ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
abd'de sevgilisinin evine zorla giren adam
-
türkiyenin sınır kapısı sanmış omuz atarak girmeye çalışıyor, ulan sem amca yer mi?
abd'de bırak birinin evini zorlamayı bahçesine bile giremezsin bazı eyaletlerde yol çizgisinden çıkmayacaksın, her ülke yol geçen hanı değil bizimkiler gibi.
kokusuyla tadı arasında müthiş fark olan şeyler
-
(bkz: yanmış kibrit)
trabzon'da portekizli turiste sözlü saldırı
-
kadın normal pantolonlu ya da eşofmanlı öyle bir şey, herif diyor ki “bacaklarını açarak oturmuş merdivenden kaldırdık, erkek insanlarımız rahatsız oluyor.”
ulan siz insan mısınız be şerefsiz?
arkadaş ben bu insanlarla aynı tarafta değilim ben bunlar gibi değilim nasıl bir yere dönüşüyor lan memleket?
trainspotting
-
danny boyle'un şahirane açılışlarından birine sahiptir, "opening scene" kavramını pekiştirmemi sağlamıştır.
(bkz: http://youtu.be/naf_wieb9qs)
bunun gibi bir çok efsanevi kısımlara sahiptir.
öğrenimim boyunca "trainspotting gibi film yapsam daha ne isterim" dememe vesile olmuştur.
ankara'nın en güzel yeri
-
bu yer ile ilgili bir istanbul xyz'si esprisi daha yapan olursa klişe timini çağırıyorum.
ulan anladık, hepiniz büyük büyük dededen, doğma büyüme, saray eşrafı çocuğu istanbul tayfasısınız. zaten hiçbirinizin dedesi 50 yıl önce iç anadolu'da eşek skmiyordu. hepiniz istanbul'da denize nazır yalılarda spawn oldunuz.
gelmeyin lan zaten ankara'ya bir daha. en azından kafamız sikilmez sizin istanbul bikbiklemelerinizle. gidin 15 milyon, alt alta, üst üste, dakikada yarım metre ilerleyen trafiğe saatlerinizi gömerek, giremeyip uzaktan melül melül baktığınız denizinize karşı otsbir çekerek ankara'ya çemkirin oradan. haydeee.
(bkz: neden delirdim)
tacizci adamın aile boyu tecavüze uğraması
-
vahşet olan, savunulmaması gereken ilkelliktir.
24 mayıs 2022 türgev'in kılıçdaroğlu'na cevabı
-
siyasal islamcı zırvalarıdır.
fetö'yü taklit edip milleti fetöcülükle itham eden tipler bunlar. dünyanın en pahalı bölgesinde öğrenciler için bina yapıyorlarmış, yersen. milletle ciddi ciddi dalga geçiyor bunlar. servetlerinin, kadrolaşmalarının, imkanlarının haddi hesabı yok, ama fetöcü olan biziz yine amk.
bu tip zırvalara inanmamayı akp sayesinde sindire sindire öğrendik. fetullahçılar bu tip açıklamalar yapınca ana avrat döşeyen akp'liler şimdi çıkmış aynı tür açıklamalar yapıyor. kaderin cilvesi işte. sonunuz benzesin.
akp elindeki ibb yoluyla milyonlarca lira paramızı bu tiplere yedirdiler yıllarca. şimdi de sefasını sürüyorlar.
(bkz: ibb'den 2 milyon tl burs alan akp k.k. başkanı)
(bkz: ravza kavakçı'nın ibb'den 155bin dolar burs alması)
(bkz: akp döneminde ibb'nin 62 milyon tl'lik bursu)
meb'in 10. sınıflara verdiği ingilizce kitabı
-
uzaylılarla dostluk kurmanın en güzel yolunun halay olduğunu gençliğe anlatan nadide kitap;
görsel
yalnız en alttaki promise ve visit'e takıldım, yüksek ihtimalle halaydan sonra şöyle bir diyalog yaşanmış da onu aktarmaya çalışıyorlar;
-yeğenim bunu saymıyoruz, söz ver bir daha ziyaret edeceksiniz bizi ve köyümüzü.
