hesabın var mı? giriş yap

  • içinde bir telaş, pür telaş gider. sanki yazman gereken yazılar, gitmen gereken yerler, yapman gereken işler, konuşmak zorunda olduğun birileri var da, seni tutuyorlar, içinden çıkamadığın bir meşguliyet içinde bırakıyorlar, o yüzden yazamıyor, gidemiyor, konuşamıyorsun. oysa, ne o gereklilikler mevcuttur, ne de seni sıkıştıran birileri. bu sebepsiz yere zamanı durdurma, daha ziyade yavaşlatma isteği gelip çöreklenir hançerene. bu ağırlıktan kurtulmalı. neyse o içimin telaşına düştüğün işler, hal yoluna konulmalı. ama nasıl bilemezsin.

  • herhangi bir istismar (şiddet, zehirleme, zarar verme vb.) yoksa rezalet puanım 0/10.

    2 haftada bir 20 kilo çorbalık tavuk ve sınırsız bayat ekmekle mama hazırlayıp köpek besleyen bir hayvan manyağıyım. böyle saçma duyar görmedim.

    birçok starbucks ın ısıtıcılı bahçesinde uyuyan köpekler olur, kimse bir şey demez. biz hayvanseverlerin kalpleri de erir.

    bazen içeride de olur. örn, bahçeşehir üni. starbucks'ta bir eşşek var içeri girip koltukta sırtüstü yatıyor avznı yediğim. ancak, içeride olması gıda güvenliği açısından risklidir. buna da dikkat etmek gerekir. duyarın bokunu çıkartmayalım lütfen.

  • sebebini anlayamadığım dert. 5-6 katlı otoparkta ilk kattan yer bulmak için o katı tavaf eder, 2 dk aşağı kata inmek yerine 10 dk o katta tur atar. buldu mu da o yeri bekleyip trafiği tıkar, katleder. sonra bi de sorar "kaçıncı kata park ettin?". cevap 3-4. kat ise, "benim ilk katta ahuahau" gibi bi cevap gelir. hayattaki en büyük başarıları zannedersem. cidden sebebini bilen yeşillendirebilir mi?

  • gecen hafta radikal iki'de cikan roportajinda "evde daha çok dean martin, frank sinatra, ofra haza dinleriz, gençler bilmiyor bu isimleri" demesiyle bana ufaktan bir dumur yasatmis, ama dumurun kralini okan bayulgen'in bir programinda okan'in hafif alayla sordugu
    "baba ya, bu dusunuyorum oyleyse varim lafindan ne anliyosun?" sorusuna
    "bunu descartes diye bir adam soylemis.. adam diyor ki tum nesnelerin varligindan suphe edebilirim ama suphe ettigimden suphe edemem.. suphe ede ede, suphe edemeyecegim bir hakikate ulasiyorum diyor.. yani suphe etmekle dusunen bir ben oldugunu kavriyorum.. sonra da diyor ki, dusunuyorum oyleyse varim" diye verdigi cevapla yasatmis sarkici.. muzik piyasasindakilerin %99'unun daha once descartes ismini duydugundan bile suphe ederim.. *

    fazla sarkisini bilmem ama gonul dagi'ni ve elveda meyhaneci'yi guzel okuyor.. ruhuna saglik baba..

  • borsada açığa satış, elinizde olmayan hisse senedinin satılması demektir. bu işlem, hisse senedinin düşeceğini öngörüyorsanız yapılır. örneğin gündem ya da açığa satış yapacağınız a hisse senedinin durumu kötü. endeks açıldığı zaman ya da gün içinde istediğiniz zaman örneğin fiyatı 10 lira olan a hisse senedinden 1000 lot açığa satarsınız. sanki elinizde varmış gibi sattığınız için, portföyünüzün toplamı 1000 x 10 = 10000 tl değerinde artar. gün kapanışına doğru açığa satış yaptığımız a hisse senedinin fiyatı 9.9 tl'ye düştü diyelim. açığınızı kapatmak için 9.9 tl'den 1000 lot a hissesi alırsınız (bu sefer bildiğimiz normal hisse senedi alımı yapılır). bu alım için 9.9 x 1000 = 9900 tl öderiz. başlangıçtaki açığa satıştan portföy +10000 tl artmıştı. gün sonunda da 9900 tl vererek açığı kapattık. bu örnek için karımız +10000 - 9900 = 100 tl olmuş oldu.

