hesabın var mı? giriş yap

  • based on a true story..
    kahramanımız otoyolda makas atarken* bariyerlere çarpar. olay mahallinden geçmekte olan ekip otosundan bir polis iner, yaklaşır:
    - sen mi yaptın bu kazayı?
    - evet abi.
    - ulan bu nasıl kaza? böyle kaza mı yapılır? sana ceza kesmek yetmez, kursa da gönderecem seni.
    - abi yapma etme babam sıçar ağzıma, zaten öğrenciyim vaktim yok...
    - kes lan!
    - abi hiç olmazsa biri olsun, hem kurs, hem ceza.. insaf ama..
    - seç birini o zaman..
    - seçemem ben abi, sen seç.
    - peki, kura çekelim o zaman..
    polis iki parça kağıt koparır, birine "kurs", diğerine "ceza" yazar.
    - çek şunlardan birini..
    kahramanımız olayın yavşamakta olduğunu farkeder..
    - abi, bir tane de benim hakkım olsun, bir kağıda da "af" yazıp koysan..
    - hadi lan!
    - abi yapma etme..
    - peki lan
    polis bir kağıda da "af" yazar.
    - çek bakalım.
    şanslı kahramanımız "af" yazılı kağıdı çeker..
    - bak abi allah da istemiyormuş.
    - allahın adını karıştırma, sittir ol git şimdi..

  • avukatinin anilarinda son arzusundan bahsedilir. surekli para yemekle, hatta utanmadan amerikan u$agi olmakla suclanan deniz gezmi$'in infaz aninda son arzusu aglatmi$tir.

    x- son bir arzun?
    dg- filtreli cigaran var mi abey?
    x- var?
    dg- birer tane ver de yakalim abey..hic icmedik be.. gozumuz acik gitmeyelim bari..

    $imdinin ataturkcu gecinip ilkelerini saymaktan aciz, sosyalist gecinip hadiseyi bogazli kazak giymekten ibaret sanan gerizekalilarinin ve otu boku gozu kapali ele$tirmeyi kultur sanan beberuhilerin ornek almasi gereken bir hayat hikayesi vardir.

  • ingilizcem pek fena değildir. yurtdışında kalmadan getirilebilecek en iyi seviyeye getirdim diyebilirim.

    bir japon firmasıyla yaptığım görüşmede bunu söylemeden direk ingilizce olarak bir iş gününüzü anlatabilir misiniz dedi kadın.

    nedendir bilmem hiç es vermeden,
    i usually get up early dedim. sonra bi gülme geldi bana ki anlatamam. sustum, sıktım kendimi ama dayanamıyorum artık, o gırtlaktan gelen garip sesleri yapmaya başladım sonra da koyverdim kahkayı ama gözümden yaş geliyor artık görmeniz lazım. kadın zaten kleopatra'nın mumyası gibi böyle siyah küt saçlı ve yaşlı öylece bana bakıyor ifadesini bozmadan.

    neyse yatıştım, kusura bakmayın devam edemeyeceğim dedim ve terkettim odayı.

  • dizüstü bilgisayar alacağınıza, dizaltı çorap alın 300-400 tane. denişik denişik giyersiniz ne güzel.

    yazar olduğum için çok şanslısınız sizi gidi köftehorlar..

  • 5 yaşındaki kızım, anaokulu müsameresinde sahnede babam isimli şiirini o kocaman gözleriyle kaçamak bakışlar atarak okurken, gözyaşlarımı içime akıtarak dinleyip sahneye fırlamamak için kendimi zor tuttuğum, aynı anda hem kızımı hem de kendi babamı düşündüğüm ulvi gün.

  • las vegas için takım olayı 15 yıldır konuşuluyor ve 2025 yılında yeni tv anlaşmasıyla beraber lige eklenecek iki takımdan biri. diğeri seattle.

    lebron'un bu takımda pay sahibi olma gibi bir hayali olabilir ama aynı hayali paylaşan 876575754 kişi daha var ve bunların çoğu lebron'un yüz katı değere sahip kişiler veya kurumlar.

    yani öyle ben lebron'um falan orda çok sökecek bir şey değil. ki yedirmezler. ha payı olur yüzde iki-üç neyse, aynı zamanda şov olsun diye başkan falan da yaparlar ama o kurulacak takımın değeri zaten daha bismillah 6-7 milyar değerinde olacak. kimse lebron paşamın keyfi yerine gelsin diye o milyar dolarları, o karları bırakmaz.

    las vegas için bu arada amerikan futbol takımı muhabbeti de 50 yıldır yapılıyordu en sonunda raiders'ı şehre getirdiler. bana göre boktan bir franchise, gelmeden de öyleydi, hala öyle. bugün satılsa temiz 5 milyarı var. onun için de elli tane eski nfl oyuncusu, hof isimler anıldı sahip olacaklar diye. sonuç, elbette öyle bir şey olmadı.