hesabın var mı? giriş yap

  • dikkat uzun entry! bu entryde genel olarak bulut morfolojisini ele alacağım. daha sonra yine bulutlar üzerine, bu sefer daha teknik detaylara girerek nasıl oluştukları, hareket ettikleri ve haklarında diğer daha bir çok detayı açıklayacağım bir entry daha gireceğim. bu entrynin konusu farklı görüntüye sahip bulutlar ve aralarındaki temel farklılıklardır.

    bu entryde hakkında merak edebileceğiniz bir çok şeyi açıklamaya çalışacağım, izlemesi çok keyifli olan aerosol kümeleri. ilk olarak aerosolden başlayacağım. aerosol bir gazın içerisinde çözünmüş katı veya sıvı parçacıklardan oluşan bir süspansiyondur. bir süspansiyon ise genelde gözle görülebilen heterojen karışımlara verilen genel bir isim. dünyadaki temiz su kaynağının başlıca kaynağı bulutlardır ayrıca, bulutlar olmasaydı ne içmeye temiz su bulmak, ne de tarım yapabilmek mümkün olmazdı.

    bulut, gezegenimsi bir cismin atmosferinde oluşan ve genelde gözle görülebilen aerosol süspansiyonlarına verilen genel bir isimdir. güneş sistemimizdeki gezegenlerden pluton-charon ve merkür hariç hemen hemen bütün gezegenlerde bulut bulmak mümkün. bulut denilince akla ilk su gelse de bu bir kaide değildir, dünyamızda en yaygın bulutlar sudan oluştuğu için böyle düşünsek de diğer gezegenlerde işler değişebiliyor. mesela satürn'ün uydusu titan'da metan gazı bulutları bulunur. keza jupiter'e baktığımızda da yüzeyinden ziyade atmosferindeki bulutları görürüz, bu bulutlar hidrojen, helyum, amonyak, sülfür ve metandan oluşurlar. venüs'e de baktığımızda yoğun bulutlardan yüzeyini göremeyiz mesela. satürn, neptün, uranüs ve mars'ın hepsinde bulutlar bulunur. mesela mars yüzeyinden bulutlar.

    bu güzel yapıların dünyamıza özgü bir yapı olmadığını da söylediğimize göre, artık dünyadaki bulutlara dönebiliriz.

    bulutlar bulundukları yükseklik, oluşum şekilleri ve kompoziyonları, bunların yanısıra çevrelerindeki coğrafyadan nasıl etkilendiklerine göre bir çok farklı şekilde sınıflandırılırlar. bu sınıflandırmalardaki isimlerin hepsi latincedir. başlamadan en genel 3 irtifa sınıflandırmasından bahsetmekte fayda var. alçak bulutlar 2.000 metrenin altında, orta bulutlar 2.000 ile 7.000 metre arasında, yüksek bulutlarsa 7.000 metrenin üstünde bulunan bulutlardır. bulut türleri yüksekliklerine bağlı olarak farklı ön veya son eklerle isimlendirilirler.

    ilk olarak stratus tipi bulutlar var. bu bulutlar genelde alçakta olurlar, 2000 metrenin altında bulunurlar. nadiren bir şekle sahip olurlar, genelde puslu bir görüntüye sahiptirler, tıpkı bir battaniye gibi gökyüzünü kaplarlar. su buharından oluşurlar. stratus bulutları yer seviyesinde oldukları zaman bu duruma sis adını veririz. stratus bulutlar gökyüzünü kapladıkları zaman güneşi seçemezsiniz, hatta bulutlarla kaplı bir havada bulutlara dair hemen hemen hiç bir detayı ayırt edemiyorsanız çok yüksek ihtimalle stratus bulutlarla karşı karşıyasınızdır. stratus tipi bulutlar genelde yağmura sebep olmazlar.

