hesabın var mı? giriş yap

  • cumhurbaşkanı başdanışmanı, gençlik ve spor bakan yardımcısı, vakıfbank yönetim kurulu başkan yardımcısı, eski akp milletvekili hamza yerlikaya’nın sahte lise diploması kullanması olayıdır. mahkeme kararına göre, ortaokul mezunu yerlikaya, sahte lise diploması kullanmış.

    link

    o değil de, sözlükte tapınılan ibrahim kalın gibi yüce (!) insanlar bu ahlaksızlıklara tek bir söz edememiş mi?

  • lazer kelimesini duyduğumuzda en basitinden bir çoğumuzun aklına hemen star wars filmi düşer, çünkü dünyada en beğeni gören en ünlü lazer aleti ışın kılıcıdır diyebiliriz ya da başka bilim kurgu filmlerinde de benzerlerini görmüşsünüzdür.

    peki lazer nedir peki?
    lazer teknik olarak bir ışıktır; fakat oluşan ışık ve yayılması bakımından diğer ışık kaynaklarından farklıdır aslında.kabaca anlatacak olursak çeşitli atomları veya molekülleri yaymak için belli bir enerjiyle uyarılan bir madde çeşitli dalga boylarında ışık vermeye başlar ve elde edilen bu ışığı yükseltirsek tipik olarak çok dar bir radyasyon ışını üretmiş oluruz.

    işte lazer kelimesi de aslında ışığın üretilme prosedüründen dolayı light amplification by the stimulated emission of radiation( uyarılmış radyasyon emisyonu ile ışık amplifikasyonu ) kısaltması olarak ortaya çıkan bir anakronimdir .

    fizikteki bir çok fikir gibi bu fikrin babası da albert einstein'dır. albert einstein 1916 yılında uygun koşullar altında atomların aşırı enerjiyi ışık olarak ya kendiliğinden ya da ışıkla uyarıldığında açığa çıkarabilecekleri yönündeki bir önermede bulundu bu teorinin üzerine yıl 1953'e geldiğinde amerikandan charles h. townes ve rusyadan(sscb) aleksandr mihayloviç prokhorov ve nikolay gennadiyevich basov ayrı ayrı lazer'i keşfettiklerinden dolayı üçü de 1964 nobel fizik ödülü'nü paylaşmış oldu.

    lazerlerin keşfinin ardından bu durum bilim kurgu yazarlarını etkilediği gibi amerikan ordusunu da etkilemişti. düşünce olarak bir çok kişiyi etkilese de pratik uygulamaları biraz hüsrana uğradı diyebilirim ve hayatımıza etkili bir şekilde girmeleri için geliştirilmeleri yıllar aldı.

    1970'lere gelindiğinde ilk lazer tabancası yapılmıştı. eminim ki bu tabancayı hayalinizde canlandırdığınız. fakat hayaliniz suya düşecek diyebilirim, çünkü ilk lazer tabancası barkod tarayıcı olarak piyasaya sürülmesiyle ortaya çıktı.

    bu gelişmeler sonucunda hayatımızda bir çok şey için lazerleri kullanmaya başladık. örnekler verecek olursak; diskman gibi müzik çalarlar da , cdlerde, yazıcılarda, tıp alanında kullanılan cihazlarda(en bilineni göz bozukluklarının giderilmesinde), sunumda kullanılan işaretçiler de, mesafe ölçerler de(mesela bu sayede uydumuz ay'ın bizde her yıl uzaklaştığını bilmekteyiz), spektrometreler de ve günümüzde bir çok askeri silahlar da kullanılmaktadır.

    şu an biz konuşurken bile lazerlerin, fantastik ışığının etkisi büyüyerek birçok uygulama ve endüstri için vazgeçilmez birer gereklik haline gelmeye devam ediyor diyebiliriz. hatta allied market research (amr) tarafından yapılan tahminlere göre lazer pazarının 2026 yılına kadar 550 milyar doları aşabileceğini bile gösteriyor.
    video

    kaynak:12

  • ikinci videoda sanırım ihmalden dolayı arrest olan hasta var. bu gerçekse cinayettir. ilk videoda ise şerefsizliktir. yaşlılar boşuna demiyormuş bizi yoğun bakıma bırakmayın diye. haklılar yine emin olduk.

    edit: özel bayındır hastanesinde görüntülerin çekildiği iddia ediliyor.

    edit 2: hastanede skandallar tek değil. videoların tamamı burada. skandal

    edit 3. gerçekten hasta ruhlu insanlarla beraber yaşıyoruz. video süleyman özışıkın olduğu için bana kızıyorlar. deli misiniz lan olayı görün diye attık . size ne desem bilemedim.

