hesabın var mı? giriş yap

  • diyenini duymadım! kadınlar asla böyle şeyler söylemezler.

    hatta yakın kız arkadaşlarıma "araba, para önemli mi?" dediğimde sürekli "hayır, ne alakası var" cevabını aldım.

    ama ilginçtir hiçbir kız arkadaşımın eski sevgilisi arabasız olmadı... hep öyle denk gelmişse demek ki...

  • dünyada fransa’dan sonra en fazla yüz naklinin yapıldığı ülke türkiye. türkiye’nin yüz nakli macerası, 2012 yılında prof. dr. ömer özkan tarafından uğur acar’a yapılan ameliyat ile başlamıştı. türkiye’nin ikinci yüz nakli, hacettepe üniversitesinde cengiz gül’e, üçüncü yüz nakli gazi üniversitesinde hatice nergis’e, dördüncü yüz nakli akdeniz üniversitesinde turan çolak’a, beşinci yüz nakli akdeniz üniversitesi’nde recep sert’e, altıncı yüz nakli salih üslün’e ve yedinci yüz nakli akdeniz üniversitesi’nde recep kaya’ya gerçekleştirildi. bugüne kadar yapılan yüz nakil ameliyatından iki kişi, ameliyat sonrası kullanılan ilaçlar ve doku uyuşmazlığı sebebiyle hayatını kaybetti.

    türkiye’de ilk yüz nakli operasyonu, 21 ocak 2012’de, prof. dr. ömer özkan tarafından akdeniz üniversitesi’nde yapıldı. ilk yüz nakil hastası, bir aylıkken evinde çıkan yangında yüzü yanan uğur acar’dı. uğur acar, nakilden sonra beş yıl içerisinde yüz fonksiyonlarının neredeyse tamamını kullanmaya başladı. yüz nakli operasyonu hakkında konuşan prof. dr. özkan, eski yüzü çıkartıp tümörü temizleyip yeni yüzü yerleştirdiklerinde bambaşka bir insanla karşılaştıklarını anlattı, “tüm ekip o an birkaç saniye durakladık. kendimizi çok farklı hissettik. karşımızda başka bir insan vardı” dedi.

    türkiye’nin ikinci yüz nakil hastası, cengiz gül’dü. operasyon, 24 şubat 2012 tarihinde hacettepe üniversitesi hastanesi’nde doç. dr. serdar nasır tarafından, yaklaşık 6 saat süren ameliyatla gerçekleştirildi. cengiz gül, 2 yaşındayken evdeki televizyonun patlaması sonucu yüzünün yüzde 70'ini kaybetmişti.

    17 mart 2012’de, gazi üniversitesi tıp fakültesi hastanesi’nde türkiye’nin üçüncü yüz nakli operasyonu, hatice nergis’e yapıldı. nergis, türkiye’de yüz nakli yapılan ilk kadındı. yaklaşık 12 saat süren operasyonu, gazi üniversitesi hastanesi’nde prof. dr. selahattin özmen gerçekleştirmişti. ameliyattan 4,5 sene sonra, yüz ağrıları yaşayan ve hastaneye kaldırılan nergis, kısa süre içinde kalbinin durmasıyla hayatını kaybetti. 15 kasım 2016’da hayatını kaybeden nergis’in ölüm sebebi tam olarak bilmese de, ameliyat sonrası kullandığı ilaçların etkisinin büyük olduğu konuşuluyordu.

    türkiye’nin dördüncü yüz nakil hastası, 15 mayıs 2012’de operasyona giren turan çolak’tı. 9,5 saat süren ameliyat, prof. dr. ömer özkan tarafından akdeniz üniversitesi’nde gerçekleşti. çolak, türkiye’deki ilk yüz nakil hastası uğur acar’dan etkilenerek ameliyat olmaya karar verdiğini ifade etmişti. operasyon sonrası antalya’ya yerleşti ve akdeniz üniversitesi’nde işe başladı. hastanede tanıştığı eşiyle 2015 yılında evlendi. turan çolak bugün, organ nakli konusuna farkındalık kazandırmak için akdeniz organ nakli sosyal yardımlaşma derneği’nde aktif çalışmalar yürütüyor.

    beşinci yüz nakil operasyonu, yine akdeniz üniversitesi hastanesi’nde prof. dr. ömer özkan ve ekibi tarafından 18 temmuz 2013’de recep sert’e yapıldı. ameliyat 6,5 saat sürmüştü. recep sert, operasyon sonrası evlendi ve çocuk sahibi oldu. bugün, kısa süre önce bursa’da açtığı kafeyi işletiyor.

    türkiye’deki altıncı yüz nakil operasyonu, 23 ağustos 2013 tarihinde salih üslün’e yapıldı. 7,5 saat süren ameliyat akdeniz üniversitesi hastanesi’nde prof. dr. ömer özkan ve ekibi tarafından gerçekleşmişti. dünyanın üçüncü tam yüz nakli olan operasyon, türkiye’de saçlı deri ve dilin de nakledildiği ilk ameliyat olma özelliğini taşıyordu. ameliyattan on ay sonra, üslün’e nakledilen dokunun uyuşmazlığı sebebiyle yüzünün yüzde 60’ı geri alındı ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

    yedinci ve şimdilik türkiye’nin son yüz nakil operasyonu 28 aralık 2013’te akdeniz üniversitesi hastanesi’nde prof. dr. ömer özkan tarafından recep kaya’ya yapıldı ve ameliyat 4 saat sürdü. recep kaya, 2004 yılında babasının av tüfeğiyle oynadığı sırada silahın ateş alması nedeniyle yüzünden yaralanmıştı.

