hesabın var mı? giriş yap

  • en ön edit: çocuk yaşıyor arkadaşlar. bugünün en güzel haberi bu.

    geceme kan doğrayan, parçalanmış minik bedeninden kan damlatan çocuktur.

    --- spoiler ---

    ankara’nın pursaklar ilçesinde okul sonrası eve dönen küçük çocuk, 10 köpeğin saldırısına uğradı. ağır yaralanan çocuk hastanede tedavi altına alındı. enes’i bulan amcası ali osman koca, "ben çocuğun yanına gittiğimde köpekler yanındaydı. çocuğun kafası komple paramparça. baldırlarında kasları gözüküyor. etleri gitmiş. köpekler çocuğu resmen parçalamışlar. çocuk yüzüstü yattığından dolayı yüzü hariç komple parçalamışlar." ifadelerini kullandı.
    --- spoiler ---

    vahşetin adresi

    edit: hayvanları alıp sokağa salan, sokakta bırakan, başı boş köpeklerin itlaf edilmesine engel olan, yahut bu konuda gerekeni yapmayan herkes bu ölümlerden sorumludur.

    edit: aşağıda bana hakaret eden ahmak. haberi ilk okuduğumda gece saat 02'den sonraydı. çocuğun yaşamadığı anlaşılıyordu. spoiler olarak verdiğim haber vardı. daha sonra haber tamamlanmış.

    gelip "köpek" gibi saldıracağına, "insan" gibi varsa hatayı düzelt. ayrıca ben necip fazıl da okudum ama ahmed arif'e yakınım. sen ise zavallısın.

    çocuğun yaşıyor olması senin dahi yaşadığın dünyayı katlanır kılan tesellilerden biridir.

  • hamaset nedir?
    işte tam olarak budur.
    plajlarımıza cesetleriniz vurduğu için özür dilemene gerek yok yavrum.

    o plajlarda, çakal sürüsü gibi toplanıp, nargile çeke çeke, bağıra çağıra, gözlerinizle ve fotoğraf çektiğiniz kameralarınızla kadınlarımızı rahatsız etmeyin yeter.

    bir de bu mağdur ayaklarını bırakın. kimse salak değil. mağdur ile yüzsüzü birbirinden ayırabiliyoruz.

  • istanbul'daki bir devlet üniversitesinin fen edebiyat fakültesindeki bir bölümde 2. sınıf öğrencisi olan bir arkadaşım var. çok güzel bir kız. hani şanslı genlerle doğmuş olanlardan. ingilizcesi orta, bilgisayar bilgisi word, powerpoint, excel den ibaret onlar da orta. kendisi şu an çok ünlü bir restorantta çalışıyor. rezervasyonları alıp, oturma planını hazırlayıp akşam gelen müşterileri güler yüzle karşılıyor. pazar günleri hariç her gün, günde 7 saat çalışıyor. aylık kazancı 2500 tl maaş + ssk + yol ve yemek + her ay bahşiş oranına göre 250-750 arası tip.

    başka bir arkadaşım - gene çok güzel bir tanesi- bu yaz ünlü bir viski firmasının tanıtımını yaptı. firma sofistike olmasını istediği için dekolte ve mini giymesi yasaktı. daha çok bordo, lacivert tonlarında diz altı, dar elbiseler ya da siyah uzun dar elbiseler giymesi istendi. pazartesi hariç her gün gece saat 11 ile 3 arası baya ünlü bir gece klübünde viski standının önünde durarak günde 150, ayda 3600 tl kazandı. konuştuğumuzda son 4 ayda 15000 tl gibi bir miktar kazandığını söyledi.

    haziran ayında başka bir arkadaşım ve sevgilisi itü inşaat mühendisliğinden mezun oldu. kız ortalama güzellikte, 3.2 gibi ortalama yapmış ve çok iyi seviyede ingilizce ve almanca biliyor. oğlan taşşaklı bir liseden mezun, aynı kız gibi iyi bir ortalamayla ve onun gibi 2 yabancı dille mezun. kız başlangıç olarak 2000 tl maaşla büyük bir şirkette çalışmaya başladı. oğlan 2200 maaşla daha küçük ama piyasaya göre daha fazla maaş veren bir yerde iş buldu.

    bundan sonrası için yorumu size bırakıyorum.

