ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beymen'de 53 bin tl'ye satılan langırt masası
-
o paraya amator kumede futbol takimi satin alinir, zevkine teknik direktorluk yapilir. yemisim langirtini.
14 aralık 2016 milli seferberlik ilan edilmesi
-
genelkurmay, mit, mgk ya da milli savunma bakanlığı toplantısında değil muhtarlar toplantısında edilmiştir.
vodafone'un eski iphone 4s'e 360 tl vermesi
-
az önce reklamda gördüğüm kampanya.
eski iphone 4 yada 4s'ini getirene 360 tl peşinat sayıp iphone 5 veriyormuş 24 ay taksitle.
4s'ini bana getiren olursa 450 veririm.
beni görmeden vodafone'na gitmeyin sakın.
şehit yakınlarının her alanda kayırılması
-
'sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın
...
ey şehid oğlu şehid isteme benden makber
sana ağuşunu açmış duruyor bak peygamber'
mehmet akif ersoy - çanakkale şehitlerine
askerlikteki x bilen var mı sorusu
-
kesinlikle en riskli sorudur. acemi birliğinde çaycılık yapmayı bilen var mı sorusuna mühendis bir arkadaş el kaldırmıştı bütün eğitimlerden içtimalardan yırtmıştı. usta birliğinde bilgisayar kullanmayı bilen var mı diye sorulduğunda ise el kaldıranlara eski tüplü monitörleri taşıtmışlardı.
edit: el kaldırmıştım.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bazen beni farkeden tek şeyin sensörlü lamba olduğunu düşünüyorum..
annenin 7 kürtaj yaptırdığını öğrenmek
-
ben kürtajdan dönen bir çocuğum örneğin. son anda vazgeçmiş 38 yaşında dünyaya getirmiş beni. yakın arkadaşı, yaşlılığında sana arkadaş olur(!) diyerek ikna etmiş. peh ne başarılı tespit, annem hiç yaşlanmadı 50sinde kaybettik.
falcao'nun 3 saatte 4 kilo et yemesi
-
"falcao 1.5 kilo kuzu kafes, 1.5 kilo dana kaburga ve 1 kiloya yakın dana antrikot yedi.
kolombiyalı yıldız daha sonra mekandan koşar adımlarla uzaklaştı."
koşar adımlarla uzaklaştıysa hesabı birine kilitlemiştir.
abdürrahim albayrak olabilir.
sistematik duyarsızlaştırma
-
biçimlendirmenin klasik şartlanmada kullanılmış hali olarak kabul edilebilir. özellikle korkuların tedavisinde kullanılır. kişi korktuğu uyarıcı ile kendisi için korkutucu olmayan bir derecede karşı karşıya getirilmektedir. bu düzeyde bir süre alıştırma yapıldıktan sonra uyarıcının derecesi biraz arttırılmaktadır. kişi belki biraz tedirgin olabilir ama tekrarla bu tedirginliği giderilir ve kişi bu düzeydeki uyarıcıya da alıştırılır. daha sonra uyarıcının derecesi biraz daha artırılır. bu şekilde aşamalandırılarak korku tedavi edilir.
insanın içini bir anda acıtan sözler
-
18 yıldır oturduğumuz ve babamın içinde hayatını kaybettiği evden taşınırken kardeşimin söylediği:
"hoşçakal baba. biz gidiyoruz."
kaan ertem
-
ekşi itiraf:
1998 yılıydı galiba. internet yeni yayılıyordu. kaan ertem de email adresini paylaşmıştı. muhtemelen türkiye'de bunu yapan ilk karikatürist, tüm basın aleminde de üçüncü, dördüncü yazar filandır.
neyse, ben de internet erişimi olan toy bir kekoydum. email'nin şifre hatırlatma butonuna tıkladım. galiba yahoo idi. şifre hatırlatma sorusu çıktı:
- what is your favourite book?
ben de cevap olarak leman yazdım ve tuttu. o zamanlar şifre hatırlatılınca yeni bir şifre verilmiyordu. mevcut şifre söyleniyordu. onu da gördüm ama neyse ki özel bir şeyi değildi. hesabına girdim. sadece birkaç email'e baktım. insanlar onu beüendiklerini yazmışlar. birkaç kişi de karikatür esprisi yollamış.
ne yapıyorum lan ben diye pişman oldum tabii. hemen kendisine bir email yazıp şifre hatırlatma sorusundaki bu açığı, daha güvenli şifre için ne yapması gerektiğini falan yazdım ve "sizi çok seviyorum" diye bitirdim.
hatta email gitmiş mi diye açıp bir daha adamın gelen kutusuna bakmış olabilirim. allah belamı versin.
sonra ondan cevap geldi. bu açıkları bilmediğini, öğrendiğinin iyi olduğunu yazıp bana teşekkür etmiş.
çok sevdiğim bir insandı ve bire bir biliyorum ki çok iyi bir insandı. allah ona rahmet eylesin. benim de taksiratımı affettsin.
bronenosets potyomkin
-
öyküsü şu şekildedir efendim:
--- spoiler ---
yıl 1905. odessa limanında, karadeniz kıyısı açığında demirlermiş çarlık zırhlısı potemkin'deki gemiciler, başka sorunların yanı sıra bir de yedikleri etten kurt çıkması üzerine, artık canlarına tak edecek duruma gelmişlerdir. bir grup gemici başkaldırır ve kendi arkadaşlarından oluşan bir infaz mangasına bu gemicileri vurma emri verilir. asilerin elebaşısı "kardeşler! kime ateş açacaksınız?" diye bağırır ve başkaldırı gemi çapında bir isyana dönüşür.
bu arada odessa sakinleri (işçiler, bebek arabalı anneler, sakallı üniversite hocaları, ayrıca bir sakat adam ve unutulmaz bir tip çizen kelebek gözlüklü yaşlı bir kadın...) isyancıların davasına hak verir ve kent ortasındaki geniş beyaz merdivenlerde neşeyle toplanır. beş dakika geçmeden birkaç yüz kazak askeri bu insanları yaylım ateşine tutar ve çiğneyip geçer. ama bu katliam devrimci ruhu söndüremez. son bölümde, potemkin zırhlısı, savaşa tutuşma kararlılığıyla bir çarlık filosunun üzerine doğru gider. filodaki toplar zırhlıya doğru çevrilmiştir, ama tam zamanında zırhlıdan "bize katılın" mesajını veren flamalar yükselir. filo ateş açmaz. herkes sevinç çığlıkları atar... budur...
--- spoiler ---