ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran fıkralar
-
fbi, eleman alımı için duyuru yapar. üç kişi başvurur. fbi binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır. ilk adam içeri alınır ve şu sorular sorulur:
'karını seviyor musun?'
'evet, efendim.'
'ülkeni seviyor musun?'
'evet, efendim.'
'pekala, biz karını da getirdik. şu an yan odada.' ve masanın üzerine bir tabanca koyar. 'şimdi odaya gir ve karını öldür!'
adam silahı alır, yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. adam tekrar ilk odaya geri döner. kravatı gevşemiş, ter içinde kalmıştır.
'yapamayacağım efendim.' ve orayı terk eder. ikinci adam içeri alınır. aynı sorular, aynı yanıtlar... ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. adam da yapamayacağını söyler ve ayrılır.
son adam temel içeri girer. aynı sorular. aynı cevaplar. ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. temel içeri girer. 5-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. 'bam, bam, bam, bam, bam, bam!' derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. adamlar içeri girer, temel biraz terlemiştir. fbi personeli sorar: 'ne oldu?'
temel cevaplar : 'efendum bana verdiğunuz silah kurusıkı çıktı, o yüzden karıyı camdan aşağıya atmak zorunda kaldım.'
türkçe yetersiz bir dildir
-
e o zaman türkiye'de cumhurbaşkanlığı kasacağına git arabistanda şeyhlik falan yap.
hayır ne dilimizi beğenirsin, ne dinimizi, ne aklımızı, ne izanımızı; hacıt zorla mı tutuyoruz seni burda...
(bkz: seviyorsan git arapça konuş bence)
sahte parfümü duty free diye satan dolandırıcı
-
kafasından zeka fışkıran, muhtemelen istanbul'da üniversiteyi yeni kazanmış bir öğrencinin tespiti.boğaz köprüsünü de satın almazsın sen bu zekayla.
25 kuruşa satılacak poşetin 15 kuruşu hazine'ye
-
(bkz: doğa için çal)
bir çiftin boşanacağını gösteren emareler
-
amerika'da yillarini bu ise harcamis bir psikolog var. (bkz: john gottman) wikipedia
adam diyor ki yillardir bosanma konusunda hangi faktorlerin etkili oldugunu anlamaya calisiyoruz. sadece 1 faktor 90% basariyla kisilerin bosanip bosanmayacagini cok iyi gosteriyor diyor.
o da contempt, yani ciftlerden bir tanesinin digerini kucumsemesiymis. bunu da bu ciftlerle konusurken ciftlerin birbirlerine bakmasindan anliyorlarmis.
adam yillardir evli insanlarla mulakat yapiyor, sonra da 20 yili askin bir sure sonra bu ciftleri takip ediyor hayatlari nasil diye. sorulan sorulara cevap verirken ciftler oteki cifte bakiyorsa bu ciftlerin bosanmadigini gormus. tam tersi sekilde de, cevaplarken oteki cifte bakmayan ciftler bosanmislar.
arastirmanin ozetinin bulundugu blog: link link2
misvak dergisi referandum karikatürü
-
misvak dergisinin referandumda hayır oyu verenleri şeytanla özdeşleştirdiği, efes şişesiyle de ayrıca mesaj vermeye çalıştığı karikatürdür.
bu, açık açık hedef gösterme değil de nedir?
komiklik yaptığını zannetmek bir yana bu kafa, bu anlayış nasıl bir kin, nasıl bir merhametsizlik örneğidir?
eğer bu ülkede bir gram adalet varsa, yeminine sadık tek bir savcı varsa bu karikatürün hesabı sorulmalıdır.
büyük sarı taksi eylemi
-
(bkz: başlıklarını engelle)
tus'u verememiş ezik pratisyen
-
bir tanesi yan komşum olup, aile hekimliği yapmaktadır ve aylık maaşı 7 bin liradır.
çok ezik gerçekten.
yaşamaya dair
-
nazım hikmet ran'ın süper güzel bi şiiri..
1
yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...
şamil oymak'ın evinin basılması
-
çok fazla “kim amk” gerektiren bir hadise.
edit: başlık sahibi topuklamış, evet yıllar sonra fark ettim.
sığınmacıların kapıkule sınır kapısına akın etmesi
-
birileri tarafından özel olarak sınıra yığılmışlardır, amaç evropaya "bakım biz iktidardan gidersek bunlar size gelecek" mesajı vermektir. yedik mi, yemedik.