-ne demek hüseyin abi, ne demek.. yeminle her yaz tatili burdayız artık.. diley diley yamaney dililili (zılgıt)
feodalizm
-
batı roma imparatorluğu 'nun, kavimler göçü neticesinde topraklarına saldıran barbar kavimler tarafından yıkılması ile başlayan süreçtir. (476) ortaçağ 'a damgasını vuran yönetim biçimidir. istanbul'un fethi (1453) ile sona erdiği kabul edilen bu süreç "karanlık çağ" olarak da adlandırılan yaklaşık bin yıllık bir dönemi kapsamaktadır.
kavimler göçü sebebiyle oluşan otorite boşluğu yüzünden genel bir karmaşa ve güvensizlik ortamı oluştuğu için insanlar kendilerine koruyucu olarak bir senyör tayin etmek zorunda kalmışlardır. büyük toprak parçalarına hükmeden senyör, kendi tebaasını surlarla çevrilmiş kentlerin içinde yönetmiştir.
zayıflayan devlet idarelerinde kral tek başına topyekün bir ülkeyi yöneten mutlak irade olmaktan çıkmış ve senyörlerin senyörü haline gelmiştir. kendi toprak parçalarını yöneten senyörlerin bölgelerine karışma yetkisi bulunmayan kral, ancak kendi dukalığındaki kent halkının yaşamına doğrudan müdahale imkanına sahiptir. yine de bir savaş durumu söz konusu olduğunda ve tüm senyörlerin üstünde karar verme yetkisi kendisindedir. kralın bu mevkisi eşitler arasında birinci olarak nitelenir. (bkz: primus inter pares)
derebeylik rejimi olarak da adlandırılan bu dönemde din fazlası ile ön plana çıkmış ve kilise gücünün doruğuna ulaşmıştır. kilise ülkeler üzerinde büyük bir hakimiyet sağlamış ve avrupa halklarının yaşamına doğrudan müdahale etmiştir. ilkçağ 'da hakim olan akılcı ve dinamik felsefe bilimi sekteye uğramış, düşünce özgürlüğü yok olmuş ve skolastik yani durağan ve yasakçı düşünce egemen olmuştur. kilise engizisyon adı verilen mahkemeler kurarak her türlü yenilikçi düşünceyi daha filizlenmeden mahkum etmiştir. kilisenin dayattığı ve kutsal olduğu öne sürülen dogmaları referans alan bu mahkemeler binlerce insanı haksız yere yakılmak sureti ile idama mahkum etmiştir.
senyör ve vassal (senyörden küçük ve ona bağlı soylular), rahipler, serfler'in (toprak sahibi olmayıp onu işleyenler) toplumsal katmanları oluşturduğu bu düzende zamanla ticaretin gelişmesi ile yeni bir sınıf ortaya çıkmıştır. burjuva adı verilen bu sınıf ticaretten edindiği artı değer ile siyasal ve ekonomik alanda söz sahibi olmaya başlayacaktır. burjuva sınıfı sahip olduğu güçle bilimin ve sanatın gelişmesine katkıda bulunmuş ve rönesans denen aydınlanma döneminin başlangıcına sebep olmuştur. (bkz: medici)
cb külliyesine 650 milyon liraya ek bina yapılması
-
ben hakkımı helal etmiyorum. şimdiden söyleyim de ne yediğinizi bilerek yiyin, sonra öbür tarafta şey olmasın.
95. oscar ödül töreni
-
kazananları belli olan tören. everything everywhere all at once 7; bence yılın en iyisi all quiet on the western front 4 ödül alırken , the banshees of ınisherin, tár ve elvis ise törenden eli boş döndü. törenin kırmızı halı fotografları için şuraya ve buraya göz atabilirsiniz.
