ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1 ocak 2022 marketlere depozito sisteminin gelmesi
-
cok sevinmeyin, 1 liralik su icin +0,25 kurus falan depozito ekleyecekler, sonra iade edince 0,25 kurusu geri alacaksiniz
plüton'un gezegenlikten çıkartılması
-
olayın altında yatan sebep plüton'un güneş sistemi aidatlarını geciktirmesiymis. güneş'e çok uzak olduğu için ısınma problemleri yaşayan plüton, "ulan bizim paramızla merkür ısınıyor" gerekçesiyle doğal gaz aidatlarını ödemek istememis. vay sen mısın ödemeyen?
1 haziran 2022 şaşırtıcı dini inanç anketi
-
asıl şaşırtıcı olan henüz 6 kişi oylamışken şaşırtıcı anket diye başlık açmak.
24 ağustos 2014 siirt baraj faciası
-
rte: fakat, ben burada size çok daha farklı olanını vereceğim. bakınız biraz geçmişe gidiyorum, nuh tufanı...
hastası olunan sözler
-
"bir insan en çok kimin yanında susuyorsa, aslında en çok onunla konuşmak istiyordur.."
- chuck palahniuk
erkeklerin tek montla kışı geçirmesi
-
erkeklerin tek montla 8 kışı geçirmesi başlığı varsa oraya gideyim; zira 2016 aralığında abime iş yerinden verilen giyim çekiyle aldığım mont ile sekizinci kışımı tamamladım.
kırkılmamak için 6 yıl mağarada saklanan koyun
-
http://haber.sol.org.tr/…-magarada-saklanmis-127891
yukarıdaki linkte haberini okuyabileceğimiz saygı duyulası koyundur.. onun bedeni , onun kararı..
gözlerimde yaşlar..
tim duncan vs kevin garnett
-
garnett'le eglenirim, duncan'la evlenirim.
ibne miyim neyim amk.
oo geziyorsun görüyoruz fotoğraflarını insanları
-
tek tuk gezmelerde bir fotografta bulunup bir yerlerde etiketlene gormeyin, hemen bunu aklinin bir kosesine kaydeden ve ilk firsatta yuzunuze kusan, tam olarak neyin pesinde olduklarini anlayamadigim insanlar butunu.
bazisi var, bunu oyle bir beyan eder ki sanki gozlem altindaymissiniz gibi hissettirir size.
bir diger cesidi sanki gezmek eglenmek ayiplanacak bir seymis gibi soyler bunu. bu cesidi hayatinizdan katiyen cikartin varsa. cikartamiyorsaniz hicbir seyini goremeyecekleri sekilde kendinizi soyutlayin bunlardan. rahatsiz bir dusunce bicimine sahiptir bunlar. arkanizdan da konusurlar her boku yaparlar. gezmenize eglenmenize bile boyle yaklasanlardan her seyi bekleyin.
bambaska bir turevi ise gezmenizden kendine kuruntu cikartir, yapabiliyorsa beni niye cagirmadiniz triplerine girip eglencenizi baltalar. bunlari mumkunse budakli odunla dovun.*
bunlarin hepsi tecrubeyle sabittir ve turevleri genisletilebilir. insanlarin bunu beyan etmeye nasil usenmediklerini anlayamiyorum. bu da bana dert oldu.
yillardir kac milletten insanla tanistim, hicbirinden laf arasinda konusurken "oo gecen gun x'e gitmissin gorduk fotograflarini bol bol geziyorsun" gibi salakca bir soylem duymadim. fakat gelin gorun ki bizim millette var bu. akraba olsun, is arkadasi olsun, uzaktan tanidik olsun... neden mr. anderson, neden?
ek:
bu entry'nin konu aldigi insanlar; nispet yapar gibi fotograf paylasmayan, kendi isiyle gucuyle ugrasirken arada ayda yilda 1 kere arkadaslariyla disari ciktiginda cekilen fotograflara dahil olan, o fotograflari da zaten baskalari tarafindan malum ortamlara yuklenip etiketlenen kendi halinde insanlara sanki sabahtan aksama kadar dertsiz tasasiz geziyormuscasina "oo bol bol geziyorsun" diyen gariplerdir. entry'nin basinda "tek tuk gezmelerde bir fotografta bulunup bir yerlerde etiketlene gormeyin" diyorum, anlatamiyorum yine. baska ne diyip de anlatabilirim bunu bilmiyorum.
a101 çalışanlarının isyanı
-
her türlü hak arayışına destek vermek gerekir, birileri de beğenmiyorsan çık demiş. o çıksın da kalanlar eşek gibi çalıştırılmaya devam etsin yani dert değil.
zor okunan kitaplar
-
(bkz: müsameretname)
tek geçerim bu kategoride. tam bir inception, hikaye içinde hikaye. soğuk bir kış gecesi evde toplanarak eğlenme çabasında olan bir grup gencin birbirlerine anlattığı 7 hikaye ve bu hikayelerin her birinin hem kendi içerisinde bağ oluşturması hem de temel bir çerçeve etrafında birleşmesinden müteşekkil emin nihat bey eseri. hikayecilik alanında batılı tarzda yazılan ikinci eserimiz. 19. asrın son çeyreğinde yayımlandığını göz önünde bulundurursak oldukça da başarılı.