hesabın var mı? giriş yap

  • burada filtre kahve özentiliktir çay candır yazan kekolara bakmayın. kahvenin türklerde kökeni 500 sene çok övdükleri çayın türkiye'deki ömrü 80 sene.

    kahve önce bizden batıya geçmiş iletişim imkanları ve yabancı sermayenin güçlenmesiyle bize geri dönmüştür.

    "üç sene önce nescafe içiyordun şimdi kenya kahvesi içiyorsun" diyen de salağın önde gidenidir. dört senede mühendis beş senede doktor oluyorsun. damak tadının gelişmesi için altı ay bile yeterli. istiyorlar ki herkes kendileri gibi yerinde saysın.

    herkes iyi kahveyi anlayıp tercih edebilir. çok basit bir gelişme süreci bu. benim gözlemlediğim türkler asidik kahveleri çok sevmiyor. bu açıdan yolun başındaysanız iyi bir filtre kahve içmek isterseniz genel karakteristiği asidik olan afrika kahvelerinden ziyade daha gövdeli ve fıkdıksı tatlara sahip olan orta ve güney amerika kahvelerini tercih edebilirsiniz(brezilya hariç). mesela guatemalalar risksiz kahvelerdir. uçmaz kaçmaz ama pişman da etmez. örneğin iki senedir piyasaa dolaşan guatemala antigua diye bir çekirdek var hem hesaplı hem de lezzet açısından fena olmayan bir çekirdek. gördüğünüz kavurucudan alabilirsiniz.

    benim en sevdiğim kahve çeşidi natural afrika kahveleri(natural demek kahvenin kabuğunun güneşin altında kurutularak ayrıştırılmasına verilen yöntemin adı. bir çok farkı yöntem olsa da genelde natural ve yıkanmış olarak iki ayrı ayrıştırma yöntemi var. natureller karakter olarak daha tatlı kremamsı oluyor, yıkanmışlar işte suyla ayrıştırıldığı için daha asidik kahveler oluyor.) .

    afrika kahveleri konusunda türkiye'de en sevdiğim kavurucular boxx ve coffee department. bu iki dükkandan çok iyi afrikalar çıkıyor. montag ve probador collectiva'nın da orta ve güney amerikalarını seviyorum. son altı ay boyunca montag'dan natural bir kolombiya içtim (la conchita'ydı adı) çok başarılı bir fiyat performans kahvesiydi.

  • sadece uganda'da gerçekleşebilecek mucize olay. düşünsene, sunucu defalarca başarısız evlilikler yapmış ve boşanmış, gelecek vatandaşa kısmet arayacak.

    aslında mesaj da iyi, mesele evlenmek değil yiğen, evli kalabilmek.

  • (bkz: gazete damga ne amk?)

    hazır konu açılmışken yazayım, dinleyin lan taksici sürüsü, sizin plakalara bayıldığınız para bizi ilgilendirmiyor. işler bu noktaya gelene kadar her türlü itliği şerefsizliği çakallığı yapıp über gelince "gorsan bunlaaar" diye feryat etmeye hakkınız yok. bu saatten sonra adam olmazsınız, pislik yuvası mafya meslek odanız kıçını da yırtsa artık insanların size itimadı kalmadı. bokunuzda boğulun..

    edit: başlığı açan taksici borazanı anti-uber fikirlerini benimle özelden paylaşıyor şu an. bu uber hakkında ilk başlığı değil, ve maksatlı olduğu da çok belli. sadece bir haberi duyuruyormuş. ticari dergilerdeki haber kılıklı reklamlarla gerçek haberi ayırt edebilecek düzeydeyiz aslanım.

    edit2: evet taksicilerimiz medeni bir şekilde haklarını arıyorlar işte hak arayışları lan bu adamların kullandığı arabalarda yemin ederim kelle koltukta yaşıyoruz.

  • kendi dünyanı yarat konseptini en iyi şekilde bize sunan java sandbox oyun.

    oyunda her şey, blok adı verilen üç boyutlu küplerden ve 2 boyutlu kare partiküllerden oluşmaktadır. oyunun temel konsepti de zaten budur ve grafikler özellikle bu şekilde tasarlanmıştır. oyunun yapımcıları bir oyunun sadece grafiklerden ibaret olmadığı ve oynanabilir bir oyunun da çok satabileceğini kanıtlama çabasındadır.

