ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kabataş'ta görüntü yok özgecan'ın katlinde var mı
-
cevabı kabataş'ta görüntü var özgecan'ın katlin de ise deliller var olan soru. bunlar ciddi ciddi kabataş'ta çıkan ve bunların iftiralarını ortaya koyan görüntüleri yok sayıyorlar ya ben ona şaşırıyorum. lan kabataş'ta görüntü var var olmasına da sizi desteklemek bir yana iddialarınızı çürütücek şekilde var. yalan söyledik özür dileriz diyecek onur yok sizde ama onda haklısınız bak.
hadi demeden görüşürüz diyebilmek
-
yüksek konsantrasyon gerektirir. ben ne zaman bunu yapayım desem görüşürüzden önce haylaz bir hadi pörtleyiveriyor ağzımdan. garip.
(bkz: hadi görüşürüz)
beren saat'in hdp çıkışı
monoamin oksidaz
-
bu enzimleri kodlayan genlerin x kromozomunda olmasının anlamı, gende meydana gelen ya da ırsi olarak aktarılan bozuklukların erkeklerde daha sık görüleceğidir zira kadınlarda bir çift x bulunduğu için bir kromozomda meydana gelen problemi diğeri kompanse edebilir. özetle erkekler biraz da bu gen yüzünden daha çok eğilimlidir şiddete.
inci taneleri
-
yılmaz erdoğan andropoz'da anlaşılan.
gerisi spoiler.
kendine öyle bir karakter yazmış ki yaşlısı genci herkes aşık oluyor.
pavyondaki borderline konsomatris aşık oldu buna.
sonra ders verdiği kızın evindeki 21 yaşındaki hizmetçi kızın bi anda kanı kaynadı buna.
en son da ders verdiği kızın anası rolündeki selma ergeç buna vuruldu.
dudağını ısırıyor falan.
of senaryo zaten sıkıntılı ama yönetmen de yönetememiş.
yılmaz'ım rambo okan gibi o daracık omuzlarıyla vurduğunu deviriyor boyuna posuna bakmadan.
testesteron falan alıp biraz kas yapsaydı da hapisteyken çalışmış kas yapmış derdik.
ulan andropoz sen neler yapıyorsun insana.
19 litrelik damacanayı sebile yerleştiren kız
-
kendi yerleştirse kıllı, damacanayı getiren abiden rica etse yollu, yapmasa pasaklı, kocasını beklese feminist olacak kızdır.
yurt dışında istanbul'a en benzeyen şehir
-
(bkz: lizbon)
edit: aşağıda benim gibi düşünenleri cehaletle suçlayan, kendisine olan yanıtımı kamuya açık şekilde yazmadan direk kendisine kibar ve gülücüklü bir mesajla ilettiğim, ancak yanıtında "salak" ve "davar" şeklinde hakaretamiz ifadelerde bulunan dallamaya* da belirttiğim gibi; 6 ay barcelona'da, 1.5 yıl buenos aires'te yaşamış, kahire'de deniz olduğunu zannedecek, buenos aires'in 7 tepeli istanbul'la alakasız şekilde dümdüz olduğunu bilmeyecek kadar zırcahil dallamanın* bahsettiği tüm şehirleri bizzat görmüş, hatta bu dallamanın kimsenin zorbalığa uğramaz dediği barcelona'da 2 metre cüssemle bir soyulma, bir gasp yaşamış bir şehir plancısı olarak cevabım gene aynı: lizbon.
ispat niteliğinde şu görseli de şuraya bırakalım:
https://listelist.com/…14/08/lizbon-listelist-6.jpg
edit: entry'de adı geçen dallama* uçurulmuş. bu agresiflikle çok bile kalmış burada.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
devlet büyükleri ; çiğnediğiniz yasaları yere atmayın , sonra halk onları adalet sanıp yiyor!
muğla'daki doktorların başka şehre tayin istemesi
-
hangi şehir olursa olsun, memurların ev kiralayamadığı tek bir zaman dilimi hatırlamıyorum. hatta ev/barınma sorunu yaşanan bir dönem hiç hatırlamıyorum. ama son bir senedir, ev sahibi / kiracı kavgaları, ev bulamama sorunları her gün haberlerde var...
heralde orta çağda bile yaşanmamıştır böyle sorunlar. hayır o zaman barınma sorunu yaşayan bir şekilde gidip yokluğun ortasına evini yapıp yaşayabilirdi. şimdi onu da yapamıyorsun.
selçuk inan
-
oyun komutu cok basit olan fulbolcu,
if burak yilmaz yilmaz bos,
pas burak yilmaz
else
pas yandaki adam
ekleme: arkadaslar selcuk'ta oyun sirasinda gözlemlenen 3 saniye gecikmenin sebebi de bu program. su komutu calistirmasi 3 saniye aliyor. komut cökerse selcuk da cöküyor ve arkasini rakibe dönüp faul yapiyor. olay bundan ibaret.
ithal ikameci sanayileşme
-
50’lerin sonundan 70’lerin sonuna kadar türkiye'de uygulamaya konulan ekonomi modelidir. bu modele göre yerli sanayinin gelişmesinin öncelik olduğunu görüyoruz. o uzun 60’lar dediğimiz dönem hem dünyada hem de türkiye’de kalkınma kavramının ve sol fikirlerin öne çıktığı bir dönemdir. türkiye’de buna paralel olarak devlet planlama teşkilatı kurulmuş ve devlet hazırlanan 5 yıllık kalkınma planlarıyla demokrat parti dönemine göre ekonomide daha aktif bir role soyunmuştur. 65’te ap’nin başa gelmesiyle bu süreç devletin daha yönlendirici ve teşvik edici pozisyona geçmesine doğru evrilmiştir. günümüz avrupa birliğinin temeli olan avrupa ekonomik topluluğuyla bağlar geliştirilirken yerli sanayinin kurulup korunması için bazı politikalar uygulanıyor. gümrük vergilerinin arttırılması ve ithalat kotaları gibi yöntemlerle ithalat dezavantajlı hale getirilirken yerli sanayici kur politikaları (kurun devalüe edilmesi, ihracatçıya ucuz kurdan döviz sağlanması vs.) ve teşviklerle destekleniyor. bu politikalar kimya ve demir -çelik sektörü gibi ağır sanayinin kurulup geliştirilmesinde işe yararken çoğu alanda sadece montaj ve ambalaj sanayisini geliştirmiştir. ve bu durum kimi kesimlerce eleştirilmiştir.