hesabın var mı? giriş yap

  • sofore "musait bi yer" demeye 50-100 metre kalmisken baska bir yolcunun inmek istemesi uzerine "kalmis surada 5-6 bina, tekrar durdurmayayim simdi" diye dunuserek inip yurumeye basladiginda, o dolmustaki baska birinin tam da senin inmek istedigin yerde araci durdurdugunu gormek...

  • hayır bir şey değil, verilecek cevaplar bi seferde öğrenemilmiyor ki, gelişe gelişe, pekişe pekişe:

    acemilik dönemi:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -2.
    -o zaman bu kırma.
    -yok değil.
    -çok küçük bu.
    -işte hastalık geçirdi güdük kaldı...
    -hayır kırma.
    -ya valla değil bakın aldığımız ye--
    -kırma!
    -ama--
    -sus!
    -*kısık sesle* kırma diil ama olsaydı da severdik biz :(

    öğrenmeye başlarken:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -eee.. 6 aylık.
    -hmm kırma bu.
    -yoo değil niye?
    -bunların arka ayağında tırnağı olur fazla, o yok.
    -e aha var işte, bu ne?
    -y-yok daha büyük olması lazım!
    -iyi kırma o zaman.
    -oley :) kırmaymış

    bıkkınlık dönemi:
    -ne cins?
    -kangal.
    -kırma mı?
    -değil, küçükken hastalanmıştı, bi de döndüreyim şöyle bakın tırnak.
    -belli belli safkan bu, çok güzel.
    -aa oley sonunda!
    -bizim köyde var onlar at kadar. sizinkinin kafası küçük, kafası küçük kangallar oyuncu olur.
    -öfff...

    son durum:
    -ne cins?
    -golden retriever.

  • türkiye'ye yakışan bir manzara.

    1.
    2.

    --- spoiler ---

    bir sehpa üzerine serilen gazetelerin üstüne konulan kebabı doktorlar afiyetle yerken arka planda ise ameliyattan çıkmış bir hastanın kendinden geçmiş görüntüsü yer alıyor. sosyal medyadaki görüntüler üzerine sağlık bakanlığı olayla ilgili soruşturma başlattı.
    --- spoiler ---

    edit: şunu bile savunanlar çıktı ya. neymiş efem, vakitleri yokmuş, yerleri yokmuş.
    delirdiniz mi yahu?
    az objektif baksanıza olaya.
    düşün bak, anan, baban kalp, beyin, kanser ameliyatından çıkmış, sen dışarıda dokuz doğuruyorsun, önünden "xyz kebap salonu" kutulu bir adam geçiyor ve yoğun bakıma giriyor.
    empati lan empati.

    edit2: kebabı yiyenler doktorlar değil hastabakıcılarmış ve kovulmuşlar. bu; durumun vahametini ortadan kaldırmıyor. sonuçta önemli olan kimin ne yediği değil, ybü'de neyin yapıldığı.
    kovulduklarına dair haber.

    edit3: uçan fotoğraf linklerini yeniledim.

  • bir akrabamın 7 yaşındaki torunu covid-19 sebebiyle günlerce yoğun bakımda kaldı, biraz kilolu, astımı olan bir çocuk. yılda birkaç defa gördüğüm bir çocuktur ama çok severim, bir şey olacak diye ödüm koptu. ventilatöre bağlandı, babaannesi, babası, kuzeni de pozitifti, babası evde atlattı, babaannesi ve kuzeni hastalığı yenip taburcu oldu. hep kilolu diye üzüldüğüm küçük kız da yoğun bakımdan çıkmış ve yine habire yemek yiyormuş. annesine "yoğun bakımda ben çok aç kaldım, hiçbir şey vermediler, sen bilmiyorsun" diyip köfte patates gömüyormuş. duyunca gülümsetmedi direkt kahkahalarlar attım. hay sen çok yaşa, hayat normale dönünce çok güzel bir elbise ve pasta alacağım sana.

  • maç bitiminde san marinolu bir futbolcu sevinçten takım arkadaşının üzerine atlar boynuna sarılır bacaklarını arkadaşının beline dolar. o zamanlar çocuk olan ben ne eleminasyon biliyorum nede gurup sistemini. içimden; "vay be adamlar amma sevindi heralde bu beraberlik san marinon'nun işini oldukça gördü" diye düşündüm. yıllar sonra traji komik gerçeği öğrendim meğersi adamlar tarihlerindeki ilk puana seviniyorlarmış.

    bu maça dair aklımda kalan bir pozisyon , yapılan ortaya kaleciyle 1e1 kalan ya ogün yada saffet baya yakın aynı zamanda çapraz mesafeden alın kısmı ile kafa vurur ama top koskoca çerçeve dururken kalecinin tam kucağına gider.

    okuma yazmayı yeni öğrenen ben san marino televizyonunun "türkiye" kelimesindeki noktalı harfleri noktasız yazdığını farkedince (turkıye), büyük bir hata keşvetmiş gibi "aaa bakın yanlış yazmışlar" demiştim.