ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim
-
yani diyor ki bu magandayı yetiştiren sorumlu kisi benim ve yaptigimla da gurur duyuyorum.
burak özçivit'in bunalıma girmesi
-
seri közün geç gelmesinden kaynaklanmıştır.
waffle
-
en sevdiğim ve ince ayrıntılarını yakaladığım, aslında sır olarak sakladığım tarifimi, burada sizlerle paylaşmaya karar verdim.
öncelikle malzemeleri sıralayayım:
-2 yumurta
-4 yemek kaşığı toz şeker
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
-1 su bardağı süt
-2 su bardağı un
-1 çimdik tuz
-çeyrek su bardağı pişirirken kullanmak için ayçiçek yağı
süsleme malzemeleri zevkinize göre değişmekle birlikte ben zaman zaman kendi kullandığım ürünleri sıralayayım:
çilek, muz, kivi, ananas, beyaz ve bitter çikolata, tercih ettiğiniz bir kakaolu fındık kreması.(bazen aldığım kare çikolataları benmari usulü eritip süslüyorum)
ayrıca evde varsa waffle makinesi yoksa tost makinesi de olur.
soran arkadaşlara waffle makinesi olarak şunu almıştım pandemide, memnun kaldım;
görsel
şimdi en önemli ayrıntı olan yapım aşamasına geçmek istiyorum, buyurunuz lütfen.
-yumurtanın ak ve sarısını ayırın.
-akı ile vanilya, sarısı ile de 4 kaşık şekeri mikserin hızlı ayarı ile güzelce çırpın. böyle kar gibi köpürene kadar.
-yukardaki karışımı birbirine kavuşturup, un, süt, bir çimdik tuz ve kabartma tozunu da ekleyip bu defa mikserin düşük hız ayarı ile çırpıp hamuru akışkan kıvama getirin.
bakınız waffle hamurunu ölçülü dağıtma konusunda çok işime yarayan; hamur portonlayıcı adı altında üretilmiş bir ürün var. a101'de filan satılıyor.
görseli şu:
görsel
yapacağınız pankek ve muffin kekleri kaplara eklerken, aynı boyutta kekler çıkarabilmek için çok yardımcınız olacak.
işte şimdi hamurumuz hazır. ayçiçek yağı ile yağladığımız makinemize bir miktar alıp pişirmeye başlayabiliriz. en eğlenceli kısmı olan, soğuduktan sonra malzemelerle süslemenin zamanı geldi. burada çocuklarınızdan destek alabilirsiniz. böylelikle hayal dünyaları gelişecektir.
geçtiğimiz hafta çocuklara yaptım bakın ekte paylaşıyorum.
görsel
görsel
yapacak arkadaşlara şimdiden afiyet, bal, şeker olsun.
edit: resim
1000 kişi 50 tl verse evlenebiliyorum
-
meşhur bir hikaye vardır.
arjantinli ünlü golfçü robert vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş. ardından klübüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş. o sırada yanına bir kadın yaklaşmış. vincenzo’yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeği olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda. kadının anlattıkları vincenzo’yu çok etkilemiş. hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış. çeki kadına uzatmış. o sırada kadına; “umarım bebeğin iyi günleri için harcarsın”demiş. ertesi hafta vincenzo klüpte öğle yemeğini yerken golf derneğinin bir üyesi yanına yaklaşmış ve; “otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler.”demiş. “evet” demiş vincenzo, “bunun neresi garip?”, “garip değil tabii ki.” demiş adam, “ama size bir haberim var. o kadın bir sahtekarmış. sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. korkarım sizden de koparmış.”
vincenzo şaşkınlıkla; “yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?” demiş. “yok”demiş adam. “işte bu hafta duyduğum en iyi haber” demiş vincenzo.
eğer bir insanı mutlu etmenin bedeli buysa 50 tl ile katılabileceğim kampanya. paylaşmak sizi nedrn mutlu etmiyor ki?
trabzonlu doktor şırnak'ı anlattı
-
"ülkenin yarısı akp'ye oy vermiş ama 20 gönüllü doktor arasında sadece tek akpli bendim, kefen giymeye gelince varsınız ama bırakın savaşmayı iş hastanede 14 gün hizmet vermeye geldi mi fıssınız " minvalinde konuşarak akp'nin tabanına ağır eleştiri (özeleştiri)getirmiş doktordur.
bridgefy
-
offline mesajlaşma uygulaması.
internet ya da sms gerektirmeden, programı yüklemiş olan cihazların bluetooth'unu kullanarak mesaj aktarımı yapıyormuş.
