hesabın var mı? giriş yap

  • artık o günlere dönüş yoktur. ancak insan düşünmeden duramaz. özellikle zor zamanlarda. ayrı bir hayatı sürdürmeye çalışırken önce anna ya da babadan biri hayata veda eder. tek başına kalan anne ya da baba için olağanüstü bir emek harcanır. tam işler yoluna girerken başka yakın akrabalar ya da kardeşlerden biri bir dram yaşar. bu drama tanık olunur. bu arada ayrı olarak sürdürülen hayatın sihiri kaybolur. başka sıkıntılı durumlar başgösterir. işte bu durumda sık sık flashbackler yaşanır. şen şakrak pazar kahvaltıları, küçükken topluca gidilen tatiller, uzak akrabaların düğünlerinde yaşanan saçma/komik hikayeler vs. faydasızdır ama kardeşim. mücadele bizi bekler. sağlam durmak gerekir. haydi, toparlan bakalım.

  • -iyi bayramlar *mucuk mucuk* (allahim sirada daha 8 akraba var, mehmet dayi, gulten teyze..)
    -iyi bayramlar evladim
    -iyi bayramlaaar *mucuk mucuk* (ne yapiyorum ben cok ayip, hayriye hala'ya konsantre olmaliyim) iyi bayramlar halacim" *mucuk mucuk*

  • turgut uyar şiiri

    ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    bu evleri atla bu evleri de bunları da
    göğe bakalım

    falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
    herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    beni bırak göğe bakalım

    senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    bana dönesin diye bir bir kapattım
    şimdi otobüs gelir biner gideriz
    dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
    seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    durma kendini hatırlat
    durma göğe bakalım

  • kediyi kurt sanıp sanmadıklarını bilmediğimiz/bilemeyeceğimiz koyunlardır.

    belki kediyi aslan/kaplan sandılar.
    belki de kediyi hiçbir şey sanmadılar ama içlerinden bazılarının kedi fobisi vardı.

    yok yani bu olayda sağ kalan koyunlardan ifade mi aldılar da kedinin kurt sanıldığını öğrendiler?

  • tarih konusunda sıkça sıçan bir trollün yeni yumurtlaması.

    1- 19 mayıs'ı atatürk bayram ilan etmiş.

    19 mayıs'ın bayram olma önerisi ilk kez 1936'da yani 1919'dan 17 yıl sonra beşiktaş jimnastik kulübü' adına kulüp kurucularından ahmet fetgeri aşeni tarafından önerildi, 20 haziran 1938'de bayram olarak yasalaştı. ayrıca ilk yasalaştığında adı gençlik ve spor bayramı'ydı, atatürk'ü anma kısmı 1981'de eklendi.

    başlığın dayandığı teori çöktü ama yinede devam edeyim.

    2- kurtuluş savaşı'nda ege'nin bir kısmını kurtarmak dışında başarı yokmuş.

    yeni kurulan sovyetlerle anlaşarak silah ve cephane alan, doğu'yu ermeni işgalinden kurtaran kazım karabekir'in, güneyde fransızları yenen kuva-yi milliye'nin komutanı olan kişide senin dedendi zaten. italyanlar da çok sıcakmış buralar deyip gittiler. istanbul'a demirleyen ingiliz gemileri vardı hani şu atatürk'ün geldikleri gibi giderler dediği gemiler. ne oldu sonra o gemilere ?

    3- atatürk samsuna çıkmadan önce yurdun dört bir tarafında direniş hareketi başlamış, atatürk bunların üstüne konmuş.

    güneyde ilk direniş 15 aralık 1918'de hatay dörtyol'da, batı'da ise 15 mayıs 1919'da hasan tahsin'n ilk kurşunuyla başlamış. diyelim ki isyanlar çok önce başladı, lan bunları örgütlemek kolay mı ? şimdi bizi yöneten senin dünya liderin dediğin adam 2013 yılında elinde o kadar imkan varken istihbarat alamıyor, şehrin göbeğinde bomba patlatıyorlar. üstüne suçu bizim 30 sene gerimizden gelen suriye'ye atıyor. atatürk'ün karşısında güneş batmayan imparatorluk denilen ingiltere gibi fransa, italya gibi ülkeler vardı. 100 yıl önceden bahsediyoruz. adam telgrafla yurdun dört bir yanını örgütlemiş, komuta etmiş.

