hesabın var mı? giriş yap

  • bir örneğiyle frankfurt'ta karşılağım insan grubu. oy verme sebebinin eskiye kıyasla türkiye'ye daha fazla uçuş olması ve ucuz olması olduğunu söyledi. "bu mudur yani tek sebebiniz? akp iktidarı sonrası yargının, sağlık sisteminin, eğitim sisteminin çürüdüğünü göremiyor musunuz? gezi'yi duymadınız mı?" diye sorduğumda türkiye'de yaşlıları hariç kimseleri kalmadığından çok gelip gitmediklerini fakat geldikleri zaman gitgide artan gökdelenlerden ve uçuş sayısının bolluğundan etkilendiklerini söyledi. gelmediğiniz, yaşamadığınız bir ülkenin kaderini kötü yönde etkilemekten hiç rahatsız olmuyor musunuz, siz almanya'da rahat yaşayıp tek derdiniz rahat uçmakken insanların her geçen gün daha da araplaşan bir ülkede özgürlük mücadelesi vermesi canınızı sıkmıyor mu diye sorduğumda cevap veremedi. zaten pek de zeki bir şey değildi.

  • demek kendi bir kadının yanında yolculuk yapsa tacizde bulunacak… standart islamcı kafası…

    lan birde bana faşist diyorsunuz.. bundan sonra otobüste yanıma müslüman istemiyorum diye sorun çıkarıcam. yolda falan badeler beni korkum var.

    edit: kaynak geldi bir adet vasıfsız.
    kaynak için @punkthesystem'e teşekkürler.

  • "instagram'da yarının programı: açılış - kahve - bulut - aynadan yansıma - kedi - yemek - ayak - konser bileti - batan güneş - kapanış"

  • yaşayan en büyük ikinci sanat eleştirmeni ertuğrul özkök'ün - en büyüğü için (bkz: hıncal uluç) - hürriyet'in pazar eki'nde yer alan söyleşisinde yaptığı açıklama. rec by saatchi'den çıkan "arta kalan zamanda" albümünde sevdiği 15 aryayı derleyen özkök'ün kendisiyle bu vesileyle yapılan söyleşideki açıklaması gerçekten düşündürücü:

    "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır."

    bu açıklamadan sonra hafif bir içim geçmiş, uyumuşum. rüyamda sezai karakoç, ece ayhan ve cemal süreya'yı gördüm. aralarında doğuş ve hilal cebeci ayrılığı hakkında tartışıyorlardı. daha sonra turgut uyar geldi ve "size genç şair doğuş'un şiirlerini getirdim, haydi birlikte okuyalım" dedi. okumaya başladılar:

    eserin adı: uyan (doğuş adlı albümünden)

    zordu bu anı beni yordu
    yokluğun beni vurdu
    zordu bu anı beni yordu
    ayrılık beni vurdu

    düşünmeden uğra bana
    kapım açık hala sana
    ayrılığın vurdu aya
    yansıdı odamın duvarına

    uyan uyan uyan
    gönlüm uyan
    dayan dayan dayan
    ruhum dayan

    seni de bir gün severler
    sevda yüklü trenler
    boş raylarda ilerler
    sevenleri üzenler
    hep o yolda giderler

    eserin son bölümünde sezai karakoç ağlamaya başlamıştı. "ben neden böyle yazamadım hiç?" dedi. turgut uyar, diğer esere geçti:

    eserinin adı: bebişim (hadi hızlandır albümünden)

    dayanir mı bedenim bu acıya
    alısır mı ruhum sensizlige
    yüreğimde gözlerimde nefesimde
    kaderimsin duam yeminimsin
    kalbim kalbini görmediği zaman
    atar mı sence bir daha

    bebişim bebişim teninin kokusunu özlemişim
    bebişim bebişim bebişim
    canımdan bile sevdigim herşeyimsin...

    "bebişim" kısmında ece ayhan sigarasından derin bir nefes aldı... "hiçbir zaman doğuş gibi yazamayacağız, hiçbir zaman..." dedi. turgut uyar devam ediyordu okumaya:

    eserinin adı: uh uh (denge albümünden)

    şimdi sana söylüyorum
    içimdeki aşkı çıkar onu
    çıkar onu çıkar onu bebeğim

    vazgeçilmez terkedilmez
    içimdeki tutku
    al al al al al al
    uva uva oh oh

    kaldır üstündeki kara bulutları
    serbest bırak alev alsın

    özellikle "al al al al uva uva oh oh" bölümünden sonra, şairler "olmaz böyle şey" nidalarıyla "doğuş şiirlerindeki imgelem zenginliği" hakkında hararetli bir tartışmaya giriştiler. hatta sezai karakoç ile ece ayhan neredeyse birbirine girecekti. o sırada ertuğrul özkök geldi ve "ikinci yeni şiiri gırtlağına kadar arabesktir. alın ikinci yeni ’den bir şiir, doğuş ’un şarkı sözlerinin yanına koyun, fark görebilecek misiniz bakalım. sezen aksu’nun şarkı sözlerinde de aynı tat vardır." dedi. sezai karakoç "ne demek fark görebilecek misiniz? doğuş bizden milyon kat iyi...dalga mı geçiyorsun bre?" dedikten sonra koşup irice bir budaklı meşe odunu kaptı. .. tam o anda uyandım. bilgisayarımı açıp, doğuş’un resmi sitesinden fan clup bölümüne girdim ve hemen üye oldum. çok mutluydum. üstelik nickim de uvercinka ‘ydı.

    http://www.hurriyet.com.tr/…791.asp?gid=59&sz=15434

  • çeyrek altının 800 tl'ye dayanması sonucu artık çeyrekliği kalmamıştır.
    daha kuvvetli bir ismi hak etmektedir.

    önerim; 15 temmuz demokrasi altını.

  • öğlen arasında uyumadığım için elişi kağıdından köpek yapamamıştım. hala içimde uktedir o köpek.

  • dönercinin başında kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış mahzun mahzun bakan kulağı sarı küpeli güzel köpeğe kıyamayıp tavuk döner almaktır.
    o kadar aç insan varken köpeğe de döner mi ısmarlanırmış diye böğüren tüm yaratıklara kulağımı tıkayıp dönercinin gözü önünde yaptım bir de bunu.
    insanlar ister, insanlar çalışır, insanlar derdini anlatır ama onlar anlatamaz.
    onları gören herkes yolunu çeviriyor. kimse başlarını okşamıyor.
    evet aynı durumda olan insanlar da var ama bu demek değildir ki bu hayvanları görmezden gelelim. of of efkarlandım yine. :/

  • sayesinde, kaşıbeyaz'a bu akşama kadar 21 kilo karides göndermem gerektiğini, yoksa bir daha benle iş yapmayacaklarını öğrendim.

    elim ayağım birbirine dolaştı lan. ne yapcam ben şimdi? nerden bulunur bu meret?

  • yeni gelen köylü kız zehranın süt kızıymış, ulan bu ferihayla mehmet ikiz değil miydi? bi de bu süt kızı mı emzirmiş zehra, oha lan inek mi bu, nasıl bitmeyen bir süttür bu?