hesabın var mı? giriş yap

  • hem ekonomik, hem kulturel, hem cografi, hem siyasi olarak "chicago" ve "diger sehirler" olarak ikiye ayrilan eyalettir ve midwest bolgesinin tam ortasinda bulunur. yillar once amerikan agir sanayii zirvesindeyken bu eyalet buyuk rol oynamisti ve michigan, ohio ve indiana ile birlikte bir cok fabrikaya ev sahipligi yapmisti. daha sonra fabrikalarin cogu cin, hindistan gibi ulkelere tasininca bu eyalet de ayni cevre eyaletler gibi bir cok hayalet sehre sahip oldu. yine de bu eyalette bir cok fabrika bulunmaktadir ve illinois abd'de sendika kulturunun oturmus oldugu 3-5 eyaletten biridir.

    chicago sehrini icine alan cook county cogu zaman crook county diye anilir cunku 1930'lardaki mafya doneminden beri amerika'nin yolsuzluk baskenti olarak kabul edilir. ozellikle chicago belediyesinde her ay yeni bir yolsuzluk skandali su ustune cikmaktadir. neyse ki eyalette su ustune cikan yolsuzluklar hali altina supurulmemekte, yolsuzluga karisanlar cezalandirilmaktadir. bir teoriye gore chicago'da gazetecilik kulturu cok gelismis oldugu icin bu bolgedeki yolsuzluklarin yakalanma orani diger yerlere gore daha fazla. yani bu teoriye gore chicago'da yapilan yolsuzluklar diger buyuk sehirlerden daha fazla degil, sadece yakalanma orani daha fazla oldugu icin goze oyle gozukuyor. gercekten de bu eyalette basin oldukca merakli ve hicbir konuya burnunu sokmaktan cekinmiyor. abd'nin bir cok eyaletinde basin illinois (ve new york; biraz da california) ile karsilastirinca cok daha pisirik geliyor.

    eyaletin yukunu chicago cektigi gibi ekmegini de chicago yemektedir. toplanan vergilerin buyuk bir kismi chicago'ya yatirim olarak gitmektedir ve yine chicago'da harcanan paralar yuzunden eyalet finansal olarak batma noktasindadir. bu yuzden bu eyalette polisler haril haril ceza yazmak icin bahane aramaktadir. buradan gecerken dikkatli olmak gerekiyor. chicago harici diger onemli sehirler genelde illinois irmagi uzerinde kuruldugu icin irmagin etkisini bu sehirlerde gormek mumkun. ornegin sehirlesmeler genelde irmak etrafindan iclere dogru gelismektedir.

    illinois 4 mevsimi birden yasayan eyaletlerden biri. kis mevsimi gercekten sert ve soguk geciyor ve baharla beraber her yer yemyesil oluyor. eyaletin her yeri devasa parklarla dolu, ve bu eyaletin belki de en sevilesi yonu. sonbahar geldiginde agaclarin renk degistirmeye baslamasi oldukca guzel manzaralara sebep olur ama illinois'in hemen kuzeyindeki michigan ve wisconsin eyaletlerinde daha da guzel manzaralar gorulebilir.

    illinois'in en sevmedigim yonu trafik tabelalarinin got kadarcik olmasi. en kucuk kasabadan en buyuk sehre kadar sokaklarin isimlerinin yazili oldugu tabelalar ufacik ve ozellikle gece vakti asla okunmuyor. bu yuzden bu eyalette surekli gps'e bagimli kalabilirsiniz.

    michigan nasil araba endustrisi ile hatirlaniyorsa illinois de agir is makinesi endustrisi ile dikkat cekiyor. eyalet hem caterpillar hem john deere gibi sirketlere ev sahipligi yapmakla beraber japon devi komatsu'nun da eyalette bir cok fasilitesi bulunuyor. chicago civarinda finans ve bilisim sektorleri one cikiyor.

    bunun disinda bu eyalet al bundy reyisin ve buyuk ihtimalle homer simpsons'un memleketidir. simpsons dizisinin hangi eyalette gectigi hicbir zaman aciklanmadi ama dizideki bir cok ipucunu birlestirince ortaya illinois veya cevre eyaletlerden biri cikiyor. zaten illinois'in baskenti de springfield.

    bunun disinda yeni bilgiler edindikce bu entry'i editleyip yazarim.

    yillar sonra gelen edit: simpsons dizisi oregon'da geciyormus.