    4- atatürk en ufak fırsatı bile değerlendirip, tek adamlığını sağlamlaştırmış.

    vahdettin istanbul'da sarayında oturup ingilizlerin kendisi hakkında ne yapacağını düşünürken, enver paşa batum'da harekete geçmek için mustafa kemal'in başarısız olduğu haberini beklerken çok zor olmasa gerek atatürk'ün tek adam olması.

  • son yılların yeni trendi.

    dobrayım, açık sözlüyüm ayağına insanların kalbini kırmak moda olmuş durumda.

    özellikle kendinden zayıf ve güçsüz insanlara karşı uygulanan bir çeşit güç gösterisidir bu.

    açıksözlü olmak ile patavatsız ve küstah olmak arasındaki farkı dahi idrak edemeyen insanlardır bunlar.

  • belki de sandığımız kadar titizlikle izlemiyordur.

    geçen gün google, telefonuma tuhaf bir bildirim yolladı:
    "hede apart pansiyon nasıldı?"
    haftasonu oradaydınız, değerlendirin puan verin vs.

    bir an anlam veremediğim için, bilgi hırsızlığı gibi şeyler aklıma geldi, kredi kartımı kaybettim de o pansiyonda mı kullanıldı diye düşündüm, panikledim. haftasonu, yıllardır bazen haftada bazen on beş günde bir, bir-iki günlüğüne gidip geldiğim b şehri lokasyonundaki evde idim. hede apart pansiyon neresi, hiçbir fikrim yoktu. durumu anlamak için açıp baktım, neresiymiş burası diye. baktım, o benim senelerdir gidip geldiğim evin yakınında bir yermiş hede apart. (öyle çok yakınında da değil) ben yakınında durdum diye bana böyle bir bildirim yollamış durduk yerde.

    düşünün. farz edelim ki ben evli bir insanım ve eşime haftasonu arkadaşıma gideceğimi söylüyor ve bir iki günlük veya bir kaç saatlik, evden ayrılıyorum. döndükten bir kaç gün sonra telefonumun ekranına bildirim düşüyor:
    "hede apart pansiyon nasıldı?"

    veya farz edelim, ergen-genç yaşlarda bir kızım. böyle konularda zaten titiz olan babamdan, arkadaşımda kalmak için zar zor izin alıyorum. kalıyorum, dönüyorum. bir kaç gün sonra yemek masasında telefon ekranıma bildirim geliyor:
    "hede apart pansiyon nasıldı?"

    kişilere göre değişmekle birlikte, yaşanabilecek krizlerin büyüklüğünü hayal edebiliyor musunuz? kıskanç eş kavgalarını, paranoyak anne-baba tepkilerini düşünebiliyor musunuz? bir insan bu tip teknolojik buglardan dolayı çok ciddi sorunlar yaşayabilir, cidden zan altında kalabilir. sağlıklı düşünebilen ve mevzuya hakim birine durumu izah edersiniz belki ama ya zaten şüphe etmek için bahane arayan birine? teknolojiden anlamayıp, anlamadığını da anlamayan birine? ciddi bir sorun bu, çok ciddi hem de.

    google sık sık gitmediğim, sadece önünden yakınından geçtiğim yerlerle ilgili yorum/değerlendirme istiyordu, önemsemiyordum fakat bu son durum canımı sıktı. buraya da özellikle yazmak istedim ki, benzer durumlar yaşayan insanlar için referans olsun. bazı bildirimleri de hepten kapatmak en doğrusu sanırım.

    ekleme: tam tahmin ettiğim gibi bu durumun mağdurları çokmuş. google maps uygulama ayarlarından lokasyon geçmişini ya da sadece bildirimleri kapatabilirsiniz, bilgilendiren arkadaşlara teşekkürler.

