hesabın var mı? giriş yap

  • sovyet sinemacı lev kuleshov'un adını taşıyan deney. deneyde birbiriyle ilgisiz çekimleri montajlayarak izleyicide bunların bir bütün olduğu izlenimini elde etmeye çalışmıştır kuleshov. örneğin 1918’de ivan mozhukhin adlı dönemin ünlü oyuncusunu oyuncak ayı, bir kase çorba vs gibi görüntülerle yan yana getirince kuleshov, bu görüntülerin farklı ifadeler meydana getirdiğini, oyuncunun aslında aynı olan yüz ifadesinin onun bu objelere olan duygusal tepkisini veriyormuş gibi göründüğünü fark etmiştir.

    (bkz: montaj)
    (bkz: sergei eisenstein)
    (bkz: pudovkin)

  • "çıkar telefonunu." diyen çizgili tişörtlü milli irade dayıları yok, türbanlı bacılarım yok, haftada 6 gün, günde 10+ saat çalışarak asgari ücret alan insanların bindiği kalabalık metrobüs yok.

    bu mu gerçekten istanbul?

  • pygmalion etkisinin zıttıdır.
    karşımızdaki kişilerin bizimle ilgili düşük beklentileri olursa bu durum bizim olumsuz, motivasyonsuz davranışlar sergilememize sebep olur.

    golem tam bir oyun karakteri diye düşünürken hakikatten oyun karakteri çıktı.

    çok meymenetsiz bir abimiz kendisi.

    nerden gelmiş bu golem diyenler için not: golem bir musevi efsanesinin kahramanıdır. inanışa göre, haham judah loew ben bezale tarafından kilden bir heykel yapılır. musevi halkına yardımcı olması için ara ara canlandırılır. alnına emet (doğruluk) kelimesi yazılmaktadır. ruhları yoktur. zekası da düşüktür. bu özellikleri olmasına rağmen, musevi halkını korumaktadır. zamanla da güçlenmekte , etkisini arttırmaktadır.

    golem'in cumartesi günleri çalışması yasaktı. bunun için alnından e harfi silinirdi. silinmesi ile ortaya çıkan kelime met ‘tir. met'in anlamı ölümdür. çağrılan golemden harf silinir ve golem hareketsiz bir şekilde dururdu. bir cumartesi günü, e harfini silmeyi unuturlar. bu yüzden golem kontrolden çıkar. yakıp yıkmaya başlar. insanlara zarar verir. böylece durdurulmasına karar verilir, yakalanır ve alnındaki harfler silinir. ardından golem parçalara ayrılır ve saklanır.

  • bu ülkeden bir şey olmayacağını üstteki entrylerden anlayabilirsiniz.

    kara para var, mekan kurşunlatmak var, adam öldürmeye teşebbüs var, insan sağlığına tehdit oluşturacak ürün pazarlama var, naylon faturacılık var, türk insanına hakaret var ve bunları yaparken canlı yayın açıp halka yalan söyleme var. buna rağmen çıkaralım artık bu kadını dimi? çıkaralım da kaldığı yerden devam etsin, hatta bir yolunu bulup başka ülkeye kaçsın da oradan canlı yayın açıp toptan tükürsün yüzümüze. ne güzel istanbul be...

  • biri bu saçmalığa artık dur desin be. yemeği verin geçin. ne bu eziyet, şov merakı.
    geçen bir mekana girdik yemekten sonra tatlı yiyeceğiz. neyse tatlı geldi garson 20 dakikada anca servis edebildi baklavayı. almış çatalı bıçağı masaya, tabağa her yere vuruyor adam tempo tutmamızı, alkış yapmamızı bekliyor. çok içinde kaldıysa baterist olsaydın kardeşim, kadıköy’de liseli gruplarla sahneye çıkardın.
    kız arkadaşım da o ara telefonu çıkarmış videoya alıyor bu garsonu vaaay, süper ya, çokiiiiiyyy, ahahaha gibi tepkiler veriyor. (büyük şehirde ortam görmüş anadolu köylüsü gibi)
    yemin ediyorum o an hem yiyeceğim tatlıdan tiksindim, hem hayatımın aşkı dediğim kadından.