  • karsi taraf bisey anlatirken lafa boyle girilir, karsi tarafin anlattigi seyin agzina sicilir afedersin ondan sonra da ee? o degil de ne?
    o degil de oteki.
    hay allah belani versin.

  • çok sevimli satıcılar var burada. alacağım ürünle ilgili ne zaman çetleşsek oldukça samimi diyaloglar oluşuyor. genelde cümlelerine "dear friend" diye başlayıp samimi bir esnaf gibi ilgileniyorlar. cümlelerinin sonunda da mutlaka sevimli bir smiley koyuyorlar. mesela bir keresinde takip numarası da olmadığı için 50 küsür gündür gelmeyen bir ürün için, "takip numaram da yok 50 gündür bekliyorum ama gerçekten yolladınız mı?" diye sormuştum da eleman, "bu ürünün garantisi benim kardeş ürünü yolladım biraz daha sabır istiyorum senden" deyip sonuna da yüzü kızarmış smiley koymuştu. ben de "tamam bro sen öyle diyorsan bekleyeceğim" diyerek elleri ağzında kıskıs gülen smiley koymuştum. geçenlerde ürün gelince feedback'lerime baktım da elemanın yazdığını görünce kahkaha attım. abi devamlı müşteri yağlar gibi yağlamış.

    "very nice buyer, ıf i have 10 stars,i will give you 12!!!"

    vay be çok iyi almışım demek ki. nasıl da almışım ama. aldığım da 5 dolarlık bir lego. çok feci lego alırım. elin çinlisi bile kayıtsız kalamamış bu alışıma. müthiş bir alıcıyım.

  • iğrenç bir şeydir. ne kadar iğrenç olduğunu çocukken farkedemezsiniz. ancak büyümeniz, bayağı büyümeniz, en azından bi 25'i geçmeniz gerekir. işte o zaman aklınız başınıza gelir. bir bakarsınız ki, çocukken "tek" olduğunuz için sizin olduğunu sandığınız/sandırdıkları dünya aslında sizin değil.
    güvenebileceğiniz "dost" kisvesi altında size diş bileyen, bazen kıskanan, bazen üzüntülerinizden çılgınca mutluluk duyanlarla etrafınız çevrilmiş. bunalırsınız, daralırsınız, birileriyle paylaşmak istersiniz, ama son anda durdurursunuz kendinizi. iki laf konuşmaya, dertleşmeye kimseyi değer görmezsiniz. çok geniş bir çevreniz olsa da, her ortamınızda çok seviliyor olsanız da, yavaş yavaş uzaklaşırsınız bütün bu insanlardan. daha dar bir çemberde, belki biraz daha az paylaşımla, dertsiz mutlu olmaya çalışırsınız. sonra sizi ketum diye yaftalarlar bir de. oysa ne güzel olur, canınızdan kanınızdan, sizi sorgusuz sualsiz, yargılamadan, tüm kötü niyetlerinden arınmış, sadece ve sadece iyiliğiniz için dinleyecek biri olduğunu bilmek. hiçbir kişisel kompleks, kıskançlık, çekememezlik, artniyet barındırmaksızın, yorumlamadan, yaftalamadan, daha sonraları aleyhinize kullanılmak üzere bir silah olarak cephanesine atmadan...
    tek çocuk olmak, cezalandırılmaktır bir nevi.
    elinize kalan ise; gereğinden erken olgunlaşmış, çoğu zaman dengesini kaybetmiş, bir öyle bir böyle yaklaşımlarla maymun edilmiş, güvensiz, içine dönük, "çok güçlü" kabuğunun altına saklanan "titrek bir yavru kedi" olmaktır.