> film everything everywhere all at once | daniel kwan, daniel scheinert, jonathan wang
> yönetmen daniel kwan & daniel scheinert | everything everywhere all at once
> erkek oyuncu brendan fraser | the whale
> kadın oyuncu michelle yeoh | everything everywhere all at once
> yardımcı erkek oyuncu ke huy quan | everything everywhere all at once
> yardımcı kadın oyuncu jamie lee curtis | everything everywhere all at once
> özgün senaryo everything everywhere all at once | daniel kwan, daniel scheinert
> uyarlama senaryo women talking | sarah polley
> kurgu everything everywhere all at once | paul rogers
> görüntü yönetimi all quiet on the western front | james friend
> prodüksiyon tasarımı all quiet on the western front | christian m. goldbeck, ernestine hipper
> kostüm tasarımı black panther wakanda forever | ruth carter
> özgün müzik all quiet on the western front | volker bertelmann
> özgün şarkı “naatu naatu”, rrr | m.m. keeravaani, chandrabose
> makyaj & saç tasarımı the whale | adrien morot, judy chin, annemarie bradley
> ses top gun maverick | mark weingarten, james h. mather, al nelson, chris burdon, mark taylor
> görsel efekt avatar the way of water | joe letteri, richard baneham, eric saindon, daniel barrett
> uluslararası film all quiet on the western front
> animasyon guillermo del toro’s pinocchio
> belgesel navalny
> kısa film an ırish goodbye | tom berkeley, ross white
> kısa animasyon the boy the mole the fox and the horse | charlie mackesy, matthew freud
> kısa belgesel the elephant whisperers | kartiki gonsalves, guneet monga
*
*
ateizm ile mutluluk arasındaki çelişki
-
yoktur.
mutluluk senin ipe sapa gelmez mitolojilerine inanmamla değil, kendi iç bütünlüğüm ve eylemlerimle alakalıdır.
cmylmz diamond elite platinum plus
-
halktan, sokaktan kopmuş diyesim geliyor ama pek çok kişi söylemiş zaten.
cem yılmaz muhtemelen hiç metrobüs'e binmemiş. hiç marmaray'la denizin dibinde kalıp yürümemiş. en son ne zaman tahtakale'de dolanmış bilmem. üç harfli marketlerden alışveriş yapmış mı hiç? kusura bakmayın ama türkiye'de sıradan hayatın son 20 yıldaki akışından pek bir detay yok artık esprilerinde. zaten kendi dar arkadaş grubu dışında kaç kişiyle gerçek ilişkiler kurabilir bunca servet ve şöhretle. sonuçta tükeniyor o kaynak da. ben 70'li, 80'li yıllar nostaljisi yüklü filmlerini de çok başarılı bulmuyorum. çünkü bende bir karşılığı yok.
ha, yaşım da cem yılmaz'a yakın bu arada. nesil farkımız yok. ama hayat apayrı yerlere sürüklemiş bizi. halbuki 90'larda ben de istiklal'de fink atıyordum. aynı mizah dergilerini okuyor, aynı barlarda içiyor, aynı sınırlı medyaya maruz kalıyorduk. her şey çok güzel olacak örneğin, ne kadar bizden, sokaktan bir filmdi. ama son izlediğim ali baba filmindeki karakterler gerçek hayattakinin kötü bir kopyasından da kötü. gülünç bile değil, acınası. halbuki sokakta çok daha komiği ve sahicisi var bunların. ama cem görmemiş ki bu evrimi. en son ne zaman nalbura, elektrikçiye, iddia bayine gitmiş? gerçi gitse bile hangi seviyede ilişki kurabilir ki?
şimdi ben yine toplu taşımadayken cem teknesiyle koyları dolanıyor. çevresinde de onlarca şakşakçı. bu saatten sonra da pek bir güncel ortak gülmecemiz olmaz herhalde.
eski esprileri, eski filmleriyle yad edelim artık. her şey için teşekkürler.
uzi'ye itibar suikastı yapılması
-
itibarı var mı ki suikastı olsun? dediğimdir.
edit: uziyi ne tanırım ne de 1 kere dinlemişimdir. sen dünkü boq isen başkasına boq atamazsın arkadaşım. sana verilene razı olacaksın. gelmişsin 30 yıllık sanatçıyla kendini bir tutuyorsun. sen de müziğe yıllarını ver sen de saygınlık kazan. uzun vadede bu tarz dissler işe yaramaz.
musti zaten yıllar önce buna cevap vermiş