ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vitiligo
-
kadın siyah; simsiyah doğuyor...
sadece koltuğunun altında 12 yaşında ortaya çıkan bir beyaz leke var.
bugün 37 yaşında olan kadının rengi artık hem siyah hem beyaz.
o beyaz leke tüm vücudunu kaplamış.
kadın vitiligo hastası...
derimizde pigment üreten, dolayısıyla derimize rengini veren melanosit hücreleri vardır. çeşitli sebeplerden dolayı, bu melanositlerin hasar görmesi sonucu, pigment üretilemez. pigment yetersizliği sonucu deride, dağınık ve yama şeklinde sınırları belli olan beyaz alanlar (leke) oluşur. buna vitiligo denir.
http://www.dailymail.co.uk/…her-vitiligo-model.html
mrna aşılarının seneler sonraki yan etkileri
-
mrna aşılarının karşıtları inanılmaz cahilsiniz ama yapacağım açıklamalar sizi iyi etmeye yetmez. o nedenle size değil burayı okuyup aklı karışabilecek olan eğitilebilir cahillere seslenmek istiyorum.
mrna sitoplazmaya girer, çekirdeğe girmez.
mrna dizisinin okunma sayısı bellidir, üreteceği protein sayısı bellidir.
üretilen proteinin ömrü bellidir.
bu parametreler sabitken bu aşının uzun dönem bir etkisinin olması imkansızdır.
bakın düşük bir ihtimal de olsa olasıdır, mümkündür bile demiyorum
imkansızdır.
rica ediyorum sizden daha cahil insanların görüşleriyle aşı karşıtlığına kapılmayın.
bu alanda makale yazıyor olsam ben de uzun dönem etkileri araştırmalar henüz yapılmadığı için bilinemez yazardım ama halkın bu tip bir kesinliğe ihtiyacı yok. halk mümkün olan/makul olan kesinlikle yetinmek durumunda. her gün 3 kilo domates yemenin 10 yıllık etkileri üzerine de bir çalışma yok ve bu tarz bir beslenmenin uzun vadede insana ne yapacağı bilinemez. ancak domatesi biliyorsanız yiyecek adama yeme demezsiniz. hakkında makale yazıyorsanız bilemeyiz dersiniz.
mrna aşılarının uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz demek bu tarz bir veridir.
biliminsanları kafalarına göre asla zarar veremez, kesin zararsızdır diyemezler makalelerinde. bir şeyi bilmiyorlarsa bilmiyoruz yazarlar. zaten öyle de yazmak zorundalar. ben de bilimsel bir metin yazarken %99.9 emin de olsam %100 değilse bilemiyoruz yeterli çalışma yok yazıyorum. ancak mrna'yı biliyoruz, hücreyi biliyoruz, mrna'nın sitoplazma içinde ne yaptığını biliyoruz, aşının nasıl işe yaradığını çok net biliyoruz. tüm bileşenlerin ömürlerini biliyoruz. aşının insanlar üzerinde yapılan faz çalışmalarını ve sonuçlarını biliyoruz.
noktaları birleştirince makul kesinlikle aşının insanlığa faydalı olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
bunları bilerek isteyen aşısını olur, istemeyen olmaz.
konu bu.
edit: mesaj kutum çöktü. ilginize de eleştirilerinize de teşekkürler ama cevap yazmaya yetişmem mümkün değil. sözlüğün bu dinamik yapısı beni hep cezbetti. iyi ki varsınız.
kamu spotu: şeker orta vadede kesin olarak ömrünüzü kısaltıyor. aşıyı istiyorsanız tartışın ama şekerden uzak durun.
kürtçe
-
bugün şehirler arası otobüste biri kadın, diğeri erkek olmak üzere iki kişiyi bu dili konuşurlarken duydum. başta sorun değildi, ama zaman ilerledikçe durumdan rahatsız olmaya başladığımı fark ettim. bir zaman sonra ise artık tamamen rahatsızdım. oysa rahatsız olmam çok saçmaydı! önce, anlamadığım bir dil konuşulduğu için rahatsız olduğumu düşündüm; ama bu koca bir yalandı. italyanca ya da ne bileyim, fransızca olsaydı bu diyalog, umurumda bile olmayacaktı. sonra acı içinde fark ettim ki o iki kişinin bir şekilde bana zarar vereceklerinden korkuyordum.
