ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sınıfta ağlayan kızın yanında bekleşen kızlar
-
genellikle 2-3-1 düzeninde dizilirler.
------ merve ------ ağlayan kızımız -------- hülya ------
---- ayşegül ---------- ceren ----------- fulya ------------
--------------------- bahar ----------------------------------
öncelikle başroldeki ağlayan kızımızdan bahsetmek gerekir. bu kız sınıfın en güzel iki kızından biridir genellikle. tabi güzellik başa bela olduğundan haftada bir diğer güzelle dönüşümlü olarak sürekli ağlar.
merve: tahmin edeceğiniz üzere şişman olanıdır. şeytandır. ateşe körükle gider. acıdan beslenir. sınıfın erkekleri amaçlarına ulaşmak istiyorlarsa merve ile iyi geçinmek zorunda olduklarını bilirler.
hülya: sınıfın diğer güzel kızıdır. bir hafta sonraki sırasını usulca bekler.
ayşegül: merve'den çok hazetmez ama açık açık düşmanlık yapacak cesareti yoktur.
ceren: merve kadar olmasa da şişmandır. balık etli diyelim başımıza bela almayalım. onun da gözü merve'nin sahip olduğu konumdadır. fakat bunun yolu ilave poğaçadan ziyade ilave kötülüktür.
fulya: bu da hülya'nın yancısıdır. sonraki hafta merve'nin yerinde oturacak kişi kendisidir.
bahar: gruba kendisini kabul ettiremeyen kızımız budur. bu tür felaket günlerinde şansını denemektedir.
satrançtan öğrenilenlerin yaşama aktarılması
-
satrançta öğrendiğim şey en temel ve genel anlamıyla, bir sonraki hamleni düşündüğün taktirde hep kazandığın. fakat bu, oyundaki haliyle bile çok yorucu. yaşamı, beni bu kadar yoracak olan bir şeyi gerçekleştirmek için neden bu kadar ciddiye alayım? ve bir şeylerin bu kadar kontrol altında tutulmaya çalışılması ne kadar iyi olabilir ki? bu kadar kontrol ile kendimi teslim edebileceğim suni bir güven duygusu oluşabilir ancak. kafan rahat bir şekilde koltuğuna yaslanıp rakibini hamle yaparken izlemek içten içe zevklidir evet. ama hayat bitmek tükenmek bilmeden hamle yapıyor, yani düzenini tehdit edecek bir şeyleri sürekli önüne sürüyor. ne satranç gibi belli bir başı veya sonu var ne de belli bir kazananı var bu yüzden gereksiz bir önermedir.
seren serengil'in hizmetçisini dövüp ormana atması
-
(bkz: serengeti'de sıradan bir gün)
virüs şüphesi olan birine tekme tokat saldırıp saç baş yolmak... senelerdir o kadar para kazanıp entelektüel birikim olarak arpa boyu yol katedemeyen birinin eylemi. harika önlem almışsınız gerçenten, bravo!
1.75 boyunda cana yakın güzel zeki hamarat kız
-
böyleleri hep can'a yakın olur zaten. bir de bora'ya
o ses türkiye
-
yeni tanıştığı güven patlaması yaşayan yarışmacıya "sen" diye hitap eden acun ılıcalı'nın, yarışmacıya "yeni tanışılan birine 'siz' diye hitap edilir, sana bunu öğretememişler galiba. bir davranış bozukluğu var sende." diye ayar vermeye çalıştığı program. al birini vur ötekine. yarışmacı kovulmayı haketti, orası ayrı.
ah keşke biz de acun ılıcalı'yı kovabilsek bu şekilde.
recep tayyip erdoğan'a gazi unvanı verilmesi
-
bence gazilikle falan uğraşmasınlar direkt peygamber ilan etsinler herkes rahatlasın artık başka türlü durulmayacak çünkü.
(bkz: peygamberliği verin bu iş huzur içinde çözülsün)
21 ocak 2021 çocuğu okuldan atılan yazar
-
kusura bakmayın çocuğunuzun hasta olması herkesin ona iltimas geçeceği ve herşeyi yapabileceği bir hak vermiyor. normal düzeni bozması bir eğitim kurumunda kabul edilemez. sonuçta sizin çocuğunuz dışında diğer çocuklarda orada eğitim alıyor ve bu eğitimin biri tarafından bozulması doğru değil. tam tersine bir durumun sizinde başınıza gelmesini istemezsiniz. kuruma para ödüyorsunuz ama çocuğunuzun aldığı eğitim başka bir çocuk tarafından bozuluyor, sekteye uğruyor.
belki çocuğunuz için özel eğitim verilen anaokulları yada benzeri kurumlar olabilir onları araştırın. geçmiş olsun. umarım iyi bir eğitim kurumu bulabilirsiniz.
ekşi itiraf
-
o şeffaf sütyen askılarını ilk gördüğümde sütyenin tamamını şeffaf sanmıştım öyle.
14 ağustos 2020 barcelona bayern münih maçı
-
arkadaşlar berat beyden açıklama geldi, barcelona hiç olmadığı kadar iyi durumdaymış.