hesabın var mı? giriş yap

  • hem alkollü araç kullanıp hem de polisi görünce çakallık yapmaya kalkan trafik canavarlarına göz açtırmayan trafik polislerine sahip olduğunu öğrendiğim şirin belde.

    polislerin vatandaşa gaz - su sıkıp copla saldırmak yerine asli görevlerini yerine getirdiklerini görmek güzel.

    alkollü sürücüye göz açtırmayan polis iyi polistir arkadaşım. yok eskiden üflemezmiş de, şimdi üflemek zorunda kalıyormuş da... beter olun ulan, alkol alıp trafiğe çıkıp birinin canını yakacağınıza ehliyetinizden olun.

    bana kalsa değil altı ay, ömür boyu sürücü koltuğuna oturtmazdım sizin gibileri. bu kafa yüzünden edebiyle içenlere de diş biliyor alkol almayan adam.

    hem alkollü araç kullanıp hem de saf gibi polisin gözü önünde sürücü değiştireyim derken yakalanıp ehliyeti kaybedince zırlamak ne lan? allah akıl fikir versin. pes bu kadar yüzsüzlüğe.

  • manitanın arkadaşı kafayı bulunca beni kastederek, "gönül bu ota da konar boka da işte önemli olan sizin anlaşabilmeniz tabi netçede. bak bu kadar güzel kızsın ama gittin buna aşık oldun" gibisinden bi konuşma yapmıştı bi keresinde, o günden beri evden çıkasım, insana karışasım gelmiyor.
    hayır yani arkadaşım, hırsız mıyız, uğursuz muyuz? benim de gençken çok sevenim vardı lan köyde!!!!

  • bu sabah işyerine gelen bir arkadaşım şöyle dedi:

    "lan oğlum bu nasıl soğuk lan! paranoyak etti beni! gelirken ikide bir paçalara baktım, acaba pantolon giymeyi mi unuttum bu bacaklar nasıl bu kadar üşüyo diye!"

  • pucca isimli internet fenomeni ve yazar escobar twiti yüzünden yedi yıl hapis cezası aldı.

    seversiniz , sevmezsiniz.

    bu ülke fikri olanlara cehennem, kadın dövenlere, tecavüzcülere, hırsızlara, dolandırıcılara cennet.

    ülkemizde hukuk tacizcilerden çok fikirlere ceza verir.

    pucca'nın uyuşturucuya özendirmek gerekçesi ile aldığı yedi yıl cezayı biz defalarca şikayet ettiğimiz torbacıya aldıramadık.

    adam bağımlıyım, içiciyim deyip ceza almıyor

    pucca

  • yıllardır her gördüğümde selam verir laf atarım*, bir tane bile kabasabasına rastlamadım..

    oturduğum sitede selam verdiğimde alınmadığı çok olur.. üstü-başı temiz, eğitimli, belli bir sosyal görmüş geçirmişlikte olması beklenen insan müsveddeleri.. ama bu civanmertlerin bırakın selamı almamayı, karşılık verirken gülümsemeyenine bile rastlamadım.. hepsi aslan parçası..

    selamınızı, iyi dileğinizi eksik etmeyin onlardan..

  • hiç bir halt yapmadığı halde, "ben sizin için her şeyi yaptım, evimi arabamı sattım, hiçbir şeyi eksik etmedim" diyip(kesinlikle aksi durum söz konusu ise), bi de üstüne etrafa -kendi çabalarıyla bir yere gelmiş çocuklarıyla- ben yaptım işte benim eserim diyip caka satan baba hakkında ortaya çıkan en doğal sonuç, his.

  • nuri killigil,asker bir ailenin ferdi olarak 1890 ylında istanbul'da doğdu.enver paşa'nın kardeşi,halil kut'un yeğenidir.1911-1912 yıllarında mustafa kemal atatürk ile birlikte trablusgarp'ta savaştı.savaş alanındaki başarılarından dolayı 28 yaşında yarbay oldu.