    stratus'un kelime olarak kökeni latince katman anlamına gelen strato kelimesine dayanmaktadır. her ne kadar 2000 metre ve altında oluşsa da bu bulutlar, bazı durumlarda epey yüksek irtifalara ulaşabilirler. az önce bahsettiğim ön ekler de burada devreye giriyor. bir bulut tipi orta katmanda yer alıyorsa isminin başına alto-, yüksek katmanlarda yer alıyorsa isminin başına -cirro eki gelir. eğer birden fazla katmanı kapsayabilen bir bulut türüyle karşı karşıyaysak nimbo- ön eki kullanılır.

    altostratus, 2 bin metrenin üstünde 6 bin metrenin altında olur genellikle. çiseleme dediğimiz ince ve hafif yağmurdan sorumlu olan bulut tipi budur. altostratus'u stratus'tan ayırmanın en basit yollarından birisi güneştir. eğer güneşi yuvarlak bir nesne olarak gözünüzle seçebiliyorsanız altostratusla karşı karşıyasınızdır.

    cirrostratus ise 5.500 metreden 13.000 metreye kadar bulunabilir. çok incedirler ve su buharından ziyade buz kristallerinden oluşurlar. bu bulutlar da yağmur dökmezler, ama yaklaşmakta olan bir sıcak hava dalgasına işaret ederler ve 6-24 saat arası bir süre içerisinde yağmur yağabileceğini gösterirler. cirrostratus'un 2 yaygın türü vardır. cirrostratus fibratus çizgi çizgi bir görüntüye sahiptir, bu görüntüsü sayesinde ayırt edilirler. cirrostratus nebulosus ise yine klasik stratus bulutları gibi ayırt edilebilecek bir şekle sahip değildir, puslu bir görüntüleri vardır. cirrostratusların genel bir özelliği ise su buharı yerine buz kristallerinden oluştuklarından ışığı daha fazla kırarlar ve güneş veya ay gibi bir ışık kağnağından gelen ışığı halo ismi verilen rengarenk bir çembere dönüştürebilirler.

    cirrostratus fibrous ve güneş. cirrostratus nebulosus ve güneş

    diğer tiplere geçmeden stratus'un son iki türüne gelelim. nimbostratus bulutlar 3 bin metrenin altında bulunan stratuslardır. normal bir stratus 2 bin metrenin üzerinde bulunmazken nimbostratuslar 3 bin metrenin altında dikey olarak yüzlerce metreyi kapsayabilirler. nimbostratus bulutlar yağışa sebep olabilirler, ama türkçe karşılığını bulamadığım, virga ismi verilen bir tür yağışa sebep olabilirler ancak. virga yağışlarını gözünüzle görebilirsiniz, ama altında durup ıslanmamanız dahi mümkündür. çünkü bu yağış türü genelde yere ulaşamadan dağılır.

    ve son stratus tipi için, polar stratospheric clouds. bunlar mümkün olabilecek en havalı bulut tipidir. çünkü rengarenk olurlar. deniz seviyesinden 15 ile 25 kilometre arası yüksekliklerde bulunurlar. bu bulutlar normal şartlarda görünmezler genelde ve çok zor oluşurlar. -80 santigrad dereceden daha düşük sıcaklıklara ihtiyaç duyarlar ve neredeyse hiç yoğun değillerdir. ama kış aylarında güneş ufkun 1 ila 6 derece aşağısındayken yansıttıkları ışık sayesinde görülebilirler ancak. hayatınız boyunca muhtemelen hiç görmemişsinizdir, çünkü türkiye'de oluşamazlar. kutuplara yakın bölgelerde atmosferin incelmeye başladığı enlemlerde yerel kış aylarında oluşabilirler ancak. göründükleri zaman dilimine civil twilight denilir, güneşin ufkun altına battıktan sonra bile hala etrafın aydınlık olduğu zamandır bu.

    bir diğer bulut tipine geçelim, cirrus bulutları. saç gibi dağınık bir görüntüye sahiptirler. yükseklik olarak en yüksek bulut tipidir genelde. 5 kilometrenin üstündeki herhangi bir irtifada oluşabilirler, ancak daha alçakta bulunamazlar.

