hesabın var mı? giriş yap

  • übermensch yani üstinsan kavraminin yaraticisi.
    kimi zaman yokluga adadiklariyla nihilizmin babalarindan da denebilir.
    insani hayvan ve üstinsan arasinda bir koprü olarak gordü.
    insanin eksiklerinden arinarak ya$amasinin daha iyi bir dünya yaratacigini dü$ündü.asla bir insanin digerine üstünlügünden bahsetmedi,aksine insanlarin topyekün varolan insan kiliflarini a$malarini hedefledi.
    cogu zaman irkcilikla suclanmasinin yegane nedeni hitler ve nazistlerin kendi kirli sava$larina nietzsche'yi alet etmi$ olmalaridir.
    zerdü$t boyle diyordu adli eseri en cok basilmi$ ve farkli dillere cevrilmi$ eseridir.bu eserde üc büyük din oncesindeki en büyük din olan ve kaynagini irandan alan mazdaizm'den etkilendigi gorülür.mazdaizm dininde ahura-mazdaya inanilirdi,inanca gore ahura-mazda herkesin icindeydi.bu dinin en büyük ozelligi ya$ama tarzlariyla komünizme benziyor olu$uydu.ozel mülkiyet yoktu.lüks ve gereksiz tüketim kar$itligi vardi.mazdekler gittikleri heryerde merkeziyetcilige ve lüks hayata kar$i ciktiklari icin güclü devlet yapilari icinde kabul gormediler.onlardan geriye hicbir yazili belge kalmam$ti,ancak nietzsche'nin onlardan bahseden cok eski latince par$ömenler üzerinde cali$tigi biliniyor.
    mazdekci anlayi$ nazilere maledilemeyecegi gibi nietzsche de sosyal fa$izmle alakasi olmayan büyük bir dü$ünürdür.
    kafasi cali$an cogu insan gibi o da delirerek olmü$tür.

    'kendin alabilecegin bir hakki asla ba$kasinin sana vermesine izin verme' - f.nietszche

  • evvelâ osmanlı imparatorluğu'nda tüm kudreti elinde bulunduran kişilerin yukarıdan aşağıya şöyle bir sıralamasını vermek isterim:

    - padişah

    - valide sultan

    - saltanat veliahtı olan şehzade

    - şehzadeler

    - sultanlar ( padişah kızları )

    - kadınefendi

    ( padişahın dört hâtununun genel adıdır. protokolde çocuklarına göre değil, padişah ile evlenme tarihlerine göre sıralanmışlardır.

    1) başkadın
    2) ikinci kadın
    3) üçüncü kadın
    4) dördüncü kadın

    - sultanzâde ( osmanlı padişahlarının kızlarından olma erkek torunlarıdır. asla tahtta hak iddia edemezler )

    - hanımsultan ( osmanlı padişahlarının kızlarından olma kız torunlarıdır )

    - ikbal, nâm-ı diğer gözde ( padişahın karı koca hayatı yaşadığı ancak genellikle padişahtan çocuk yapması yasak olan kadınlardır.

    - şehzade zevceleri

    - peyk ( padişah kadınları ve gözdelerinden sonra gelen hâtunlardır. yani 8. kadından sonrası )

    - şeyhülislam ( eğer padişah hocası ise )

    - sadrazam

    - kazaskerler

    - osmanlı imparatorluğu'na bağlı özerk bölgelerin yöneticileri ( kırım hanlığı gibi )

    - vezirler

    - nişancı ve defterdar

    - beylerbeyleri

    - ferikler ( korgeneral )

    - askerî - mülkî ve ilmî olarak devlet erkanının son kademeleri.