  • aslında çok kolay hayatımdan insan çıkaramam ama şöyle oldu

    çocukluk arkadaşım telefonla çok sık görüşürdük yalnızca yaz aylarında yan yana gelebilirdik. biraz patavatsızdı ama son zamanlarda iyice zıvanadan çıkmıştı.

    genellikle bar çıkışı gecenin bir yarısı eve dönerken ( ya da normal bir saat eve giderken yolda köpek varsa ve etrafta kimse yoksa ) arar uykumu böler beni konuşmaya mecbur eder sonra " ben eve geldim. " deyip bir sağ ol bile demeden telefonu suratıma kapatırdı. bu bence bir insanla ilişkinizi kesmek için yeterli bir neden olabilir ama biz eski dostuz.

    sürekli yalnızlıktan şikayet ediyordu ( hangimiz etmiyoruz ki ) bir gün yine aradı çok sinirliydi ve

    - ya bi adam var yazıp duruyor. neyine güveniyor anlamıyorum ki. hadi sen olsan neyse de... ( burdan sonrasını pek dinlemedim. sen olsan derken ya kendini çok ciddiye aldı ya da beni çok hafife.) ( bu benim ondan biraz uzaklaşmama neden oldu.)

    sonra birgün benim konuşmaya ihtiyacım oldu hep o beni esir alacak değil ya aradım. olanları anlattım ( o zaman hayatımda biri vardı benden annesine bahsetmişti annesi de ona " oğlum o boşanmış aile çocuğu onun aile kavramı olmaz." demişti ve bu beni çok üzmüştü. gerçekten çok üzüldüm yani. birine anlatmak istedim.) aldığım cevap

    - hahahaha ay gerçekten öyle mi demiş ya aslında annenle babanın hiç evlenmediğini duysaydı.

    ( destek olmadığı gibi arkadan yaptıkları dedikoduları asılsız pis iftiralarını da ağzından kaçırmış oldu.)

    resmen koyunda beslenen yılan. bence bu nedenler çok bile.

  • yoğun bakımda olduğu söylenen güzel kızım.
    biliyorum hastalığını.
    kanserin ne kadar lanet bir tipinin sana denk geldiğini.
    akciğer metastazlarıyla boğuştuğunu.
    oksijen desteğiyle yaşatıldığını.
    ağrıların için morfin verildiğini.
    o morfinle kuşlar gibi uçtuğunu.
    rüyalar gördüğünü, şarkılar söylediğini.
    nereden mi biliyorum bunları?
    biliyorum çünkü doktorum.
    biliyorum çünkü milyonda 2 görülen bu lanet hastalıktan(osteosarkom) kurtulma olasılığı %1'dir.
    biliyorum çünkü tam 2 yıl önce aynısını yaşadık.
    17 yaşındaki oğlumun ölümünde.
    kemoterapiler, ameliyatlar hepsini yaşadık.
    fitoterapiler, envai çeşit ilaçlar.
    iyi niyetli olmak, dualar okumak yetmiyor.
    hatimler indirmek, kutsal topraklara gitmek falan.
    hepsi yalan.
    sen de insanları ve hayvanları seven ruhu güzel bir gençsin.
    tıpkı oğlum gibi.
    iyi insanlar çok fazla yaşamıyor kızım.
    oğlum hep ''bu dünya adil değil baba'' derdi.
    siz bu dünyaya fazlasınız.
    bu dünya kötülerin cenneti ,iyilerin cehennemi kızım.
    yine de inşallah ben yanılırım, iyileşirsin.
    çünkü çok gençsin, hayat dolusun, yaşamayı seviyorsun.
    allah senin için en hayırlısı neyse onu versin güzel kızım.

  • tüm dünyada oluyor diye normal olmayacak durumdur. bugün aynı şekilde bir ekmek kuyruğu bile olsa garipsenecek iken, bu durumun kanıksanması tüketim çılgınlığının ne kadar felaket boyutlarda olduğunu gösterir sadece.