ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bilinçaltınız neye takıntılı testi
-
öğrenmeye takıntılı olduğumu bildiren test. bunu da öğrenmiş oldum iyi oldu...
luka modric
-
09.09.1985 dogumlu dinamo zagreb'te oynayan genc yetenek. niko kranjcar ile beraber hirvatistan milli takiminin gelecegi.
kedilerle kadınlar arasındaki benzerlik
-
kediler ölür, kadınlar gider, günler aylar geçer ama her ikisinin de saçları kıyafetlerinizden, eşyalarınızdan, evinizden, sağdan soldan çıkmaya devam eder.
ekşi sözlük'te yazar olan ünlüler
-
melih gökçek'in aralarında olmadığı ünlülerdir. büyük harf yetmezliğinden komaya girip ölürdü aksi takdirde.
bir ustte melih gokcek'ten suphelenen entry var idi.
g. kore'nin 450 milyar dolar yonga yatırımı
-
parayı betona ve şatafata değil bilime ve üretime yatıran, gelecek nesilleri ve ülkenin geleceğini düşünen devletin işidir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama iki gün önce eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp gitmiş
vodafone arena inşaatının mühürlenmesi
-
stadı beşiktaşa değil kasımpaşaya yapsaydık burj el arap kadar yukselse kimse ses çıkarmazdı. adamlara beşiktaş taksim kabataş diyince nöbet geçiriyorlar.
debe editi: debe ye giren entry editlenince kaldirilsin mi tartismasi yapiliyor lakin suraya da bakmanizi rica etsek?
(bkz: eksi sozluk donör oluyor kampanyası)
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.
ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."
oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.
osman hamdi bey'in mihrap tablosu
-
bugün yapılsa muhtemelen yapan sanatçının "mukaddesata hakaret ve kitleleri tahrik" etmekten dolayı kuvvetle muhtemel tutuklanması ile sonuçlanabilecek, dönemin koşullarına göre olağanüstü anlamlar taşıyan muazzam tasvirdir. osman hamdi gerçekten büyük adam, avrupa görmesi ve çok iyi gözlem yapıp türk toplumunun yozlaştığını idrak edip bunu her çalışmasında yansıtabilmesi inanılmaz gerçekten. resmen "2. mehmet akif" kendisi, onun gibi reformist kişiliğe sahip.
bu eser bakıp da görebilene çok şey anlatıyor kanımca. kadının, doğu inançlarının ve ritüellerinin üzerinde azimli bir oturuşla sergilenerek yüzünü batı'ya döndüğü takdirde kurtuluşa erebileceği görüşü betimlenmiş. gerekli birçok yorum yapılmış zaten ama, esas dikkat edilmesi gereken ve pek de dillendirilmeyen bir husus da kadının ayakları altında bulunan sayfalar, kitaplar ile birlikte yanında sönen koskocaman mumun (ki bu mum yüksek ihtimal büyük osmanlı'nın artık ışık saçamayan ve etrafını aydınlatamayan köhne bir imparatorluk olduğunu simgeliyor) son derece karanlıkta kalmasının yanında kadın aydınlık ve umutla geleceğe bakıyor gibi resmedilmiş. üstelik kadının üzerindeki sapsarı ve görkemli elbise ile de "karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" mesajı verilmiş gibi. muazzam gerçekten.
oldukça radikal bir çizim olduğu muhakkak. yazının en başında dedim ya, böyle bir şeyi bugün yapamazsınız. toplumun geldiği hale bakarsak 20. yüzyılın türkiyesi'ne kıyasla ne kadar nefret sahibi ve tahammülsüz insanlar olduğumuz ortaya daha net çıkıyor.
osman hamdi bugünleri görse acaba nasıl bir tablo ortaya koyardı?
üniversitede fark edilen gerçekler
bp'nin verdiği oyuncak tır
-
çocukken birçok şey isteyip, neredeyse hiçbirine sahip olamayan birisi olarak muhtemelen en çok üzüldüğüm oyuncaktır. artık istediğim şeylere kendi imkanlarım ile sahip olabiliyorum ama bir yaştan sonra da bir şeylere sahip olmak hayatta mutluluk getirmiyor.
görsel
reklam filmi
donanımhaber konusu
o ses türkiye
-
hadise'nin tiril tiril sıfır kollu bir bluz giydiği yerde mazhar alanson'un kazak üstü kaşe montla oturduğu jüriye sahip yarışma.ben anlamadım şimdi stüdyo mu soğuk, hadise mi yanıyor, mazhar alansonun kanı mı çekilmiş ?
zlatan ibrahimoviç'in ingiltere'ye attığı gol
-
bu gol yüzünden bundan böyle ingiltere kraliçesi, isveç gençlik ve spor bakanı'na denk sayılmaktadır.