hesabın var mı? giriş yap

  • korku değil de merak ettiğim bir şey var ; yolda duran güvercinin araba neredeyse üstünden geçecek kadar yaklaşmasına rağmen uçmaması . sonra bende oluşan acaba üstünden mi geçtim ,uçabildi mi telaşı ? kuşlar sanırım adrenalin bağımlısı.

  • bu, doğrudan sisteme bir saldırıdır. toplumun düzeni için olması gerekli istisnaları istismar etmek, kendini sistemin üstünde görmektir. sonucu, sisteme olan güvenin kaybıdır. bu ruh hastalığı son 20 yıldır çok arttı.

    tıpkı zamanında ambulans tutan iş adamları gibi ama bu daha kötü, eğlence, ruhunu tatmin için yapılıyor.

    edit: bazı yazarlar "olması gereken istisna" ifadesinden kişilere özel istisna anlamışlar. burada sözü geçen istisna "rutin kuralların istisnası"dır, yani doğrudan görevin gerektirdiği ve görevinin bulunması ile sınırlı olarak polis, itfaiye ve ambulanslara tanınan trafik kuralı istisnasıdır. istismar etmek ise arabasına düdük taktırıp insanların kurallara saygısını istismar etmektir.

    edit: etik anlayışımca milletvekili olmak da bir istisna değildir. trafikte millet ne kadar hakka sahipse vekili de o kadar hakka sahip olmalıdır.

  • 110 dakikalık, 2003 yapımı film.

    6 / 10.

    robert drewe romanı uyarlaması yapım pazar günü için ayırdığım "western" kontenjanında kendine yer buldu. yönetmen gregor jordan yer yer pastorel tadlar yakalamış olsa da, film genelinde avustralya atmosferi yerine (doğal olarak) irlanda atmosferini hissettiğimizi söylemek mümkün.

    oyunculuklar ise genel olarak iyi, heath ledger karakterine yeterince emek vermiş görünürken naomi watts'ı ise son derece doğal ve şirine halde karşımızda buluyoruz. orlando bloom, joel edgerton kimyaları da güzel.

    uyarlama bir biyografi olarak, değişik bir western tadında da denenebilir.

    her eve imdb

  • tefsirini de yapayım tam olsun:

    her şeyden önce bu bir kefenini sırtında taşıma hikayesidir.

    eskiden dervişler kefenlerini sırtında taşırlarmış ki ölüm, dünyanın geçiciliği aklından hiç çıkmasın, herkes de bu hakikati hatırlasın. kefeni sırtında taşıma hikayelerinin en ünlüsü de ortaokul tarih derslerinde öğrendiğimiz üzere 50 bin askeriyle 400 bin kişilik orduya saldırmadan önce kefenini sırtlayan alparslan'dır*. kısacası bu bir "ölüme hazırım" mesajıdır.

    bu geleneğin 20. yüzyıla uyarlanmış hali de sıcak havada bile ceketle gezen, dervişvari yaşam tarzından dolayı kul lakabı takılmış bir kişidir. insanların anlam veremediği bu ceketin hikmeti ortada kalan cesedin üstünü kapatmakta kullanılınca cümle alem tarafından anlaşılmakta, ceketin sırta gömlekle takım olsun diye değil kefen vazifesi görmek üzere giyildiğinin farkında varılmaktadır.

    ya kısmet, ya nasip meselesine gelirsek; kısmet ile nasip arasında şu fark vardır: kısmet belki olacak belki olmayacak olay için, nasip ise kesinlikle gerçekleşecek olan ama kime veya ne zaman denk düşeceği belli olmayan olaylar için kullanılır. o zamana kadar yatmadan önce "sabaha ya kısmet" demesinde 'uyuyup da bir daha uyanmamak var' hikmeti, her sabah kalktığında "ya nasip" demesinde de hem gün başlayınca rızkını çıkarmak için çalışmaya başlama besmelesi hem de 'bakalım ölüm bugün kimin kapısını çalacak' sorusu vardır.

    münzevi bir hayat süren kul ahmet'in yatmadan önce ve uyandıktan sonra ne söylediği mahalleli nereden biliyor orasını ben de çözemedim yalnız.

  • sebebi çok basittir.

    mahallende, sokağında yola iki tane taş koyup su topu oynayamazsın.

    futbol yaygındır.

    lisede kola kutusunu ezip futbol oynamış bir neslin üyesi olarak söyleyebilirim ki ezilmiş kola kutuları yere vurduğunda sekmez. onunla basketbol oynama şansın yoktur.

    voleybol ve hentbol topu ile de hakeza bulduğumuz anda futbol oynardık.

    ulan bak sana ben nasıl anlatayım? voleybol oynamak için file bulamazdık, eskaza file denk gelirse de kendi icadımız olan (ki oldukça yaygındır) "ayak voleybolu" oyununu oynardık.

    sanırım anlaşılmıştır.

  • gencecik kıza tecavüz edip, plazanın en üst katından atan bir adam başlık sildirmek için mahkemeye müracat etmiş.

    hadi adamda ar yok namus yok olsa bunu yapar mıydı?
    ulan bu kararı onaylayan mahkemede de ar namus yok ki bunu kabul etmiş, onaylamış.

    sen sildirsen de zihinlerden silemezsiniz. çağatay aksu katildir, şule çet cinayeti türkiyenin kara lekesidir.

    hepinizin vakti gelicek, zamanı gelicek.

    büdüt: er yada geç, busted.
    zamanın geldi çağatay, yaşam sahnesinden silindin.

  • değiliz ulan değiliz. bize ne amk. israil, filistin bunların hepsi sami ırk. birbirinin akrabası. birisi selamunaleyküm der, diğer şalamonallekû der. islam tarihinde olan bütün peygamberler bunların zamanındaki lideri. biz neden ortadoğu çomarlarının yanında oluyoruz. beyinsiz arap sevici soysuzlar, allaha inanıyorsunuz da onun verdiği beyni neden reddediyorsunuz. kullansanız bunlar olmayacak zaten.