hesabın var mı? giriş yap

  • menüde çorba varsa dibi geldiğinde evdeki gibi kaseyi kafaya dikme sakın. bırak kalsın amk ağlamaz arkandan.

  • kanada'nın hamilton kentinde üniversite öğrencilerinin yaptığı sosyal deneyde öğrencilerden biri müslüman kıyafeti giymiş diğer öğrencinin otobüse binmesini rol icabı engellemeye çalışıyor. bir kaç yerde tekrarlanan deneyde her seferinde insanlar müslüman çocuğu savunuyor, hatta en sonunda birisi tacizci genci yumrukluyor. geçen hafta ottawa'da bir askerin müslüman bir fanatik tarafından öldürülmesinin ardından müslümanlara bakış açısında negatif bir değişim olmadığı gözleniyor. hatırlatalım hamilton öldürülen askerin memleketi ve düşük gelir seviyeli insanlardan oluşuyor. ırkçılık kanada'da bir kez daha barınamıyor.

    haber ve video

  • mel gibson'ın oynadığı fidye (diye hatırlıyorum cine 5 in digiturk gibi oldugu zamanlardan e tabii küçüğüm hatırlayamadım) diye bi filmdi. adamın çocuğunu kaçırıp zibilyon şaklabanlıklar yaptırıyorlardı. ulan ne korkmuştum beni de ya kaçırırlarsa diye. sonra babam olm biz fakiriz seni kaçırmazlar demişti de ilk defa o zamanlar fakir olmamıza sevinmiştim.

  • genel olarak müşteriyi geren ve rahatsız eden mağaza çalışanıdır.

    -hoşgeldiniz.
    +merhaba.
    -ne bakmıştınız ?
    +bakıncam biraz.
    -tabi buyrun, ben yardımcı olayım.
    +yok ben bakınırım, gözüme çarpan bişey olursa...
    -beyfendi sikmiyim belanızı, düşün önüme.

  • timsah derisinden değil de kaplumbağa kabuğundan yapılsaydı almayı düşünebileceğim ceketimsi. buna bir daire parası verdikten sonra, bari evim sırtımda diye kendimi avutabilirdim.

  • önden edit: yazının görseller ile desteklenmiş versiyonuna blog sayfamızdan ulaşabilirsiniz. bu yazıyı hazırlayarak bizlere kazandıran blog (bkz: historeal) ve sözlükte çaylak olan arkadaşımız @taktik stratejik ve operatif'e teşekkürü bir borç bilirim.

    ***giriş ve molotof kokteylinin genel yapısı***

    molotof kokteyli, el yapımı (improvised/doğaçlama) üretilen silahlar sınıflandırmasına dahil olduğu için haliyle standart bir üretim çıktısı değil ve bu yüzden net bir içerik listesi oluşturmak zor. genel olarak yakıt ve bu yakıtı yoğunlaştıran/yapıştıran bir katkı içeriyor. bu katkının amacı, yakıtın fırlatılan yüzeye yapışmasını/sıvaşmasını sağlamak ve akıp gitmesine engel olmaktır. bu şekilde yakıt ilgili yüzeyde kalarak yanmaya devam eder ve hasar vermeyi sürdürür.

    molotof kokteylleri, günümüzde genelde kötü, aptal adamlar ve terör örgütleri tarafından kullanılıyor. bense bu yazıda ikinci dünya savaşı'nda tanklar üzerine olan etkisi hakkında bilgi vermeye çalışacağım. muharebe sahasının belki de en etkili özelliklerini bir arada taşıyan aracının, bir şişe yanıcı sıvı karşısında aciz kalması beni bunun nasıl gerçekleşebileceği üzerine araştırma yapmaya itti ve buradan yola çıkarak genel hatları ile bir araştırma yaptım. kısaca belirtmek gerekirse, kokteylin o dönemde muharebe sahasındaki tesiri zırha zarar vermek üzerine değil, daha çok kritik yerlere sızmak ve bu yolla bir şeylerin görevini yerine getirmesine engel olmak üzerine şekilleniyor.

    ***molotof kokteylinin sahadaki etkisi ve kullanım şekilleri***

    günümüz şartlarında, tankın üzerinde öyle kendi kendine yanan bir sıvının modern donanımlara sahip bir metal kütlesini etkisiz hale getirmesi açıkçası pek mümkün görünmüyor. bu durum, modern tanklar, onların modern donanımları ve tasarımları için geçerlidir fakat ikinci dünya savaşı'nda kullanan tanklarda bu durum tam tersiydi çünkü o zamanlar doğru yere atılan bir molotof kokteyli, maliyet/etki açısından oldukça verimli sonuçlar doğurabiliyordu. bunun nasıl gerçekleştiğine ilişkin muhtemel senaryoları şöyle sıralayabiliriz:

    sürücünün veya diğer mürettabatın çevreyi görmesini sağlayan bölmeye/periskoba gelen bir molotof kokteyli, yanma süresi boyunca görüşe mani olabilir. içeriden dışarıyı gözetlemeyi sağlayan diğer görüş bölmeleri için de aynı etki ve olumsuzluk geçerli. ikinci dünya savaşı'ndaki tank sürücüleri, dışarıyı ortalama olarak aşağıdaki fotoğraftaki kadar görür.

