hesabın var mı? giriş yap

  • bu adamın takım arkadaşı pique, shakira ile beraber. bu ise dünyanın en göz önündeki kulübünde oynamasına rağmen kısmetse olur yarışmacısına yürüyor. tamam yakışıklı olmayabilirsin ama bu nasıl bir vizyonsuzluk aq? git victoria's secret kızlarına yürü reddedilsen de ortamlarda bir şeyler sallar, bayrampaşa çocuğu olduğunu cümle aleme 467326. kez duyurup hayatına devam edersin.

  • telefonla arayıp, sorup soruşturup bulamadığım arkadaşın. sahilde güneşlenirken yamaç paraşütüyle yanıma inmesi.

  • türk milletinin gelmiş geçmiş en yalancı üyesi olmakla birlikte kitaplarındaki her harf ve söz yalanlardan oluşmaktadır.

    toplam 68 tane tuvalet kağıdı minvalinde yazdığı bişiler vardır.

    edit: imla

  • iki dk espri kasmayin amk ya belki insanlar oldu ne sikim adamlarsiniz. komik de degil sirf bisey yazmak icin yazip da cop etmeyin basliklari ben ve benim gibi bilgi almaya calisan insanlar bu salak entrylerden bilgi degeri tasiyan entryleri bulmakta zorlaniyoruz.

  • sıkıcı ve banal gündelik gerçekliğe "ben bir büyü yaratmak istiyorum" diyerek savaş açan bir karakterin bindiği "hızlı tramvay"ın adıdır. "yabancıların şefkatine" inanmıştır ("i have always depended on the kindness of strangers") ve kendini içinde bulduğu tramvay sağa sola çarparak son sürat giderken en nihayetinde kalın ve yekpare bir duvara toslamıştır. işte "gerçeklik", o duvarın adıdır.

  • birkaç günlüğüne gittiğim ailemin evinde, yatağımda huzurlu bir şekilde uyurken, birden çalan cep telefonumla uyandım.

    arayan babanem. gecenin o saati olduğuna göre ilk önce kötüleşti mi, bir rahatsızlığı mı var diye düşünüyor insan tabi. meraklandım haliyle. ama neyse ki sabredemedi, arama sebebini açıkladı bir solukta: "iclal aydın!!" dedi nefes nefese, "iclal aydın'la tuna kiremitçi boşanmış!!!!"

    ağzımdan öyle bir şaşırma nidası, öyle bir "aaaaaaa aaaa!!!" çıkmış ki, ilk önce zaten uykusu hafif olan annem uyandı. yanıma geldi merakla, "nolmuş nolmuş diye?"

    ilk önce cevap veremedim. eeee dile kolay! neden sonra kendime geldim de, "anne, anneciğim.." diye başladım konuşmaya... sonrasında ağzımdan kelimeler dökülüverdi zaten: "iclal aydın'la tuna kiremitçi boşanmış!!!!"

    annem ilk önce inanmadı. sonra betülay teyzeleri aradı, onlar da ayaktalarmış, yeni öğrenmişler. hatta fikret amca donuyla sokağa çıkıp koşturmaya başlamış.

    babam ise daha serinkanlılıkla karşıladı bir muazzam haberi. ancak haberi ilk verdiğimdeki donuk ifadesi hala gözümden gitmez. "vay babamın şarap çanağı..." diye dile getirdi sonra usulce şaşkınlığını "vay be!"

    kardeşimin yaşı henüz biraz küçük olduğu için yeterince idrak edememişti belki haberin önemini. lakin o da teker teker arkadaşlarını aramaya başlamış, bu anını onlarla paylaşmak istemişti belli ki. gözleri kocaman açılmış, hayret ve şaşkınlık içinde ulaşabildiği kadar insana ulaşmaya çalışıyordu.

    sonra ne mi yaptık? pencereleri açıp haykıralım mı diye düşündük ilk önce, ama hastaları, yaşlıları aklımıza getirdik sonra. bu saate böyle bir haber almayı herkesin bünyesi kaldıramazdı kuşkusuz.

    yapılacak birşey yoktu, yatıp ertesi gün olacakları beklemek kalıyordu bize artık.

    tabi uyku tutarsa artık...