itibaren bizim bildiğimiz zamanda istediği gibi gezebilen noah oldu. yani aslında o yükseltici makinayı noah'a getirip zaman makinasındaki eksik parçayı tamamlayanlar da (hiç bunu istemeseler bile!) claudia ve jonas'tı.

    evet beyin yakan teorimiz bu şekilde. tünellerin sadece üç tarihi bağlaması da dizide vurgulanan 3lemeye dayalı; yani (kalıcı olacak biçimde) dördüncü bir portal açılması bunca 3 vurgusundan sonra bana çok mantıklı görünmüyor. o yüzden genç jonas'ın bir seferliğine 2052ye geçtiğine, ama oradan dönemeyeceğine inanıyorum. ancak claudia zaman makinasıyla onu 2085'te 2019 ve 86'ya döndürebilecek. ayrıca döngünün de kırılamayacağı inancındayım ben. karakterlerin geçmişi değiştirmek için yaptığı her şey o geçmişi şimdi olduğu hale getirmeye yarıyor; tıpkı ulrich'in çocuk helge'yi öldürmeye çalıştığında olanlar gibi. yani yukarıda da dediğim gibi dizinin sonunda üzülmeye ve 12 maymun'a bağlamaya hazır olun :)

    bu arada herkes claudia'nın köpeği gretchen'in tünellerden nasıl geçtiğine takılmış. bence onu 53'ten alıp 86'ya bırakan yaşlı claudia'ydı arkadaşlar. 86'daki kendisinin bir aydınlanma yaşaması ve zaman makinasının peşine düşüp onu şimdi olduğu kişi yapmasının başka bir yolu yoktu. öte yandan mikkel'i kaçırıp (belki de yaşlı jonas'a teslim eden) ise charlotte'un kızı olabilir. mikkel'in helge'nin eline düşmediğini biliyoruz, çünkü deney yapılan sığınağa hiç getirilmedi. mikkel'in kaçırılması, jonas'ın doğması için gerekli olduğu için belki de onu charlotte'un kızı francesca mıydı o alıp jonas'a getirdi, yaşlı jonas da mikkel'i 53'e bıraktı. francesca'nın kasabadan gidebilmek için para bulması gerekiyordu ve magnus'un gördüğü gibi francesca'nın şu anda yüklü bir parası var. bize torbacılıktan kazandığı izlenimi verildi ama olmayabilir; sonuçta mikkel'in kaybolduğu gece francesca'nın oraya gelmesinin başka hiçbir anlamı yoktu... (eric'in zulasını patlatmaya geldim gibi bir şey demişti galiba, ama zaten o işi daha önce yapabilirdi, hem diğerlerinden önce davranıp hepsini ele geçirmiş olurdu) yani kız bu işi para için yaptı ama belki de vicdan azabından dolayı şu anda gidemiyor. velhasıl karışık işler :))

    tabii şu anda açığa çıkmayan bir sürü merak konusu var: noah'nın charlotte'a gönderdiği saat (belki gelecek bir tarihte polis kadını maniple edip kendi safına çekmek için gönderdi onu?), gözü bandajlı polisin ve radyoaktif maddelerin olayı, mikkel'in yaşlı halinin jonas'ın rüyalarına yüzü katranlı biçimde girmesinin sebebi... sonra solucan deliği açıldığında geçitte duran charlotte ve peter nereye gittiler, 2019'da mı kalacaklar yoksa 1953'ten mi çıkacaklar? dizide o kadar çok ayrıntı var ki, unuttuğum bir sürü nokta vardır eminim. ama dizide boş sahne yok resmen lan. işin kötüsü gelecek sezona kadar çoğu şeyi unutacağımızdan her sezon bütün bölümleri en baştan izlemek de farz oldu :))

    --- spoiler ---

    dark'ın alman yapımı olması benim için büyük bir artı nokta: lost'tan ağzımız yandı; biliyoruz ki amerikan senaristleri dizileri sezonluk olarak planlar. ilk sezon tutarsa ikinci bir sezon yazarlar, o da tutarsa üçüncü sezon, vs. ama bence bu dizide her şey en baştan beri planlı. öyle güzel ayrıntılar var ki (yukarıda spoiler içinde bazılarını belirttim) dizinin üç sezon süreceğini ve en baştan beri tüm senaryonun belli olduğunu düşünüyorum. üç sezon olacağını düşünüyor olma sebebim ise dizinin şimdiki zamanının 2019'da geçiyor olması: ilk sezon 2017 sonbaharında oynadıysa, ikinci 2018'de ve son sezon da dizideki olayların başladığı 2019'da yayınlanacak ve bu işi pek şukela biçimde bitirecekler sanırım ;) alman mühendisliğini seviyorum <3

  • niye ? çünkü devletin eksiğini oy verenlerine göstererek devleti müşkül duruma düşürdü. en ufak oy kaybına tahammülü yok tabi yönetenlerin.

  • dünyanın en normal tivitidir. haklıdır da sokaktaki köpek çetesinin tehlikeli olmadığını düşünenler hiç saldırıya uğramamıştır.

