ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
16 nisan 2021 kripto para ile ödeme yasağı
-
try shitcoini ile ödeyin demişler
pişman olmak istemeyenlere tavsiyeler
-
önce pişmanlık nedir onu iyice bir öğrenmek. yoo dostum, her hayıflanmanız pişmanlık değildir. günün birinde içine sine sine yapmış olduğun şey başka bir gün başına kabaklar patlattığında yaşadığın üzüntü de değildir pişmanlık.
pişmanlık en başta kendinden ve yaptığın şeyden tiksinmeyi, alternatifleri reddedip kendini o hale bile isteye sokmuş olmanın getirdiği yabancılaşmayı içerir. hayatta üzülecek, baya bi kırılıp dökülecek, zaman zaman sürüneceksiniz, bunların kaçarı yok, ama pişmanlığın kaçarı var: içinize sinmeyen hiçbir şeyi çok büyük bir mecburiyetiniz, hayat memat meseleniz yoksa yapmayın.
kişiyi en acıtan yabancılaşma kendine olandır, kendinizi yine ta kendinizden yıpranmış, ter kokmuş, yakası paçası kaymış bir tişört gibi çıkarıp atmak istemiyorsanız -işte pişmanlık tam olarak budur- yaptığınız her şey önce sizin içinize sinecek. ananızın, babanızın, kuzeninizin, komşuların, whatsapp kanka grubunuzun, iş yerindeki fatma'nın değil.
her eyleminizde bir crush on durumu yaşayın, bu sadece aşk değil, iş, arkadaşlık, yeni bir kıyafet, gezilecek görülecek bir yer, eve alınacak bir koltuk da olabilir, ama ona tutulun.
herkes akın akın evleniyor diye "benim bundan çocuğum olsa nasıl güzel olur" hissi yaratmayan biriyle evlenmeyin, herkes oraya gidiyor diye size çivili koltukta oturuyor hissi yaratacak yere gitmeyin, herkes alıyor diye "eve gitsem de şunu üzerimden fırlatıp atsam" diyeceğiniz o rahatsız bluzu almayın. herkes size "aaa biraz manyak galiba" diyor diye onların diliyle konuşmaya başlamayın. düşecek ama kalkacaksınız da, kimsenin yara izi bir başkasında sızlamaz, kaşınmaz, sadece uzaktan bakıp "acıyor olmalı" dersiniz, (burada yara ve iz kelimelerini yeni nesil ağlak edebiyatçılar gibi sadece aşk meşkle iniltili kullanmıyorum) sizin kendi yara izleriniz olsun yoksa öğrenemezsiniz, hem "yara izi yarayı açan kılıçtan daha etkilidir"* tecrübeyi gösterir. kendiniz olun ve sonunda batsanız da çıksanız da vurulmadığınız hiçbir şeyin peşinden gitmeyin, tercihlerinize laf söyleyen insanlara karşı mottonuz da şu olsun: "sa-na-ne a......."
bir minibüste yaşanabilecek en dumur olaylar
-
kavanoz dibi gözlüğe sahip yaşlıca bir teyze inmek için ayağa kalkar:
teyze: evladım müsait bir yerde indirir misin?
şoför: (kapıyı açar ama durmaz) buyur teyze.
teyze: paraşütle mi ineceğim pezevenk, dursana!
minibüs ahalisi: ???
türk versiyonu çekilmesi mümkün olmayan diziler
norveç ordusunda erkek kadın birlikte uyuması
-
askerde 2-4 kişilik odalar, sıcak su, odada tuvalet. sen gelmişsin kızlı erkekli. iki ülke arasında en az 50 yıl var. üstünü sen tamamla hem insani hem maddi olarak.
do not disturb
-
az önce bitirdiğim metaforik film. spoiler içerir
internet fenomenlerinin peşinde koşan, uydurma şiirler, uydurma özlü sözler ile yeni bir kültür haline gelen sosyal medya düzenini eleştiren film. twitter'da konunun uzmanına “araştırmanı öneririm “ yazan kişi oldu edebiyat profesörüne ayzek, metin, çetin üçlemesi psikolojik durumunu yansıtan 3 isimli şizofreni kimlik.
ayrıca filmdeki bütün karakterlerin bir özelliğini aldı sanırım ayzek.
