ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
metrobüste yanına erkek oturtmayan kadın
-
- genç bişey olsan dicem ki sakınıyosun kendini ahahakgkhfakfjkalfa
diyen kardeşimizin yardırdığı ibretlik video.
celal şengör'ün dinlere masal demesi
5 ocak 2015 yeni yabancı futbolcu kuralı
-
acilen sports interactive yetkililerine iletilmesi gereken kural.
gupse özay vs ezgi mola
-
vs alır.
video oyun tarihinin en duygusal sahnesi
-
the last of us ta joel'ın ellie'yi hastanede yatağından alıp kucağımızda hastaneden çıktığımız sahne. metal gear solid 4 : oyunun tamamı dram. sahne belirtmeye gerek yok.
meteora
-
yunanistan ana karasının en etkileyici yerlerinden birisi.
buraya selanik'ten günübirlik turlarla geliyor bazı insanlar, düpedüz haksızlık ve gereksiz yorucu! meteora, içinde barındırdığı manastırlar ve kayaların kendiliğinden kattığı atmosferle daha fazlasını hak ediyor, en azından gecesini görmek gerekiyor. ve bu bölgede kalınacaksa, kalambaka'dan ziyade kastraki tercih edilmeli bence. küçücük bir köyde, çok güzel bir gece geçiriyorsunuz böylece. taverna gardenia'yı yemek için öneririm. kalmak için ise köyün tam da içinde bulunan sevimli bir pansiyon diyebileceğimiz san giorgio villa, ekonomik bir tercih arayanlar için harika bir seçenek olacaktır. üstelik odanızdan meteora kayalarını da izleyebilirsiniz.
manastırları arabanız yoksa yürüyerek zorlu bir şekilde gezebileceğiniz gibi, 7 euro gibi bir fiyatla en tepedeki manastıra kadar taksiyle çıkıp yürüyerek dönebilirsiniz. fakat zaman gerekiyor, eğer bunu da yapamayacak gibiyseniz saati 20 euro'ya, 2-2.5 saat arasında 3-4 manastır görebiliyorsunuz bir tura katılıp. otobüsler ise sabah 9 ve öğlen 1'de çıkıyorlar, kaçırmamanız gerek. daha ayrıntılı burada yazdım.
makarnayı çeşme suyunda haşlayan tip
-
hala böyle fakirler var mı merak ediyorum. ben şahsen sıkma portakal suyunda haşlıyorum.
sarımsaklı plajı
-
burada yaşayan biri olarak her 2-3 günde bir en az 1.5-2 saat boyunca mola vermeden yüzüyorum. tek başıma yüzdüğüm için haliyle çok eğlenceli geçtiği söylenemez.
ancak uzun zamandır önceki entryde de olduğu gibi denizden çöp topluyorum. evde, açıkta dalarken topladığım elden büyük kabukları kavanoza koyuyorum süs olsun diye.
çöp olarak çıkan şeyler gerçekten garip. tuborg gold, yenmiş mısır, namet dilimlenmiş salam paketi, çeşitli plastik parçaları, saç tokaları, maske, sigara paketi, soda şişeleri, gözlük, şarap şişesi, anahtarlık, telefon kabı gibi şeyler çıkardım bugüne kadar. petleri ve envai çeşit kutuları saymıyorum.
elbette gelen insanlar denizin altını görmüyor bi gözlük falan yoksa ama bu kutu kolalardan biri gözlük olmasına rağmen son gidişimde sol ayak parmaklarımdan birini fena çizdi. bunu çocuklar dahil herkes yaşayabilir. suyun içinde bildiğiniz vücudu çizecek maddeler var. o taşlık alanı geçmeyenler fark etmiyor pek ama tehlikeli olabilir herhangi biri. kırık cam şişe sadece bir tane gördüm ama suyun altında gerçekten ayağınızı keser, tatiliniz zehir olur.
eğer varsa benim gibi kişiler böyle, buluşup deniz içinden çöp toplayabiliriz. yeşilimi yakmanız yeterli. bende bir ekipman olmadığı için sadece gözlükle elime ne kadar çöp alabilirsem plaja git gel yapıyorum. palet de getirebilirim isteyene.
buralar bizim denizimiz yani bu kadar pisletmenin kimseye faydası yok.