  • bu konuda bilir kişi olabilirim

    istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım

    yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
    üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.

    yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
    50 100 tl arası satılır.

    yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
    şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
    ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.

    olay bundan ibaret.
    almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
    kesin birileri gene gidecek
    kapitalist sistem budur.
    biz de bu sistemin kölesiyiz

    edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
    bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
    ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
    şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
    ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
    türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
    et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.

    çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.

    bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
    1.si ürünün ham maliyeti
    2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti

    1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
    buna ürün reçetelemek denir
    yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
    100 gr tavuk
    20 gr mantar
    10 gr patates
    20 gr makarna gibi
    bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz

    2. maliyet "işletme maliyeti"
    ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
    onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
    sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
    daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
    sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
    "personel maliyeti"
    şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
    çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
    personel günde onlarca kişiye bakıyor.
    kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde

    kısaca kesiyorum
    arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
    personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
    çok ama çok daha detay var yazmayacağım
    ama son olarak şunu söyleyeyim
    şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
    fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
    maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi

    edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
    anlamadığınız çok nokta olmuş
    size şunu söyleyeyim.
    tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
    mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
    30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
    mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
    siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
    daha fazla yazmayacağım
    bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.

    debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
    burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
    küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.

  • anne babalık evlilikle bağlantılı olmadığı için çocuğuyla ilgilenmek zorundadır. ona zorunda değil buna zorunda değil diye diye insanın ahlakı olmadığında sadece akılla hayvandan hallice olacağını unutmamak gerekir. kişi çocuğuyla her koşul altında ilgilenmeyecekse, baba olmayı sikinin keyfine bir durum olarak görüyorsa o zaman hiç bir şekilde baba olmamalıdır.

  • lost aşşa lost yukarı diye histeri krizine giren gençler arasında lost hakkında eşsiz yorumlar yapmam için bana yönelmiş bir soru karşısında, soruya karşılık sorduğum soru.

    "peder bey, baba, lost mükemmel bir dizi değil mi? eşsiz bir yapım. valla ben tüm vaktimi lost'a ayırıyorum"
    "lost ne lan?"

    bunu dediğim anda gençlerden birisi bayıldı, birisi de hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ağlayanı teselli ettik, bayılanı da gazozla ayılttık. ülker çamlıca gazozla.

    sonra topladım hepsini çevreme ve şöyle dedim: "bakınız çocuklar, tamam lost most bunlar iyi şeylerdir ama bu kadar bağımlı olmayın. elin amerikalısı bundan para kazanıyor be size ne? biraz dersinize bakın, ya da çıkın dışarılarda gezin, bu kadar esir olmayın böyle dandik şeylere. veya kitap okumayı deneyin, nasıl olur?"

    ondan sonra hepsi yıkandı, tertemiz, pasparlak oldular ve bir daha lost mudur, most mudur ne karın ağrısıysa izlemediler onu. ama cillop gibi oldular, saçları da yana taradılar, bir yakışıklı oldular ki, görme.

  • 31 yaşına gelip sözde yuvayı kurmuş, üstüne çocuk da yapmış, dışarıya verdiği mutlu karı-koca imajının basit bir aşko-kociş instagram postu sahte olduğu gerçeğinin bilincindeki mutsuzluğu ve tedirginliği yaşayan insandan kat be kat huzurlu, mutlu, gerçek bir insandır. hayırlı olsun.

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---

  • ak partinin çöküşünün en çok ona oy verenleri vurmasından etik olmasa da mutluluk duyuyorum. içlerindeki aşağılık kompleksi ile biz kentlileri sopalasın diye tuttukları adam kentlilerden yurtdışı seyahati&iyi bir otelde tatil gibi imkanları almış olsa da kendi kesiminden marketten yumurta alma hakkını aldı.

    bazı şeyleri bazı toplumlar aç kalmadan tüm onurları ezilmeden anlayamazlar gerçi bazen bunlar olsa da anlayamazlar

  • bilindiği üzre zeytin çekirdeklerini kırmak oldukça külfetlidir. zeytin toprağa düştüğünde, çekirdeğinin uygun koşulları bulup çimlenmesi nerdeyse imkansız. bu aşamada zeytini çok seven bu kuşumuz çekirdeği mide asidi ile karıştırıp yumuşattıktan sonra dışkılar. böylece tohumun filiz vermesi çok kolay olur. özetle: bu kuşlar sayesınde zeytin ağaçları var

  • bugün almanya'dan türkiye'ye seyahat eden bir tanıdığım (alman) elinde 2 tane 70'lik yeni rakı ile (12.99 € notuyla) story paylaşmış.

    yani almanya'dan türkiye'ye türk arkadaşlarını görmeye gelen bir alman, türkiye'ye gelirken hediye olarak türkiye'de üretilen, türkiye'nin yerli ve milli içkisi rakı hediye getiriyor. şaka gibi!

    çünkü türkiye'den asgari ücreti neredeyse 4 kat, kişi başı geliri 5 kat olan ülkede rakı fiyatı türkiye'den daha ucuz. rakı fabrikasının yanında yaşayan adam rakıya 3 bin km ötedeki adamdan %70 daha fazla para veriyor, hem de o adamdan kat be kat daha fakirken.