hesabın var mı? giriş yap

  • 200 250 bin arasında 50000 lira var, onla da clio4 veya polo falan alınıyor. onu kastediyosunuz di mi lan? yoksa 250000 liraya arabayı değil. öyle olsun lütfen

    2023 editi : basligin ilk hali "200-250 bin lira arasinda alinabilecek en iyi araba" idi.

  • arabama zarar verilmeyeceğini bilsem ben de aracımın arkasına " uber siksin sizi emi " notu yapıştırarak destek olmak istediğim firma. o kadar sevmiyorum ki taksiyi, plakasını, sahibini , şöförünü... uber böyle canınızı acıta acıta acıta devam etse.

  • yasiniza, mesleginize, yasam tarziniza gore cok genis bir yelpaze sunar. tek basina kita avrupasindan ekonomik olarakta alan olarakta (neredeyse) buyuk bir yerden bahsediyoruz.

    ogrenciyken boston massachusetts eyaletinde bir sure kalma firsati buldum, ozellikle boston cevresi ogrenci yasami icin uygun, amerikanin gocmen bakimindan en cesitli olan yeri degilsede yuksek oranda gocmen ogrenci barindiriyor. aile yasami, sessiz ortam istiyorum diyorsaniz boston cevresi pek size gore sayilmaz.

    neredeyse 3.5 yil georgi eyaletine sinir alabama sehrinde yasadim. alabama demokratlarin abarttigi kadar boktan bir eyalet degil. havasi ben yaz adamiyim diyorsaniz size gore. bence kuzey eyaletlerine kiyasla en buyuk artisi, tasinmaz mulk vergilerinin dusuk olmasi, petrol ucuzlugu, asiri yakin olmasada floridada bulunan bazi tatil mekanlarina cok yakin. kuzeyde 1m$'a alamayacaginiz bir evi alabamada 300k$'a sahip olabilirsiniz. ayrica mahalleleri kuzey mahallelerinden daha guzel ve sakin. tenesseyle beraber emeklilik icin guzel bir tercih olabilir ama biraz haraketli bir yasaminiz varsa yada ogrenciyseniz cehennem olabilir. cunku balik tutmak, hiking vb aktiviteler disinda yapacak cok bir sey yok.

    florida, ben dort mevsim yaz yasarim hic problem degil, partilemeyide severim diyorsaniz florida guzel bir tercih. vergiler ve tasinmaz mulkler kuzey eyaletlerine oranla daha dusuk. onun haricinde bildiginiz filmlerden az cok asina oldugunuz florida iste.

    dc, maryland, virginia uclusunden benim favorim acik ara virginia. dogasi guzel. cesitlilik yuksek. ama tahmin edin, vergiler yuksek, evler ve dolayisiyla kiralar daha pahali, petrol pahali. maryland'in bazi yerleri gercekten cok tehlikeli. baltimore'a iki bobrekle girip tek bobrekle cikabilirsiniz. bu pennsylvania, new york ve bir kac kuzey eyaletini icinde gecerli.

    california muhtesem bir eyalet, havasi muthis, ortam partilemeye musait aileylede yasanir, ogrenci hayatida yasanir. doga yuruyusude yapabilirsin, partileyedebilirsin. tahmin edebileceginiz uzere asiri pahali. alabamada 300k$'a alacaginiz evi virginia'da 800-900k'ya, california'da 2-3m$'a anca alabilirsiniz. alabamada petrolun galonu ortalama 2.8$'sa virginia'da 3.5$ california'da 4$ veya daha fazla olabilir. guzel eyalet ama sana bana gelmez.

    new york, acayip degisik bir yer, manhattan'a gidip gokdelenlerle, central parkla buyulenip, bronx'a gidip altinizada sicabilirsiniz. hic bir zaman favorim olmadi. sevenler var ama.

    benim acik ara favorim chicago. cesitliligin en yuksek oldugu eyaletlerden bir tanesi. tasinmaz mulklerin vergileri yuksek fakat ev fiyatlari gorece diger eyaletlerden dusuk. puclic schoollar diger eyaletlere gore daha kaliteli. tek dezavantaji sogugu biraz fazla soguk.

    tabi tum bu yazdiklarim fiyatlar haricinde benim kisisel deneyimlerim. bana gore boyle olan size gore farkli olabilir. kalin saglicakla.

