ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
klavyemden bi arf eksildiği için ayatıma trakyalı olarak devam ediyorum. epinize ayırlı günler arkadaşlar
bonfile
-
hakkında çok pratik ve bir o kadar da gizli pişirme tarifine sahip olduğum et türü. gizli bir tarikat gibi sakladım bu sırrı şimdiye kadar ancak artık sizlere de aktarmaya hazırım, malum bu sır benimle yok olup gitmemeli.*
eminim bu yöntemi yani sırrımı pek çok ünlü ünsüz şef bile bilmiyordur, bu tarihten sonra sağda solda çeşitli lokantalarda bu tarifle pişirilmiş bonfile yerseniz işte o an beni hatırlayın sevgili müritlerim.
öncelikle uyarmalıyım bu tarifle pişirilen bonfilenin iki tehlikesi var birisi ortalık yağ olacak ve evin hanımları sizi ilk etapta çok pis azarlayacaklar ama o eti yedikten sonra hepsi unutulacak, söz. ikinci olarak eti yerken parmakları da yeme tehlikesi var bu da ekstra kalori demek aman dikkat.*
tamam çok uzatmıyorum tarife geçiyorum:
öncelikle ve kesinlikle bonfile alın. bonfile diye size başka et kakalamasınlar. bonfilenin nasıl bir et olduğuna internetten bakın iyice ezberleyin, öyle markete vs. gidip güvenmeyin. adam gibi kasaptan alın hatta samimiyetiniz varsa danadan bizzat o anda çıkarttırın eti. sonuçta ciddi para vereceksiniz adam seve seve çıkartır eti size. tabi iki dilim alayım derseniz dövüp sövebilir o eti çıkarttırdığınıza göre maalesef hepsini alacaksınız iki üç kilo gelebilir uyarmadı demeyin. bu da 200 tl den az olmaz günümüz şartlarına göre düşünürsek.
etin rengi çok önemli canlı parlak kırmızımsı pembemsi tertemiz löp bir et olacak ve kalından inceye doğru kuyruk gibi bütün bir parça olacak. gereksiz yerleri itina ile temizlenecek ve 1,5 ila 2 cm kalınlığında dilimlenecek. dilimlendiğinde o pembemsi etin içerisinde beyaz yağ izleri olacak bunlar ete lezzet veren kısımlar ne çok ne az olmalı. eti çok fazla ve şiddetle dövemyip hatta mümkünse sadece elle biraz ezerek düzeltebilir kasap, aman canını çıkarır gibi girişmesin canım ete.
zaten bu aşamada daha o lokum kıvamındaki eti çiğ çiğ yemek isteyeceksiniz. evet etimizi aldık bir servet ödedik ve şimdi bu altın değerinde eti güzelce pişirip yaptığımız tüm bu masrafın zevkini çıkarma kısmına yaklaştık. en riskli bölüm burası. eti güzel pişiremezsek para, dolayısıyla o caanım et çöp demektir. önceki entry'lere baktım başka tarifler de var ve hepsi de gerçekten güzel tarifler ama pratik değil zahmetli ve uzun süren işler. bizim o kadar bekleyecek sabrımız yok unutmayın az önce o eti çiğ çiğ bile yemeyi düşündük.
işte şimdi sırrımı paylaşacağım esas ana geldik, yani olay pişirme kısmında gizli. (tabi etin iyi olduğunu varsayarak)
sevgili bonfile tarikatı müritlerim yanmaz yapışmaz tava, çelik tava vs fark etmez iyi kalite bir pişirici buluyoruz, geniş olsun yapacağınız et dilimi sayısının rahatça sığacağı kadar geniş olsun tıkış tıkış olmasın etler içerisinde.
tavayı ocağa koyduk ve içerisine et dilimlerinin yüksekliğinin (dilimleri 1,5-2 cm kalınlığında kestirmiştik yani yağ da tavanın içinde max 1 cm derinliğinde olabilir) yarısına yakınına kadar yağ koyacağız, etler yağın içinde kaybolmamalı az yağda pişecekler. ek olarak kullanacağımız yağ ayçiçeği ya da mısır özü yağı gibi yüksek ateşe dayanan bir yağ olmalı.
ateşi en üst seviyeye getirip yağı iyice kızdırıyoruz etleri atmadan önce. bu önemli yağ çok kızgın olmalı. yağın yeterince kızdığını anlamak için ufak parça (serçe parmağın tırnağı kadar ufak bir parça) eti tavaya attığınızda etin etrafında baloncuklar çıkarak fokurduyor ve yüzüyorsa yağ yeterince kızmıştır demek.
