ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barbara palvin'in o kadar da güzel olmaması
-
- kadın olduğu belirt checked
- güzel olduğunu söyle checked
- modellik yaptığını ekle checked
- genç olduğunu unutma yaşını belirt checked
- arayıştasın her yola gelirsin checked
artık yeşili bekleyebiliriz.
salaş mekanlarda yemeklerin daha lezzetli olması
-
nedeni survivorship biastır. ya da nedenlerinden biri diyelim...
küçük bir mekan açtınız. imajınız yok; büyüyecek finansal gücünüz yok. eğer gücünüzü iyi yemek yapmaya ayırır, fiyatları da makul ölçüde tutarsanız dayanırsınız. paranızı ambiyansa harcamazsınız; ne bileyim ikiyüz liraya yirmi tane aydınlatma armatürü almazsınız. çünkü sizin o parayla iyi malzeme bulmanız, gazı, suyu, elektriği düşünmeniz gerekir. sonuçta mekanınız albenisiz kalır; belki ekonomik ama zevkli bir-iki dokunuş yaparsınız; o size kalmış.
eğer zamanınızı ve gücünüzü iyi yemek yapmaya harcamazsanız, maaşlı elemana yıkarsanız kilit konuları; lezzete önem vermezseniz, müşteri tutmak için kafa yormazsanız iş zor. ayakta kalamazsınız. maliyetleri düşüremeyip fiyata yüklenirseniz de aynı şey olur.
ayakta kalırsanız da bir adet "yemekleri lezzetli salaş mekan'ınız olur. maceraya girip şubeleşme-markalaşma kovalamadıkça öyle kalır; yaşamınızı kendi koyduğunuz kurallar (lezzet ve fiyat standartları) çerçevesinde sürdürürsünüz.
bu şekilde açılıp kapanmış lezzetsiz salaş mekanları değil, açık olanları aklımızda tuttuğumuz için salaş=lezzetli yargısı beynimizde otomatik olarak yerini alır böylece.
bir atatürk mitini daha yıkan tarihi belge
-
itilaf devletlerine karşı bölgede baş gösteren isyanları bastırması için gönderilen yüce atatürk isyanların başına geçerek anadolu'yu ingilizlere, fransızlara peşkeş çeken satılmış padişahı tahtından indirerek egemenliği bütün yurttaşlara eşit olarak dağıtmıştır.
eşeğe laf anlatmaya çalıştığım için tüm sözlük halkından ayrıca özür dilerim.
umberto d nickli arkadaşın mesajıyla gelen ekleme:
8. sınıf t.c. inkılap tarihi ders kitabı, çiğdem ataş, top yayıncılık, 2017, 42. sayfa
bari burada okuyun da öğrenin cahil çomar troller.
narkoz sonrası ayılma replikleri
-
bir arkadaşın başından geçen ilginç bir olay. aynen aktarıyorum :
bizim arkadaş ağır bir ameliyat geçirmiştir. yattığı odada annesi ve babası endişe dolu gözlerle oğullarının sağ salim uyanmasını bekliyorlardır. tam narkozun etkisinden çıkacacağı anda doktor (artık oksijen mi, argon mu, metan mı bilmiyorum) bir gaz tüpünün vanasını açmıştır ve oda bembeyaz bir gazla dolmaya başlamıştır. tam bu esnada da anne kişilik, oğlu bu gazdan etkilenmesin diye yatağının düğmesine basmıştır ve yatak yavaş yavaş yükselmeye başlamıştır. işte o anda bizim eleman uyanıyor ve karşısındaki tablo çok acaip geliyor ona :
ağlamaklı* gözlerle izleyen bir anne ve de bir baba, endişeli bir doktor suratı, sağdan soldan odayı sarmış bembeyaz bir bulut kütlesi* ve de vücudu sürekli yükseliyor.
narkozdan çıkmış 3 gramlık beyniyle o anda yıldırım kararı vermiş bizim eleman ve öldüğüne, ruhunun da göğe yükseldiğine kanaat getirmiş. ölmenin verdiği hafif kırgınlık ve kızgınlıktan olacak ki, şunlar dökülüvermiş ağzından :
"ben senin ananı skim emi doktor gibi beceriksiz ipne öldürdün lan benii...!! muhammed* bekle olm yanına geliyorumm...!!!"
