ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
üniversite mezunu olup ev hanımlığı yapan kadınlar
-
çalışmayı "ofiste kaltak gibi giyinip elin abazanlarina hizmet etmek" olarak görenlerle evleniyorlar.
sıçtık kelimesinin mesleklerdeki terminolojisi
-
aybaşı oldum.
meslegi de sen bul amk.
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
(bkz: ttnet) veririm deyip veremediği hizmet icin parayla modem verip, modemi iade almaması.
vedat milor'un cv'si
-
6-7 kişi bir araya gelse oluşturulamayacak cv'dir.
sonra ben de yaparım dersin "adana kebabın dışı kıtır içi sulu olmalı" diye. ama olmaz :(
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''11 yaşındaki bir kız "kokusunu özledim." yazmış. verin şuna kokulu silgisini, yazıktır.''
kızım öğretmen oldu bir yılda bmw x6 aldı
hülya avşar'ın 55 milyona çiçek adası'nı alması
-
adanın mülkiyetini alıp üzerine istediği yapıyı kurabiliyor olmasi bir tek bana mı tuhaf geliyor? bizler tarım arazilerinin köşesine iki odalı bir barınak koymaktan imtina ediyorken (kaldı ki yasak), başlı başına bir doğa güzelliği olan az sayıdaki adalarimizdan birinin bir kişiye kayıtsız teslim edilmesi çok garip değil mi?
bir erkekle yaratıcı tanışma yöntemleri
-
konu erkek ise gerekli olmayan tanışma yöntemidir.
bir erkek sizi gördüğü zaman durmadan bakıyorsa bilin ki o bir apaçidir. ya saçma bir nedenle (pardon bağyan ateşiniz var mı? saat kaç vs) muhabbet etmeye çalışır yada bir süre sonra gider.
kaçın ve oradan uzaklaşın!
bir erkek sizi gördüğü zaman hafif gülümsüyor, fark etmeden bakıyor ise o bir ekşi sözlük yazarıdır. sizden bir hafif gülümseme almadan harekete geçmez ve yaratıcı bir cümle ile tanışmaya çalışır.
boynunuza fularınızı takın ve ona hafifçe gülümseyin. ilişkiniz başlayacaktır.
bir erkek sizi gördüğü zaman ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilin ki o bir çapkındır, kadın avcısıdır.
merak etmeyin o sizi mutlaka bulur!
andromeda galaksisinin 1.5 milyar piksellik fotosu
kafede yalnız oturan insanlar
-
hayatında olduğu gibi kafede, restoranda, trafikte, işte, evde yalnız olan insandır. sanıyorum dünya gittikçe yalnızlaşıyor. üzülmeyin herkes sizin gibi.
an itibariyle oturuğum yerde, 13 masa tek başına oturuyor. ellerinde telefon/tablet var. yarısının kulağında kulaklık. yarısından fazlası sigara içiyor. 4 tane masada 2 kişi oturuyor, tamamı hemcinsiyle. 2 kişi oturanlardan biride ağlıyor. 2 masada boş.
üstelik günlerden bi pazar sabahı, hiç mi kimse eşlik edecek birini bulamaz..
arkadaşlık/ilişki/evlilik süreçlerinin her geçen gün kısaldığı günümüzün problemi nedir? teknoloji olduğunu düşünmüyorum. sosyal medya yalnızlaştırmıyor, insanlar yalnız olduğu için sosyal medyaya yöneliyor. paylaşım ihtiyaçtır, bunun için imkan bulunamıyor çareyi sosyal medyada buluyor ama bu çare gerçek değildir, sahtedir. peki neden böyle oluyor? sanıyorum egolar, ispatlar, hırslar, kötülükler bu noktaya getirdi. her şey sahte olmaya başladı. başta sevgi. samimiyet, sevgi rolleri oynanıyor. e karşındaki bunu farkedemeyecek kadar aptal değil. doğal olarak tatmin olmuyor. kısa bi süre oyuna dahil oluyor. bakıyor mutlu değil. eee ne çekicem karşımdakinin mallıklarını diyor, alıyor kulaklığını çıkıyo geziyor.
şarkıdaki gibi; biz büyüdük ve kirlendi dünya..kirlenen dünyada kimse omuzunu yaslayacak birini bulamıyor. aksine çoğunluk menfaat için birlikte. vakti zamanında yaşca büyük birisi demişti ki; arkadaş arkadan taşlayan demektir. ne güzel demiş. selam olsun kendilerine.
edit: imla