finlandiya başbakanı'nın instagram paylaşımı
-
bugün yeni bir paylaşım geldi;
ilgili paylaşım
finlandiya'nın en ünlü yapılarından biri olan helsinki katedrali önündeki merdivenlere eşofmanlarıyla oturup, donut yiyerek poz veren kişi; finlandiya başbakanı sanna marin.
bizim memlekette çok uzun yıllar görülemeyecek bir tablo.
edit1: yapmacık paylaşım denmiş. bu kadın başbakan olduğunda instagram sayfasında asansörde aynada çektiği selfie fotoğrafları vardı. neyin yapmacığı? kanıt
edit2: yaklaşık 6 aydır finlandiya’da yaşıyorum. finlere böyle bir başbakan gerçekten çok yakışıyor. finler yaşantılarında inanılmaz mütevazi insanlar. sanna marin de direkt halkın temsilcisi.
türkiye'nin basketbolda başarılı olmasının sebebi
-
bunun sebebi yatırım ihtiyacı ve yapılan yatırım miktarıdır.
sadece oyuncu alıp satmak anlamında değil; yönetici yetiştirmek, alt yapı tesis yatırımı yapmak, alt yapı koçları için yatırım yapmak, alt yapı oyuncularına yatırım yapmak ve tabi ki kadrolara yatırım yapmakla alakalı genel bir yatırımdan bahsediyorum. basketbol branşında avrupa genelinde başarı yakalayabilmek için yapılması gereken yatırımlar futbol düzeyinde değil, kaldı ki genel başarıya bakacak olursak basketbolda altyapıdan oyuncu yetiştirme konusunda istediğimiz seviyede değiliz halen. yönetici yetiştirme ve koç yetiştirme de daha iyi yerlere gelebilmemiz lazım. şimdilik eksik olan kısımları dışarıdan devşiriyoruz. efes'in başarısı neden önemli, çünkü dışarıdan devşirilenler oyuncular, kalan parçalar ülke içindeki yatırımların sonucu.
türkiye'nin en başarılı olduğu branş erkek basketbolu değil ama, kadın voleybolunda dünyanın ve avrupanın en iyisi durumunda. orada yukarıda saydığım tüm parçalara ülke içinde yatırım yapılıp gelişim sağlanarak temel bir organizasyon gücü ve kültürü oturtulmuş durumda. erkek voleybolu için de yine adım adım aynı kurguyu işletiyorlar ve bundan 5-10 sene sonra yüksek olasılık orada da aynı seviyeye geleceğiz.
bunu futbolda yapmak çok mu zor diye sorabiliriz tabi, evet çok zor. daha doğrusu yaygınlığı ve takip yoğunluğu yüksek olan her sporda bunu yapmak çok zor. avrupa içinde yaygınlığı ve takip yoğunluğu en yüksek spor futbol ve açık ara bu şekilde. her ülkede takip ediliyor, en büyük ülkelerde takip ediliyor ve çok takip ediliyor. böyle olunca büyük pazarda çok para oluyor ve bu parayı toplamak için (başarılı olmak için) çok ciddi bir yatırım ve organizasyon gerekiyor.
avrupa'nın diğer en yaygın sporları basketbol ve buz hokeyi (kafa kafayalar seyirci sayıları olarak) ama buz hokeyi güneyde, basketbol da kuzeyde takip edilmiyor. sadece gelişmiş ülkelerde belirli bir düzeyde takip ve rekabetçi katılım var.
voleybol ve hentbol'un yaygınlığı da aynı düzeyde belki bu iki spora göre ama onların da takip yoğunlukları daha az. böyle olunca pazar daralıyor, başarı için gerekli yatırım miktarı azalıyor.
bence mesela türkiye'nin yapması gereken bir numaralı işlerden biri bu sporların ülkenin seçili bölgelerinde (her spor için farklı illerde) yaygınlaştırılacak şekilde yatırım yapması ve ülke genelinde spor takibinin yaygınlaştırılmasını sağlamak. zaten nispeten ufak yatırımlarla avrupa'da da rekabetçi olunabilir durumda, bu şekilde ülke genelinde rekabetçi sporun takibi de sağlanmış olur.
türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi
-
(bkz: sıdıka)
kanzuk'un düğün fotoğrafları
-
kanzuk'un dürüm fotoğrafları diye okuduğum başlıktır, göktengri affetsin.
sözlüktekilerin arabaları
-
(bkz: fiat doblo) arkasında padişah tuğrası da var.