mesela
topallayan zuhal oldu bıçaklanarak
bıçaklandığı müptezel oldu eczane kapılarında ilaç dilenerek
intahara kalkışan bahtiyar oldu arabanın üstüne düşerek
hacer'i vuran davut'u vurarak davut oldu
bi ara eczacı hanım da olmuştur ben yakalayamadım
ama en sonunda kendi oldu.
sıcağı sıcağına çıkarımlarım bu kadar. devamı gelirse eklerim.
ailenin eski güzel günlerini özlemek
-
artık o günlere dönüş yoktur. ancak insan düşünmeden duramaz. özellikle zor zamanlarda. ayrı bir hayatı sürdürmeye çalışırken önce anna ya da babadan biri hayata veda eder. tek başına kalan anne ya da baba için olağanüstü bir emek harcanır. tam işler yoluna girerken başka yakın akrabalar ya da kardeşlerden biri bir dram yaşar. bu drama tanık olunur. bu arada ayrı olarak sürdürülen hayatın sihiri kaybolur. başka sıkıntılı durumlar başgösterir. işte bu durumda sık sık flashbackler yaşanır. şen şakrak pazar kahvaltıları, küçükken topluca gidilen tatiller, uzak akrabaların düğünlerinde yaşanan saçma/komik hikayeler vs. faydasızdır ama kardeşim. mücadele bizi bekler. sağlam durmak gerekir. haydi, toparlan bakalım.
balkondan aşağı halı silkeleyen ev hanımları
-
camını kapa yazan bir entry gördüm. neremle güleyim bilemedim. bir de titiz hanımlar yazmış. titizlik alt kattakinin çamaşırlarını toza bulamak mi demek ?yiyorsa balkonun içinde silkele halini ve dökülenleri topla faraşla ve çöpe at? off şu ayı davranışı bile savunanlar varken, bu ülkeden adam olmaz. ben mecbur muyum cam kapalı oturmaya? oldu olacak balkondan aşağı da sıç. tuvalet kirlenmesin. köyünüze dönün canlarım. bu ülkenin en büyük sorunu, köyde yasamasi gereken cahil cühelanin kente toplu göçüdür. titiz yazmış ya. hâlâ gülüyorum. hahahahhahahaha.
edit: kız, debeye sokmuşsunuz bunu. halıları silkeleyen komşunuz var değil mi ? bende de var öyle bir manyak. allah kurtarsın hepimizi bacım.
10 ekim 2014 türkiye çek cumhuriyeti maçı
-
sanırım maç öncesi şöyle bir konuşma oldu
fatih terim- arkadaşlar, caner den başka orta yapanı siksinler miiiii??
takım: siksinlerrrrrr
fatih terim: hadi allah yardımcınız olsun..
bir haftada 5 kilo vermek
-
kolumu keserek yaptığım eylem.
deizm çığ gibi yayılıyor
-
o kadar kibirli ve ego dolular ki, "hata bizde, insanları dinden soğuttuk" diyemiyorlar.
dewamke.
kadınlar kıyafetleri ile erkekleri kudurtuyor
-
benim anlamadığım nokta şu.
müslüman erkeklere ve kadınlara "nefsinize hakim olun cennete gireceksiniz" minvalinde ayetler öğretiliyor.
hatta hayatları bunun üzerine kurulu oluyor falan.
karşılığında da cennet vaad edilmiş ve bu insanlar deli gibi cennet arzusuyla yanıyor.
yani bu şekilde anlatıyorlar bildiğim, gördüğüm.
eee şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
nefsine hakim olma meselesini bu kadar aleni şekilde küçük çocuklar gibi karşı tarafa yüklemek ve kendini nefsine hakim olamamak vebalinden kurtarmak için kadını suçlamak ne demek?
allahı kandırmaya çalışmak değil midir?
yani her kul bildiğim kadarıyla günahından mesul iken "ama o da çok açık giyiniyordu" diye bir bahaneyi nasıl sunabileceksin tanrına? sana "o onun meselesi" dediğinde ne diyeceksin?
yani kafalar gerçekten çok karışık. en basit öğretilerde bile milyonlarca fire veren bir topluluk.
edit: imla hatası.