  • karşınızdaki,

    *hayranlık uyandırıcı bir profil mi çiziyor?
    *kitap,sinema,müzik,felsefe vs. ilgi alanlarından bahsedip kendi reklamını mı yapıyor?
    *sadece kendi fikirleri önemliymiş ama diğerleri bu fikirlerin kıymetini bilmiyormuş gibi mi konuşuyor?
    *fikrine uymayan düşüncelerde olan insanlara karşı kırıcı olabiliyor ve alaycı davrandığını fark ediyor musunuz?
    *kendini kabuğuna çekilerek izole edip sosyal olmayı herkesle bir olmak gibi algılayıp ,kendisini üstün niteliklerle donanmış mı hissediyor ve hissettiriyor?
    *'kimse beni anlamıyor' tavırlarına bürünüp aslında özündeki yetersizlik ve güvensizlik duygusunu bastırmaya mı çalışıyor?
    *sanal ve güvenden uzak ilişkilerle oyalanıp ama aslında zamanını çok değerli geçiriyor, izlenimi mi veriyor?
    *maske taktığı ya da usta bir oyuncu olduğu izlenimini ara ara hissettiğiniz oluyor mu?
    *bir asilzade,bir düşes, bir aziz\azize duruşu çizip kendi eksikliğini kapatmaya mı çalışıyor?

    güvensizlik, bencillik, öfke nöbetleri,bir ilişkiye başlamaktan uzak durma, duygusal sessizliğe bürünme, kibir var ise, kimseyi sevemiyor ve kimsenin de onu sevmesine izin vermiyorsa,yanlış yapmadığınız halde bile yanlış yapmışsınız izlenimi veriyorlarsa, karşınızdaki açık ara farkla uyum bozucu bir narsisttir. negatif bir durum. her zaman her yerde onlar haklıdır, sizi dinlemezler bile. inceden inceye kendi istediklerini yaptırmak için onlara ayak uydurmanızı beklerler, olası olumsuz bir durumda da sanki siz onu zorlamışsınız gibi size bunun hesabını bile sorabilirler.
    muhakkak hayatı boyunca herkes bu yapıda birisi ile karşılaşmıştır ve eğer yakından tanımak istediyseniz de kırılmışssınızdır.
    yapılacak şey kırıldığınız yerden kırın.

  • dünyanın en büyük diş macunu firmasıdır. o kadar büyük ve güçlüdür ki, ipana, colgate, sensodyne gibi küçük diş macunu firmaları sürekli kendisine bok atar. yok efendim, sıradan diş macunlarına göre 2 kat daha uzun ferahlık sağlarmış, sıradan diş macunlarına göre çürük riskini %80 azaltırmış. kanmayalım lütfen.

  • yüzüğü atma kardeş, bozdur.

    değil türkiye, dünya gerçekleriyle uyuşmayan bir söz. şımarıklık.

  • sözlüğün kendi arasında anlaşabildiği üç konu vardır evlat; birincisi monica ablamız, ikincisi bal porsuğu, üçüncüsü ise ince siyah külotlu çorap...
    onun için fazla saçmalama, valla doğduğuna pişman ederler seni burada.

    linç başlasın.

    t:mal beyanı

  • kucuk olcekli tipik turk esnafidir. alisverise gitmissinizdir ve misal kazak alacaksinizdir. kazagi denersiniz, hosunuza gider ve almaya karar verirsiniz. ancak hemen hemen her turk insani gibi pazarlik yapacaksinizdir dukkan sahibiyle etiket fiyati uzerinden indirim yaptirabilmek icin. olaylar gelisir;

    siz: "bu kazak guzelmis? etiket fiyati uzerinden ne kadarlik bir indirim yapabilirsiniz?"
    esnaf: "valla, biz, bize gelis fiyatiyla satiyoruz bu kazagi" (ic sesiniz: at yalani .... inanani seklindedir)
    siz: "olur mu ya? bu cok pahali. alaman ben bu kazagi bu fiyatiyla. yapin artik bir indirim (israrlar, israrlar, israrlar)."
    esnaf: (imana gelir) "tamam o zaman bakalim ne yapabiliriz" der

    ve hastasi oldugum surec baslar. esnaf, masasinin ustunde duran devase hesap makinesini (devasa hakikatten, boyle kafam kadar, devasa olmasina devasa ancak ironik bir sekilde ancak dort islem yapabiliyor) alir ve diffirential equation cozermis edasiyla bir o tusa bir bu tusa pasar. derin dusunur. ve

    esnaf: "valla en son bu olur, daha azi bizi kurtarmaz" der ve hesap makinesinde cikan sayiyi size gosterir. (ic sesiniz: hani lan size gelis fiyati buydu? seklindedir ve hala inanmazsiniz o kadar cok tusa basip bu sayiyi bulmasina)
    siz: "tamam o zaman aliyorum" der, odemenizi yapar ve iyi gunler dileyerek dukkandan ayrilirsiniz. esnaf ise bir sonraki musterinin gelmesini ve bu baglamda bir sonraki hesap makinesini kullanimini dort gozle beklemeye koyulur.