ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
iki talebe arasında geçmekte, ben bir büfede sosisli yerken geldiler, iyi ki geldiler.
çocuk1: olm çok mutluyum lan.
çocuk2: normal abi, sevgilisi olan sensin, gerçi kızda bıyık var...
ç1: abi bak düşün bir kere, düşün, niye bıyıklı?
ç2: neden olcak, epilasyon denen şeyi bilmediginden.
ç1: olm öyle olsa bile ben mutluyum, düşünsene, kim benim sevgilime laf atar ki?
ç2: haklısın ben atmazdım.
ç1: tabii abi, çok çirkin, ben sevgilisi olmadan onu yolda görsem, ben de atmazdım ama gene de mutluyum, sevgilim çok çirkin, bıyıklı, kollarından kıl fışkırıyor ve içim rahat, kimse ona laf atmaz.
ç2: lan iyi de kız kıllı?
ç1: olsun, biri ona laf attı diye kavga etmek zorunda değilim, çünkü biliyorum, kimse laf atmaz ona...
olm yemin ediyorum dönüp cocugun kafasını okşayasım geldi, bu nasıl bir iyilik lan... sosisli ağzımdan fışkıracaktı az kalsın... afferim.
dans ederek gitmediğiniz işi bırakın
-
doğru söylüyor. metrobüse binerken yaptığım kıvrak figürler olmasa işe gidemez, bırakmak zorunda kalırdım
bas gitarın çok gereksiz bir enstrüman olması
-
15 yıllık bas gitaristlik hayatımda geçen yıl doğruluğunu anladığım durumdur. şöyle ki, taksim (bkz: dorock) barda düzenli sahne aldığımız zamanlardan birinde, judas priest'ten painkiller çalıyoruz. baya da iyi yardırıyoruz parçayı normalde. ancak alkolün etkisiyle sanırım, bu sefer ben parçanın daha girişinde mavi ekran verdim. parçanın hangi nota ile başladığı konusunda bile bir fikrim yok. beyin olmuş tabula rasa. lan dedim bittik. sonra aklıma geldi, olm rezil olacağına kapat potanstan gitarın sesini, çalıyormuş gibi yap. ama nasılım a dostlar, görmeniz lazım...yılların air guitarcılarına taş çıkaracak hareketler yapıyorum. bir davulcuya gidiyorum şekil yapıyorum, bir seyirciye gidiyorum gitarı biralarla tokuşturuyorum falan. insanlar gazdan ölecek.
arkadaş, grup arkadaşlarım da dahil, biri de çıkıp demedi ki aga bu nedir? lan bildiğin çalmadım parçayı, kimse anlamadı. tebrik falan aldım hatta milletten. orada anladım ki, boş işler bunlar. o zamandan beri jamiroquai falan çalıyorum daha çok lan. nasıl travma yarattıysa artık...
denizin buz gibi sularından gelen edit: işittiğim laflar sebebiyle illa "ironiden anlamayan nesle aşina değiliz" diye not düşüreceksiniz adama. hayatımın yarısını verdiğim bir enstruman için nasıl "boş işler bunlar" diyebilirim ki?
yılmaz özdil'in 2500 liralık özel basım kitabı
-
atatürk'ü kullanıp para kazanmaya doymamış birinin yeni hedesi.
bununla sürekli allah ve bilmem ne diye kitap çıkaran adamlar arasında cidden ne fark var?
belçika'da katliam yapan türk
-
avrupa'dan bakınca nasıl bir ülke olarak görüldüğümüzün ibretlik tablosu. sorsan hakimler savcılar adaleti sana bana bırakmazlar.
tüm zamanların en karizmatik cümlesi
-
gentlemen, welcome to fight club !
elon musk'ın hamile çalışanlarını kovması
-
ya size ne elon musk’tan amk
o hamile twitter dan çıkar instagram a girer hiç mi iş bulamadı devlet bakar
niye bu elon musk veya abd merakı
türkiye’de 250 dolara günde 12 saat çalışanlar için başlık açsanıza
sigortasız çalıştırılan çocuk işçiler için başlık açsanıza
eve gidince haber ver diyen insan
-
haber vermezse, sorun olursa yapabileceği hiçbişi olmasa bile sağ salim döndüğünü öğrenince içi rahatlayan, huzura kavuşan biriyse, en asil duyguların insanıdır