  • ondort yasimdaydim, artik zamani geldi dediler en cok da surekli hastalanarak onlara cektirdigim zulumu azaltmak icin olmali bademciklerimden kurtulmak icin beni ameliyat ettirmeye karar verdiler. okullar subat tatiline girmisti, kotu gri bir ankara kisinda otobus ve dolmusla elimde torba hastaneye gittik uvey annemle. ankara hastanesine gittik, doktoru gorduk, bana kalacagim odayi gosterdiler. tek kisilik oda, babam oyle olsun demis, sagolsun. doktor, "simdi sen dinlen, ameliyat yarina" dedi. uvey annem cocuklar evde yanliz dedi, beni birakip gitti. gunun geri kalan kisminda kitap okudum. gece lambasini acik birakip yattim, hastanenin sesleri acilip kapanan kapilarin sesleri giderek kesildi. uyumusum.
    sabah doktor geldiginde pencereden disari bakiyordum. "yok mu yaninda kimse?" dedi. "yok", dedim, "herkesin isi gucu var". "tamam o zaman hadi gidelim dedi", uzun koridorlardan gecip ameliyathane olmasi gereken yere vardik. "seni uyutamam, yaninda buyuk yok, zaten de bu ameliyatta kimse uyutulmaz, onun icin simdi sen sandalyeye otur" dedi. oturdum. "bademciklerine igne yapacagim, onlari uyusturacagim, ve alacagim, hic acimayacak, tamam mi?" basimi salladim, doktor simdi dusunuyorum da otuz kusur yaslarinda olmaliydi, bana cok yasli gorunuyordu o zaman tabii, koskocaman adam, canin acimayacak diyorsa acimaz herhalde diye dusundum. yanilmisim.
    onume oturdu, yandaki masadan buyuk bir siringa aldi ve igne takti. gozume koskocaman gorunen o igneyi bademciklerimin etrafina batirip cikardikca gozlerimden sesizce gelen yaslari "ne var bunda aglananacak, koskocaman kizsin sen" diyerek gene kendisi sildi. "bitti artik, bundan sonra acimayacak, tamam mi?" bu sefer basimi sallamadim, yalan soylemisti ve ben ona olan inancimi yitirmistim.
    "simdi bademciklerini alacagim, cok surmez hemen biter, sen sessiz dur tamam mi?"
    agzima giren makasi gorunce gozlerimi kapadim, annemi istiyorum dedim icimden, anne neredesin, keske yanimda olsaydin simdi. ama makas agzima girmisti bir kere, hic acimasizca kesiyordu bir yerlerimi; kirt-kirt-kirt-kirt-kirt. doktorun soluklari kalbimin gumburdeyen sesine karisiyor kulaklarima doluyor, basimi donduruyordu. kirt-kirt-kirt-kirt. anne neredesin?
    "tukur simdi" doktor ellerimi tuttu, "buz kesmissin, bak simdi seni yatagina goturup yatiracagiz, dinlenirsin, tamam mi?" tamam degil dedim icimden, beni kestin, sesini duydum, artik tamam degilim. doktor beni odama yolladi, uzun koridorlardan gecip odama geldik. yattim.
    yatagin basinda duran masanin ustundeki siyah klasik telefon oglene dogru caldi. babamdi.
    "nasilsin kizim?"
    "iyiyim baba"
    "istedigin birsey var mi?"
    biraz ilgi, biraz sevkat, tutulacak sicak bir el demedim ona.
    "hayir baba, tesekkur ederim."
    "hadi yat uyu, iki gune kalmaz iyilesirsin"
    "evet, tesekkur ederim"
    ertesi gunu cok kotu oldum, sanki olmayan bademciklerim gene sismistii ve bu sefer artik sesim de cikmiyordu, yataktan hic kalkmadim, doktor geldi beni gormeye, "kimse yok mu yaninda? yanliz misin?" basimi salladim evet babindan. " "hmmmm, sana mecmua getireyim mi, biraz eglenirsin" kalkti gitti bir muddet sonra elinde bir suru mecmuaya geri geldi. "bak fotoroman da var, sever misin?" basimi salladim. fotoromani kim sevmezdi ki o zamanlar? "al oku, ben de burada senin yaninda oturayim, kitabimi okuyayaim."
    o hastanede dort bes gun kalmis olmaliyim, babam ve annem telefonla hatirimi sordular birkac kere, yanima doktorla hemsireden baska kimse gelmedi. aksam yemeginden sonra yarim saat icin bile olsa doktorum bana getirecegi gazeteleri mecmualari nereden buluyorsa buluyor getiriyordu. o kitaplarini okurken ben mecmualarima bakiyordum. son gece ertesi gunu beni taburcu edecegini soyledi. "ama birisinin gelip seni goturmesi lazim, seni kendi basina birakamam kapiya" gulustuk. "uvey annem gelecek sanirim", dedim. "eh nihayet" dedi.
    ertsi sabah beni taburcu ederken tokalastik. ona tesekkur ederken ameliyat icin degil ama sonrasi icin demedim.
    "cok iyi doktorsunuz" dedim, "bir gun ben de sizin gibi bir doktor olmayi isterim"
    kucukcuk cocukmusum gibi burnumu fiskeledi. "daha iyilerini olacaksin sen"
    gene yalan soylemisti, doktor olmayacaktim.