hesabın var mı? giriş yap

  • hindistan'da büyümüş biri. 'ormancı adam' olarak biliniyor.

    çocukluğunda yağmur dolayısıyla oluşan sellerden çok etkilenmiş. etkilenmesinin sebebi, yağmur dolayısıyla oluşan seller yılanları toprağın üstüne çıkmasına neden oluyor ve bir şekilde hayatlarını kaybediyormuş. o andan itibaren bir karar alıp hindistan'ın molai ormanını oluşturmaya karar veriyor ve başarıyor da.

    ortalama 1300 hektarlık bir alanı tamamen ormana çeviriyor. eski halinden eser bırakmıyor. ormana dönüştürdüğü yerde gergedan, maymun, türlü kuşlar, geyik, ceylan, akbaba...vd yaşamaya başlamış.

    yılanların yaşamasını sağlamakla başlayan küçük bir hayal büyük bir hayata dönüşmüş, diyebilirim. kaynak için:

    http://www.youtube.com/watch?v=gwg70ily4kk

    http://en.wikipedia.org/wiki/jadav_payeng

  • chp bursa milletvekili orhan sarıbal'ın haraç olarak tanımladığı gss borçlarının kaldırılması için yazılı olarak dile getirdiği çağrı. mhp yine akp'nin peşine takılıp mızıkçılık yapmazsa muhalefet böyle bir rezalete son verecek çoğunluğa sahip. tüm muhalefet partilerinin hepsinin bir araya gelip milyonlarca işsizin sırtında kambur olan bu utanca artık bir son verilmelidir. aksi takdirde bu ülkenin vatandaşlarının böyle bir haraçtan kurtulmaları için bu gidişle tek yapabilecekleri başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmek: (bkz: gss mağdurları suriye vatandaşı olsun)

    işte orhan sarıbal'ın gerçekleşmesi durumunda milyonlarca mağduru büyük bir beladan kurtarabilecek çağrısının tam metni şuradan okunabilir:

    “sgk devletin resmi haraç kurumu gibi çalıştırılıyor”

    sgk’nın devletin resmi haraç kurumu gibi çalıştırıldığını söyleyen bursa milletvekili orhan sarıbal, “gss nedeniyle başta gençler olmak üzere, işsizler, emeklilik bekleyenler, iflas eden esnaf ve geliri olmayanların yaşadığı mağduriyetlerin bir an önce giderilmeli” dedi.

    bursa milletvekili orhan sarıbal, genel sağlık sigortası (gss) sorununu gündemine aldı. yazılı bir açıklamayla 1 ocak 2012’de yürürlüğe giren gss’ye itiraz eden sarıbal, türkiye’de şu anda 3 milyon yurttaşın milyarlarca tl borcu olduğuna dikkat çekti. sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası yasası’nın türkiye gerçekleriyle bağdaşmadığını ifade eden sarıbal, “herhangi bir geliri olmayan milyonlarca yurttaşımız bir gecede kendi devletine karşı borçlandırıldı. çalışma ve sosyal güvenlik bakanı faruk çelik, dalga geçer gibi bu insanlara ‘gelir testi yaptırın’ diyerek tehdit gibi bir çağrıda bulunuyor. işsizlikle boğuşan, temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmayan yurttaşlarımız bir de borçlandırılarak bunalıma itiliyor” dedi.

    -sağlık, en temel insan haklarından-

    gss’nin bir an önce iptal edilmesi gerektiğini söyleyen sarıbal, sağlık hakkının en temel insan haklarından biri olduğunu belirerek, şunları söyledi: “yurttaşlarımızın en temel haklarına ulaşması engelleniyor. gss pirim borcu olan birçok hastanın hastane kapılarından geri döndüğünü görüyoruz. 18 yaşın üzerindeki çocuklarımız lisede öğrenim görüyorsa 20, üniversite öğrencisiyse ise 25 yaşına kadar primleri devlet tarafından karşılanıyor ancak bu çocuk öğrenim görmüyorsa otomatikman borçlandırılıyor. işsiz gençlerimizin prim tutarları, birlikte yaşadığı ailenin aylık toplan gelirine bakılarak hesaplanıyor. primler, neredeyse 300 liraya kadar yükseliyor. gelir testinden geçilmemsi durumunda da primler asgari ücretin 2 katı üzerinden hesaplandığı için aylık 250 tl borç çıkartılıyor. henüz iş bulamamış ya da asgari ücretle hayatını sürdüren gençlerimizden adeta haraç alınıyor. sgk devletin resmi haraç kurumu gibi çalıştırılıyor.”