    ( albaylar, yarbaylar, kapıcıbaşı, kolağası, müderris, başçavuş vs. )

    kasapbaşı, bakkalbaşı gibi esnaf zümresinden yöneticiler de bazı törenlerde protokolde yer almışlardır.
    nasıl mutlu oluyordur kim bilir*

    osmanlı'da bakkal esnafı/ passenger28

    osmanlı imparatorluğu'nda devlet erkanının törenlerde hangi sıralamayla oturup nasıl giyinecekleri gibi kurallar hep belirlenmiş hâldedir. bununla görevli teşrifatçı ( teşrifatî ) ilk başlarda dîvân-ı hümâyun'a bağlı iken daha sonra doğrudan sadrazama bağlanmıştır.

    dönem dönem bu kurallarda çeşitli değişiklikler olduğu gibi protokol krizleri de yaşanmıştır.

    şeyhülislam eğer padişahın hocası ise veziriazamdan önce yer alır protokolde.
    törenlerde bütün yerli ve yabancı devlet erkanı padişahın önünde eğilip eteğini öpmek zorundadır.
    şeyhülislam ise yere kadar eğilmez ve padişahın eteğini değil elini öper idi.

    kanunî sultan süleyman döneminde hazırlanan nizamnâme ile kıdem ön plana çıkarılmış ve defterdâr ile nişancıdan hangisi kıdemli ise o, protokolde öne alınmıştır.

    kanunî sultan süleyman, daha sonra idamına hükmedeceği pargalı ibrahim paşa'ya inanılmaz yetkiler vermişti malumunuz. işte bunlardan biri de protokol ile ilgili olandır. çıkarılan nizamnâme ile bundan böyle yabancı elçilerin kanunî sultan süleyman ile doğrudan konuşmaları yasaklanmış, pargalı ibrahim paşa ile görüşmeleri istenmiştir.
    tıpkı padişaha yaptıkları gibi gidip pargalı'nın önünde eğilip eteğini öpmüşlerdir.

    eğer olağanüstü bir durum olursa ve elçinin sultan süleyman ile görüşmesi gerekirse kanunî tahtında oturmuş ancak elçinin padişahın yüzüne bakması yasak olduğundan padişahın yanında ayakta duran pargalı'nın yüzüne bakarak konuşmuşlardır.

    pargalı ibrahim paşa'nın ne denli kibir zehirlenmesi yaşadığına ve buna sultan süleyman'ın da sebep olduğuna dair bir anekdot paylaşmak isterim:

    1533 senesinde istanbul'a gelen kalabalık bir alman heyeti önce pargalı ile görüşmüşler ama onunla anlaşamayınca sultan süleyman onları huzuruna kabul etmiştir.

    elçiler topkapı sarayı'na girdiklerinde avluda önce 2 fil görmüşler; daha sonra ikinci avluda 10 tane de aslan ile karşılaşmışlardır. daha sonra 2 adet kaplanın arkasında duran dîvân-ı hümâyun üyelerini selamlamışlar ve yaklaşık 150 kişiden oluşan padişah muhafızlarının arasından geçip hazırda bekleyen 3000 kişilik yeniçeriyi görmüşler, bu anları da bir daha hayatları boyunca unutamamışlardır.

    dersaadet'te ilk kez görülen hayvanlar/ passenger28

    nihayet padişah ile görüşmüşler ancak kanunî sultan süleyman son kararı damat ibrahim'e bırakmış ve o da olur vermediğinden ötürü anlaşma sağlanamamıştır.

    avcı mehmed'in huzuruna çıkan bir avusturya elçisi ise padişahın eteğini öpmek için eğilmeyince sırtına bir yumruk yemiş ve yere düşmüştür.

    aslında osmanlı'nın gittikçe nasıl zayıfladığını da anlıyoruz arkadaşlar.

    ikinci mustafa döneminde bir fransız elçisi ise padişahın huzuruna kılıçla çıkmak istemiş; dayak yiyerek doğruca ülkesine gönderilmiştir. aynı şeyi kanunî zamanında yapsa idi galata'dan denize atılırdı muhtemelen.

