ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
yer: dolmuş. kahramanlar şoför ve yanında oturan paspal bir amca.
+ yarın da 23 nisan şeyler tatil galiba
- neyler abi?
+ hani çocuklar gidiyo ya sabahları
- okul mu abi?
+ hah evet okul. şeyler de tatil di mi?
- ne abi?
+ hani tayyip mayyip
- resmi daireler mi abi?
+ hah evet resmi..
eskişehir'deki kedi vahşeti
-
zavallı kedi ölümü beklediği için sessiz ve sakin durmaktadır. kediler öleceklerini anladıklarında mümkün olduğunca tenha ve kuytu bir yerde yalnız ölmeyi tercih ederler. (bu yüzden mesela mahallenin kedisi bir anda yok oluverir ve cesedi ortada görünmez; ev kedileri de öleceklerini anladıklarında bir yolunu bulur evden kaçarlar).
görüntülerdeki şanssız kedi de bulunduğu içler acısı durumda yalnız ve sessiz ölümü beklemek istemiş ancak en fazla dolabın altına kaçabilmiş. orada kimse tarafından görülmeden ölmek isterken rahatsız ediliyor, kuyruğundan tutup dışarı çekiliyor. bunu bile fazla görmüşsün hayvana pislik herif.
denizden virüs bulaşmaz
-
"denizde o kadar çok su var ki, her şey suyun içinde kayboluyor" bilim kokan bu açıklama, yüreklerimizi ısıttı adeta.
matcha çayı
-
şu ara sosyete çılgınlığı haline gelen japon menşeli yeşil çay türüdür. maça diye okunur ve maccha diye de bilinir. gölgede yetişen çay ağacı yaprakları buhara maruz bırakılıp kurutulduktan sonra sap, damar ve diğer fazlalıkların ayrıldığı bir işlemden geçirilir. işlem sonucunda ilk toplanan ürünün sadece %10'unun kaldığı "tencha" elde edilir. daha sonra tencha, genellikle el değirmeni ile çok yavaş bir şekilde toz haline getirilir. 100 gram tencha öğüterek matcha çayı elde etmek yaklaşık 3 saat sürer. yeşil bir toz şeklindedir. demleme gerektirmez. internette nasıl hazırlanacağına ve kullanılacağına dair envai çeşit tarif bulursunuz. zira japonlar bunu çok sever, çay yapmakla kalmaz, pasta, börek, dondurma ne buldularsa içine katarlar. yeşil çaylar içinde en yüksek antioksidana ve zayıflatma özelliğine sahip olan çaydır. bu yüzden sosyetik olması kaçınılmaz tabi. özel işlemlerden geçtiği için görece de biraz pahalıdır.
piyasada yeşil çayı toz haline getirip matcha çayı diye satan uyanıklar da mevcuttur. hatta mevzudan haberi olmayan bazı aktarlar maka diyorsun sen maça değil diye sizinle iddialaşabilir. inanmayın, maka başka bir şey.
yaran başlıklar
-
(bkz: bu gece olmaz diyen sağ el)
eurovision'da izlanda'nın filistin bayrağı açması
-
ancak ve ancak 1500 kilo daşşakları olan yiğitlerin yapabileceği şık hareket.
vişne süt bımbık deyince uyuyan kuzunun kaybolması
-
arkadaşlar geçen bölümü kaçırmışım tavşana ne oldu bilen varsa yeşillendirsin.
debe editi: hepimiz sandro'nun hayal dünyasının birer karakteriyiz.
şahsen ben; bebek patiği yediği için köyden dışlanan civciv'im. saygılar.
türk hava yolları
-
sabah radyoda bu kuırumdan bir yetkilinin açıklamasına denk geldim. aşağı yukarı şöyle bir şeydi:
"uçaklarımız artık suriye üzerinden uçmayacak. sağından veya solundan dolanacak"
sağ sol ne lan, amk doğu batı bile demeye kafası basmayan ilkokul çocuğu gibi düşünen adamlara açıklama yaptıran şirket. he yavrum camiiyi geçince sağda di mi?
ekleme: ahan da size kaynak
tinder'da photoshopla savaş pilotu olan adam
-
bir subayın o sakallarla ortalıkta dolaşamayacağından bi haber bir cahilin halt yemesidir.
filistinlilerin türk düşmanı oldukları gerçeği
-
dini duygularından ötürü bu gerçeği göremeyen milyonlarca insanımıza bazı tarihi gerçekleri hatırlatmak istiyorum.
1) birinci dünya savaşında ingiltere ile beraber çok sayıda türk askerini katlettiler. içimizdeki araplaşmış türkler bu gerçeği nedense göremiyor!
