hesabın var mı? giriş yap

  • insanları aptal yerine koymanın, kandırmanın yeni yolu. epey de popüler.

    eminim sizler de farkediyorsunuzdur bu gözü açık firmaları. her sektörde görmek mümkün ama ben bir kaç örnek vereyim.

    - 300'den 250 grama düşürülen ekmek.

    - 5'ten 4 buçuk kilograma düşürülen sıvı yağ.

    - önceden 200'ken şimdilerde 150 mililitre su eklenmesi gereken hazır içecek türevleri.*

    - paketin dibine bir avuç koyulan kuruyemiş türevleri.*

    - gramajı düşe düşe fındık boyutuna getirilmiş hazır kekler.*

    - 250'den 200 mililitreye düşürülen cam şişe içecekleri.*

    - gramajı azaltılmış kişisel bakım ürünleri.*

    bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. insanların dikkatsizliğinden faydalanıp hiç zam yapmamış gibi görünmek, sinsi hesaplar peşinde koşmak ne kadar etik bilemem ama o markalardan uzak duruyorum. gidip pahalı da olsa diğer markayı satın alıyorum. adam olsun da varsın zam yapsın.

    edit: birkaç ekleme daha yapmak istiyorum.

    - büyüğünün fiyatıyla satışa sunulan bir alt boy yumurtalar.

    - cips, bisküvi, çikolata türevleri.

    - 750'den 650 mililitreye kadar düşürülen şampuanlar.

    - makarna, dondurulmuş gıda türevleri.

    - adeti azaltılmış temizlik ürünleri.*

    - dondurmalar.

    evet ben de biliyorum bunlardan sağlıksız olanları, üzerinde gramajının yazdığını, bunun bir pazarlama stratejisi olduğunu. ama bu ürünlerin çoğu çocuklara hitap ediyor, kandırsınlar mı yani daha muhakeme yeteneği bile gelişmemiş yavrunu? sen ekmek yemiyorsun diye yiyenleri aldatsınlar mı? paketi bile değiştirmeyip daha da mı azaltsınlar ürünleri. akıl fikir diliyorum böyle düşünenlere.

  • yıkmaya yakmaya doyamayanların yeni marifeti. tesadüfe bak ki tam da işe yarayacak yerler yanıyor.

    hırsınızın ve hırsızlığınızın bir sınırı yok mu?

  • xbox dünyasında son zamanlarda meydana gelen önemli haberleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

    1- brezilya'nın rekabet düzenleyicisi cade, microsoft'un activision blizzard satın alımını kısıtlama olmaksızın sıfır endişe ile onaylamış bulunuyor. kararın açıklama metninde onayın brezilyalı tüketiciler için verildiği "rakiplerin çıkarının korunması için değil" vurgusu göze çarpıyor.

    brezilya tarafından gelen onayın ardından açıklama içeriğinde xbox tarafını ilgilendiren istatistiklere de yer verilmiş.

    2- microsoft'un 2021 yılında konsol tarafında sadece xbox game pass aboneliklerinden 2.9 milyar dolar gelir elde ettiği açıklanmış. bu sayıya pc game pass gelirleri dahil değil.

    3- xbox game pass abone sayısının 2021 yılında 25 milyonu geçtiği de resmiyet kazanmış oldu.

    4- 2021 yılında toplamda 16,2 milyar dolar gelir elde eden xbox tarafı bu gelirin sadece 3.7 milyar dolarını konsol satışından elde etmiş.

    5- microsoft activision blizzard alımını insanlara daha iyi anlatabilmek için bir web sayfası oluşturmuş. oyuncu dostu politikalarını bu şekilde anlatmaya çalışan microsoft satın alımın tamamlanacağına kesin gözüyle bakıyor.

    6- playstation ceosu jim ryan'ın activision blizzard alımı için olan endişelerini paylaşmak için yakın zamanda avrupa komitesi ile bir araya geleceği sızdırıldı. kaçınılmaz son maalesef sony için gözükmekte.

    7- obsidian'dan 10 kişilik ufak bir ekibin geliştirdiği grounded en sonunda 1.0 sürümüne kavuştu ve gerçek anlamda çıkışını yaptı.

