hesabın var mı? giriş yap

  • sakız adasında 1.5 litre suyu 0,37 euro'dan aldığım için biraz abartılmış gibi gözüken durum.
    edam peynirin kilosu 7,40 euro - türkiye'de 90 tl
    gouda peynirin kilosu 5,50 euro - türkiye'de 63 tl
    danish blue cheese peynirin kilosu 8,55 euro - türkiye'de 90 tl
    corona bira 1,67 euro - türkiye'de 8,65 tl
    1 litre black label 20 euro - türkiye'de 180 tl
    1 tam tabak kalamar 7 euro - türkiye'de aynı miktarda doluluk 60 tl
    butik cheeseburger menu 4 euro - türkiye'de 25 tl

    türkiye'de asgari ücret : 385 euro
    yunanistan'da asgari ücret : 684 euro

    bu veriler yeterlidir sanırım.

    debe editi: öncelikle (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

    bu kadar tutacağını bilmiyordum. faydalı olması açısından bir kaç fiyat bilgisi daha vereyim.

    1 litre smirnoff : 20 euro
    büyük bardak lavazza frappe : 1,10 euro
    admiral erkek spor ayakkabı : 55 euro
    playstation 4 : 399 euro
    kinder joy: 1,07 euro
    smirnoff ice : 2 euro
    amstel beer : 1,67 euro
    chios beer: 1,65 euro
    0,5 lt su : 0,17 euro
    1 litre riviera(sanırım) zeytinyağı : 2,70 euro
    1.5 litre rose şarap (sakız adası üzümlerinden üretilmiş) : 5,50 euro
    ceviz reçeli ve antep fıstığı reçeli (950 gr) : 4,50 €
    damla sakızı reçeli 600 gr : 1,65 €
    0,70 lt uzo : 7,70 €
    jagermeister 0,70 lt : 17 €
    1 kilo dana sucuk : 7,50 €
    1 porsiyon ahtapot: 8 €

    edit 2 : kafalardaki bazı soru işaretlerini kaldırmak için fiş eklenmiştir. http://i.hizliresim.com/ejgzyz.jpg

  • bu zat kembirç'te prof. muş zamanında. bi düşünün:
    -çocuklar bu akşam yeni bişi keşfettim.
    -yaaa. yinemiiiii?
    -uffffffff.
    -calculus diye çok hoş bişi.
    -eeee
    -şimdi annatıyorum, finalde sorumlusunuz.

  • eğer asosyallikle, sosyal ilişki tesisinde zorluk yaşayan bireyden bahsediliyorsa, asosyalliğin bir sonucunun yalnızlık olacağını düşünebiliriz. yani asosyaller yalnız olurlar denebilir. ancak tersi iddia edilemez. her yalnızın asosyal olmadığı açıktır. insanlarla sosyal ortamlarda, sosyal ilişki tesisinde hiç zorluk çekmeyen bir insanın kendi içinde yalnız olması, daha doğrusu sosyal ilişki kurmakta hiç zorlanmadığı insanları kendisine yeterince yakın hissetmediği için kendini yalnız hissetmesi son derece doğaldır. siz hiç "yahu çok sosyal bi insanım aslında, ama yalnızım" diyene rastlamadınız mı?

  • retweeted ebru ziyagil (@_ebruska):

    küçükken kardeşimi tahta kepçeyle döverken sırtında kepçe kırıldı sonra kardeşmle oturup anneme ne diycez diye ağladık, bu orjinal fakirlik.

  • -padişahların tılsımlı gömlekleri

    -pek çoğumuz tılsımlı gömleği hakan muhafız dizisiyle öğrendik. giyenlere ölümsüzlük ve süper güç sağlayan bir gömlek. aslında bizim geçmişimizde gerçekten kullanılan tılsımlı gömlekler var. özellikle osmanlı padişahlarını düşmandan, hastalıklardan ve çeşitli büyülerden korumak için tılsımlı gömlekler yapılmıştır. bu gömleklerin üzerine çeşitli semboller, dualar, şifreli harfler sayılar yazılırdı. padişah bu gömleği giyince kendisine adeta manevi bir kalkan oluştururdu.