    değişen dünya ile birlikte osmanlı teşrifat nizamnâmeleri de sürekli değişmiştir.

    ikinci mahmud döneminde avrupa ülkelerindeki protokol esasları örnek alınarak " teşrifat mecmuası " hazırlanmıştır.

    tanzimat'ın ilanından sonra ise dışişleri bakanlığı teşrifatı diyebileceğimiz bir yönetmelik hazırlanmış, hatta sultan abdülaziz yurtdışı gezisinde yanında " teşrifat nazırı " ünvanıyla tercüman kamil bey'i bulundurmuştur.

    son olarak ikinci abdülhamid, teşrifat-ı umumiyye müdüriyeti'ni kurdurmuş ve bu bu teşkilat 1923'e değin varlığını devam ettirmiştir.

  • kameraya ceken ve ardindan da motorcuyu savunan adama helal olsun. gunumuzde sadece polise karsi birini/birseyi savunmak bile basli basina yigitlik ve cesaret gostergesidir

  • eski bir röportajında "...benim bir sözüm var. düşünüyorum öyleyse varım" demiş insandır kendisi. röportaj eski ama 1650'lerden daha eski olduğunu zannetmiyorum.

  • aslan ormandaki senelik iznini kullanacakmış. toplantı düzenlemiş, ormanın %90'ı da katılmış. hemen konuya girmiş aslan:

    "evet arkadaşlar biliyorsunuz yine benim yıllık iznim geldi, 15 gün kadar olmayacağım buralarda, bu süreçte benim yerime bakacak olan arkadaşınızı bu sene tavşan olarak belirledim, 15 günlüğüne ormanın kralı odur"

    bütün hayvanlar biraz şaşırmış ama kralın kararına itiraz etmeye cürret edememişler. neyse, aslan çıkmış tatiline, ormanda tavşan hegemonyası sürmeye başlamış. gidip maymuna pandik atmış, "hoop napıyorsun" demiş maymun, "ben kralım ne var?" diye hemen üste çıkmış tavşan. onun dışında kurtun sırtına çıkıp deh deh diye sürüyormuş, geyiğe pandik atıyormuş vs. bütün hayvanlar şikayetçiymiş ama kral olduğundan sesleri de çıkmıyormuş.

    tavşan bir gün dolaşırken bakmış ayı nehirde balık avlamaya çalışıyor. gitmiş hemen pandik atmış ayıya. ayı dönmüş bildiğimiz minnacık beyaz bir tavşan mal mal suratına sırıtıyor. bir koymuş tavşana elinin tersiyle, tavşan duvara yapışmış. ardından üstünden tozları falan silkelerken tavşan:

    "mına kodumun ayısı bir toplantıya da katıl be !!"

  • harbi efsane olabilir bunlar.

    ben eskiden mc donaldsta hamburger menu yiyebilmek icin 1 hafta para biriktirirdim lan.

    öyle boyle pahali degildi. nusret gibi bir seydi eskiden. yani bendeki algi oyleydi en azindan.

    lc waikikiden alisveris yapmak icin tukedici kredisine basvurulan yillardi o yillar.

    kinder surprizi 2-3 arkadas birlesip alabiliyorduk. 2500 tl idi hic unutmam.

    çok zengindir bu neslin ebeveynleri çooook.

  • vay aq ciddi ciddi termik santrallerin bacalarına filtre takmanın enerji üretiminde kesintiye neden olacağı ile ilgili haber yapmışlar baya bildiğin grafiklerle filan. vallahi var gözlerimle gördüm bunların haberlerini dinleyip bu ertelemenin yandaş işadamlarına durduk yere maliyet çıkarılmaması için ertelenip durduğuna inanmayan bir kitle. bildiğin habis bir kitlesi var ülkenin kemiğe kadar işlemiş öyle kemoterapiyle filan halledilebilecek bişey değil

    https://mobile.twitter.com/…tus/1200197208555098112