hesabın var mı? giriş yap

  • son derece sevimli, duygularını ifade edebilen, temizliği kolay, sessiz, ev içinde huzurla yaşayabilen ve oyun oynarken bütün stresinizi, üzüntünüzü alabilen bir hayvan olduğu için. kedi yüzü insanın güzellik ölçüsü olarak kabul ettiği iri ve çekik parlak renkli gözler, minik ağız ve burunla bezenmiş.

    ama iş yalnızca sevimlilikte bitmiyor, duyuları çok güçlü hayvanlar. yetişkinlikte beslediğim ilk kedim açık kalan ocaktan yayılan doğalgazın kokusunu alıp koşturarak beni uyarmış, evi muhtemel bir patlamadan kurtarmıştı. bunda ne var demeyin, zira ben koku alamıyorum, o gazı fark etmem saatler sürebilirdi.

    "nankör kedi" efsanesi de ayrı bir yanılgı, zira yine aynı kedi babam hastaneye yattığında iki hafta yatağının üzerinde beklemiş, sonra cenazesinin olduğu gün eve gelenlere tıslayarak babamın yatağına oturtmamış, babamın bir daha dönmeyeceğini anladığında da sinir krizi geçirip bizi ısırmıştı. sevdiğine oldukça sadık bir hayvandır.

    bunlar gibi sayısız örnek anlatabilirim, ateşli yatarken beş gün üzerimden kalkmaması, alerji nedeniyle gece yarısı bayılıp odanın zemininde kaldığımda bir başka kedimin yüzümü yalayarak uyandırması, ikiz kardeşi astım krizine girdiğinde diğer kardeşin çığlık atarak beni yardıma çağırması, saymakla bitmez...

    keyfini sizinle, acısını yalnız yaşayan dirayetli ve gururlu bir hayvandır. bir kez tanışan bir daha bırakamaz.

    edit: yalnızlıktan diyen mandıra psikologları doluşmuş başlığa. evde cümbür cemaat ailenin yalnız yaşayamayacak yaştaki büyükleri ile birlikte yaşıyorum. yalnız kalabilmek ancak şu son evin boyutu sayesinde kavuştuğum bir lüks. kedi sevgisini anlamadıkça kendi ıssızlıklarını kedi sahiplerine yansıtmışlar.

  • bazen artislik yapıcam derken insanı gülme krizlerine sokan kasiyerdir..

    + merhaba ben bir adet çikın rep istiyorum(chicken wrap)
    - çikın reyp mi? (chicken rape)
    + ahaha ne günahı var lan tavuğun!

    10 yil sonra gelen edit: en cok begenilen entrymin bu olmasindan dolayi bir durum raporu vereyim dedim. bir süredir et yemiyorum ve süt ürünlerini de olabildigince az tüketmeye calisiyorum. hem dünyamizin amina koydugumuzdan ve gelecekte ciddi bir yiyecek, temiz hava, su ve benzeri pek cok sorunu yasayacagimizdan, hem de hapir hupur mideye indirdigimiz en boktan sartlar altinda katledilen hayvan lesi yemeyi etik sebeplerden dolayi hayatimdan cikarmak icin. yani demek ki, belki de yukarida bahsettigim fast food kasiyeri hanim "çikın reyp" diyerek dogru bir sey demis, ukala ve cahil olan benmisim.

  • bu konuda namık kemal'in anlamlı bir sözü var:
    https://i.hizliresim.com/172n71.jpg

    24 saatte kaç şehit verdiğimizi açıklayamayan adamlar sınırlardan çıkan binlerce kaçak göçmenlerin sayısı tam olarak küsüratıyla söylüyorlar. adı üstünde bunlar düzensiz göçmen. sayısını nasıl tuttun. sanki sınır kapısından çıkıyor adamlar. tam bir distopya'da yaşıyoruz.

  • palahniuk'un türkiye'de sorgulanmasıyla taçlandırılması gereken olay. al getir chuck'ı buraya, sorgula, neymiş derdi öğrenelim bakalım:

    - nedir bu dövüş kulübü anlat bakalım çak efendi.

    - dövüş kulübünün ilk kuralı dövüş kulübü hakkında konuşmama...

    - kes lan it!!!! nerde bu külüp söyle!

    - teşvikiye caddesi yüzotuzbeş, gülbahar apartmanı a blok, kat 4: no :12.

  • hala islam ülkesi olduğunu düşünen garip ve boş bir topluluk var burda. kafanıza cidden yazık oğlum bu kadar boş yaşanır mı lan

  • allah çirkin şansı versin derler; tipsizliğimin en avuntu duyduğum yanı da bu sözdür. hatta züğürt tesellisi olarak kullanırdım ama gördüm ki hem tipsiz hem şanssızım arkadaş.

    pisuvarda çişimi yapıyorum çok afedersiniz. içerde dayanılmaz bir koku var; ki tarifi mümkün değil. bi baktım finans müdürü çıktı içeriden, valla ben öyle sıçsam insanlığımdan utanırdım. ama herif hiç bir şey olmamış gibi ellerini yıkadı, çıkarken de göz kırptı.
    pisuvarda işim bitti tam ellerimi yıkamaya gidiyorum, genel müdür girdi içeriye. göz göze geldik. bu arada dışarının temiz havasından sonra tuvaletin havasını soluyunca rengi falan değişti:
    - hay maşalllaaah... ahmetcim neden bu kadar zayıf olduğunu anlamış olduk böylece.
    - efendim maamut bey? (ihale bana kalıyor yavaş yavaş)
    - düşük yapmışsın diyorum, geçmiş olsun iyi misin?
    - ehehe iyiyim, sağolun.

    aradan 1 hafta geçer, tuvalet kapısında yolumuz kesişir. genel müdür geçen hafta burnunun direklerini sızım sızım sızlatan kokuyu anımsamış olacak ki; iç çekerek "neyse" der, arkasını dönüp ofise doğru yürümeye devam eder.
    bense arkadan melül melül bakarak;
    - "ben yapmadım miki yaptı" diyip, işemeye giderim.

    hiç gereği yok ama editi: 850 kişinin çalıştığı bir japon fabrikasında, genel müdürle aynı tuvaleti pisleyebilirsiniz.
    hatta hatta bu firmanın japonya'dan gelen ceo'su ile yan yana çişini yapan arkadaşım var* :)

  • islam'da domuzun değil, domuz etinin yenmesinin haram olduğunu bilmeyen cahillerin tepki gösterdiği şey. açıp kitabı okumamışsın ama utanmadan ekşi sözlük'te başlık açıyorsun, allah'ın sığırı.

    ulan gerizekalı, inen ilk ayette bile "oku" derken sen okumadan, anlamadan yorum yapma yetkisini kendinde nasıl görüyorsun? öyle bilmediğin dildeki şarkıya eşlik eder gibi dua okumakla müslüman olunmuyor, açacaksın bildiğin dilde okuyacaksın, anlayacaksın, öyle konuşacaksın. sonra saçma sapan laflar edip böyle rezil olursun.