ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuğu olmayan akrabaya kendi çocuğunu vermek
-
olay ankara üniversitesinde geçiyor. biyoloji okuyan çocuk ayakta altı parmak mutasyonunun sadece babadan geçebileceğini duyuyor ama buna itiraz ediyor çünkü babası 5 parmaklı.
hocası git ailenle konuş deyince daha dram ortaya çıkıyor çünkü ailesi seni amcandan aldık aslında sen amcanın çocuğusun diyor. işler karışıyor; amca gerçekten 6 parmaklı ama dedesi 5 parmaklı.
amca dededen değil yani. e babaanne öleli 7-8 yıl olmuş.
köyde çaktırmadan soruşturuyolar köyde 6 parmaklı kimse yok.
hikaye bu kadar.
olan biten
-
ekşi sözlük bu sene de tıp öğrencilerinin oylarıyla turkmsic "yılın en beğenilen sitesi" ödülünü aldı. törende "ama gök yeleli bozkurt hariç" diye de not düştüler.
geceye hayatta öğrendiğin bir şey bırak
-
karşılıksız yaptığınız her şey için bir gün gelir “yapmasaydın” tepkisini alırsınız.
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
yapılmaması gerekeni öğreten öğretmendir.
şöyle ki, ben ilkokuldayken babamın kendi dükkanı ve işçileri vardı. babamın mesleği sorulduğunda serbest meslek derdim, halbuki ne serbesti, kendi dükkanı var lan babanın. desene triko tükanı var diye. niyeyse utanırdım işte.
bir de şu versiyonu vardı: "nerelisin?" "rizeliyim, ama laz değiliz, istanbul'da doğdum bir de" derdim. rezillik ya bir de açıklıyormuşum, çocukluk işte.
son versiyon da şöyle: "tatilde ne yaptınız?" "bir şey yapmadık, 3 ay sokakta oynadım anasını satim" diyemiyosun ki, "köye gittim, teyzemlere gittim, amcamlarda kaldım". günlük gezileri 3 ay yapmışsın gibi salla babam salla.
ilkokul çocuğu utanır çekinir, yeri gelir adından bile utanır, "neden benim adım ahmet değil de mehmet?" der mesela. bu nedenle hiç sormadığım ve sormayacağım soruları öğretmiştir kısaca. en sevdiği filmi, en son okuduğu kitabı, ne olmak istediğini, en büyük hayalini soruyorum ben de. daha temiz.
evde depolanan saçma şeyler
-
ders notları. küçük çapta bi dağ kadar biriktiğinden atmaya üşenmiştim yıllardır, sonunda annemin de baskılarıyla alt dönemden birine ateşledim yazın.
dağda ayı bulan erzurumlu
-
(bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)
ula gittim daştan düşmüş arkadaş,
o ki gazilir ya,
daha çaşır maşırdan da vazgeçtim ha,
aldım, geldim,
buraya baba,
biberonu verdim ağzına,
biberonu kıtladı, gopartdı,
ondan sonra bidonuynan verdim.
nası yedi, nası yedi,
ula buna kurban olayım,
ulaaa sene kurban olayım,
canavar, canavar.
edit: düzeltme için lahanakafa ' ya teşekkürler.
anıt falan istemiyorum
-
kendini bilen insan söylemidir.
ulan bir atatürk'e bak, bir de kendine bak.
anıt layık olanda kalmalı.
önder irevül
-
işte 15 temmuzu engelleyen gerçek vatansever komutanlarımız bu komutan gibi olanlardı. çomarlar atletle tank durdurduğunu sansın hala.
atv'de atatürk'ün sansürlenmesi
-
kimse bilmez adlı dizinin 24. bölümünde 95. dakikada kapıdaki atatürk silütetinin blurlanarak kapatılması hadisesidir.
ne dense az!
cam kapının sağ üstü
ister blurlayın, ister sansürleyin. ne halt ederseniz edin! silemeyeceksiniz o'nu ne zihinlerimizden, ne kalplerimizden!
(bkz: #99714629)
bir mühendisin en mutlu olduğu an
-
yeni bir kareli gömlek aldığı andır.