hesabın var mı? giriş yap

  • fiyatlardan daha cok dellendiren "zorla genis kapsamli hizmet dayatmasi". örnegin, bir cay icmek istiyorsunuz "efendim, cayin yaninda kurabiye servisimiz var". istemiyorum deyince "mecbur servis ediyoruz efendim, yemeseniz de getiriyoruz. hangi kurabiyelerden koyalim?"

    bakiyorsun mönüye, siyah cay 35 tl yazmis, aklinca iki unlu kurabiye ile masayi dolu göstermeye calisiyor. ben bir cay bir parca da ispanakli börek alayim diyorsun. on dakika sonra masana kocaman kurabiye tabagi, kocaman yogurtlu salata tabagi, havyvana verilecek kadar büyük bir börek parcasi ve corba tasi gibi bir cay bardagi geliyor. kalkarken "85tl efendim". aferin size.

    tek basina börek alamiyorsunz, "efendim, müsteriler genelde yogurt ve salata da istedikleri icin servisi öyle aciyoruz". oglum, siz manyak misiniz? cay ve börek isteyen adama kurabiye ve yogurtlu salata getirilip zorla parasi istenir mi?

    türkiye'de cok acaip seyler oluyor, battigini kabullenemeyen irrasyonel esnaf isi cakalliga vuruyor. köpek gibi batacaksiniz, zevkle izleyecegim. kis aylarinda kiyi seridine giden insanlari neredeyse silah cekip soyacaklar. ac köpekler.

  • saldırı altındaki dilimiz: " türkçe "

    günümüzde yaşadığımız virüs salgını ile birlikte özellikle medyada kullanılan bir tabir görüyoruz: bulaş!
    bulaşıcı hastalık demek imiş.

    kelimeye bakalım önce;

    bula= kelime kökü'dür.

    eski türkçede bulga şeklinde var olan bir kelimedir.

    daha sonra ise fiilden fiil yapım eki olan " ş " ile birleşerek " bulaş " hâlini almıştır.
    görüldüğü üzere kelime hâlâ daha bir fiildir ve ismin yerine kullanılamaz!

    lâkin türk dil kurumu geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile bu kelimeyi " yadırgatıcı " olarak nitelendirmiş ve üzerinde fazla kalmadan geçiştirmiştir.

    üstelik açıklamanın devamında " bulaşı ya da bulaşım kullanılması daha uygun olurdu " şeklinde de şaşkınlıkla okuduğum bir cümle daha vardır.
    peki ama bu kullanımlara karar verecek olan kimlerdir?

    türkiye futbol federasyonu mu?

    evet, bulaş yerine bulaşı çok daha uygun olurdu.
    ( bula - ş - ı )

    burada en sondaki " ı " sesi hâlihazırda fiil olan kelimeyi isimleştirecekti ve enfeksiyon yerine kullanılan çok daha güzel bir kelimemiz var olacaktı!

    evet ama bu yapıyı kurmak ve bildirmek ekşi sözlük yazarlarının değil türk dil kurumu'nun sorumluluğundadır.

    görüldüğü üzere her kafadan bir ses çıkmakta ve bazı kesimler tarafından verilen tutarsız örneklerle " bulaş " kelimesi savunulmaktadır.
    meselâ bir örnek:

    gir - iş: buradaki " iş " eki fiilden isim yapar ve bulaş kelimesi ile bir alakası yoktur.

    örnek cümle: " metnin giriş kısmı çok iyiydi. "

    gelelim bulaş kelimesine:

    bula - ş: buradaki " ş " eki işteşlik bildiren fiilden fiil yapım ekidir.

    eklerde sadece görüntü olarak benzerlik olabileceğine dair yukarıdaki örneği devam ettireyim:

    gir - i - ş : fiil kökü + yardımcı ses + fiilden fiil yapım eki.

    örnek cümle: " erkenden gitmek için hemen işe giriştiler! "

    görüldüğü üzere iki kelime de " giriş " şeklinde yazılmasına rağmen ilki isim ikincisi fiil olmuştur. çünkü aldıkları ekler yapı itibariyle farklıdır.
    işte bulaş kelimesi de fiil hâlde kalmıştır ve ismin yerine kullanılamaz.

    oysa bulaş kelimesinin, 1800'lü yıllardan itibaren şemsettin sami ve namık kemal gibi isimlerin başlatıp mustafa kemal'in kesin bir emirle sürdürdüğü " dilde sadeleşme hareketleri " bağlamında günümüzde dönüm noktalarından birisi olmasını beklerdim ben.

    kurum, sert bir dille gerekli açıklamayı yapmalı ve gerekirse tüm siyasî partilere ve medya organlarına bu konu hakkında yazılmış bir makale göndererek " bulaş " kelimesinin kullanılmaması yönünde bir dilekte bulunmalıydı.

    bu kelime belki de bir milat olmalı ve günümüzde gittikçe bozulan türkçeyi kurtarma çabaları yeniden alevlenmeli idi.

    türk dil kurumu, " yaygın kullanım " unsurunu gerekçe göstererek kelimeleri sürekli değiştirir iken " bulaş " kelimesinde sınıfta kalmıştır.

    şöyle bir örnek cümle vereceğim;

    " yarınki gazetede çok güzel bir söyleş yayımlanacak. "

    olmadı değil mi?

    lâkin bugün bulaş kelimesini kullananların yarın da söyleşi yerine söyleş tabirini kullanmayacaklarının garantisi yoktur!