    ikinci dünya savaşı dönemine ait tanklar, muntazam bir biçimde sızdırmaz hale getirilmediği veya zamanla bu özelliğini kaybettiği için zırhların veya başka donanımların ek/birleşme yerleri ve açılıp kapanabilen bölmeler, molotof kokteylinin içeri sızması için güzel birer nokta sunuyor. kokteyl, bu gibi bölmelerden sızarak, dışarıya göre daha hassas olan iç donanımları yakarak veya bu donanımları olması gerekenden daha yüksek bir sıcaklığa çıkararak zarar verebiliyor. bu saydıklarımız her ne kadar mümkün görünse de, aslında hedeflenen gerçek etkinin biraz daha dışında az etkili ve şansa kalmış durumlar, yine de işe yaramaz denilemez çünkü bazen tank sürücünün ve tank komutanın görüşüne mani olmak, tankı başka silahlarla vurmayı veya tanka yakından hasar verebilecek taktiklerin uygulanması için tanka yaklaşmayı oldukça kolaylaştırabilir.

    o dönemki talimnameler (field manuel) ve istihbarat bültenleri (intelligence bulletin), molotof kokteylinin genel olarak tankın arka tarafına atıldığını ve atılması gerektiğini söylüyor. çünkü:

    -tanka arkadan yaklaşmak, önden yaklaşmaktan çok daha kolay ve güvenli.

    -tankın arkası, önüne göre zırh ve donanım yönünden çok daha zayıf.

    tankın arkasındaki bu zırh zayıflığı, molotof kokteyline belirgin bir avantaj sağlamaz çünkü molotof kokteyli yapısı ve kullanım amacı itibariyle daha çok donanım zayıflığından faydalanır. motor bölmesi/ızgarası ve hava alığı(air intake), tam olarak arkada veya arkaya yakın noktalarda bulunur, yani burada molotof kokteylinin tesir edebileceği değerli güvenlik açıkları vardır. aşağıdaki fotoğraflarda sırası ile rus t-60 ve amerikan m4 sherman tanklarının arkasını ve ızgara yapısını görebilirsiniz.

    motor bölmesinden ve ızgarasından içeri doğru sızan bir kokteyl, motor çevresinde yangın çıkarabilir, motora yakın olan diğer donanımlarda ciddi hasar ve arıza oluşturabilir.

    tankın hava alığının üzerine isabet eden kokteyl, yandığı sürece boyunca bulunduğu noktadaki havayı tükettiği için motorun hava yakıt karışımını sekteye uğratır. bu durum motorun hava kıtlığına girmesine sebep olur yani motor yanmayı/çalışmayı sürdürecek kadar temiz hava temin edemediği için çalışmayı durdurur. tank çok mühim bir özelliği olan hareketliliğini kaybeder. bu sonuç, tankı ve içindekileri öldürmese veya tam olarak tankı tahrip etmese bile tankın hareket kabiliyetini öldürür. hareketsizlik, yeni molotof kokteylleri ve gerçek tanksavar (antitank) silahları için tankı çok daha kolay bir hedef haline getirir.

    mürettebatın tanka girip çıkmak için kullandığı kapakların tam kapanmaması, açık kalması veya tam sızdırmaz şekilde kapatılamaması gibi olumsuzluklar, molotof kokteyllerinin bu noktalardan tankın içine sızmasına ve doğrudan tank mürettebatına ve tanka zarar vermesine neden olabilir.

    eğer düşmanın molotof kokteyllerine hedef olmuş bir tankın içindeki mürettebat ve çevredeki diğer destek unsurları, tankın dışındaki yanmanın bitmesini beklemez, yeni molotof kokteyllerinin aynı bölgelere gelmesine mani olamaz, o esnada da mürettebat paniğe kapılır ve dışarı çıkmaya çalışırsa, yani çıkış kapağını açarsa, sonuçta molotof kokteyli kazanmış, tank ve mürettebatı da kaybetmiş olur.

    yazının başında her ne kadar tankın bir molotof kokteyli karşısında aciz kaldığını belirtsek de, gerçekte bir tankı etkisiz hale getirmek için doğru noktalara oldukça fazla molotof kokteyli atmak gerekebilir ve bu durum tanka oldukça yaklaşmayı veya tankın size yaklaşmasına müsade etmenizi gerektirebilir. bazen de aşağıdaki fotoğraflardaki gibi tek veya çok kişilik kazılmış siper tarzı çukurlarda kamufle olup, tankın yakınınızdan geçmesini beklersiniz ve tank, menzilinize girdiği zaman molotof kokteyllerini atmaya başlarsınız. bu tür çukurlarda hareket alanınız çok rahat ve yeterli olmadığı için isabetli atışlar yapmanın oldukça güç olduğunu belirtmekte fayda var. aynı zaman da molotof kokteyli atmakla görevlendirilmiş askerlerin karşılaştığı düşman tankının zayıf noktaları hakkında bilgi sahibi olması gerekir yani asker, karşısındaki tank modeline göre görüş bölmelerinin/yarıklarının, periskopların, hava alıklarının, motor bölmesi ve ızgarasının nerede olduğunu bilmelidir ki, umulan etki için atışlarını bu noktalara yoğunlaştırabilmelidir.