vedat milor
-
ben bu adamı çok seviyorum. sevdiğim için de kendisini uyarmak istiyorum: bak vedat abi, gözünün yağını yiyeyim şu yöresel ustaların hiçbir şey anlamadığı muhabbetleri kısa tut.
gidiyorsun rizeli kuru fasulyeciye virginia'daki hububat üretiminden bahsediyorsun, diyarbakır'daki paçacı fazıl'a fransa'nın güneyinde koyunun yanağını nasıl pişirdiklerini anlatıyorsun, çanakkaleli balıkçıya "italyan köylerindeki ancelotti dolması da buna benzer" diye muhabbet açıyorsun, urfalı kebap ustasına marsilya sığırların beslenme saatini anlatıyorsun. allahını peygamberini seviyorsan kısa tut şu muhabbetleri ya da hiç açma... adam yöresel adam vedat abi, ateşin harında dura dura yaz sıcağında zebani siniri yapmıştır o. bir de "televizyoncular gelecekmiş" stresi... valla bir gün milano danası, lancaster koçu, paris billuru derken konuştuğun ustaya/tükkan sahibine balatayı contayı yaktıracaksın. tamam izleyiciler öğrensin diye de açıyorsun bu muhabbetleri ama karşısındaki ustayı da düşün. sen "kosta rika'da koyunun kellesini meşe odunuyla tütsülerler", "güney carolina'yda koçun yağlı kısmını ekmek arası ederler" derken sırf kibarlıktan "doğrudur efendim" diyen adamın dramını düşün. düşün ve insafa gel.
vedat abi seni seviyorum ama tehlikedesin bunu bil...
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: yılmaz özdil gibi yazıyoruz gelin bakalım
1.
bugün evden çıktım...
*
benzin azalmış, benzin alayım dedim...
*
baktım, benzinci de yok memlekette...
*
neyse, yarım saat kadar aradım ve buldum bir tane...
*
yerleştirdim arabayı...
*
dedim: 4 litre süper...
*
adam yarım saatte doldurdu, memleketimin insanı işte sabah sabah böyle oluyor...
*
olm bu entry nerelere gidiyor toparlayamıyorum bak...
*
neyse, kolunu uzattı arabanın içine...
*
"16 lira!" dedi...
*
"oha, yine mi zam" diyemeden...
*
"zam geldi" dedi.
*
neyse, işte iktidarı bugün de eleştirdim...
*
haydi dağılın.
17.
türk kovboy atına binmiş
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
dıgıdık
*
atından inmiş.
deney yaparken anneannenin gazabına uğrayan çocuk
-
hevesi bir anda kırılmış olan çocuktur. sonra neden türkiye'den bilim adamı çıkmıyor diye soruyoruz;
https://www.youtube.com/watch?v=zctvkofayfk
misafirlikten giderken ev sahibine korna çalmak
-
babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
istanbulun bir yakasından bir yakasına geçilmesi son derece önem teşkil eden bir durum vardır. karşıya iskele son vapuruyla gidilicek ve karşıdaki tren'e binilip memlekete gidilicektir. kazara kacırırsak vapur'u aynı zamanda treni, istanbul bankları beni beklemektedir uyumak için. koşu başlamıştır, son 400 e girilince hız artmıştır.. uzaktan vapur görülmüştür, hafif ayrıktır. yeni kalkmıştır denilip hız yükseltilir, iskeleden içeri girilir, bileti mileti sittir edip turnikenin üzerinden atlanılır herkesin şaşkın bakışlarının altında. kapı acılır koşulur koşulurrrr ve karsıda yarım metre ayrılmış yeni kalkmış vapura carl lewis misali uzun atlama yapılır ve haliyle yere yapışılır yüzünde mutlu ve son dakika golu atıp sakatlanan gururlu futbolcu gülümsemesi vardır. lakin herkes size gülmektedir, onlara derdinizi anlatırsınız ama gülme daha da artar ve beni yıkan, şebek yapan o cümle gelir
yolcunun biri : biz daha henüz iskeleye yeni yaklaşıyorduk.!!
yüksekova'da gergedan böceği bulundu
-
biz onu imralıya tıkmamış mıydık zaten dediğim haber.
edit: bu entry, 'dünyanın en değerli böceği kürdistanda bulundu' başlığına, pkk sevici bi arkaşa ithafen girilmiş, önce arkadaş gitmiş sonra başlık taşınmış, gül gibi entry'im piç olmuştur.