    kasırgalar genellikle cirrus tipi bulutlardan oluşurlar. yüksek oldukları için yere ulaşabilecek bir yağışa sebep olamazlar, ama genellikle yağmurun geldiğine işaret ederler. yine yükseklikleri sebebiyle su buharı yerine buz kristallerinden oluşurlar ve halolar oluşturabilirler. ama halolardan daha ilginç bir fenomene daha yol açar bu bulutlar. sun dog ismi verilen bu optik fenomen, gökyüzünden birden fazla güneş görmenize sebep olabilir. hem de havada hiç bulut dahi göremezken. https://i.redd.it/j3gffucay3601.jpg

    cirrus tipi bulutlar ince uzun ve kavisti görüntüleriyle rahatlıkla tespit edilebilirler. cirrusları oluşturan ince uzun filamentler cirrostratus fibratus'ların oluşumuna da yol açabilirler. jet hava akıntılarıyla hareket ederler. yeterince yükselen cirruslar polar stratosferik bulutların oluşumuna da yol açabilirler. bunun yanısıra daha da yüksekte bulunabilen noctilucent bulutlar da cirrus tipi bulutlardan oluşurlar. noctilucent bulutlar gece parlamalarıyla bilinirler. astronomik twilight'ta gözlemlenebilirler sadece. bunları da hiç görmemiş olabilirsiniz, çünkü türkiye'den görülemezler. sadece 50-70 kuzey veya güney enlemlerinde, yaz aylarından görülebilirler. astronomik twilight ise güneş'in ışığının gökyüzünü aydınlattığı son anlara verilen isimdir. noctilucent bulutlar bilinen en yüksek bulut tipidir ve 75 ile 85 kilometre arası irtifalarda oluşurlar. gündüz güneş ışığı altında görülemezler çünkü hiç yoğun değillerdir ve çok sönük dururlar. ancak güneş battıktan sonra ufkun altından bu bulutları aydınlatabilir ve görünür kılabilir. çok nadir gözlemlenen bir bulut tipidir.

    ve son olarak cumulus türü bulutlar var. muhtemelen bulut denilince hepinizin ilk aklına gelen pamuk gibi bir görüntüye sahip olan bulutlar bunlardır. cumulus'u sona bırakmamın sebebi bir çok farklı sınıfı ve tipi olduğu için. en yaygın bulut türüdür. isim kökeni latince yığıntı anlamına gelen cumulo kelimesine dayanır. hava parçalı bulutluysa eğer bol bol cumulus gözlemleyebilirsiniz. standart cumuluslar genelde 2000 metrenin altında oluşurlar, ama benim tabirimle standart olmayan cumulus tipleri bir çok irfitada bulunabilirler. cumulus tipi bulutlar genelde yağmura sebep olmazlar, ama yağmura sebep olan bulutlar cumuluslardan oluşurlar.

    sıcaklık ve neme bağlı olarak belirli bir irtifanın altında oluşamazlar. bu yüzden genel görüntüleri sanki görünmez bir yüzeyin üzerinde duruyorlarmış gibi olur, bu yüzden bu bulutların altları düz olur genelde. 2000 metrenin altındaki cumulusların bir diğer genel ismiyse stratocumulustur. 2000-6000 metre aralığındaki cumuluslara altocumulus, 5-12 kilometre arası irtifalardaki cumuluslarsa cirrocumulus bulutları oluştururlar. bu üç cumulus tipi havadaki konveksiyon akıntılarından etkilenirler. yükseldikçe küçülürler, yani stratocumulus altocumulus'tan, altocumulus ise cirrocumulus'tan daha büyük olur. altocumulus bulutları kalın çizgilerden oluşan dalgalı bir görüntüye sahiptirler.

    cirrocumuluslar ise tıpkı altocumulus gibi yine dalga dalga olabilirler, ama genelde daha dağınık kümeleşmelerden oluşurlar. bir dalga düzeninde dizilebilir bu kümeler, ama dalga hatları altocumulus kadar belirgin değildir genelde.

