ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayatın en güzel yıllarını vasat geçirmek
-
daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.
önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.
insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.
bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.
garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.
ilginç bir boktur bu anlatmak zor.
23 sayısının sırrı
-
alfabe sırası ş harfine denk gelmektedir . ş neyin baş harfi şeytanın .allahım sen koru yarebbim
türklerin bir türlü kabullenemedikleri şeyler
-
yürüyen merdivenlerde solu boş bırakmak.
gelmiş geçmiş en iyi sitcom
-
türkiye için;
(bkz: tatlı hayat)
yorgo: yeni yıla büyük ümitlerle giriyoruz.
ihsan yıldırım: hiiiç umitlenme yorgo efendi bu sene 8 tane yeni fırkateyn 10 tane de f-16 aldık.
sarımsaklı plajı
-
burada yaşayan biri olarak her 2-3 günde bir en az 1.5-2 saat boyunca mola vermeden yüzüyorum. tek başıma yüzdüğüm için haliyle çok eğlenceli geçtiği söylenemez.
ancak uzun zamandır önceki entryde de olduğu gibi denizden çöp topluyorum. evde, açıkta dalarken topladığım elden büyük kabukları kavanoza koyuyorum süs olsun diye.
çöp olarak çıkan şeyler gerçekten garip. tuborg gold, yenmiş mısır, namet dilimlenmiş salam paketi, çeşitli plastik parçaları, saç tokaları, maske, sigara paketi, soda şişeleri, gözlük, şarap şişesi, anahtarlık, telefon kabı gibi şeyler çıkardım bugüne kadar. petleri ve envai çeşit kutuları saymıyorum.
elbette gelen insanlar denizin altını görmüyor bi gözlük falan yoksa ama bu kutu kolalardan biri gözlük olmasına rağmen son gidişimde sol ayak parmaklarımdan birini fena çizdi. bunu çocuklar dahil herkes yaşayabilir. suyun içinde bildiğiniz vücudu çizecek maddeler var. o taşlık alanı geçmeyenler fark etmiyor pek ama tehlikeli olabilir herhangi biri. kırık cam şişe sadece bir tane gördüm ama suyun altında gerçekten ayağınızı keser, tatiliniz zehir olur.
eğer varsa benim gibi kişiler böyle, buluşup deniz içinden çöp toplayabiliriz. yeşilimi yakmanız yeterli. bende bir ekipman olmadığı için sadece gözlükle elime ne kadar çöp alabilirsem plaja git gel yapıyorum. palet de getirebilirim isteyene.
buralar bizim denizimiz yani bu kadar pisletmenin kimseye faydası yok.
türk bayrağını öpüp çalmaya devam eden hırsız
-
ülkenin neden battığının ispatı niteliğindeki hırsız.
tercih edilmiş yalnızlık
-
üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu neticesinde kimi bünyelerde görülebilen durum.
zaten süperior bir sistem olan eğitim sistemimizin tornalarından çıkmış, daha mf'yi mi seçmeliydim, tm'yi mi derdinden kurtulamamışken, önüne zibilyon tane lisans programı sunulan, bunlardan en aklına yatanı seçmeye çalışmış olan bireydir bu depresif birey.
gider daha aklı bir karış havadayken, michael j fox titrekliğinde ve ürkekliğinde adım atar üniversiteye.
güç bela burayı da bitirir.
sonra alır yürür bir hengâme.
haslbelkader bir iş bulabildiyse ne âlâ.
sabah akşam aşındırır yolları, bir şeyler umar, bir şeyler değişsin de ne değişirse değişsin diye bekler haftalar, aylar boyu.
işte bu kaotik yaşam mücadelesinde inanır mısın, aklına bile düşmez bir sevdicek edinmek.
filmlerdeki aşk filmlerde kalır. ki zaten o filmleri bile izleyemez olmuştur artık.
eve gelip yemek yemektir tek derdi. televizyon karşısında bayılmamak için kendini zor tutarken elinden kayıp gidiverirmiştir hayatının kumandası.
söyle bana ey asî rüzgar, ey umarsız nehir, ey pervâsız tosbağa! bu sersefil hayatta yalnız kalmasın da ne yapsın bu adam?
kendini gerçekleştirmenin peşine düşmüşken, tilt oyununda, aşağı doğru serbest düşüşler ile salınmamak için, kendine uygun bir kovuk bulmaya çalışırken, söyle bana kime anlatsın derdini?
kim dinler onun çırpınışlarını, kim anlayış gösterir bu "skora yansımayan güzel futbol"'a?
ingiliz bayraklı havlu asan kişinin tutuklanması
-
comaristanda siradan birgun. bugun ingiltere'de bircok turk balkonuna , penceresine turk bayragi asmistir ve kimsenin umurunda olmamistir.
hdp solu güven park önünde bitmiştir
-
http://haber.sol.org.tr/…emir-guler/iki-park-149500
aydemir güler'in ankara'daki ikinci saldırıyı da tak'ın üstlenmesinden sonra yazdığı "iki park" başlıklı köşe yazısındaki haklı cümledir. hatırlarsınız ki bir önceki saldırıyı da tak üstlendikten sonra kck saldırıyı siyasal olarak sahiplenmiş ve ardından hdp sus pus olmuştu.
"pkk'ye katılan sol yapılar bitmiştir. aynı şey, ikide bir dönüp “bizim dışımızda solculuk yapacak bir alan yok, sol biziz” diye tekrarlayan hdp için de geçerlidir. “hdp solu” güven park önünde bitmiştir. o gözyaşı damlalarının altından kalkamazsınız. bazı yanlışlar solun yapabileceği yanlışlar değildir. giderseniz, geri gelemezsiniz."
yusuf yerkel'in oğlunun yoğun bakımda olması
-
üzülmedim. üzülmediğim için de üzgün değilim.
edit: çocuk ölmüş, binlercesi gibi ve artık acı çekmiyor. ama onun tekmelediği babanın çocukları acı çekiyor. o yüzden babasına üzülmem için bir neden göremiyorum.