  • hickirdigi zaman agzindan cizgifilmlerdeki gibi baloncuk çıkıyor mu merak ettim. hayır oluyorsa ben de içicem lan, hep özenirdim küçükken.

  • mevzu gülo'yu sevmemek değil, paranın öküze harcanması gerekirken karıya harcamasının yarattığı nahoş durumdur.

    sakine kadın bilir ki, karnının doyması için feyzo'nun halvet olması değil, tarlanın sürülmesi lazımdır. bunun için de mevcut öküzün yanına bir tane daha ekleyip, iki öküzle sabanı daha etkin kullanmak ve iş gücünü ikiye katlayarak, işçiliği yarıya indirmeyi hedeflemektedir. bu sayede daha az çalışarak, daha kısa zamanda tarlayı sürecek donanıma erişecektir. lakin tüm çabalarına rağmen feyzo elinden kurtularak, hacı hüso'nun eline varıp da "on bin peşin, on bin senet" şeklinde anlaştığından mütevellit, öküz alınaması gereken parayla "karı alınması" sonucu tüm hesapları boşa çıkmıştır. köy yeridir, söz senettir, dönmek olmaz. bu sebeptendir ki, antakya sıcağı altında sabanın boş olan yerine feyzo'yu koşarak hem bir nebze olsun hesaplarının işlemesini, hem de öküz alınması gereken paranın, iki tarafı da aynı gün çağırarak fiyatı yükselten hacı hüso'ya başlık parası olarak verilmesinin ceremesini feyzo'ya yükler.

    düğünde böyle nemrut bakmasına çok da aldırmamak gerekir. zira finalde, maraba feyzo'ya; "gevura zor kullanmak sevaptır oğul!" diyerek, rahmetli babasının (patlamayan) silahını verir ve ağalık düzeninin yıkılması için, için için yanan o alevin kıvılcımını ateşler. ve der ki: "gelinimi almadan bi yere gitmem!"

  • bildiğim kadarıyla 2 insan tartışırken , düzgün konuş , saygılı ol v.s ifadelerini kullanır.

    az önce oradaki bir barzonun tartışma esnasında karşısındakine kibar olma dediğini duydum. hayatı boyunca seviyeli bir tartışma yapamamış herhalde. bunun gibi başka bir tür de rakibine karşı yerde tepinme , toz fırlatma gibi davranışlar sergiliyor. insan değil de pokemon sanki amk.

  • turkce tanim, turkce tanim devami, alinti, ornek ya da bkz olmayan, ba$ka bir ba$liga ait olan, daha once aynisi yazilmi$, ba$ligin kendisinden bahseden entry'ler sozluk formatina aykiri kabul edilip silinirler ya da dogru ba$liklarina ta$inirlar.

    ornek hatali entry'ler:

    - tanim -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. neydi la bu? (hatali)
    2. eheheh (hatali)

    - tanim devami -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. neydi la bu? (hatali)
    3. cok severim (duzgun)
    4. dun yedim (duzgun)
    5. dun yedim dedirten meyve diye du$unulesi durumdan cikarilabilinesinden gelen ders (allah belasini versin)
    6. dun yedim. tanim: bir meyve (allah kafasina ta$ du$ursun)

    - alinti -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. "neydi la bu" --kotu serafettin (duzgun)
    3. "neydi la bu" (duzgun)
    4. - neydi la bu? (duzgun)
    5. neydi la bu diye du$undurten meyve (allah belasini versin)

    - ornek -

    ba$lik: sevilen meyveler

    entry:
    1. elma (duzgun)
    2. elma'nin nesini seviyosun haci yaa? (hatali)
    3. elma'nin nesini seviyorlar anlamiyorum diye du$unduren listeyi hissettiren du$unceyi beynime soku$turan ettirgen cati. (allah belasini versin)

    - bkz -

    ba$lik: elma

    entry:
    1. (bkz: neydi la bu) (duzgun)
    2. neydi la bu (hatali)
    3. #7614280 (hatali, turkce anla$ilabilir bir metin degil)
    4. (bkz: #7614280) (duzgun)

    - ba$ka ba$liga ait -

    ba$lik: elma nedir

    entry:
    1. cok guzel bir meyvedir (hatali, elma ba$ligina ait)
    2. bir sorudur (duzgun)
    3. adem'in tanri'ya ilk sorusu (duzgun)
    4. cok guzel bir meyvedir diye cevaplanasi bu sayede surunun, gundemin sicak cemberinden ayrilmamayi saglayasi metin hayatimi kurtarasi beni populerin pe$inde suruklenen basit bir bireye indirgeyici sorumtrak. (allah belasini versin)

    - aynisi yazilmi$ -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. cok guzel bir meyve (hatali)
    3. severim (duzgun)
    4. severim (ba$ka yazar yazdiysa duzgun, ayni yazar yazdiysa hatali)

    - ba$ligin kendisinden bahseden -

    ba$lik: elma
    1. cok guzel bir meyve (duzgun)
    2. herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    3. herkesin herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
    4. noluyor lan burda diye du$undugum ba$lik (hatali)
    5. merhaba arkada$lar sakin olalim diye du$undugum ba$lik (hatali)
    6. galiba bir meyveden bahsediyordu biri konu neydi bahsedelebilir mi diye herkese rahatca sordugum ba$lik (hatali)
    7. allah topunuzu belasini versin diye du$unduren soru (ne sorusu lan baglam sarho$u)