    1. dünya savaşı'nın sonlarında azerbaycan'a hakim olan rus ve ermeni birliklerinin müslüman katliamları yapmaları üzerine,fahri tümgeneral rütbesiyle kafkas islam ordusu adına azerbaycan'ı işgalden kurtarma harekatı başlattı.bakü'yü işgalden kurtaran nuri paşa,bakü fatihi olarak tanındı.itilaf devletleriyle yapılan mondros mütarekesi sonrası kafkas islam ordusu da dağıldı.

    istanbul'a çağırılan paşa,ingilizler tarafından tutuklanarak batum'a gönderildi. 1919 yılında azerbaycan türklerinin yardımıyla hapisten kaçırılmasının ardından milli mücadele'ye katıldı.erzurum ve kars'ta silah ve cephanelerin bakımı için bir atölye kuran nuri paşa,düşmandan ele geçirilen silahları onararak anadolu'ya yolladı.

    savaştan sonra zeytinburnu'nda kok kömürü satan bir şirketi satın alıp burayı bir madeni eşya fabrikasına dönüştürdü. bu fabrikada tabanca, matara, demir çubuk, gaz maskesi ve mermi üretmeye başladı.daha sonra killigil fabrikasını genişleterek 1946'da sütlüce'ye taşıdı, yeni motor ve makinelerle havan ve havan mermisi üretimine de başladı.

    ancak dünya silah lobisinin hamleleriyle silah üretimi engellenmeye çalışılır. engellemelerden bıkan nuri killigil, fabrikanın silah üretmeyeceğini beyan ederek üretime gizlice devam etti.

    2 mart 1949 günü saat 17.10'da fabrikada faili meçhul peş peşe üç büyük patlama meydana geldi. ilk patlama kimyahanede olmuştu. oradan cephane deposuna sıçrayan ateş, mühimmatın patlamasına yol açmış, ertesi gün bile duman ve patlamalar devam etmişti. barut kokusu, galata köprüsünden hissedilmekteydi. fabrika çevresi, kordon altına alındı. içişleri bakanı, ankara’dan gelerek tahkikatla bizzat ilgilendi.

    aralarında nuri killigil'in de bulunduğu 27 kişi bu patlamada hayatlarını kaybetti. nuri killigil'in cesedi bulunamadı ve boş tabutla defnedildi. patlamanın kimler tarafından gerçekleştirildiği ise meçhul kaldı. olayın siyasi bir sabotaj olduğu da iddia edildi. 18 mart’ta olay mecliste görüşülürken, bazı milletvekillerinin "hadise örtbas edilmeye çalışılıyor" diye itiraz etmeleri, bu ihtimalin gözden uzak tutulmadığını gösteriyor.

    nuri killigil tarafından sınırlı sayıda üretilmiş 9 mm çapındaki, yarı otomatik killigil tabancası, zamanının ilerisinde bir tasarıma sahiptir. italyan silah üreticisi bernardelli tarafından kopyalanarak 1980'li yıllara kadar kullanıldı.mükemmel durumda saklanmış bir örneği istanbul harbiye askeri müzesi'nde görülebilir.

  • norveç'in kuzeyindeki adalar
    kimyadaydı sanırım kovalent bağlar
    içimde bir hasretlik, yüreğim kan ağlar
    niye gittin klaas-jan huntelaar

  • iki hafta once turkiyede piyasa surulen sigara. bakkaldan boyle istenmez tabii, soyle istenir:

    abi bi kisa marlboro versene.
    hayir oburunden.

  • beyaz gömleğin de ıslanınca iç gösterdiğinin farkına varılınca, siyah gömleğe geçileceğini düşündürür.
    gerçi o zamanda içte beyaz sütyen parlar, ooouv şimdiden bir hareketlenme oldu. yetkililer elbet buna da bir çözüm bulacaktır.