özellikle şu sıralar hong kong'lu protestocular arasında oldukça yaygın olduğu söyleniyor.
internetin kesildiği deprem, vb. doğal afetlerde de epey iş görür.
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: tayyibin en sevdiği oyun
entry: http://c11.incisozluk.com.tr/…000/6/40756_of865.jpg (halka geçirme oyunu)
bu güzeldi.
öyle bir geçer zaman ki (dizi)
-
bazi hayatlarin aynasi olmus dizi.
kardesimle komsunun evinin duvarina cokmus babama bakiyoruz. o da siyah paltosu ile kapida dikiliyor, tasinan esyalarin ufak kamyona yerlestirenlere arada bir seyler soyluyor. eve daha zaten yeni gelen buzdolabi, camasir makinesi, elektrik supurgesi bizim ona alismamiza firsat vermeden evden gidiyor babamla birlikte. kardesim kulagima fisildiyor "butun kitaplari da goturuyor." "olsun" diyorum. aklim camasir makinasinda, annem gene eliyle camasir yikayacak diye dusunuyorum. yuregim agirlasiyor. "buyuyunce buyuk bir kitaplik alacagim, kitapla dolduracagim" diyor yavasca. "istersen once anneme camasir makinasi al" diye kiziyorum ona, "sen daha buyuksun sen al" diyor, boynunu bukuyor. "buzdolabi da gitti simdi ne yapacagiz" "teldolabi var" diyorum, giden kamyonun arkasindan bakiyoruz uzun sure. annem yanimiza geliyor. kardesim ona mujdeyi veriyor "ablam sana camasir makinasi alacak buyuyunce" yorgun gozleri gozlerimde. "alir tabii niye almasin" diyor, elimizi tutuyor, bosalmis eve giriyoruz, "yatagim hala burada" diyor kardesim seviniyor.
o kadar guluyoruz ki sonunda agliyoruz gulmekten.
semptom sayıları sadece dsö ile paylaşılacak
-
dsö inşallah kendi sitesinde yayınlar da biz de ülkemizin sayılarını görmüş oluruz.
edit: imla
matthauspassion
-
matthäus passion'u ilk kez duyacak da olsanız, yüzlerce kez dinlemiş de olsanız, bence dinleyebileceğiniz en güzel yorumları karl richter ve philippe herreweghe'ye ait olsa gerek. bulabileceğiniz çoğu yorum, yavaş yavaş içinize işleyen/işleyecek o seslerin üstünde ya hiç ya da gerektiği kadar durmadan, bi' yere yetişmesi gerekiyormuş gibi ilerler. sanki, bach'ın duyulmasını istediği, bunun için yazdığı o güzelim değişimler, duyulamadan gerilerde kalır. hele richter'in 1971 kaydı var ki; koronun üstünde asılı duran o devasa beyaz haç, 'chorale'deki seslerin ağırlığını sanki daha bir hissedilir kılar.
"matthäus-passion bwv 244" j. s. bach - karl richter 1971 [3:16:49]
"matthäus-passion bwv 244" j. s. bach - philippe herreweghe 1999 [2:43:19]
[edit: bağlantılar yenilendi]
getir ofisinde çalışan beyaz yakalı kızın videosu
-
nitelikli hiçbir bilgi içermeyen, bomboş bir video.
23 kasım 2021 dolar kuru
-
asgari ücret 240 dolara düştü. hiç mi utanmıyor bu millet elin avrupasının evcil hayvanına harcadığı paraya 1 ay çalışmak zorunda bırakılmaktan.
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
-
dirsekleri yamalı kadife ceket ile birlikte giyildiğinde akademik bilgi patlaması yapar!