    oyun başladığında sizin için rastgele yaratılmış bir haritanın rast gele bir yerine düşer ve bir şekilde hayatta kalmaya çabalarsınız. üç boyutlu olarak yaratılan bu haritada okyanuslar, kumsallar, ovalar, vadiler, yüksek dağlar küçük tepeler, ormanlar, mağaralar ve bir de cehennem bulunmaktadır. bütün bu coğrafya her şey küplerden oluşsa bile insana ne olduklarını hissettirecek kadar sevimli ve anlaşılır bir görünüme sahiptirler. küpten oluşan bir inek gördüğünüzde onun inek olduğunu anlarsınız.

    ilk başta sadece siz varsınızdır. ellerinizle ağaç keser toprak, kum veya kaya gibi etrafınızda bulabileceğiniz malzemeleri toplarsınız. topladığınız bu malzemeleri dilerseniz etrafa yerleştirip yeni yapılar oluşturabilir ya da crafting sistemiyle başka şeylere, örneğin aletlere dönüştürebilirsiniz.

    ilk gününüzü etrafınızı izleyerek ve keşfederek geçirirken kareden oluşan güneşin batmaya başladığını farkedersiniz. etraf kararmaya başlar. bir yandan güneş batarken diğer yandan ay yükselir. zifri karanlık olur, zar zor görmeye başlarsınız. böyle bir durumda eğer açık alandaysanız etrafta garip sesler de duymaya başlarsınız. evet her yeri öcüler, iskeletler, dev örümcekler, zombiler ve yanınıza gelip patlayan creeperlar kaplamıştır. hepsi size saldırmak için sizi ararlar.. oyundaki bu attraksiyon oyuncuyu kendine korunaklı bir yapı oluşturmaya zorlar. bu da oyunun asıl amacıdır. yavaş yavaş kendi dünyanızı yaratmaya başlarsınız. ilk yapmnanız gereken şey malzemeleri toplamak için aletler yapmaktır. odun kesersiniz bu kesilen ham odunları crafting penceresini kullanarak kalasa çevirisiniz. crafting sistemi bulduğunuz objeleri 2x2 ya da 3x3 lük bir kare düzende belirli şekillerde dizmeye dayalıdır. bu dizilimler çoğu zaman mantıklı olduğu için oyundaki bir çok nesneyi yaratmayı kendi kendinize bulursunuz. örneğin iki kalası üst üste dizerseniz bir odun çubuğunuz olur. iki çubuk üst üsteyken bunların üzerine bir de kalas koyarsanız bir küreğe sahip olursunuz ki toprağı kazmak için en ideal şey kürektir. ya da iki çubuğu üst üste dizip t oluşturacak şekilde üstüne kalasları yerleştirirseniz bir kazmaya sahip olursunuz. böylece taşları ve madenleri daha hızlı toplarsınız. kısacası arzu ettiğiniz nesnenin şeklini biraz mantık kullanarak buraya çizerseniz oyun size bunu verir.

    aletlerinizle etraftan topladığınız taş, kum, toprak ve odunla ilk evinizi inşaa edersiniz. kapalı bir alan sizi dışarıdaki öcülerden koruyacaktır. ancak kapalı alanlar için ışık sorunu halletmelisiniz. bunun için bir tahta çubuğun üstüne kömür yerleştirisiniz. kömür bulamadınız mı? taşlardan yaptığınız fırında odun yakarak, odun kömürü* elde edebilirsiniz... bu kömürlerle aynı fırında kum pişirirseniz cam* sahibi olabilirsiniz. böylece evinizden dışarıyı izleme şansınız olur. altı tane kalası ikili olarak üst üste dizip bir kapı yaptıktan sonra bunu evinizin girişine yerleştirebilirsiniz. böylece eve girip çıkmak için sürekli blokları yıkmanız gerekmez.

    gündüzleri inşaat işleri, ağaç kesme, yiyecek bulma, tarım yapma (ağaç, mantar, buğday, şeker kamışı, hatta iskelet, zombi, hatta ve hatta taş, kum) gibi işlerle uğraşırken geceleri toprağın derinliklerini kazarak inşaatlarınız, aletleriniz hatta makineleriniz * için değerli madenler bulmaya çabalarsınız.

    oyun içinde red stone adı verilen bir kaynak sayesinde elektrik benzeri bir akım ve güç kaynakları vasıtasıyla mantıksal devreler kurabilir, hesap makinesi bile inşaa edebilirsiniz. inşaat diyorum çünkü bloklardan oluşturacağınız hesap makinesi ancak dev bir yapı olur. youtubeda mine craft hakkında zibil gibi bulunan videolarda gece ve gündüzü ayırt edebilen bir sistemin inşaatını bile izlemiştim.