    bir de altocumulusların sabit duranları vardır. bunlara lenticular veya altocumulus lenticularis denilir. 12 bin metreye kadar oluşabilirler. bu bulutlar yuvarlak oluşlarıyla rahatlıkla ayırt edilebilirler ve genelde yer şekillerinden etkilenerek oluşurlar. sabit duruyorlar derken, yerlerinden pek kıpırdamazlar. oluştukları yerde dağılırlar yani, pek yer değiştirmezler. genelde dağların üstünde oluşurlar.

    bu cumulus tiplerinin yanısıra farklı irtifaları kaplayabilen ve konveksiyon akımlarından çok daha fazla etkilenen bir tür daha vardır. cumulonimbus bulutları. yüksek oluşlarıyla ayırt edilebilirler, yağmur bulutlarının büyük çoğunluğu bu sınıftadır. örs şeklinde olabilirler. yıldırım, şimşek, sağanak yağmur ve hortumları oluşturan bulut tipi cumulonimbustur.

    bunların yanısıra konveksiyon akımlarından etkilenmeyen cumulus tipleri vardır bir de. cumulus mediocris 500 metreden 3 bin metreye kadar oluşabilirler. genelde biraz yükseltiye sahiptirler. cumulus humilis ise genelde yine aynı yüksekliklerde oluşurken yer şekillerine bağlı olarak 6 bin metreye kadar oluşabilirler. dikey olarak gelişmezler yatay bulutlardır genelde. glider pilotlarının en sevdiği bulut tipidir aynı zamanda, çünkü altlarında bulunan ve yükselen sıcak hava dalgaları motorsuz havaaraçları için iyi bir yükselme sağlar. havayolu pilotlarıysa bu bulutları pek sevmezler çünkü aynı yükselen sıcak hava dalgaları türbülansa da yol açar.

    görseldeki kısa yatay bulutlar cumulus humilis, yüksek olanlarıysa cumulus mediocris'tir. bir de cumulus congestus vardır ki, bu bulutlar da yine 6 bin metreye kadar bulunabilirler ve cumulus mediocris ile cumulonimbus arasındaki bir geçiş evresidir. bir patlamadan sonra yükselen dumana benzerler.

    bunların dışında farklı bulut tipleri de vardır ama en genel bulut tipleri bunlardır diyebiliriz. başka bulut tiplerine, bu sınıflandırmaların neye dayandığına ve daha bir çok teknik detaya bir başka entryde değineceğim. şimdilik bu entrynin yeterince uzun olduğunu düşünüyorum ve burada noktalıyorum. buraya kadar okuduysanız ilginize teşekkür eder, bulutları izlerken keyifli vakitler geçirmenizi dilerim.

  • tatil dediğimiz şeyin bir rahatlama, huzur bulma ortamı olması gerekmiyor muydu? kakuma mülteci kampında hayatının değişmesini bekleyen sudanlı gibi yerde yatarak tatil mi olur amk?

  • ince'ye değil bakanlık selam verilmez.

    oğan için türk dünyası ile ilişkiler bakanlığı bence de şık olacaktır.

  • bekarları "niye evlenmiyorsun", evlileri "niye çocuğun yok" diye sıkıştırmak. evet türk halkı bunlardan sapıkça bir zevk alıyor!

  • az önce biri 50 metre ötemde diğeri üzermde olan patlamalardır. güncelleyeceğim.

    edit 3: arkadaşlar ne diyeceğimi bilemiyorum. allah hepinizden razı olsun. izmir'de ankara'da istanbul'da evin var diyenler, neredesin yardım lazım mı gelelim, yapabileceğimiz ne varsa söyle diyenler, adamın, hatunun dibisiniz. terapi gibi oldu mesajlarınızı cevaplamak. seviyorum sizi.

    edit 2: arkadaşın biri atatürk yazamadığım için eleştirmiş. aratürk yazmışım şimdi gelen mesajla gördüm. kusura bakma dostum, aşağıyı okursan nasıl bir kafayla yazdığımı anlarsın. artık idare et.