    ardı ardına devam eden yüz nakli operasyonlarının bugün askıya alınmış olmasının en geçerli sebebi, ameliyat sonrası verilen bağışıklık baskılayıcı ilaçlar. teorik olarak uygun olduğu saptanan yüz nakil ameliyatları ve sonrasında verilen yüklü miktardaki ilaçlar, hastaların bağışıklık sistemi için risk taşıyor. ameliyat sonrası bağışıklığın uzun süre baskılanması, hastaların hayatını tehdit eden enfeksiyonlara, böbrek hasarına ve kansere sebep olabiliyor. türkiye ve dünyada da görüldüğü gibi; yüz nakli operasyonları, nakledilen yüze zarar verebilecek enfeksiyon gibi komplikasyonlarla sonuçlanabiliyor.

    kaynak

  • sevgili hemcinslerim; 6 ay sabır, saçlarınızı uzatın... zaten çirkinsiniz amk. çirkinliğinize çirkinlik kattıktan sonra o saçları bir güzel kestirin... emin olun sizi yakışıklı bulacak kadınlar çıkacaktır.

  • solcu demirspor'un ülkücü teknik direktörüyle ak partili osmanlıspor'la oynayacağı tam türkiye gibi maç.

  • eve gelen bir koli üzerinde adım, soyadım ve evlilik soyadımı gören 9 yaşındaki ege şaşırır...

    ege: anne, senin amerikalı arkadaşın fazladan bir soyadı yazmış yanlışlıkla.
    romica: fazladan değil, o benim evlenmeden önceki soyadım.
    ege: nasıl yani?
    romica: evlenince babanın soyadını kullanmaya başladım.
    ege: neden?
    romica: yasalar gereği öyle oldu.
    ege: ama o yasa değişmiş, şimdi kızlar soyadını kullanabilirmişsin...
    romica: ama son on yılda yaptığım her şeyi babanın soyadıyla yaptım, o yüzden değiştiremem.
    ege: babamla evlenmeden önce yaptığın her şeyi de kendi soyadınla yapmıştın ve değiştirdin ama!
    romica: öyle oldu maalesef...
    ege: garip...
    romica: ?
    ege: hep senin kadar tuhaf biriyle evlenmek istediğimi düşünürdüm...
    romica: eee?
    ege: ne bileyim soyadını değiştirmişsin, çok... ezik... evlenmek için soyadından vazgeçecek biriyle asla evlenmezdim!
    romica: ezdin oğlum beni cidden :)
    ege: eee? niye sırıtıyorsun o zaman?
    romica: hiiiç, hoşuma gitti :)
    ege: öfff, hala çok tuhafsın...

  • tatil icin ka$'a gidilir. varis saati gec oldugundan pansiyon ayarlamakla vakit kaybedilmez ve derhal kas maviye dalinir. bar kapaninca uyumak icin arabaya gidilir. arabada uyumaya calisilir ama sicaktan dolayi mumkun olmaz. vietkong arabanin ustune cikar ve uyur.

    vietkong durtulerek uyandirilir. 3 adet ekip arabasi ve bir dunya polis arabanin etrafindadir.

    polis: beyefendi neden arabanin ustunde yatiyorsunuz?

    vietkong: sicak?

    polis: ama ihbar geldi, arabanin ustune adam dusmus diye?

    vietkong: yok dusmedim. du$sem burasi gocerdi. (dogrulup kaportaya bakar) aslinda biraz da gocmus gibi ama du$sem daha cok gocerdi.

    polis: beyefendi kimliginize bakabilir miyiz?

    vietkong: tabi, buyrun.

    polisler gider, vietkong uyumaya devam eder.

  • kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.

    babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman yer, dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış

    öyle dönüp dururken ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor. baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.

    dönüş yolunda yine direksiyona geçirdi beni zorla, hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) nihayetinde; araba kullanacak cesaret ve yeteneğe sahip olmadığıma babam da ikna olunca, yer değiştirdik. tekrar yola çıkacağız

    babam- bak bakalım sağdan gelen var mı
    ben- maviden sonra yok

    yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu.

    babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.

    edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi

  • izmir tulumuyla karsilastirilmasi abesle istigal olan peynir. evvela parmesan, daha dogrusu parmigiano reggiano, ab yasalariyla koruma altina alinmis bir peynirdir. protected designation of origin etiketine sahip bu urunu kimse kafasina gore uretemez. uzerinde pdo amblemi olan urun bilin ki parma taraflarinda geleneksel tarifine uygun bir sekilde uretilmistir. izmir tulumuysa herhangi bir yasayla koruma altina alinmamis bir peynirdi ve turlu hilelerle uretilebilir. kalitesinden hicbir zaman emin olamazsiniz. izmir tulumu taze peynirken parmesa yillandirilmis peynirdir. biri elmaysa digeri armuttur.

    su yozgatta kahvaltida parmesan yiyordun tarzi sig muhabbetlere gelecek olursak. bir insan zaman icerisinde kendini gelistirebilir, farkli kulturleri taniyabilir, kiyaslama yapabilir. yozgatli olmasi sabahtan aksama oturup yer sofrasinda sogan kirmasini gerektirmiyor.

    ez cumle. parmesan'i da izmir tulumunu da severim. ikisi de kaliteli ve lezzeti bol peynirlerdir. biri digerini sikip atamaz. kaliteli iki urun icin bunu iddia edenlere riayet etmeyiniz, iki peyniri de hapir hupur goturunuz.

    budut: az evvel aldigim harika habere gore izmir tulumunun tescil sureci islemekteymis. yani yakin zamanda izmir tulumunun citasi yukselecek.