hesabın var mı? giriş yap

  • bu atlar hobi olarak koşmuyor arkadaşlar. seve seve yaptıkları bir iş değil. zorla yarıştırılıyorlar. yedikleri dayağın bini bi para. ne bekliyordunuz ki? yarış kazanıp para getirirse değerli, getirmezse hiçbir değeri olmayan işçiler bunlar. millet boşuna mı kıçını yırtıyor yıllardır hayvanların yarıştırılması yasaklanmalı diye.
    tanım: yarış atlarının güzellikle koşturulabileceğini düşünen iyi niyetli insanları tanımamıza sebep olmuş durumdur.

  • kendi dünyanı yarat konseptini en iyi şekilde bize sunan java sandbox oyun.

    oyunda her şey, blok adı verilen üç boyutlu küplerden ve 2 boyutlu kare partiküllerden oluşmaktadır. oyunun temel konsepti de zaten budur ve grafikler özellikle bu şekilde tasarlanmıştır. oyunun yapımcıları bir oyunun sadece grafiklerden ibaret olmadığı ve oynanabilir bir oyunun da çok satabileceğini kanıtlama çabasındadır.

    oyun başladığında sizin için rastgele yaratılmış bir haritanın rast gele bir yerine düşer ve bir şekilde hayatta kalmaya çabalarsınız. üç boyutlu olarak yaratılan bu haritada okyanuslar, kumsallar, ovalar, vadiler, yüksek dağlar küçük tepeler, ormanlar, mağaralar ve bir de cehennem bulunmaktadır. bütün bu coğrafya her şey küplerden oluşsa bile insana ne olduklarını hissettirecek kadar sevimli ve anlaşılır bir görünüme sahiptirler. küpten oluşan bir inek gördüğünüzde onun inek olduğunu anlarsınız.

    ilk başta sadece siz varsınızdır. ellerinizle ağaç keser toprak, kum veya kaya gibi etrafınızda bulabileceğiniz malzemeleri toplarsınız. topladığınız bu malzemeleri dilerseniz etrafa yerleştirip yeni yapılar oluşturabilir ya da crafting sistemiyle başka şeylere, örneğin aletlere dönüştürebilirsiniz.

    ilk gününüzü etrafınızı izleyerek ve keşfederek geçirirken kareden oluşan güneşin batmaya başladığını farkedersiniz. etraf kararmaya başlar. bir yandan güneş batarken diğer yandan ay yükselir. zifri karanlık olur, zar zor görmeye başlarsınız. böyle bir durumda eğer açık alandaysanız etrafta garip sesler de duymaya başlarsınız. evet her yeri öcüler, iskeletler, dev örümcekler, zombiler ve yanınıza gelip patlayan creeperlar kaplamıştır. hepsi size saldırmak için sizi ararlar.. oyundaki bu attraksiyon oyuncuyu kendine korunaklı bir yapı oluşturmaya zorlar. bu da oyunun asıl amacıdır. yavaş yavaş kendi dünyanızı yaratmaya başlarsınız. ilk yapmnanız gereken şey malzemeleri toplamak için aletler yapmaktır. odun kesersiniz bu kesilen ham odunları crafting penceresini kullanarak kalasa çevirisiniz. crafting sistemi bulduğunuz objeleri 2x2 ya da 3x3 lük bir kare düzende belirli şekillerde dizmeye dayalıdır. bu dizilimler çoğu zaman mantıklı olduğu için oyundaki bir çok nesneyi yaratmayı kendi kendinize bulursunuz. örneğin iki kalası üst üste dizerseniz bir odun çubuğunuz olur. iki çubuk üst üsteyken bunların üzerine bir de kalas koyarsanız bir küreğe sahip olursunuz ki toprağı kazmak için en ideal şey kürektir. ya da iki çubuğu üst üste dizip t oluşturacak şekilde üstüne kalasları yerleştirirseniz bir kazmaya sahip olursunuz. böylece taşları ve madenleri daha hızlı toplarsınız. kısacası arzu ettiğiniz nesnenin şeklini biraz mantık kullanarak buraya çizerseniz oyun size bunu verir.

    aletlerinizle etraftan topladığınız taş, kum, toprak ve odunla ilk evinizi inşaa edersiniz. kapalı bir alan sizi dışarıdaki öcülerden koruyacaktır. ancak kapalı alanlar için ışık sorunu halletmelisiniz. bunun için bir tahta çubuğun üstüne kömür yerleştirisiniz. kömür bulamadınız mı? taşlardan yaptığınız fırında odun yakarak, odun kömürü* elde edebilirsiniz... bu kömürlerle aynı fırında kum pişirirseniz cam* sahibi olabilirsiniz. böylece evinizden dışarıyı izleme şansınız olur. altı tane kalası ikili olarak üst üste dizip bir kapı yaptıktan sonra bunu evinizin girişine yerleştirebilirsiniz. böylece eve girip çıkmak için sürekli blokları yıkmanız gerekmez.

    gündüzleri inşaat işleri, ağaç kesme, yiyecek bulma, tarım yapma (ağaç, mantar, buğday, şeker kamışı, hatta iskelet, zombi, hatta ve hatta taş, kum) gibi işlerle uğraşırken geceleri toprağın derinliklerini kazarak inşaatlarınız, aletleriniz hatta makineleriniz * için değerli madenler bulmaya çabalarsınız.

    oyun içinde red stone adı verilen bir kaynak sayesinde elektrik benzeri bir akım ve güç kaynakları vasıtasıyla mantıksal devreler kurabilir, hesap makinesi bile inşaa edebilirsiniz. inşaat diyorum çünkü bloklardan oluşturacağınız hesap makinesi ancak dev bir yapı olur. youtubeda mine craft hakkında zibil gibi bulunan videolarda gece ve gündüzü ayırt edebilen bir sistemin inşaatını bile izlemiştim.