    edit: arkadaşlar mesajlarınız için çok sağolun, ben iyiyim. hala inanamıyorum bir tane çizik bile yok. sırayla anlatayım.

    uçuşa gitmek için havaalanına dış hatlar terminali güvenlik kontrol noktasından girdim. kontrolden sonra eşyalarımı toplayıp çantama koydum ve ekip odasına doğru yürümeye başladım. 15-20 metre gitmiştim ki insanların iç hatlar terminalinden bana doğru koştuklarını gördüm. öncesinde silah ya da bomba sesi duymadım. kavga oluyor sanırım diye düşündüm ama koşan insan sayısı o kadar fazlaydı ki silah ihtimalini düşünmeye başladım. derken dış hatlar araç kiralama kiosklarının olduğu çıkış kapısında bir patlama oldu. 20-25 metre kadar önümde. burada gördüklerimi yazmak istemiyorum. sonrasında giriş yaptığım güvenlik noktasına doğru koşarken bi ara gözüm dışarı kaydı ve yerde yatan 5-6 kişi görebildim. bu sadece benim kısıtlı görüş alanımda görebildiğim kadarı. koşarken kendimi atacak bir yer aradım, çünkü bu tip saldırılarda bir tane bomba patlamaz. bir kaç yerde eş zamanlı ya da arka arkaya bomba patlatılır. bunu düşünürken o binada her yerin bomba ile tuzaklanmış olabileceğine artık o sersem kafayla karar verip geldiğim yerden çıkmaya karar verdim. ama dışarıda yatan insanları görünce dışarısının da güvenli olmadığına karar verip kendime en çok nerede korunak sağlayabilirim diye düşünerek xray cihazlarının oradaki polis kulübesine girmeye karar verdim. sonra xray cihazlarının oraya vardığımda orada kolu bacağı yaralanmış insanları gördüm ve hemen oradaki polis kulübesine sığındık. içinde polis yoktu. güvenlik görevlileri zaten fena halde panik, ağlayanları mı ararsınız, amaçsızca koşuşanları mı... sırtımızı kulübeye dayadıktan sonra herkesin bavullarını ve çantalarını toplayıp önümüze yığınak yaptım olası bir diğer patlamada kalkan vazifesi görmesi için. hemen sonra bir kabin memuru arkadaşımı daha gördüm bacağından yaralanmış. siper aldığım yerden çıktım onu getirmek için, iyi olup olmadığını sordum, kocam almaya geliyor dedi. iyi hadi gel geçelim kocan gelene kadar şuraya diyecektim ki cümlemi bitiremeden bir bomba daha patladı dibimizde. tam patlama yerini kestiremiyorum, ya 4-5 metre arkamızdaki xray cihazında ya da sırtımızı dayadığımız polis kulübesinin duvarının arkasında oldu ama dibimde patladığını iliklerime kadar hissettim. ortalık birden toz duman oldu zaten, kulübedeki bütün sandalyeler xray cihazı ve etrafındaki bütün edevat darmadağın bir şekilde etrafa saçıldı.

    bakın arkadaşlar, bu kısmı açıklamakta gerçekten zorlanıyorum. orada bulunan bütün insanlar yara almadan sağlam bir şekilde dışarı attık kendimizi. kimseye bir şey olmadı hala inanamıyorum. bende bir tane çizik bile yok. yemin ederim, bombanın patlamasının değil, benim oradan sağ salimi de geçtim çiziksiz kurtulmama inanamıyorum. dışarı çıktığımda yerde yatan insanları gördüm ve kapalı otoparka attım kendimi. bu entryi de orada yazdım alelacele. sonrasında da geçen bir arabayı durdurup atladım (çok teşekkür ediyorum o duran arkadaşa da, allah razı olsun) ve havaalanından çıktım. şimdi evdeyim.

    mesaj atan tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum, hepinize cevap yazacağım. kusura bakmayın, kendime gelmem biraz zaman aldı, güncelleme o yüzden bu kadar geç geldi.