hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda çok anarşistim.

    dün polis gbt ve üst kontrolü için beni çevirdi.

    kimliğimi istedi.
    çıkardım verdim.

    çantanı arayacağım dedi.
    buyrun lütfen diyip çantamı uzattım.

    çantamı karıştırırken,
    içinde bir şey buldu...
    flüt temizleme bezim.

    ne olduğunu anlamak için baya bir eline alıp kurcaladı.
    ve ben de dur yapma o bez iğrenç tükürük içinde demedim.

    bütün elleri kuru tükürük oldu ve hiç karışmadım.
    anarchy in söğütlüçeşme!

  • işin uzmanlarının bu virüs hakkında "yazın etkisi azalır ama yok olmaz" tarzında bir görüşü var. üstelik biz yaza girerken güney yarım kürenin kışa girme durumu olacak. bu yüzden aşıdan başka bu virüsten tamamen kurtulmanın bir yolu yok. bu yüzden aşı çalışmalarının hangi aşamada olduğu konusunda sağlam bir araştırma yaptım. sizleri de bilgilendiriyim.

    virüsün aşısını 1 yıldan önce çıkarması beklenen şirketler.
    1- gilead sciences-abd
    virüsler konusunda dünyanın en iyisi olan, corona konusunda abd hükümetinin de desteğini almış, ilk corona aşısını çıkaracak şirket. aslında ebola virüsü için geliştirdikleri aşının içeriğindeki remdesivir denilen anti viral ajan, corona virüsünde de oldukça etkiliymiş. bu nedenden dolayı dünya sağlık örgütünün açıklamasına göre tedavi için en potansiyelli aşıyı çıkaracaklar.
    ek olarak, bu şirketi aklınıza iyi kazıyın derim. daha önce kuş gribi ve domuz gribinde de ilk aşıyı üreten şirket buydu. ayrıca hiv ve hepatit aşıları konusunda dünyada tekel halindeler.

    2-chugai pharmaceutical-japonya / roche-isviçre
    bu 2 şirketin romatoid artrit için beraber ürettikleri actemra adlı aşıda remdesivir bulunuyor. iran ve çin'de coronavirüs tedavisinde kullanılmış. kaynak1,kaynak 2. ayrıca 2 şirketin hisseleri de fırlamış durumda, galiba aşı işe yarıyor.

    3-curevac- almanya
    aşı çalışmalarına zengin yatırımcılarından(bkz: dietmar hopp) dolayı en fazla parayı ayıran şirket. trump'ın "abd için çalışın parası neyse verelim" teklifini reddetmişler.

    4- abbvie-abd
    aşının adı ritonavir. ancak çin'de yapılan testlerde pek sonuç vermemiş.

    5- suzhou zelgen- çin
    çin'in en büyük ilaç şirketinlerinden biri. aşının adı jaktinib. hakkında bundan daha fazla bilgi yok.

    6-vaxil bio- israil
    komplo teorisyenlerine gün doğdu. umarım bulurlar aşıyı.

    7-glaxosmithskline-ingiltere/clover bio-çin
    bu 2 şirket ortaklaşa bir aşı geliştiriyor. glaxosmithkline abd tarafından virüs konusunda destek görecek 7 şirketten biri.

    glaxosmith ve gilead dışında alttaki 5 şirket de trump'ın açıklamasına göre corona konusunda abd tarafından desteklenecekler. ancak preclinical aşamada oldukları için 1 yıldan önce aşıyı bulmaları çok zor.
    8-pfizer-abd
    9-johnson & johnson -ingiltere
    10-sanofi pasteur-fransa
    11- regeron-abd
    12- moderna-abd

    yukardaki büyük şirketler dışında dünyada birçok ilaç şirketi aşı için çalışıyor. tam listeye linkten bakabilirsiniz.

  • bir başkasının canını alan insanı savunup, “bizim canımıza kast eden adamı neden savunalım” denmesi ülkemizin hukuk sisteminin özetidir.

  • 454tl hasılat elde etmiş. hepsini oyuncular paylaşsa 16tl eder. filmden kazandıkları parayla filme gidemezler. ya da belki promosyon ile hafta içi gidebilirler.

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın

  • şahsıma bir zararı yoktur.

    ideolojik temelden bağımsız; saat dokuzu beş geçe uyuyan adamdan zaten hayır gelmez, ama baksan imkan vermiyorlar, imkan verseler o da mars'a koloni kurmak istiyor.