    8- xbox game pass için harika bir ekim ayı bizleri bekliyor. a plague tale requiem bu ayın yıldızı gibi gözükse de scorn, chivalry 2, medieval dynasty gibi oyunlar da bizlere harika vakitler geçirtecekmiş gibi duruyor.

    xbox tarafı her ne kadar yoluna durgun şekilde devam etse de sahip olduğu vizyonu her seferinde 1 adım daha genişletiyor. dünyanın en güçlü oyun konsolu hakkında elimden geldiğince sizlere haberleri paylaşmaya devam edeceğim. umarım keyifle okumuş hayatınızda her şey yolundadır. sağlıcakla kalın.

  • yaptigim bir arastirmaya gore (ciddi ciddi insanlarla oturdum konustum "*nudge* ya bişi sorucam eglenceli bi geceden eve donunde bi mutsuzluk cokuor mu sana da" seklinde 15 kisiye sordum... sonra baktim yüzdeye vuramiyorum 5 kisiye daha sordum yuvarlak hesap oldu) insanlarin yüzde 75 i (yani 20 kisinin 15 i) eglenceli bir geceden sonra eve geldiklerinde eger hemen yatip uyumazlarsa, inanilmaz bir mutsuzlukla karsilasiyorlar..

    boyle sanki içini pirçik pirçik bir şeyler edermiş gibi, inanilmaz bir yalnizlik, inanilmaz bir dram.. o an yaninizda savaş ay olsa, handy cam'i ile "nasil bir geceydi" diye sorsa, kisik sesi ile korkutsa, o derece..

    nette arastirdim, boyle dandik bir seyin arastirmasini yapan bir tek kendimin oldugunu farkettim.. ota boka sendrom bulan insan oglu, bu tarz bir mutsuzlukla kimse hastaneye gitmedigi, direk yatip uyudugu için bir ad bulamamis..

    ben buna izmir sendromu demek istiyorum arkadas.. maksat sehrimin adi yürüsün.. paris sendromu var, kudus sendromu var, stockholm sendromu bile var niye izmir sendromu olmasin.. bu da ilime, ilçeme bir hizmetimdir.

  • arsenal, atletico madrid, tottenham, sevilla, valencia, roma, napoli gibi takımlarla karşılaşmak mı?

    yoksa boktan takımlarla 1 maç fazla yapıp en üst turda; lyon (beşiktaş penaltılarla elendi), zenit, porto (daha yeni köy takımı diyordunuz), ajax, feyenoord (bak bunları da eleyip arsenal'e elenmiştik mesela), anderlecht ile mi karşılaşmak?

    bence ortada düşünecek bir şey yok.
    ingiltere, italya, ispanya'nın 3. 4. takımı ne zaman elenmiş bu turlarda ki? sittin sene eleyemeyecektik, 100 yıl geçse de eleyemeyecektik.

    şimdi en azından bu takımları elersen iki takım gönderir sıralamada 9'a 8'e çıkarsın. bir kıymeti olur işin.

  • şu geçmişinde ödeyemediği çeklerle ilgili mevzuda gözden kaçan bir mevzu var.
    üniversitenin 2-3 sene hazırlıkla zor kazanıldığı yıllarda 4 kez üniversite kazanıp (odtü fizik dahil ) parasızlıktan okuyamamış. hem de bunu adana yüreğir gibi on gençten 8'inin suça bulaştığı bir yerde yapmış birisi. o genç yaşında ticarete girip batmış.
    "ağustos 1997'de on yıl öncesine ait 3 milyon liralık karşılıksız çek nedeniyle tutuklandı ve cezaevine girdi. 9 ay 15 gün cezaevinde kaldı."
    on yıl öncesi 1987. haluk levent kaçlı ? 1968. adam 19 yaşında hayatını kazanmak ve okumak için çek veriyor. ödeyemiyor.
    ve siz bugün çıkıp bu olaya kirli bir geçmiş diyorsunuz ya. esas kirli sizsiniz.
    https://www.wikiwand.com/tr/haluk_levent

  • tarihin hiçbir devrinde bir diğer mezhebe, dine ya da inanışa düşman olmamıştır bu mezhebin üyeleri. düşmanları hep aynıydı, halâ da aynı; cehalet ve art niyetli insanlar.

  • 1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.

    yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:

    ben: abi simit kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: peki meyvesuyu kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: o zaman bi simit alayım abi
    büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?

    hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)