evet yağ kızdı sırada başka bir çok önemli an var etlerin pişme süresi. dilimlerin kalınlığına göre biraz fark etse de bonfile bence yani benim damak zevkime göre dışı nar gibi kızarmış kahverengimsi içi ise az pişmiş pembemsi olmalıdır. bonfileyi benim sevdiğim gibi yemek isterseniz yani dışı pişmiş içi pembemsi olsanız derseniz, deneyerek ve zaman tutarak yaptığım çalışmalara göre ortalama olarak size bir zaman dilimi vereceğim pişme süresi ile ilgili olarak. zamanı telefon vs. gibi bir alet ile kronometre tutarak ölçebilirsiniz. her saniye çok önemli süre uzarsa içi de dışı gibi pişiyor zira.
benim bulduğum zamanlar ortalama olarak şöyle : 1,5 cm kalınlığında dilimler için etin bir tarafını 75-80 saniye diğer tarafını da aynı şekilde 75-80 saniye pişirip alıyorum ve hazır oluyor. 2 cm kalınlığında dilimlerde ise 90-95 saniye pişiriyorum her iki tarafını da. ne kadar pratik ve kısa sürede olduğunu görüyorsunuz değil mi, eti kasaptan aldınız ve hop 2-3 dakika içerisinde yemek hazır.
yağda pişmesine rağmen etlerin çok hafif olduğunu ve hiç yağlı olmadığını görüp şaşıracaksınız.
süre tutarken etrafa yağ sıçrıyor telefonu ve ellerinizi uzak tutun, uzun bir maşa elinizde olsun bir taraf piştiğinde (güzel parlak kahverengimsi bir renk olacak pişince) hemen diğer taraflarını çevirip pişirin ve işlem bitince tavada bırakmayın. etleri aynı anda koyun aynı anda alın ki yağ soğumasın ya da biri az diğeri çok pişmesin bonfilelerin.
bitirmeden önce pratik bir bilgi de etraf çok batmasın yağ sıçramasın diye sağa sola gazete kağıdı serebilirsiniz (tavanın etrafına koyup da yangın çıkartmayın sakın yerlere koyun sadece).
son olarak afiyet olsun beğeneceğinizi umuyorum diyerek huzurunuzdan ayrılıyorum.
behzat ç.
yaşlı kokusu
-
aslen "2-nonenal " denilen doymamış bir aldehit molekülü,
diğer kimyasalların zamanla oksidatif parçalanmaları ile ortaya çıkan bu bileşen ; insanlarda “nahoş, yağlı ve otsu” olarak tanımlanan yaşlı insanların karakteristik kokusunu üretiyor.
yani nonenal üretimi, yaşlanma sürecinin doğal bir yan ürünü
japonların,bunun bilimsel açıklamasını yapabilmek için yürüttüğü araştırmada yaşları 26 ile 75 arasında olan deneklerinden 3 gün boyunca aynı tişörtü giymelerini istemişler ve kokuya bulanmış tişörtler kromotografi/kütle spektrometre ile incelendiğinde yaşlıların giydiği tişörtlerde yaş arttıkça çok daha yoğun oranda nonenal adlı bu moleküle rastlamışlar.
--------------------------------
40 yaşın üzerindeki katılımcılarda, 2-noneal konsantrasyonunun yaşla birlikte önemli ölçüde arttığı ,
bileşenin miktarı, en yaşlı katılımcıda,
orta yaşlarda olanlara kıyasla neredeyse 3 kat daha fazla
olduğu gözlenmiş.
--------------------------------
bu molekül, buğday ve bira dışında
eski kitaplarda bulunan kokuya da
karakteristik kokusunu veren
bir aldehite molekülü;
hatta bu yüzden nonenale "kütüphane aldehiti" deniyormuş.
--------------------------------
yaşlı insan kokusu için biyolojik açıklamalar çok net değil,
ancak araştırmacılar
insan vücudundaki kokuların
"cilt bezi salgıları ile bakteri aktivitesi arasındaki
karmaşık bir etkileşimden kaynaklandığını
ve cilt bezi kompozisyonu ve sekresyon değişikliğinin
gelişim boyunca yaşa bağlı bir biçimde değiştiğini belirtiyorlar
nonenalin yaşlılarda daha çok olma
sebebine yönelik
izahları ;
yaşlandıkça cilt yüzeyinde bulunan
omega-7 doymamış yağların artması
ve bunların okside olarak
nonenal miktarının artması ...
cildin antioksidan savunmasının bozulmasından
kaynaklanan nonenal üretimi
genellikle
erkeklerde ve kadınlarda
40 yaş civarında başlayıp
menopoz gibi hormonal değişikliklerle
daha da kötüleşebilen bir salgılama ...
cilt zayıflarken, doğal yağları daha hızlı oksitlenir.
yağ asitleri, yağ bezleri tarafından salgılanır
ve havadaki oksijenle reaksiyona girerek nonenal oluştururlar.