2) benim bile çocukken beğendiğim bir lider olan yasser arafat geçmişte rumları destekleyen açıklamalarda bulunmuş. hatta işbirlikleri hala devam etmektedir
rum-filistin dayanışması
3) yetmedi mi ?eğer sempatiniz hala bu insanların müslüman olmasına ise size hem müslüman hemde türk olup çok daha orantısız bir düşmanla savaşan uygur türkleri meselesinde bakın mazlum filistinli kardeşlerimiz nasıl bir tavır takınmış: adamın gol diyor
4)peki sizce türkiye ermenistan sorunlarında bu adamlar kimin tarafında yer aldı dersiniz? filistin ermeni soykırımını tanıyor
adamlar türk düşmanıyız diye bir asırdır bağırıyor. daha ne yapması lazım?
bunlara üzülenlere söylenebilecek çok güzel bir laf var ama şu anda söylemek istemiyorum.
greyfriars bobby
-
iskoçya'nın en ünlü köpeği.
john gray, 1855* yılında edinburg’a yerleşir. asıl mesleği olan bahçıvanlıkla ilgili bir iş bulamaz ve gece bekçisi olur. zamanın yönetmeliklerine göre bir bekçi köpeğiyle birlikte dolaşmak zorundadır. o da kendisine bir bekçi köpeği için fazlasıyla ufak tefek olan skye terrier cinsi 1 yaşındaki* bobby’yi seçer. 3 sene boyunca yaz kış her türlü havada edinburg sokaklarında dolaşırlar. 1858 yılında john veremden ölür ve greyfriars kilisesinin bahçesine gömülür. bobby cenaze töreninden sonra mezarın başından ayrılmaz. defalarca kovulmasına rağmen, bir yolunu bulup tekrar mezarın başına gelir. en sonunda pes eden mezarlık bekçisi james brown, masa şeklinde bir taşın altına çuval sererek bobby’ye kalacak yer sağlar. yemek de verir. bobby o günden sonra sahibinin mezarının başından hiç ayrılmaz. sadece her öğlen saat 1’de kaleden atılan top sesini duyduğunda, mezarlıktan çıkıp, sahibinin sağlığında her gün yaptıkları gibi traills coffee house’a öğle yemeğine gider. tabiî ki orada da kendisine gereken ilgi gösterilir. bu sadakat 14 yıl sonra 1872’de 16 yaşında ölünceye kadar devam eder. ölümünden sonra, edinburg’lular anısına bir heykel dikerler. bu heykel edinburg’un sembollerindendir. her turist fotoğrafını çeker; tişörtleri, mugları filan satılır. disney filmini bile çekti.
ana fikirler/sorular/yorumlar(yapmazsam çatlarım):
1. iskoçya, efsanelerin turizm alanında çok kullanıldığı sevimli bir ülkedir.
(bkz: loch ness canavarı), ayrıca google’da ara "greyfriars bobby"
2. efsanelerde köpekler 16 sene yaşayabilir.
3. efsanelerde 1+3+14=16 eder.
4. ateş olmayan yerden duman çıkmaz. 14 olmasın da 10 yıl olsun ne değişir? insanların bu köpekten ders alması gerekir.
5. bu kadar sadakat iyi bir şey midir?
6. tamam, ilk günler sadakatinden dolayı mezarlıktan ayrılmamış olabilir ama daha sonra yiyecek ve barınak sağlanmış. mezarlıkta yaşayıp, öğle yemeğinde kafeye gitmek hayat tarzı olmuş. sadakatle ne alakası var? bırak 14 seneyi, bir sene sonra mezardan sahibi yerine babası çıksa tanır mıydı acaba?
7. skye terrier’de ne kadar sevimli bir köpekmiş.
http://www.greyfriarsbobby.co.uk/
400 olmadı da diyelim ki 335 oldu o da olumlu
-
cumhurbaşkanımızın yeni hedefi.
ya en son kaça olur sen onu söyle de verelim kurtulalım.
link
debe: ali ismail,berkin elvan,mehmet ayvalıtaş, ethem sarısülük , abdullah cömert
almanya'nın 6.2 milyar euro bütçe fazlası vermesi
-
bizi kıskanacağınıza o 6 küsür milyar avro ile berlin'e bir havaalanı daha yapsaydınız amk..
mesut özil'in üç hilal ve bozkurt dövmesi
-
türk milli takımı yerine, alman milli takımını tercih etmiştir, öyle milliyetçi bir insandır kendisi. isterse reenkarnasyon ile bu yaştan sonra kendini kürşad'a dönüştürsün, bu gerçek değişmeyecek. amatör eğlendirir yani pepito.