hesabın var mı? giriş yap

  • bir değil iki güzel kadının başrole aşık olduğu ve başrolün onlara sürekli hayat dersi verdiği bir senaryo yazmış. yetmemiş yönetmiş. o da yetmemiş başrole de kendini koymuş. adam resmen dizi adı altında kendini tatmin edecek bir şey çevirmiş. yaşlısın, çirkinsin, fakirsin, sicilin temiz değil… ama herkes sana hayran öyle mi? resmen andropoz oyalanması, ego tatminine çevirmiş diziyi.

  • ehliyet kurslarının eğitim araçlarında şoförün acemi olduğunu belirten uyarıcı işaretler vardır. bunu gördüğü halde sıkıştırmak için trafik canavarı olmak gerekir.

    kaldı ki tecrübeli bir sürücü bile yokuşta aracı kaldırırken sorun yaşayabilir, sırf bu nedenle birine saldırmak, hatta adam toplayıp geri gelmek tam bir şerefsizliktir.

    sonra o.ç. taksici başlığını sildirmeye uğraşıyorsunuz, önce insan olun.

  • nba tarihinde efsaneler arasına giren maçlardandır. belki saçma bir şey ama, bir durum veya olay için umutsuzluğa düştüğüm zaman t-mac'in son 35 saniyede attığı 13 sayıyı izlerim. insanı gaza getiren hareketlerden birisidir.

  • annem ve babam 50'li yaşlarda. yaklaşık 40 yıldır âşık, tam 30 yıldır evliler..

    babamın adı sami. anneminki filiz..
    dün alışverişe gidip; birkaç parça birşey almak istemişler. tencere, tava, ıvır zıvır..

    bir mağazaya girip; fırın bakıyorlar. çeşit bol, fiyatlar değişik.

    - sami'm. bu daha geniş bak. bu olabilir.
    + fiyatı da geniş baksana. bu daha uygun değil mi hanım?
    - onlardan almam. dandik onlar. bak burdakiler de güzel sami'm. fiyatı da fena değil hem.
    + hani bakayım. küçük bu be hanım.

    sami'm, hanım, sami'm, hanım derken; fiyatı uygun bir fırında anlaşıp, almaya karar veriyorlar..

    - beyefendi fatura için soyisminizi de rica edebilir miyim?
    + demir.

    parasını ödeyip, fırını alıyorlar ve eve geliyorlar.
    faturaya bakınca; gülümseten bir hata farkediyorum..

    "samim demir"

  • oyun: warcraft 3 (footmen mod'u)

    durum: oldukça deneyimli ve iyi bir oyuncu olan ev arkadaşıyla multiplayer oyunu atılmaktadır. daha önceki oyunlardan ev arkadaşını konvensiyonel yollarla yenmenin imkansız olduğuna, oynanan oyun 5 dakika da 5 saat de sürse eninde sonunda ele alınacağına kanaat getirilmiştir.

    strateji: ev arkadaşı oldukça iyi bir oyuncu olsa da zayıf bir tarafı vardır: ekran kartı dandik, bilgisayarı ise eskidir. bel altına çalışılması gerektiğine kanaat getirilir:
    oyunun başından itibaren tüm para cancanlı savunma kuleleri yapmaya harcanır. normalde rakibinizin eninde sonunda sizi ezip geçmesiyle sonuçlanacak saçma bir taktik olsa da durulmaz, üse yakın toprakların hepsi kule yapımına harcanır.

    sonuç: ev arkadaşının ekran kartı o kadar kuleyi aynı ekranda görmeyi kaldıramaz ve planlandığı üzere çöker. hükmen galip olunmuştur.

  • irfan'ın yeğeni can'ın sürekli soru sorarak ihsan'ı çıldırttığı her diyalogun dahil olduğu kategori. birini hafızamı zorlayıp yazayım dediysem de yazınca pek yarmadı.
    can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
    ihsan: hayır sorma can.
    can: ama ihsan amca, çok önemli.
    ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
    can: aa nerden bildin ihsan amca?
    ihsan: soru neydi ki?
    can: sorma dedin ya ihsan amca.
    ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!

    yıllar sonra gelen edit: venusteki limon agaci’nın söylediğine göre portakal değil yeşil biber.

  • haluk bilginer'in başrolde oynadığı, toplumsal ve siyasi pek çok olaya göndermeler yapan harika bir yerli dizi. kısa, öz ve oldukça manidar olmuş.

    beğendiğim bir replik:

    ‘’bu burçlar falan var ya astroloji yani, prensip olarak çok saçma bir defa. insanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın. hele geleceğini tahmin etmek, doğum tarihiyle olacak şey değil o. o nasıl olur ancak biliyor musun? doğum yeriyle. insanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler. esasında bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım.

    bak, insanın doğum yerine göre kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. sonuçta trablus'ta, peşaver'de ya da angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. eh… toronto'da, oslo'da, tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli. bizim anadolu insanı bunu bilir mesela. onun için de yeni tanıştığı bir kişiye “burcun ne?” diye sormaz. “memleket nere?” diye sorar.

    bir de yükselen burç meselesi var. o da vatandaşlık oluyor, yani hangi ülkenin vatandaşı olduğu. o da önemli. suriye'de doğmuş bir suriyeliyle suriye'de doğmuş bir fransızın kaderi aynı olmuyor tabi. burcum halep ama yükselenim fransız. o zaman iş değişiyor tabi. ya da burcum kongo yükselenim belçika. durum farklı. işte benim burcum da kambura. benim kaderim de kambura. ben eğer bugün buralara geldiysem, sırf kambura'da doğduğum içindir.’’

    cemil, şahsiyet, 6.bölüm