    ayrıca dünyanızın derinliklerinde ancak elmas bir kazmayla çıkarabileceğiniz bir maden ile cehennem'e * gidecek bir portal bile inşaa edebiliyorsunuz. cehennem her tarafı lavlar, yanan kayalar, öcüler ve mantarlardan oluşan tematik bir mekan. burada gerçek dünyada bulunmayan bir takım materyaller ve öcüler mevcut. örneğin cehennemden durmadan yanabilen bir kaya toplayabiliyorsunuz. böylelikle sürekli yanabilen ateş kaynaklarına sahip olabiliyorsunuz.

    survival veya creative adı verilen yakın zamanda da adventure da eklenecek olan farklı modlarda oyunu single player oynayabiliyorken, binlerce kişisel sunuculardan birine dahil olup başka insanlarla beraber de oynayabilirsiniz. oyunu oynayabilmek için halen beta olan sürümünü oyunun kendi sitesinden satın almanız gerekmekte. bir defaya mahsus verilecek bu ücret ile oyunun her versiyonunu ücretsiz update etmeniz mümkün.

    yukarıda tarif ettiğim mod survival mod olmakla beraber creative mod elinizde istediğiniz kaynaktan istediğiniz kadar bulundurabildiğiniz, etrafta uçarak en yaratıcı eserlerinizi inşaa ettiğiniz moddur. adventure modda ise standart bir adventure oyun gibi kendinizi çıkış yolları ararken ve bulabildiğiniz sınırlı kaynaklarla bulmacaları çözerken bulmanız planlanıyor.

    ayrıca oyun için üçüncü şahıslar sürekli yeni modlar ve texture paketleri çıkarmakta. bu tip modlar sayesinde oyunda uçabilen bloklar, maden kazıcı makineler yaratmak veya aya gitmek bile mümkün.

    ayrıca oyunun video ayarlarından 3d anaglyph ayarını açarsanız, oyunu cyan-magneta 3d anaglyph gözlükle üç boyutlu oynayabilirsiniz.

    not: bu tanım 1.8.1b versiyonundan sonra güncellenmemiştir.

  • pandemi boyunca günde 10 12 saat çalışmak zorunda olup çok az evde kalabildim.yasakları destekleyenleri asosyal olmakla itham eden ergen malları anlayamıyorum maalesef. bir şekilde daha, önce örneği görülmemiş bir bela ile mücadele ediyoruz. bütün dünyanın anası sikilmiş ama hayat devam etmeli diyen malları bu yeni normal sürecinde maskeleri atmış sağa sola salyalarını akıtan tiplerden anlayabilirsiniz. çünkü yeni normalin ne olduğuna dair fikirleri yok. her şey eskisi gibi olacak zannediyorlar. ama olmayacak maalesef yazın bitimi ya da salgının artmasıyla yeni yasaklar gelecektir. toplum sizin zevk algılarınızla yönetilmiyor maalesef.
    edit:basit bir gribal enfeksiyon diyen mi ararsın, falcı mısın diyen mi ararsın, sanarsın ki bütün dünya ülkeleri lockdown ilan etmemiş, herkes şen şakrak bi bizim ülke şizofren. çok fazla ergen var risk grubunda olmadığı için atıp tutan.
    en yakın arkadaşım 2 ay önce yendi bu virüsü ve halen inanılmaz nörolojik sorunlar ve ağrıdan duramadığı bağırsak problemleri çekiyor. iyileştikten sonra beyin kanaması ya, da kalp krizi geçiren tonla adam var. bunlar covid sayılmıyor.
    arkadaşlar bu bir grip değil bu bir bela. inansanız da inanmasanız da aşı bulunana kadar gerçek bu.

  • bu müzik setini taşıyabilmek için eşinden dostundan araba alıp gelenler bile olmuştu yaysat bayiine.

  • gezegenin en mantıklı sözü.

    + ne tür müzikler dinlersin bartuğ?
    - hımmpf, indie falan, pop jazz bazen de beril...
    + anlıyorum bartuğ...

    bartuğ yalan söylüyor, daha geçtiğimiz yaz kuzeninin düğününde ankara'nın bağları eşliğinde çılgınlar gibi eğlendi. bartuğ yalancı. bartuğ yavşak...

    ***

    + ne tür müzikler dinlersin saffet abi?
    - valla kulağa hoş gelen her türlü müziği dinlerim yiğenim.
    + saffet abi pop jazz?
    - jazzırdamasa o da iyi aslında meh meh meh.

    saffet abi dürüst. saffet abi yavşak değil. kötü şakaları dışında on numara adam.