    ayrıca dünyanızın derinliklerinde ancak elmas bir kazmayla çıkarabileceğiniz bir maden ile cehennem'e * gidecek bir portal bile inşaa edebiliyorsunuz. cehennem her tarafı lavlar, yanan kayalar, öcüler ve mantarlardan oluşan tematik bir mekan. burada gerçek dünyada bulunmayan bir takım materyaller ve öcüler mevcut. örneğin cehennemden durmadan yanabilen bir kaya toplayabiliyorsunuz. böylelikle sürekli yanabilen ateş kaynaklarına sahip olabiliyorsunuz.

    survival veya creative adı verilen yakın zamanda da adventure da eklenecek olan farklı modlarda oyunu single player oynayabiliyorken, binlerce kişisel sunuculardan birine dahil olup başka insanlarla beraber de oynayabilirsiniz. oyunu oynayabilmek için halen beta olan sürümünü oyunun kendi sitesinden satın almanız gerekmekte. bir defaya mahsus verilecek bu ücret ile oyunun her versiyonunu ücretsiz update etmeniz mümkün.

    yukarıda tarif ettiğim mod survival mod olmakla beraber creative mod elinizde istediğiniz kaynaktan istediğiniz kadar bulundurabildiğiniz, etrafta uçarak en yaratıcı eserlerinizi inşaa ettiğiniz moddur. adventure modda ise standart bir adventure oyun gibi kendinizi çıkış yolları ararken ve bulabildiğiniz sınırlı kaynaklarla bulmacaları çözerken bulmanız planlanıyor.

    ayrıca oyun için üçüncü şahıslar sürekli yeni modlar ve texture paketleri çıkarmakta. bu tip modlar sayesinde oyunda uçabilen bloklar, maden kazıcı makineler yaratmak veya aya gitmek bile mümkün.

    ayrıca oyunun video ayarlarından 3d anaglyph ayarını açarsanız, oyunu cyan-magneta 3d anaglyph gözlükle üç boyutlu oynayabilirsiniz.

    not: bu tanım 1.8.1b versiyonundan sonra güncellenmemiştir.

  • aslinda durup dusundugunuzde dizideki gibi oyle zeki, kulturlu, ironik ve esprili konusan kenar mahalle insanlarini bulmak cok da kolay degildir. ustune ustluk herbiri ince dokunmus boyle karakterleri bir araya toplamak. evet boyle bir mahallede yasamak istersiniz, izlerken zaman zaman evi cinlatan kahkalarla gulersiniz ve olasi gercekdisiligina ragmen ictenligi yuzunden zaman zaman oyuncularin gercek karakterlerini izliyor hissine kapilirsiniz**. hatta (bkz: ideal bagimsiz film oyuncu kadrosu).

  • otobüs değil ama iki gün önce dolmuş versiyonunu yaşadım.
    ayakta da yolcu var; balık istifi ilerliyoruz.
    önümüz açık, inecek yolcu da yok ama şoför zönk diye durdu. sonra kapıyı açıp geriye doğru koşmaya başladı. arka camdan izliyoruz adam baya baya gittiğimiz yönün aksine doğru depar atıyor.
    içerdeki teyzeler cıkcıklıyor. bi tanesi “ay terk etti bizi” deyip dizine vurunca kayış koptu. ergen bebeler “piston aşşaa” deyip gülüyorlar. her kafadan bi ses geliyor: bi haber vermeden gidilir miymiş, bari paraları alıp kaçsaymış üstümüze niye bırakmış, biri mi ölmüş, galiba karısı aldatmış duyunca delirmiş… neyse hemen arabayı sürecek vekil tayin ettiler, vekile güvenmeyip paralara göz kulak olacak yaşlı bi amcayı yan koltuğa oturttular. apaçinin biri koşan şoförü videoya çekmek için aşağı inmişti, başka bi velet onu çağırmak için indi “abi gel kalkıyoz biz seçim yaptık yeni şoför var” diye bağırıyor falan… bunların hepsi de maksimum 4 dk içinde oluyo bu arada he.
    neyse sonra baktık bu sefer şoför dönmüş dolmuşun arkasından koşuyor. gene zehir gibi bi türbanlı teyze farketti bunu tabii; neyse durduk aldık adamı. yeni şoför kalkmıyo da koktuktan çabuk adapte oldu helal olsun; yan koltuğu gösterip “abi sen buraya geç istersen bi soluklan ne oldu anlat hele” falan diyor.
    meğer camdan desteyle iki yüzlükler uçmuş. bu da nereye düşürdüğünü sonradan farkedip bi şey demeden inmiş işte…
    yaşadığım en komik ve dumur anlardan biriydi.
    o değil de millet nasıl sıyırdıysa artık en saçma sapalak vaziyetlere bile anında uyum sağlayabiliyor.
    işin aslını öğrenince “valla bizi bırakıp gaçsan da şaşmazdık yavrum” diyen amca +1

  • imam değil sapıklardır.

    sayın avukat çocuk yaşta evliliklerin önüne geçilmesi yönünde bildiri ve konuşma yaptığı icin muhtemelen çocuklara göz koyamayacak olmalarindan rahatsız olmuşlar, eteği bahane etmişlerdir.

    yıl olmuş 2022,modern ve laik türkiye cumhuriyetinde etek giymekten rahatsiz olan insan lütfen bu ülkeden gitsin ve daha fazla ne varlığıyla ne de zihniyetiyle kirletmesin ülkemizi,zira yeterince kirlettiniz zaten.

  • robin

    (kuyruk bölümü yolcuları bulunduğunda)

    - robin şu karı kim lan süpermiş.
    - 2.nesil kazazede, hoşgelmiş.