tüm yol boyunca korktum. en ufak kıpırdanmalarından korktum, tedirgin gözlerle onları izleyip durmuşum yol boyunca kendim bile farkında olmadan. her an bir patlama sesi bekledim, hatta bir canlı bombanın hedef seçmesi için ne kadar uygunuz, onu hesapladım kendimce. belki de hiç düşündüğüm gibi değildir o işler; yabancısıyım, bilemiyorum. onlarsa yol boyunca o beni korkutan dilde konuşup gülüştüler. yani her insanın yapabileceği şeyler.
erkek olanın annesi olduğunu düşündüğüm kadın, muhtemelen kürtçe dışında bir dil bilmiyordu. belki şehrinden dışarı bile ilk çıkışıydı. eğer öyleyse ne güzel bir karşılama yapmıştım içimden ona. tüm bunları düşündüğüm için kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok utandım kendimden. kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok canım yandı hissettiklerimden. bana göre hiçbir dilden korkulmamalıydı ya, ikiyüzlülüğümden utandım.
oysa bana tüm bu mücadele, tüm bu dökülen kan saçma, aptalca ve hatta komik geliyor. önemsemeyi reddedeli çok zaman oldu içimde olan biteni. kimse düşmanım değildir benim, ben de kimsenin düşmanı değilimdir. bunlara rağmen yine de korkuyorsam bir şeyler her zamankinden de çok yolunda gitmiyor demektir bir yerlerde...
başkanlık sistemi tartışmaya açılabilir
-
(bkz: şer ittifakı)
bu nasıl ayrıştırıcı bir dil ya rabbi
yeni akit'in cem yılmaz'ı hedef göstermesi
sinema ve dizi tarihindeki pisi pisine ölümler
-
bana göre en hazin pisi pisine ölme kesinlikle ibrahim tatlıses'in sevgilisinin başına gelendir.
buradan
edit: link düzeltildi.
istanbul'da yürürken devamlı para istenmesi
-
istanbul sinirilarinda nerdeyse yuz metreyi para istenmeden tamamlamak imkansiz hale geldi .ne zaman bi yerde dursam hemen biri yanasir ve cesitli gerekcelerle para ister.
dilencilik ,insanlardan dogrudan para isteme , sigara isteme ,karnim ac adi altinda yemek parasi isteme , hayvanlari seviyor musunuz diyerek para isteme , trafikte aynanin kirilmamasi icin para isteme vb . istanbul insani devamli bir para istenmesi ile karsi karisya ve bu inanilmaz rahatsiz edici bir durum. tum bunlar o kadar kaniksanmis ki kimse ya sokakta herkes neden para istiyor demeyi birakmis
nikah masası ii
-
ümit besen den beklediğimiz bir atak. atmalı şu gölü artık. millet affedilmeyenin üçüncü versiyonuna geçiyor, biz hala tek bir nikah masası na sahibiz. olmaz! kendi yaratıcılık damarları tıkandıysa alsın benden söylesin:
dul kaldın sen seneler önce
unutmadım ben seni ömrümce
bekledim benim olursun diye
girersin kapımdan gelinliğinle
ne derlerse desinler senin için
dul kalmış olsan da sen benimsin
çocuğuna da çocuğum bilirim
yeter ki sen benim ol biriciğim
bunları derken aldım ben haberini
gelin oluyormuşsun etti mi iki
damat yine ben değilim başka biri
bu şarkının ismi nikah masası iki
nikahına beni çağır sevgilim
istersen şahidin olurum senin
bu adam kim diye soran olursa
allahın piskopatı dersin sevgilim
euro 2016 d grubu
-
alttan ders alır gibi her şampiyona'da aynı takımlarla oynuyoruz.
rusya gelseydi eğlenceli olabilirdi aslında.*
türk üniversitelerinin tek cümlelik özetleri
-
dokuz eylül üniversitesi : hadi her yere en az 1 saat uzaklıkta bir yere üniversite yapalım
9 ekim 2021 tamer karadağlı'nın haklı olması
-
bu her türlü saygısızlığı yapmayı sırf kadın olduğu için kendine hak gören tiplerden bezginlik geldi.
tamer karadağlı haklıdır.
yan yatarak üzüm yiyen roma imparatoru
-
roma'ya imparator olması için bu üzüm yeme sınavından başarıyla geçmesi gerekir. kim ki 12 saat boyunca yan yatarak üzüm yer, işte o adam roma'ya imparator olur. çok önemli!
iş servisindeyken sahile koşuya gidenleri izlemek
-
güzel bir şehirde yaşadığınızı gösterir. yozgat'ta işe gidenler de var bu memlekette.
valiyi umursamayan dönercinin kapatılması
-
insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.