    elbette modern tankları yazının bütününde bahsettiğimiz bu olumsuz senaryolara karşı büyük oranda tenzih edebiliriz çünkü bu senaryolara karşı yangın söndürücüler ve hava alıklarına/motor bölmesine dışarıdan etkinin zorlaştırılması gibi ciddi ve modern birçok karşı önlem alınmıştır ama modern tankların çevreyi görüntülemek ve atış sistemleri için veri toplayan elektro/optik sensörleri olur, parıl parıl tankın önünde parlayan lensler. onların üzerine molotof kokteyli atılsa ne olur veya modern savaşın şartlarında böyle bir şeyi yapabilecek menzile girmek mümkün müdür?

    bu yazı ile ilgili ileri bir okuma yapmak adına, ikinci dünya savaşı'nda alman ordusunun düşman tanklarını bir çeşit yakın muharebe ile nasıl imha etmeye çalıştığını şuradaki yazıdan okuyabilirsiniz: ikinci dünya savaşı'nda alman tanksavar taktikleri

  • başlık: otobüsle eve giderken daha önce

    "yapmadığım bişey yaptım ve sessiz bi şekilde osurdum. ortama yayılan kokunun farkındaydım ama kimse benim yaptığımı bilmiyordu. kulaklıklarımı taktım ve çevreyi süzdüm. yüzü ekşiyen kızlar, suçu birbirine atan liseliler, eşarbıyla ağzını kapatan teyzeler...
    bir anda popüler olmuştu osuruğum ve ıkınarak bi tane daha çıkardım. cam açanlar, daha çok rüzgar gelsin diye gaza basan şoför, nefesini tutmaktan mosmor olmuş bi kaç amca...
    en sonunda bu zevki katlamak istedim ve allaaaaahhhhh nidalarıyla koltuğa sıçtım." (yarim altin)

    -------------------------------

    evet piçler yine sandalyeden düşürdünüz.

  • kepazelik.

    linki şu: http://www.youtube.com/watch?v=pmcqrzl3kkq

    mesajı da şu:

    sevgili çoban çocuk,
    ne kadar yazık sana. öyle oğlaklarla, oksijenli havada, taş dizerek filan köylü köylü yaşıyorsun toz toprak içinde. ay kıyamam dişi de yok ne tatlı! halbuki köyüne gelip toprakları dinamitlesek, savrulsan şöyle bir. şaşkın şaşkın bakmana aldırmadan, sen ne olduğunu anlamadan gökten demirler, betonlar yağdırsak, asfaltlar döşesek her yere, egzoz egzoz kokutsak ortalığı ne güzel olur. çok iyiyiz değil mi? her şey senin için çoban çocuk. senin iyiliğin için. sen modern ol, öyle pisilkelköylü olma diye. toza toprağa belenme diye. taşları üst üste dizeceğine legoları diz, plastik topunla oyna, saf keçi kaymağı yiyeceğine e330 içeren algida ye diye. sonra da kirlenmek güzeldir diyip, sana debelenecek bir parça çimen ekelim kapının önüne, ona da "çimlere basma" diye tabela yazalım, basama diye. o içine ışınlandığın dublekse annen temizliğe gitsin, sana da "varoş" diye gülebilelim diye. o filmin başındaki böceği de detan böcek yemiyle yuvasında öldürelim, o çalıyı da keselim yerine ithal bahçe düzenlemesi yapalım da ihya ol diye. çünkü sen milletin efendisisin, efendi efendi otur şehirde diye.

    şehirleşme ne kadar muhteşem bir şey bilemezsin çocuk. bunu tartışmaya bile gerek yok. konya ovası'nın yüzölçümünden de utanmadan buğday ithal etmek ne şahane. iki kelimeyle gerçek oluyor bu: tarım politikası. (başka öyle sihirli şeyler de var üç harfli, sen cahilsin, bilmezsin. abd var, imf var, akp var.) senin karnını çobanlıkla, çiftçilikle doyurmanın yollarını arayacağımıza seni, kendini bile köyünden, köylülüğünden tiksindirecek, gecekondulara imrendirecek kadar fakir, mahrum, cahil bırakmak ne harika. şehirde bin beter fakirliğe, mahrumiyete, cehalete mahkum etmek ne gorgeous! ama merak etme, sana kredi vereceğiz. faiziyle alacağız. ödeyeceğim diye sefil olacaksın. ne müthiş değil mi? çünkü biz "türkiye’nin potansiyelini gerçeğe dönüştüren banka"yız. sen gerçek değilsin, yoksun, potansiyelsin. seni gerçeğe dönüştüreceğiz. ne süperiz.

    ay çok şirinsin. o önüne düşen tuğlayı da kafana attıydık, isabet etmedi. kusura bakma, olur mu.

    seni seven,
    g.b.