  • "evlenme hazırlığı içinde olan bir çift trafik kazasında ölüp cennete gider. damat adayı durumu görevli meleğe anlatarak evlenip evlenemeyeceklerini sorar.

    "bir bakayım" der görevli melek. aradan 3 ay geçtikten sonra mağdur çifte: "her şey ayarlandı. sizi evlendirebiliriz" diye müjdeli haberi verir.

    damat adayı peki der; "biz düşündük de, acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşayabilir misiniz ?"

    görevli melek gök gürültüsü sesiyle son derece kızgın bir şekilde:

    "siz manyak mısınız? cennette bir imam bulabilmek için 3 ayımı verdim. avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musunuz?"

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
    melek olan benim.

  • 36 kişinin öldüğü tren kazasının ardından yunan ulaştırma bakanı istifa etmiştir.

    https://www.25newsnow.com/…kills-16-hurts-least-85/

    45 bin kişinin öldüğü türkiye'deki depremden sonra istifa eden olmamıştır.

    edit: bir tane uyarı geldi. bahçeli beşiktaş üyeliğinden istifa etmiş :))))
    edit 2: vay arkadaş, halbuki ne de sevinmiştim... bahçeli'nin üyeliği aidat ödemediği için düşmüş :((( istifa yok yani...
    edit 3: "bahcelinin üyeliği düşmemiş. üyelik iptal dilekçesi göndermediği için üyeliği devam ediyor. borcu da yokmuş." gelen mesajlardan biri bu. hadi görevinden istifa eden yok, bari en azından spor kulübü üyeliğinden istifa eden bi tane siyasimiz olsaydı :(((

  • baklava (onlarda da ayni isim)

    kadayif (onlarda da ayni isim)

    kofte (keftedes diyorlar, gerci kofteyi hindistandan kuzey afrikaya bir suru mutfakta benzer isimlerle bulmak mumkun. bir de, bir yunan yemek kitabinda "yuvarlakia" adli minik koftelere rastlamistim, adi komik ve sevimli gelmisti.)

    dolma ("dolmades" veya "dolmadaki" diyorlar, hatta yalantzi dolma veya sadece yalanci diye gectigine de rastladim)

    imambayildi (gene ayni isim)

    kahve (ayni sekilde pisiriyorlar ama yunan kahvesi diyorlar)

    sis kebap (souflaki diyorlar)

    doner (gyros deniyor)

    yahni (stifado deniyor, bizim papaz yahnisi stifadodan asirma olsa gerek)

    guvec (normal etli guvec malzemesine ilaveten arpa sehriye pilavi var icinde)

    pilaki

    fava

    kurabiye (kourambides veya buna benzer bir ismi var, hangisi oldugunu hatirlamadigim bir yortu icin yapildigini ve turkce icin tuhaf sayilabilecek adini gozonune alirsak, sanirim bunu biz onlardan asirmisiz - ilsa ve fulari'nin duzeltmesiyle 10 sene sonra edit: arapca imis sozcuk, onlardan bize, bizden yunan mutfagina sicramis olmali o zaman. yunan mutfaginda bunu yapildigi yortu da noel imis ve sadece bademli bir kurabiye turu bu adla aniliyormus.)

    ortak yemek olmasa ve bizdeki herhangi bir yemek veya mezeye benzemese de, bir sekilde adinin bekri mustafa'dan esinlendigini dusundugum "bekri meze" diye bir sey menulerde sikca insanin karsisina cikiyor.

    ayrica yunanlilarin ne dedigini bilmesem de, ayni sekilde pisirilmis domatesli pilavlari, yagli yagli patlican kabak vs. kizartmalari var. bizim sutlu tatlilarimizin bizans'tan miras oldugu gozonune alindiginda, tavukgogsu, kazandibi, sutlac ve turevlerini bulmak da mumkun olsa gerek. daha da kimbilir ne benzerlikler vardir, ama ben burdan sonrasina kifayetsiz kalıyorum.