    -tılsımlı gömlekler aslında muskanın değişik bir uygulamasıdır. sonuçta muska da çeşitli amaçlar için kâğıt, kumaş, deri üzerine bazı şeylerin yazılmasıdır. muska yaparken amaç muskadan medet ummak değildir. tılsımlı gömlekte de amaç, allah’ın yardımını yanında hissetmektir.

    -tılsımlı gömleği ilk kimin kullandığıyla ilgili kesin bilgi olmamakla beraber şaman ayinlerinde bunun izleri görülebilir. şamanın ayin sırasında giydiği kıyafetler üzerine yerleştirdiği çeşitli semboller ve işaretler onun manevi yolculuğunda yardımcılarıydı. benzer bir şekilde üzerinde buda resmi işlenmiş, uzakdoğu menşei bir gömlek olması, farklı kültürlerde benzer uygulamaların olduğunu göstermektedir. dede korkut hikayelerinde de kurşun ya da kılıç işlemeyen, görünmezlik veren gömleklerden bahsedilmektedir. hatta bizans’ta da bu tarz gömleklerin olduğu, osmanlılar’a da bizans’tan bu kültürün geçtiği söylenmektedir.

    -ilk hangi padişah bu tılsımlı gömleklerden giymiştir tam olarak bilemiyoruz. ancak eldeki örneklere baktığımızda en eski gömleğin 1477 tarihli cem sultan’a ait olduğunu söyleyebiliriz. bir de yedinci yüzyıldan kalma veysel karani’ye ait olduğu düşünülen gömlek var. bu gömleğin üzerinde de çeşitli yazılar bulunuyor.

    -tılsımlı gömlek nasıl hazırlanırdı?
    saray müneccim başı sultanın doğum tarihine göre bir eşref saat belirler. belirlenen bu saatte gömleğin yapımına başlanır. gömleğin hazırlanma amacına göre üzerinde kullanılacak harflere ve sayılara ebced hesabı kullanılarak karar verilir. daha sonra ayetler ve dualar belirlenirdi. bu süreç planlı bir şekilde yürütülürdü. çünkü her ayet ve duanın amacı birbirinden farklıydı.

    -gömleğin amacına ve hazırlanma zamanına göre dualar seçilirdi. tılsımlı gömlekler üzerinde en çok kullanılan sureler fetih, ihlas, felak, nas sureleridir.

    -gömlek hazırlanırken her aşamaya uygun görülen, hesaplanan zamanda başlanırdı. bu yüzden bir gömleğin tamamlanması üç-dört yıl sürerdi.

    -gömleklerin üzerinde çokça hz.süleyman’ın mührü, hz.ali’nin kılıcı zülfikar sembolleri kullanılmıştır. bazı gömleklere peygamberin ayak izi, sandaleti, kabe resmi de işlenmiştir. gömleklerin üzerindeki öğelerin çoğu hurufilik denilen akımdan esinlenilmiştir. hurufilik akımı özellikle mevlevi ve bektaşi tarikatları içinde etkili olmuştur. gömleklerin tılsımını yapanlarda bu tarikatların şeyhleri, dedeleri veya dervişleri olmuştur.

    -tılsımlı gömlek örnekleri
    tılsımlı gömleklerden topkapı sarayı’nda 87 tane bulunmaktadır. bu gömleklerden 13 tanesinin kime ait olduğu biliniyor. diğerlerinin kim için hazırlandığına dair bilgi bulunmamaktadır. 6 gömleğin hiç giyilmediği, 2 tanesinin kesin olarak giyildiği biliniyor. diğerleriyle ilgili kesin konuşmak oldukça güç. 14. yüzyıldan 19.yüzyılla kadar farklı yıllarda yapılmış gömlekler bulunmaktadır. ancak çoğunluğu 16.yüzyıla aittir.