    -sosyal devlet çağrısı-

    başta gençler olmak üzere, işsizler, emeklilik bekleyenler, iflas eden esnaf ve geliri olmayanların yaşadığı mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten sarıbal, “sosyal politikaların en başında gelen konu sağlıktır. bu yanlıştan vazgeçilmesi için elimizden geleni yapacağız. buradan bir kez daha gss’nin iptal edilmesi yönünde çağrıda bulunuyorum” dedi.

  • ingiltere'de 1988 yazinda patlamis, ingiltere'de o siralar yeni gelmis olan ecstasy* ile chicago cikisli house muziginin ibiza uzerinden londra'da halvet olmasi ile ortaya cikmis alt kultur. sadece bir muzik turu saymak haksizlik olur..
    ibiza'da gittigi kluplerin havasini londra'ya tasimak isteyen ve bu amacla 1987 sonlarinda shoom adli klubu acan danny rampling'i sorumlu tutar pek cok insan acid house akimindan. klup, kisa surede sehrin en hip yeri olmus ve pitrak gibi cogalmis ecstasy atilip, house muzigine dans edilen yerler. 88 yazi summer of love olarak adlandirilir zaten, bu kulturun hizla yayilmasindan dolayi. kisa surede, kalabaliklar sehre sigmaz olmus, acik hava rave'leri yapilmaya baslanmistir.
    90 baslarinda, rave'leri kisitlayan, ecstasy kullanimini engellemeye yonelik cikarilan yasalar sayesinde, epey bir kan kaybina ugramissa da, 90'larda elektronik muzigin populerlik kazanmasina, 50 cesit sub genre'a bolunmesine, muzik turleri arasindaki farklarin bulaniklasmasina, rock'cularin bile dans muzigi ogelerini muziklerine katmalarina yol actigi da bir gercek.. pek cok acid house dj'i sonradan en iyi elektronik muzikciler arasina girdi. misal paul oakenfold, orbital, the shamen ve andrew weatherall. hatta o zamanki soundlari ile alakasiz da olsa prodigy bile, boyle baslamistir ise.
    turkiye'de tabii sadece blue jean'in verdigi smiley'lerle ve "asiiiittt!" nidalariyla hatirliyoruz olayi, ama aslinda gorundugunden cok daha onemli ve etkili..

  • bir kutuda duran bu bacı kuantum konusunu açıklamada önemli bir semboldür.

    kutuya bakarsan saldırıya uğramamıştır,
    bakmazsan gezide o potansiyel vardır.

    bacı aynı anda iki durumda da olabilir.

  • yer : isvicre alpleri

    zermatt yakinlarindaki "monte rosa" dagina yapilan , buzul üzerinde yürümeyi de kapsayan, bir trekking turundayiz. ilk gün yaklasik 8 saat süren yürüyüsün sonlarina dogru gruptan bir arkadas ayagini burkar. biraz toparladiktan sonra, "tamam sorun yok" diyip tura devam eder. ancak aksam 2800 metredeki dag evine vardigimizda, arkadasin ayagi siser ve üzerine basamaz hale gelir. ertesi gün de tirmandigimiz onca yolu geri dönmemiz gerekmektedir ama sakatlanan arkadas icin bu mümkün olmaz. ve geriye tek alternatif kalir : helikopter (helikopter masrafinin sigorta tarafindan karsilanmasi mevzuuna girmiyorum bile)

    ertesi sabah, grubumuzun lideri olan isvicreli arkadas, zermatt air isimli helikopter merkezini arar ve konusur. sonradan bize aralarinda aynen söyle bir diyalog gectigini anlatir:

    - monte rosa hütte'deyiz. bir arkadasimiz ayagini burktu ve asagi yürümesi mümkün degil. yardiminiza ihtiyacimiz var.
    - agrisi cok mu?
    - hayir. hatta hic agrisi yok, ama ayagi sisti ve üzerine basamiyor.o yüzden size ihtiyacimiz var.
    - yalniz biz sadece hayati tehlike olan durumlarda hemen müdahele ediyoruz. sizin durumunuzun aciliyeti yok, o yüzden daha sonra gelebiliriz.
    - peki, ne kadar sonra?
    - yarim saat sonra

    gercekten de helikopter yarim saat sonra gelir.