  • 11 haziran günü ankara'dan çanakkale'ye sefer yapan otobüs şoförü ve muavin tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı olay.
    yeğenim kamil koç'un kızılay üzerinde bulunan bilet satış noktasından çanakkale'ye gitmek üzere bilet almaya gidiyor. bilet satışı esnasında görevliye kedileriyle yolculuk yapmasının herhangi bir sorun teşkil edip etmeyeceğini soruyor. görevli taşıma kabında bulundukları sürece hiçbir sorun teşkil etmeyeceğini belirtiyor ve bilet satışını gerçekleştiriyor.
    yolculuk günü önlem almak üzere biri hamile olan kedilere veteriner kontrolünde sakinleştirici ilaç da verilerek seyahate başlanıyor.
    ilerleyen vakitlerde kedilerin otobüs içinde huzursuz olması ve zaman zaman miyavlaması nedeniyle yedek şoförün uyuyamadığını öne sürerek yeğenimi ve kedileri apar topar tüm ricalarina ve hatta yerini değiştirmeyi en arkaya geçmeyi teklif etmesine ve hiçbir yolculunun şikayetçi olmamasına rağmen muavin ve şoför gecenin 1'inde normalde durmadıkları bir mola noktasında otobüsten zorla indiriyorlar.
    bu hengame içinde hamile kedi düşük yapıyor ve 4 tane bebek ölüyor.
    çocuk gecenin köründe hiçbir vesaitin olmadığı bir noktada ortada kalakalıyor.
    ne bilet parası iade ediliyor ne de mağduriyetini giderecek herhangi bir şey yapılıyor.
    kamil koç parasını aldığı yolcuyu usulüne uygun bir şekilde taşıdığı kedileriyle beraber gece yarısı otobüsten zorla indiriyor, indirebiliyor.
    türkiye'deki insan hakları, hayvan hakları, hukuk, yasa, adalet ve şirketlerin kalitesini anlatacak kelimeler bir kez daha kifayetsiz kalıyor.
    böylesi bir seyahat şirketinin yaşattığı bu vahim ve yasal da olmayan bu rezaleti tüm sosyal medyada teşhir edip adli olarak da hakkımızı arayacağız.

    ekleme1 - kedinin düşük yapmasına takılanlar hatta eğlenen arkadaşlar için bilgilendirmedir: hayvan sarsılıp sallandığı için düşük yapmış olabilir, hengame içinde strese girdiği için, verilen sakinleştirici sebebiyle, sadece rastlantı nedeniyle hatta tüm şaklabanlığınızla sizin de aklınıza geldiği üzere ''üzüntüden'' düşük yapmış olabilir. bu durum olayın ana sorunu olduğu için değil, ayrıca yaşanan üzücü bir olay olduğu için yazılmıştı.

    ekleme2- super zekalı sozlukculer icin bilgilendirme: ''usulüne uygun'' sizin için ne anlama geliyor bilemedim tabi zira hayvanlar zaten ''bagaj bölümünde taşınmaktaydı''. zekanızın ayrı, okuma yetinizin ayrı gözünden öperim. ha bir de o alerjinizin tabi...

    ekleme3- kediler bagaj bölümündeyse çocuk neden yer değiştirmek istedi diyenler için geliyor: şoför arka koltukta uyumaya çalışıyor, kediler arka koltuğun alt kısmındaki bagaj bölümünde olduğundan sesi şoförün uyumasına mani olduğu için çocuk "abi sen gel benim yerime otur ben arka koltuğa geçerim" diye teklif ediyor.

    son durum: yazıdan birkaç gün sonra yeğenim kamil koç müşteri temsilcilerinden biri tarafından aranıp firma adına özürlerini iletmiş bulunmaktadır. ayrıca bilet ücretinin iadesinin yapılacağı ve olayın yaşandığı seferdeki tüm görevli ekibin yazılı ihtar aldığı bilgisini vermiştir. olaydan bir gün sonra müşteri hizmetlerine şikayetimizi yapmıştık ve haftalar sonra da olsa bir geri dönüş alabildik.
    bu başlık altına destekleyen ya da eleştiren entryleriyle dikkat çekmemize bir nebze de olsa yardımcı olan herkese teşekkür ederiz.
    amma ve lakin günün sonunda kamil koç ve hizmet şekliyle ilgili hissiyatımda şahsen zerre değişiklik olmamış durumda. arz ederim...

  • bugünkü kazada ölenlerin yakınlarına sabır dilerim. çok zor!

    yıllar önce bu şirket daha yeni yeni büyürken babam da burada otobüse ortaktı, çalıştırıyordu. 1994 kasımında babam kendi otobüsüyle istanbul'dan dönerken uyuyakalan bir kamyon şoförünün ters şeride girmesiyle kafa kafaya çarpışma olmuş ve o an tabi en önde kokpitteki babam, ve diğer ortaklardan biri dahil tam emin olmamakla birlikte 16 kişi hayatını kaybetmişti. yine aksaray'da tuz gölünün kenarında olmuştu.