  • bu gün şu ilaç bahsine gireceğim, yeter artık. aşı diye birbirimizi taciz edip dururken, atladığımız ve tam da ihtiyacımız olan şey ilaç!

    modern tıbbın ilk büyük sınavı gibi duruyor sars-cov-2 ile beraber gelen covid-19 pandemisi. pandemiyi atlatmak için dünyanın üzerine atladığı ilk ve tek argüman ne yazık ki aşı oldu. 200'ün üzerinde aşı çalışması gerekli izinleri aldı ve bunların 21 tanesi çeşitli şekillerde onaylandı. kimisi 100 milyonlarca, kimisi de milyarlarca insan üzerinde uygulandı. sonuçta, iki doz aşı olacaktı herkes, salgın bitecekti, ama şimdi booster dozların uygulanma aşamasına geçildi çünkü aşıların etki alanına giren virüs varyantlar sayesinde aşıdan kaçar oldu. onlarca doz aşı olsak da yeni varyantlar bitmeyecek, dolayısı ile de hastahaneye yatışlar veya yoğun bakıma yatmalar da...

    bu güne kadar dünyada 4 milyardan fazla doz covid-19 aşısı adı altındaki sıvılardan tatbik edildi tüm dünyada. kimi ülkelerde sürü bağışıklığına yetecek miktarın üzerine çıkıldığında dahi hastahaneler halâ covid-19 hastası dolu, yoğun bakımlar da halâ işlek ve ölümler de devam ediyor.

    dünya, enfeksiyonu önlemeyemeyen aşılara devasa bir vakit ve nakit harcarken nasıl oluyor da hasta olmuş insanların hastalıklarını tedavi etmeye yarayacak ilaca dair bir çözüm aranmıyor? ya da yeterli miktarda bir araştırma geliştirme mevcut değil. biz yine de mevcut ilaç çalışmalarını irdeleyelim.

    daha önceleri mk-4482 ve eidd-2801 olarak da bilinen, orjinali bildiğimiz grip ile savaşmak için üretilmiş olan molnüpiravir isimli bir diğer antiviral ilaç bu günlerde "covid-19 ölümlerini %50 önleyen yeni bir ilaç bulundu" gibi bir hava ile lanse ediliyor olsa da, avrupa ilaç dairesi bu ilacı inceleyeceğini, uygun görüldüğü takdirde onaylamaktan çekinmeyeceklerini açıkladı. ilacın üreticisi merck ekim 2020'de hastalarda mortaliteyi azaltıp azaltamayacağını ve iyileşmeyi hızlandırıp azaltamayacağını görmek için iki faz 2/3 denemesine başladı . sonuçlar ilacın faydasının olmadığı yönünde ilerleyince çalışma durduruldu. ancak ne olduysa, ölümleri yüzde 50 azaltan ilaç bulundu denerek, üstelik de bir kürünün fiyatı 700 dolar olacak şekilde konu sağlık gündemine yeniden geldi. abd federal hükümeti de bu haberin ardından firmaya ulaşarak 1.7 milyon kürlük bir ön sipariş geçti. bu da ilacın acil kullanım başvurusunu müteakiben çabucak onaylanacağına dair yüksek bir kanı oluşturuyor.

    biontech ile birlikte geliştirdikleri mrna projesi ile 33.5 milyar dolar tutarında 2021 yılı tahmini satışı bulunan pfizer, 2000'li yılların başında, sars-cov isimli ilk versiyon koronavirüsün neden olduğu sars için potansiyel bir tedavi olarak bir ilaç geliştirmişti. ilacın adı ise pf-07321332 olarak belirlenmişti. covid-19 pandemisinin başlangıcında, benzer bir biyolojiye sahip olan sars-cov-2'ye karşı çalışacak şekilde ilacı yeniden donattıklarını iddia ettiler. ek olarak, başlangıçta damardan verilmek üzere tasarlanan ilacı hap olarak değiştirdiler. farelere ağızdan ilaç verildiğinde, vücutta koronavirüsü bloke edecek kadar yüksek seviyelere ulaştığı ile ilgili sonuçlar yayınladılar. pf-07321332, mart 2021'de klinik denemelere girdi ve ardından temmuz ayında daha büyük bir faz 3 denemesi yapıldı. çalışmanın sonuçlarının ekim 2021'de açıklanması bekleniyor. pfizer, mart 2021'de ilaç ile ilgili verilerini açıkladı. bu arada da eylül ayında, sosyal medyada pfizer-biontech aşısını alan kişilerin pfizer'in antiviral ilacını günde iki kez almak zorunda kalacağına dair iddialar yayıldı. firma bu iddiaları reddetti.

