ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ergenlik
-
haftasonu bir arkadaşıma davetliydik. ergen bir kızı var. onu izlerken aklıma ergenlikle ilgili düşünceler geldi.
elindeki tabletle çizim yapıyor, bir yandan da kulaklıkla müzik dinliyordu. yani bir açıdan kendi dünyasındaydı. öte yandan yanımızda oturuyor ve kulaklığın tekini takmıyor, bizim sohbetimize kulak veriyordu. yani bir açıdan da bizim dünyamızdaydı.
ergenlik tam da böyle bir şey. çocukluğun benmerkezci, dünya dışı hali ile erişkin dünyasının arasında yer alan bir araf.
ergenlik genellikle çatışmalı bir süreç olarak yaşanıyor. ebeveynler, ergen çocuklarından şikayet eder sık sık. 'asi oldu, başına buyruk, çok sinirli, kapıları çarpıyor' laflarını çok duyarım. peki
ne oluyor da bu çocuklar böyle oluyor?
insan yavrusu doğduğunda bakımverene yüzde yüz bağımlıdır. annesi/bakımvereni olmayan bir bebek bir nevi boş kümedir. yaşamla bağdaşmaz. bebek her türlü ihtiyacı annesi tarafından karşılanmazsa yaşamını sürdüremez. örneğin bir yenidoğan ancak çok yakındaki nesneleri görür. ilk haftasında renkleri bile seçemez. yüzüne gelecek bir örtüyü açabilecek motor becerisi yoktur. bu kadar çaresiz ve bağımlıdır yani.
bebek büyüdükçe zihinsel, duyusal ve motor gelişimi ilerler. hareket etmeye, konuşmaya, anlamaya başlar. 2-3 yaş civarı ruhsal, bilişsel ve motor gelişimi izin verdiğinde ilk bireyleşme atağını yaşar. ben demeye başlar, hayır der, istemiyorum der. bunlar anneden ayrı bir varlık oluşunun ilk manifestosudur.
ikinci bireyleşme dönemi ise ergenliktir. o güne kadar ailesiyle var olmuş çocuk, artık dış dünyaya açılacaktır. hayatı boyunca tüm temel ihtiyaçlarını -sevgi, korunma, yiyecek vs- karşılayan ailesinden ayrılmak elbette kolay olmaz. bu, çocuk için kaygılı ve zorlu bir süreçtir. bir yanda gitmesi gereken istikamet, diğer yanda bildiği ve güvendiği ailesi. bu ayrılış ancak sert itişlerle gerçekleşebilir. işte ergenlik döneminin böyle gerilimli geçmesinin nedeni budur. çocuk kendisine ve bazen de ayrışmasına izin vermekte zorlanan ailesine karşı bir bireyleşme mücadelesi verir.
bireyleşme hiçbir zaman kolay bir mücadele değildir. muhakkak bir kayıp verilir. risk almaktan imtina eden ve güvenliği fazla önemseyen insanlar, kendilerini kafese kapatır, atalete mahkum olurlar. gerekli atılımı yapanlar ise yolculukları zorlu da olsa tekamül etmeyi başaracaktır.
new york
-
kısa süreli tatile geliyorsanız eğer,
en güzel turistik atraksiyonlar için, (bkz: manhattan)
en şahane, sarı kırmızı sonbahar panoraması için, (bkz: central park)
en kaçırılmaması gereken müzeler için, (bkz: guggenheim), ve mutlak suretle (bkz: moma)
en orijinal ve uygun fiyatlı kılık kıyafet alışverişi için, (bkz: urban outfitters)
en güzel kahvaltı ve atıştırmalıklar için, (bkz: le pain quotidien)
başım döndü huzur bulayım moduna geçtiğinizde, (bkz: west village), (bkz: brooklyn heights)
en randımanlı metro haritası için, http://www.mta.info/nyct/maps/submap.htm .
ve en güvenilir hava tahminleri için, http://www.weather.com/…byhour/usny0996?from=search .
buldukları parayı bankanın içine atan çocuklar
-
gönülleri zengindir...
kopenhag'daki aşırı düzenli yerleşim alanı
-
sozlukte ki yanlis anlasilmalarin onune gecmek icin bizzat konu olan yerden size yazayim. brondby aslinda bir sehir olmamakla birlikte ilce tabir edecegimiz sehre 45dk uzaklikta bir yerlesim yerinin genel adi. cogunlukta turklerin olusturdugu gocmen aileler kaliyor. ayni zamanda danimarkali`larin koloni evleri dedikleri yazlari gelip cimen-ot-bocek vs ozlemlerini gidermeleri icin satin aldiklari evler de burada. bu gorunen duzen aslinda koloni evlerin tasarimi, herhangi bir koy degil ve kullanicilarin yazin gecelik konaklamalarina izin veriliyor. yani siz buraya sahip olsaniz da kisin gelip kalamiyorsunuz. bazilarinda elektrik ve isitma sistemi bile yok. dusunun kisin nasil kalinabilecegini. buradan ev alabilmenin en onemli sarti 20km mesafede oturma izninizin kayitli olmasi. yani mevcutta zaten bir evinizin olmasi gerekli. ata`mizin hayalini kurdugunu soyledikleri koy yapisi ile uzaktan yakindan alakasi yok. (danimarka muhabiriniz gururla sunar)
nilhan osmanoğlu'nun galatasaray adası'nı istemesi
-
holosko + bir miktar paraya verebiliriz.
18 mayıs 2015 günay güvenç'in yediği gol
28 temmuz 2019 hadise'nin instagram paylaşımı
-
zengini ya da fakiri bütün gurbetçiler kıro olmak zorunda mı arkadaş?!!!
5 km maden ocağına indim kömür çıkarttım
-
(bkz: ama nasıl içkiliyim)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"keşke her sabah alarm çaldığında polisler kapıyı kırıp 'yat yat yat' diye bağırsa da geri yatsak."
zarf-fiil eklerinden sonra virgül kullanılmaz
-
bütün kalbimle desteklediğim kural.
bu kuralı öğrenmeden önce yaptığım yazım yanlışlarına bir örnek vermek isterim:
"edip, akbayram"
aydın yılmaz
-
ayda 2 eti puf bile çok lan sana!