--------------------------------
suda çözünür olmadığından,
nonenal, yıkamaya rağmen cilde devam edebilir
ve hatta yoğun fırçalamadan sonra da kalabilir.
bu nedenle, son derece temiz ortamlarda bile koku devam eder.
pazarda kiloyla satılan beyaz sade gofret
-
kilosu 5 liradır başladığınızda genelde biter, bitmezse bir sonraki gün bayatlar tadı kuzu kalmaz. yiyin ulan ölmezsiniz ölünseydi biz ölürdük.
editoviç: son gelen zamların oluşturduğu buhran bu güzel atıştırmalığın fiyatını 10 liraya çıkartmayı başardı...
esenler otogarı
-
22:00'daki otobuse yetismek icin hizli adimlarla yururken;
- buyrun bagyan falanca yere mi gidiyorsunuz otobusumuz var?
- ...
- filancaya gidiyorsaniz otobusumuz var bagyan?
- ...
- hanfendi nereye gidiyorsunuz?
- cehennemin dibine!
- oraya da otobusumuz var?
- "cevab veremedi"
(bkz: based on a true story)
28 ocak 2020 arda turan açıklaması
-
adam hala normal birşeymiş gibi evet yanlışlarım oldu diyor.
yanlış dediği de silahla hastane basmak.
hangimizin yanlışı olmadı ki ardacığım? ben daha dün roketatarla kreş vurdum.
aydın yılmaz
-
kırılan ayağı, biten bir kariyerin habercisi olabilir. severdim kendisini, yeteneklerini kullanmayı bilmiyor olsa da. fakat değinmek istediğim konu bu değil.
kendisi sakatlanmadı, resmen kurban gitti. o zeminlerde top oynanırsa daha çok ayak kırılır bence. tekrar izleyen olursa dikkat etsin, aydın'ın o müdahalesinde yerde kayması lazım, fakat yerden sekiyor. yer beton gibi, çim dediğin yumuşak olur, kayar, öyle sektirmez insanı.
kimse sakın çıkıp bana "iç anadolu, hava şartları" bıdıbıdısı yapmasın. ingiltere'nin en soğuk yerinde nasıl öyle zeminler görüyoruz? rusya'da bile nasıl sahalar var...
bir futbolcu eksik alacaksın arkadaş. süper lig takımısın hele, bir tanesine milyon eurolar vermeyecek, o parayı zemine saklayacaksın. en iyi bakımı yapacaksın. bu işin şakası yok, insan sağlığından bahsediyoruz.
özetle böyle lige de, sahaya da, zemine de sokayım. elazığlılar derneği seri şekilde kötülesin isterse. mersinliyim, mersin idman yurdu sahası olsa yine yazardım bunları. elazığspor yönetimine, yetkililerine lafım. alınmayın üzerinize, atmayın ters mesajlar diye söylüyorum.
unutmadan, türkiye kupasına da sokayım, sana bir şey olmasın aydın. acil şifalar, umarım düşündüğümüz kadar kötü değildir.
onların doları varsa bizim de halkımız var
-
sat bakalım halkına kaç dolar verecekler.
nijerya'dan türkiye'ye 715 milyar usd gelecek
-
yok wakanda amk.
regl öncesi libidonun artması
-
yumurtanın boşa gideceğini anlayan vücudun verdiği teşvik primi.
usain bolt'un 100 metre mesafedeki bakkala gitmesi
-
msn, irc, icq muhabbetleri şu şekilde olabilir ;
[08:24] usain says : abi ben biraz afk, bakkala gidip gelecem
[08:24] arkadas says : tamam abi, hadi git gel.
[08:24] usain says : hah geldim ne diyorduk?
hatta abartılırsa şu şekilde de olabilir ;
[08:24] usain says : abi ben biraz afk, bakkala gidip gelecem
[08:24] usain says : hah geldim ne diyorduk?
[08:24] arkadas says : tamam abi, hadi git gel.