    pandeminin başladığı 2020 yılının ilk aylarından itibaren, sıfırdan aşı üretimine giren devasa ilaç şirketleri, nedense hastalığı iyileştirmede etkili olabilecek yeni bir ilaç ile ilgili arge yapmak yerine, yıllardır başka hastalıklar için kullanılagelmiş ilaçları denediler ve halâ deniyorlar. bu ilaçlardan bir diğeri de ivermektin. onlarca yıldır ivermektin, parazit solucanları tedavi etmek için güçlü bir ilaç olarak hizmet etti. doktorlar bunu bir takım diğer başka hastalıklara karşı da kullanırken, veteriner hekimler köpeklerde kalp kurdunu önlemek için farklı bir formülasyonla veriyormuş. bazı araştırmalar ivermektinin virüsleri de öldürebileceğini öne sürdü. ancak bilim adamları, hayvan çalışmalarında veya insan denemelerinde viral hastalıkları tedavi edebileceğine dair henüz güçlü kanıtlar bulamadılar. sonuç olarak, ivermektinin antiviral olarak kullanılması halihazırda onaylanmadı.

    geçen nisan ayında avustralyalı araştırmacılar , ilacın hücre kültürlerinde koronavirüsleri bloke ettiğini bildirmişti. ancak insanlarda tehlikeli yan etkilere neden olabilecek kadar yüksek bir doz kullandılar. fda hemen evcil hayvan ilaçları almaya karşı bir uyarı yayınladı. 5 mart 2021'de fda, covid-19'u tedavi etmek veya önlemek için ivermektin kullanmamak adına başka bir uyarı daha yayınladı . avrupa ilaç ajansı da aynı ay içinde benzer bir uyarı yayınladı . bununla birlikte, ivermektin , covid-19 için sözde bir tedavi olarak yaygın bir popülerlik kazandı . amerika birleşik devletleri'nde senato , aralık ayında bir doktorun ivermektini "covid-19'a karşı etkili bir "mucize ilaç" olarak övdüğü bir komite oturumu düzenledi . ancak bu iddialar, büyük, randomize klinik çalışmalardan elde edilen net sonuçlarla desteklenmedi.

    çoğumuzun da bildiği üzere remdesivir isimli ilaç fda tarafından onaylanan ilk ilaç olma özelliğine sahip. her ne kadar amerikan gıda ve ilaç dairesi'nin onayı olsa da yapılan bu araştırma ve benzeri bir dolu bilimsel çalışma remdesivir'in ölümleri engellemede mantıklı bir etkisini bulamadı. üstüne üstlük, eski abd başkanı donald trump hastalandığında da kullandığı bu ilacın 5 günlük kürünün fiyatı 3200 amerikan doları civarında. ilacın isminin sükse yaptığı o aradaki furya şirkete 3 milyar dolar kâr ettirdi.

    tüm bunların yanında birçok ülkede denenmeye ve kullanılmaya devam eden favipiravir , rekombinant ace-2 protein tedavisi, plazma tedavisi, sng001 interferon , barisitinib, fluvoksamin, lenzilumab, israil'in mucize ilaç dediği exo-cd24 , leronlimab, kök hücre tedavisi, kolşisin gibi seçenekler mevcut. ancak bunların tamamına yakınında çalışmalar ya çok az fayda sağlanabilmiş yahut halen faydası anlaşılamamış düzeyde.

  • obsesif bozukluk kişinin aklından geçen saçma sapan düşünceler, kompülsif bozukluk da bu düşüncelerin getirilerinden kurtulmak için akabinde yapılanlar efenim. ben yaşadım, biliyorum, o bakımdan. birkaç örnekle konuyu açıklayacağım şimdi sizlere. başlıyorum.

    ***

    ben sorunlu bir evlat idim. evliya sabırlı bir de annem vardı. hikayeledim burada fakat hala var. ama artık ben sorunlu değilim. neden? çünkü çözdüm ben olayı.