    eğer hisse senedi öngördüğümüz gibi düşmeseydi, bu durumda açığımızı kapatırken zarar etmiş olacaktık. açığa satışlar günlük yapıldığı için risklidir. risklidir çünkü düşeceğini öngördüğünüz hisse senedi gün içerisinde yükselebilir ve düşsün diye günlerce bekleyemezsiniz. beklerseniz komisyon ödersiniz. açıklarınızı gün içerisinde kapatmak durumunda kalırsınız. normal bir alım yapsaydınız ve hisse senedi düşseydi, o zaman örneğin birkaç ay hisse senedinin yükselmesini bekleyebilirdiniz.

    borsada açığa satış yapabilmek için kredili işlem sözleşmenizin olması şarttır. bunun yanında açığa satış için gerekli diğer sözleşmeler de yapılır. kefil kısmı sözleşmelerde yer alabilir fakat şart değildir.

    açığa satış işlemi, sadece bist tarafından belirlenen "açığa satış yapılabilecek kıymetler" içerisinde bulunan hisse senetleri için yapılabilir.

    gün içinde yapılan açığa satışlar, en geç gün sonunda endeks kapanmadan önce kapatılmalıdır. açıklar gün içinde herhangi bir saatte de kapatılabilir. gün sonunu beklemek şart değildir. açıkların kapatılması şu şekilde olur: örneğin a hisse senedinden 100 lot açığa satış yaptınız. ekranınızdaki portföyünüzde -100 (eksi yüz) lot a hissesi görünür. gün sonunda 100 lot a hisse senedi alırsınız ve ekranınızdaki portföyünüzden a hissesi kaybolur.

    açığa satış yaptığınız hisse senetlerini gün sonunda kapatmazsanız aracı kurum zor duruma düşer. bu durumda aracı kurum ya kendi içerisinden ya da başka aracı kurumlardan açık yaptığınız kadar lot hisse senedini kiralamak zorunda kalır. bu kira ücretini de sizden tahsil eder.

  • açlık hastalığına yakalanmış ilginç bir arkadaşmış kendisi. hikayesi wikipedia'dan çevirebildiğim kadarıyla şöyle:

    charles domery 1792 - 1797 yılları arasında fransa'ya karşı yapılan birinci koalisyon savaşları sırasında küçük yaşta prusya ordusuna katılmış. bugün almanya - fransa sınırında yer alan thionville şehrinin kuşatması sırasında prusya ordusunda yiyecek kıtlığı başlamış. buna çok kızan domery, fransızlar'a teslim olmuş ve fransızlar için savaşmaya başlamış. fransız komutan domery'e ödül olarak kavun vermiş. domery de kavunu anında hatta kabuğuyla beraber mideye indirmiş.

    paris yakınlarındaki askeri bir kamptayken bir yıl boyunca 174 tane kedi yemiş. sebzelerden hiç hoşlanmazmış ama yemek bulamadığında günde 2 kg civarı ot yermiş. daha sonra fransız donanmasında ingilizler'e karşı savaşırken bir askerin kopan bacağını bile yemeye başlamış diğer askerler bacağı ondan alıp, denize atana dek.

    ingilizler tarafından esir alınıp, liverpool yakınlarında bir esir kampına nakledilmiş. ingilizler domery'nin iştahını görünce şok olup, yemek payını iki katına çıkartmışlar. domery bir süre sonra günde 10 esirin payı kadar yemek yemeye başlamış. ayrıca hücresini ziyaret eden 20 civarı fare ile hapishanenin kedisini bile yemiş. hatta ve hatta diğer esirlerin almayı reddettikleri ilaçları, hapishanedeki mumları da yemiş.

    bu doymak bilmez arkadaşın liverpool'da mı kaldığı, fransa veya polonya'ya mı döndüğü, yoksa aşırı iştahtan mı öldüğü konusunda bilgi yok.

  • aynı şekilde sadece öğretmenlere değil devletin her kademesinde a'dan z'ye hediye işi yasaklansa. saatler, altınlar, bilgisayarlar falan hediye edilmese...

    e:imla

  • sarılmak, sarılırken koklamak. derin derin içine çekmek kokusunu. ne müthiştir.

    not: erkeğim, ibneliğin lüzumu yok.