hesabın var mı? giriş yap

  • "tavuklu omlet" diye bir şey var amk. düpe düz vahşet.! sen annelerini öldür, kes, sonra çocuklarının içinde pişir, ye.! zalimler..

  • bir önceki çağda yaşanan bir olayın neden-sonuç ilişkisini şimdiki çağın dinamiklerine göre değerlendirmek aklın yüzerek yunan adaları'na kaçtığını gösterir.

  • arif: galatasaray benfica'yı benfica'da yenemez miydi?
    ali ece: yenemezdi !
    arif: nasıl yenemezdi?
    ali ece: maç lizbon daydı !

  • ne çekilmez başımız varmış.

    berat kadar taş dusuyor, tercüman kadar taş düşüyor. arada salladığı çay poseti düşüyor.

    allah'ım sen başımı tüm görünür ,
    görünmez belalardan koru.

  • son senelerde hostile architecture adıyla anınan türkiye'de henüz adı konmamış, insanların da pek ilgilenmedikleri mesele.

    aslında mesele basit ve insanlarımız gündelik hayatta bununla ilgileniyorlar ama isimlerini bilmiyorlar.

    düşman mimari, kamusal bir alanın ya da özel olmasına rağmen kamu ile bağlantısı olan bir yapının düşmanca öğelerle bezenmesidir.

    mesela parklarda banklar evsizlerin onun üstünde uyumasına engel olacak şekilde yapılıyorsa. binaların girişlerine kuşlar konmasın diye yukarıya çiviler konuyorsa, ya da kamu alanlarında ahşap ve rahat banklar yerine taştan, buz gibi olan ve rahatsız banklar konuyorsa bunlar kamusal olana ve doğaya düşman mimaridir.

    bunun bir çok örneği bulunuyor.

  • nasıl yalan çıktı? anlamadım.

    çocuğu tutup zorla "annem karne hediyesi olarak et aldı diyeceksin" falan mı dediler?

    farz edelim ki bu haber yalan.

    türkiye'de çocuklarına karne hediyesi alamayan, yeterince et yiyemeyen ailelerin olduğu da yalan mı?

    edit: evet, gerçekten muhabir çocuğa " ayazcığım bize şey der misin? annem karne hediyesi et aldı" diyerek kendi istediğini dedirtmiş.

    o değil de muhabir çocuğun adını nereden biliyor? garip garip işler.

    https://twitter.com/…?t=jb0vfniemi73mpir927wjg&s=19

    yine de ikinci söylediğimin arkasındayım.
    bu ülkede evine ayda yılda bir et giren, çocuğuna karne hediyesi alamayan aileler var. hiç zafer kazanmış gibi davranmayın aktroller.

  • ilginc bir hikayesi olan purodur.. purolardir daha dogrusu..

    castro gelmeden once cohiba kuba'da tutun uzmanlari tarafindan uretilen en iyi purolardan biridir.. lakin castro gelince bu tutun ve puro uzmanlari ulkeden kacar.. kactiklari ulkelerden biri de bugun bayagi yogun puro uretiminin gerceklestigi (ambargo sagolsun) dominik cumhuriyetidir.. burada da tutun yetistirip puro sarar ve isim hakki kendilerine ait olan cohiba damgasini basarlar, lakin ayni zamanda kuba'da deneyimsiz puro ureticileri cohiba markasi altinda puro uretmeye devam etmektedir.. general cigars firmasi dominik cumhuriyetindeki cohiba ureten tesisi satin alir, ama bu arada montecristi adindaki bir baska tutun ureticisi sirket uluslararasi isim haklarinin kabul edilmedigi dominik cumhuriyetinde "cohiba" markasini tescil eder ve kendi cohiba'sini uretmeye baslar.. yani var olan uc cesit cohiba vardir..

    orjinal kuba cohiba'larinin bandi siyah, beyaz ve saridir, ustunde la habana, cuba yazar. dominik cohiba'lari ise beyaz ustune siyah kalin fontla yazilmis cohiba yazisina sahiptir ve o'nun ortasi kirmizidir. bu nedenle dominik cohiba'larina "red dot"(kirmizi nokta) da denir. bu purolar su gibi olmasa da fazla zorlanmadan bulunabilir, onemli olan parasini denklestirmektir (son baktigimda 25 churchill'lik kutusu 200 kusur dolardi, satildigi yere gore bu fiyat iki katina cikabilir). ucuncu cohiba olan montecristi purolarinin bandi ise kuba cohibalari ile ayni renktedir ama altinda republica dominicana yazar.. isim hakkina sahip olmadigi icin abd'ye -ve dogal olarak red dot'in isim hakkina sahip oldugunu kabullenmis diger ulkelere- getirilmesi yasaktir, ama arada kacirilmaktadir sinirdan.. en azindan kendine saygisi olan bir tutuncude bulamazsiniz ama umulmadik yerde karsiniza cikabilir..

    ayrica sozlukten altinci nesil bir kardesimiz, bu baglamda selam gondermezsem icimde kalir (kafa sesi: ulan iki aydir neredeydin pezevenk)