    ***

    şimdi en başlarda aklımdan şu şekil düşünceler geçiveriyordu. hakim olamıyordum kendime.
    "eğer annemi yatmadan kırk bir kere öpmezsem annem bu gece ölecek."

    yani bu derece ciddi bi şey geçiriyorsunuz aklınızdan, hem de kontrolünüz dışında geçiveriyor böyle. gidip paşa paşa öpüyordum. sonra rutine bağladım tabii. her gece yatmadan önce annem ölmesin diye gidip kırk bir kere öpüyordum annemi. çoğu kez abim dövüyordu öpücük törenini müteakiben; halbüse anlatsam anlamazdı ki, ben orada annemi kurtarıyordum sadece.

    böyle oya yapar olurdu, parmağına doladığı ipi çözerken "ay lanet evlat, deli midir manyak mıdır bıktım senden..." der, bazı bazı ağlardı. cefalı annem benim... neyse.

    bi sene filan öptüm heralde.

    muhabbet kuşu ölmesin diye her elime aldığımda üç kere göğsünden, üç kere gagasından öper, üç kere de sol kanadını açıp kapardım.

    babamı da yedi kere öpme kararı aldım sonra. de babam sinirli insandır laf aramızda. yedi mi, hayır. sonra onu öpmekten doğal koşullar sebebi ile vazgeçtim.

    hepsi için toptan güzel bir şey yapmaya karar verdim sonra sonra, her gece mutfak lambasını yedi kere açıp kaparsam ailecek kurtulacaktık. babam fark etti bunu da, her gece malum saatte gelip mutfağa oturmaya başladı. "patlatacaksın ampulü eşşolunun." diye kovaladı sonra bi gün. ben ne yaptım, alarmı kurup gece kalkıp yakıp söndürmeye başladım. böylece babamı atlatmış oluyordum.

    bunlar işin geyik tarafı tabii. her terliği sola çevirme, nefesini tutup bildiğin duaları okuma (morarabilir kişi bunu yaparken) ve gitgide bana fizyolojik olarak da zarar veren benzeri davranışlarım artınca...

    bir gün dedim ki;

    "lan eğer bir daha böyle yapmaya devam edersem, ailecek yarına çıkamayalım."

    o gün bu gündür yapmam hiç öyle. valla bu şekilde kurtuldum. tavsiye ederim.

  • en zor kisimlarindan biri, tum yaptigin yatirimlarin bir anda yok olmasi. (yatirim derken paradan puldan bahsettigimi dusunenler hemen terk etsinler bu entryi rica edicem).

    senelerce bikmadan kendini anlatirsin, yuregini acarsin. seni en cok uzmus, en mutlu etmis, en icine dokunmus olaylari havadan sudan muhabbetlerin icinde anlatirsin. aileni, arkadaslarini, kulturunu, gecmisini, kafanin icindekileri.. her seyini dokersin ortaya zamanla. anadilde kelimeler ogretirsin, sevdigin filmleri izletirsin, ulkeni ve tarihini anlatirsin. sende iz birakan kitaplardan bahsedersin, en sevdigin sehirlere, en guzel koselere goturursun. bir de bunun karsiligi vardir elbette, sevdigi her seyde ondan izler arasin. dilini ogrenmeye calisirsin, acilarini anlamaya ugrasirsin. yapacagi sakayi soylemeden bilirsin artik, goz goze gelip gulersin.

    iliski kac senelikse, o yasta bir cocugun vardir sanki. kucukken daha cok ilgi ve sabir gerektiren, buyudukce bagimsizlasip olgunlasan, laftan anlayan... kendine ait alani, oyuncaklari, fotograflari, anilari, dersleri ve notlari olan.

    her sey bittigi an, hayali cocugunu yitirirsin. (gercek hayatta evladini kaybeden insanlar aci bir gulumsemeyle okuyordur bu satirlari. asla bir karsilastirma yapmak mumkun degil elbette ama tesbihte hata olmaz...) onca senedir ustune titredigin, emek verdigin olgu bir anda yok olunca geride buyuk bir bosluk kalir. esyalarina dokunursun, anilarini dusunursun, fotograflarina bakarsin. sevgiliden cok, iliskini ozlersin. cunku iliski, sadece sevgili degildir, iki kisinin harmanlanmasiyla ortaya cikar. kendinin "o" halini ozlersin.