    -ııı. murat manisa’da sancakbeyi iken iki kız ve iki oğlu olmuştu. iki oğlundan en küçük olanı vefat edince annesi nurbanu sultan ııı.murat için bir tılsımlı gömlek hazırlatmıştır. gömleğin hazırlanma amacı tekrardan erkek çocuk sahibi olmasıdır. gömleğin ön tarafında hz. ali’nin kılıcı zülfikar resmedilmiş ve kur’an’dan ihlas suresi tekrarlı bir şekilde yazılmıştır. zülfikar’ın savaşlarda galibiyet isteği, ihlas suresi ise dileklerinin kabul edilmesi amacıyla seçilmiştir.

    -cem sultan’ın tılsımlı gömleği ise dört yılda hazırlanmıştır. 30 mart 1477 tarihinde güneş koç burcundayken başlanan gömlek 29 mart 1480 tarihinde güneş koç burcundayken bitirilmiştir. cem sultan’ın gömleğinde şans getireceğine inanılan ayetler, bu ayetlerin sayısal hesaplamaları olan rakamlar, hz.süleyman’ın mührü ve dört büyük meleğin adı yazmaktadır.

    -tılsımlı gömleklerin çoğu padişahlar için yapılmıştır. ancak aziz mahmut hüdai ve mevlana türbelerinde de bu gömleklerden bulunmaktadır. ayrıca ıı.mustafa’nın veziri hasan paşa’nın, merzifonlu kara mustafa paşa’nın da tılsımlı gömlekleri vardı.

    entry daha iyi görmek için video
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • cafer erdal, türk kültüründe büyüler (konya örneği).
    • fatih aytekin, topkapı sarayı koleksiyonlarındaki şifalı gömleklerin şifrelerinin değerlendirilmesi ve yeni bir tasarım.
    • ege gökçe demir, embodyıng belıefs through desıgn: ottoman talısmanıc shırts.
    • şükran üneş, osmanlı padişahlarının kullandığı tılsımlı gömleklerdeki görsel unsurların grafik tasarım açısından incelenmesi ve serigrafi baskı tekniği ile uygulamaları.

  • bundan 5-6 sene önce eski kız arkadaşımla taksim gezi parkında oturduk, çekirdek çitliyoruz. malum olaydan sonra atıl bırakıldığının farkında olmamıza rağmen, nedense hoşumuza giden bir etkinlikti bu, neyse konu o değil.

    bir tinerci yaklaştı yanımıza, arkasında 2 tane arkadaşı var. elinde bıçakla yanımıza geldi ve çekirdeği istedi. doğru düzgün konuşamıyor bile, çekirdeği işaret ediyor bıçağıyla. ben de içinden 1 avuç kendime 1 avuç da kız arkadaşıma aldım, pakedi verdim. eleman da sorunsuz uzaklaştı. biz de çekirdek yemeye devam ettik. bitince de konu ile ilgili tek bir yorum yapmadan uzaklaştık.

    peki bir fayda/mahsur değerlendirmesi yapalım.

    şimdi orada gereksiz bir münakaşa yaşasam, "erkeklik" yapıp diretsem, karşımda zaten diyalog kurabileceğim bir canlı yok. şu an sağlıklı bir insanım, bildiğim kadarıyla eski kız arkadaşım da öyle, ancak muhtemelen o tinerciler ya hapiste, ya da hayatta değil. şimdi ben kalkıp bu elemanlara çekirdek için diklensem, bakın çok değil, 1 tanesi bıçağı herhangi bir yerimize saplasa, geleceği olan bizim gibi insanların hayatı sona erebilir veya kalıcı bir sakatlığı kalabilirdi. onlar için ise değişen bir şey olacağını sanmıyorum.

    şimdi sormak istiyorum, değer mi?